İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ: HAYVAN İTHALATI KORONA SALGINI DİNLEMEDİ!- 21 NİSAN 2020

İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ: HAYVAN İTHALATI KORONA SALGINI DİNLEMEDİ!- 21 NİSAN 2020
MERKEZ
22.04.2020

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Tarım ve Orman Bakanlığının geçtiğimiz yıl Ekim ayında besilik hayvan ithalatının tamamen durdurulduğunu açıklamasına rağmen 2020 yılı Ocak ve Şubat aylarında 108.305 büyükbaş hayvan ithal edildiğini söyledi.

 

Son olarak Nisan ayında Brezilya’dan alınan 10 bin büyükbaş besilik hayvanın gerekli karantina önlemlerinin alınıp alınmadığı konusunda bilgilendirme yapılmadan ülkeye giriş yaptığını dile getirdi.

Kovid-19 salgını nedeniyle hayvancılıkta yaşanan sorunların artarak devam ettiğini kaydeden Suiçmez, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının sonlandırılarak hayvancılık sektörünün koşulsuz desteklenmesi çağrısında bulundu.

Türkiye’nin 1960’ta 27 milyon nüfusa sahipken toplam 72 milyon hayvan varlığı bulunduğunu da belirten Suiçmez, bugün 83 milyonluk nüfusa ulaşan ülkedeki hayvan varlığının 68 milyon olduğunun altını çizdiği açıklamasında, kişi başına düşün hayvan sayısının 2.6’dan, 0.82’nin altına düştüğünü kaydetti.

Bir zamanlar tarımda kendine yeten ülkelerin başında gelen Türkiye, son yıllarda ana üreticisi olduğu birçok tarım ürününde ithalatçı konumuna düştü. Hatalı ve kötü yönetilen tarım politikaları yüzünden tarım üreticileri toprağını terk ederken kırsal nüfusun en önemli dayanaklarından biri olan hayvan yetiştiriciliği ise yerini büyük şirketlerin denetimindeki ithalata dayalı endüstriyel hayvancılığa bırakıyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli her fırsatta Türkiye’nin tarımda Avrupa’da birinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldığını açıklasa da sahadaki durum ve ilgili meslek odalarının verileri durumun açıklananlardan çok daha farklı olduğunu ortaya koyuyor.

BAKAN’IN ‘PARAMIZ VAR Kİ İTHAL EDİYORUZ SÖZLERİ’ TEPKİ ÇEKMİŞTİ

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarım ürünlerinin ithalatına yönelik eleştiriler karşısında Aralık 2018’de “Paramız var ki ithal ediyoruz” karşılığını vermiş, daha sonra gelen tepkilerin ardından ise sözlerinin çarpıtıldığını savunarak, “Siz saman ithal ettiniz, buğday ithal ettiniz’ diyenlere karşı ben de şunu söylüyorum:

Biz, Türkiye’de para varmış ki, ithal edecek parayı da bulmuşuz. Siz insanları sana yağı kuyruklarına, salça kuyruklarına ondan sonra tüp kuyruklarına, sigara kuyruklarına muhtaç ettiniz” açıklamasını yapmıştı.  

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli

SALGIN DÜNYAYI VURDU, TARIM ÜRETİCİSİ ÜLKELER İÇE KAPANDI

Koronavirüs salgını nedeniyle tüm dünyada karantina uygulamasına geçilmesinin ardından tarımsal ürünlerin dış alımı ve satımı da askıya alındı. Birçok ülke gıda güvencesini sağlamak için tarım ürünleri ihracatını ve ithalatını durdurdu. Tarımda üretimi ve üreticiyi koşulsuz desteklemek yerine birçok üründe ithalat kolaycılığını seçen Türkiye’de ise salgın döneminde gıda fiyatlarında büyük artışlar yaşandı.

İNŞAAT VE HAVAYOLUNA DESTEK, TARIMA KREDİ ERTELEME

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “İthal edecek parayı bulmuşuz” sözleri bu süreçte en çok anımsanan ifadelerden biri oldu. Kovid-19 salgını, dünyanın en zengin ülkelerinin bile içe kapanmasına neden olurken tarımsal üretimdeki bağımsızlığın ne kadar önemli olduğu bir kez daha görüldü.

Koronavirüs ile mücadele kapsamında iktidarın açıkladığı destekler arasında inşaat-konut sektörü ile hava yolu taşımacılığının bile yer almasına karşın tarım sektörünün destek paketinde yer almaması tepkiyle karşılandı.

PARA OLSA DAHİ DIŞARIDAN ÜRÜN ALINAMAYACAK KONUMA GELİNDİ

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, kıtlık riskine karşı acilen tarımsal üretim seferberliği başlatılması çağrısında bulunmuştu. Kovid-19 salgını sürecinde zaten zor durumda olan hayvancılığın yaşadığı sorunlara ilişkin de bir açıklama yapan ZMO Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, salgın nedeniyle gerek bitkisel ürünlerde gerekse hayvancılıkta dışalım olanakları sınırlandığına işaret ederek, “paramız olsa dahi dışarıdan hemen ürün alınamayacak konuma gelinmiştir” dedi.

DESTEKLER YASADA BELİRTİLENİN ALTINDA, HAYVANCILIK GERİLİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin yeterli hayvan olduğunu ifade etmelerine karşın Türkiye’nin hayvan açığını ithalatla karşıladığı için hayvan yetiştiricilerinin daha zor koşullarla ayakta kalmaya çalıştığına işaret eden Suiçmez, açıklamasında şunları kaydetti: “Hayvancılıkta en temel sorun yem girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasıdır.

Bunun birinci nedeni yem hammaddelerinin yüzde 70’nin dışalım yolu ile karşılanmasıdır. İkinci neden ise yem hammadde ve yem bitkileri üretim planlamasının ve destekleme miktarının yetersiz kalmasıdır. Bununla birlikte tarımsal desteklemelerin yıllardır 5488 sayılı Tarım Kanunu’nda belirtilen GSMH’nin yüzde 1’inin çok altında olması nedeniyle, hayvancılık ülkemizde her geçen gün daha geriye gitmektedir.  

 

1960’DA 72 MİLYON OLAN HAYVAN SAYISI 2019’DA 68 MİLYONA GERİLEDİ

Tarım ve Orman Bakanlığı internet sayfasında yer alan verilere göre 2019 yılı 1. dönemi için toplam hayvan varlığımız 68.067.286 baş olup büyükbaş hayvan varlığımız 18.251.226, küçükbaş hayvan varlığımız ise 49.816.060 adettir. 1960 yılında nüfusu 27.754.000 olan ülkemizin toplam hayvan varlığı 72.670.000, ülkemizde kişi başına düşen hayvan sayısı 2.6 adetti.

Ülkemizin nüfusu 2019 yılı verilerine göre yaklaşık 83 milyon, toplam hayvan varlığı 68.067.286, kişi başına düşen hayvan sayısı ise 0.82 adettir.

Yaklaşık 60 yıllık zaman sürecinde dikkat çekilmesi gereken en önemli nokta, kişi başına 2.6 hayvan düşen 1960’lı yıllarda Türkiye’de bir tane bile hayvan dışalımı yapılmamışken, 2010-2019 yılları arasında son 10 yılda yaklaşık 560.000 baş damızlık, 3.715.000 baş besilik, 800.000 baş kesimlik hayvanı içerecek şekilde 5 milyon büyükbaş, 3 milyon küçükbaş olmak üzere toplam 8 milyon baş hayvan dışalımı yapılmış olmasına rağmen kişi başına düşen hayvan sayısının 0.82 adete düştüğüdür.

SON 10 YILDA 8 MİLYON BAŞ HAYVAN İTHAL EDİLDİ

Son 10 yılda yapılan yaklaşık 8 milyon baş hayvan dışalımı yanında, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hayvan varlığına ilişkin olarak düzenlenen tablolarda yer alan yaklaşık 18.251.226 büyükbaş ve 49.816.060 küçükbaş hayvanın ne kadarını ithal hayvanların oluşturduğu ise ayrı bir merak konusudur.”

Dev nakliye gemileriyle taşınan ithal canlı hayvanlar uzun ve sağlıksız koşullar nedeniyle büyük sorunlar yaşıyor.

HAYVAN İTHALATINA 10 YILDA 8.5 MİLYAR DOLAR ÖDENDİ

Son yıllarda yapılan kurbanlık hayvan ithalatının hayvancılık sektöründe ciddi yaralar açtığının unutulmaması gerektiğini dile getiren ZMO Genel Başkanı Suiçmez, son 10 yıllık dönemde canlı hayvan ithalatı dışında 300 bin ton et alındığını da belirterek, bu ithalat karşılığında 8.1 milyar dolar ödendiğini kaydetti. Suiçmez, son 10 yılda hayvancılık ithalatına ödenen rakamın yaklaşık 8.5 milyar doları bulduğunu belirtti.

KORONA SALGINI SÜRERKEN BREZİLYA’DAN 10 BİN SIĞIR İTHAL EDİLDİ

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Türkiye’de hayvan ithalatının durdurulduğunu açıklamasına rağmen, besilik hayvan ithalatının aralıksız devam ettiğini dile getiren Suiçmez, şunları kaydetti: “Tarım ve Orman Bakanlığı 26 Ekim 2019’da Besilik Sığır Dışalımı Uygulama Talimatı ve Teknik Şartnamesi’nde düzenleme çalışması yapılacağını belirterek, besilik hayvan dışalımın bu tarihten itibaren tamamen durdurulduğunu duyurmuştu.

Odamızın da desteklediği bu önemli açıklamaya rağmen, 2020 yılı Ocak ve Şubat aylarında 108.305 büyükbaş hayvan dışalımı yapılmıştır. Son olarak Nisan ayında Brezilya’dan alınan 10.000 büyükbaş besilik hayvan gerekli karantina önlemlerinin alınıp alınmadığı konusunda bilgilendirme yapılmadan ülkemize giriş yapmıştır.

Brezilya, Uruguay ve Macaristan başta olmak üzere Çekya, Romanya, Almanya, Avusturya, Slovakya, İrlanda ve Avusturya’dan büyükbaş hayvan dışalımı eden Türkiye; Avusturya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Rusya ve Ukrayna’dan da koyun dışalımı yapmıştır. Görünen o ki, yerli hayvancılığımızı koşulsuz desteklemek yerine fırsat buldukça hayvan ve et dışalımı yoluna başvurmaya devam edilecektir.

Brezilya’dan ithal edilen sığırların Panama bayraklı Polaris-2 gemisiyle getirildiği öne sürüldü.

HAYVANINI KESTİRMEK İSTEYENLERE 3 AY SONRASINA GÜN VERİLİYOR

Ülkemizde yetiştiricilerin ve üreticilerin yem ve diğer girdi maliyetlerinin oldukça yüksek olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Hayvanlarını kestirmek istediği zaman Et ve Süt Kurumu’nun depolarının dolu olması gerekçesiyle 2-3 ay sonrasına gün verildiği yetiştiriciler tarafından yaygın olarak dillendirilmektedir.

Yapılan hayvan ve et dışalımı ile hayvancıkla uğraşanlar her geçen gün daha da zor duruma düşmekte ve sektörden çekilmeler olmaktadır. Dışalım, fiyat istikrarını sağlamadığı gibi, ülke hayvancılığını her geçen gün daha kötü bir noktaya götürmektedir.”

HAYVANCILIĞIN İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Açıklamasında, gıda güvencesinin sağlanarak yurttaşların sağlıklı ve yeterli et tüketebilmesi için Türkiye’de hayvancılığın koşulsuz desteklenmesi gerektiğinin altını çizen ZMO Başkanı Suiçmez, bu konuda yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Hayvancılıkta dışalım yapan ülke konumundan dışsatım yapan bir ülke konumuna gelebilmemiz için bir an önce başta yem olmak üzere tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik somut destekleme politikaları açıklanmalıdır.

Yem bitkileri üretimini artırma kadar kaba yem üretimini de arttırıcı destekler hayvancılık destekleme paketinin içinde yer almalıdır. Hayvanların ihtiyacı olan yem hammaddelerinin yurt içinde üretiminin planlaması ve yem açığının kapanması,

yeme dayalı yetiştiriciliğin yanında meralarımızın amacı dışında kullanımı önlenerek mera hayvancılığı imkânlarının yaygınlaştırılması, üretim, girdi temini ve pazarlama üçgenini kapsayacak nitelikte kooperatifleşme ağı kurulması, hayvan ıslah çalışmalarının ciddi anlamda hayata geçirilmesi gibi projeler açıklanmalıdır.

TİGEM’lerin amacına yönelik hizmet vererek damızlık hayvan varlığının arttırılması ve yeni üretim çiftliklerinin kurulması, ESK’nın kurumsal kapasitesinin artırılması ve yurt geneline yayılması ile piyasayı düzenleme işlevinin etkinleştirilmesi gibi kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır.

ÜRETİM MALİYETİ DÜŞÜRÜLMELİ, YERLİ ÜRETİM ARTIRILMALI

En önemli sorun olan üretim maliyeti düşürülerek hayvancılık yapmak yetiştiricilere yeniden cazip kılınmalı, yetiştiricilerin zarar etmeyeceği ve kar payının yüksek olacağı bir üretim ve pazarlama sistemi kurulmalı, kurulan bu sistem aynı zamanda tüketicinin de yeterli ete uygun fiyatla ulaşabileceği yapısal özellikler taşımalıdır. 

Gerek destekleme politikaları, gerek yerli üretimi artırmaya yönelik projeler, gerekse sisteme müdahaleye dönük kurumsal düzenlemeler ödünsüz uygulanmalıdır.”

 

Haber : BÜLENT ÖZGEN

Haber Kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız. 

Okunma Sayısı: 943
Fotoğraf Galerisi