“Uygulamada ve Yargı Kararlarında ÇED Süreci” paneli gerçekleşti

Eskişehir Barosu tarafından düzenlenen “Uygulamada ve Yargı Kararlarında ÇED Süreci” panelinde, Çevre Hukuku’nun doğayla uyumlu bir yaşamı güvence altına alma hedefine odaklanıldığı vurgulandı.

Eskişehir Barosu tarafından düzenlenen “Uygulamada ve Yargı Kararlarında ÇED Süreci” adlı panel, Eskişehir Barosu Hizmet Binası Cemre Parmaksız Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele, Eskişehir Barosu Başkanı Av. Barış Günaydın, Eskişehir Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyon Başkanı Av. Özlem Özsakci, Çevre Mühendisi Ozan Devrim Yay, Av. Bayram Can Çapar, Av. Hasan Ozan Orpak ve Av. Onat Ötnü konuşmacı olarak katıldı. Panelin dinleyicileri arasında TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Mesut Sadık Yurtman ve yönetim kurulu üyeleri de yer aldı.

Panel öncesi konuşma yapan Eskişehir Barosu Başkanı Av. Barış Günaydın, yaptığı konuşmada “Hepinizin bildiği gibi Çevre Hukuku doğayla barışık bir yaşamı güvence altına almayı hedefleyen, toplumun tüm kesimini etkileyen, bir hukuk dalı. ÇED süreçleri çevrenin korunması ve sürdürebilirliği açısından vazgeçilmez bir araç. Tabii bu süreçlerin hukuki ve idari uygulamaları bazen çevresel değerlerin yeterince korunamadığı, toplumsal katılımın sağlanamadığı eleştirileriyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu noktada hukukçular olarak bizlere büyük bir sorumluluk düşmekte. Baromuzun özellikle bu alanlardaki meslektaşlarımızın bilgi birikimlerini artırmayı hedefleyen ve güncel düzenlemeleri ele alınarak bilgi paylaşımında bulunulacak bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bugün uzman konuşmacılarımızın katkılarıyla ÇED süreci boyunca karşılaşılan hukuk konulara çözüm yollarını hep beraber değerlendireceğiz. ÇED sürecinde şeffaflık, halkın katılımı ve çevresel hassasiyetin korunması noktasında hukuki düzenlenmelerin yeterlilikleri ve aksaklıklar gibi konular ele alınacak” ifadelerini kullandı. Baro olarak çevreye ve doğaya saygıyı temel ilke edindiklerini belirten Günaydın, bu alandaki hukuki farkındalığın artırılması için çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Baro Başkanı Günaydın’ın ardından Eskişehir Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyon Başkanı Av. Özlem Özsakci konuşmasında, “Eskişehir’de yürütülen tüm maden faaliyetlerinin hukuki süreçlerinin takipçisi olduğunu bildirmek isteriz. Kaymaz’daki 3. Atık Barajı’nın yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen yapılmasına ilişkin ilgililerin sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda hukuki süreçlerinin başlatıldığını buradan duyuruyorum. Ayrıca Bilal Habeşi Mahallesi’nde gerçekleştirilen maden faaliyetleri ilişkin açılmış olan davaların müdahale talebinde bulunmuş olup onların da hukuki süreçlerini takip ediyoruz. Yürütmeyi durdurma kararı kesin olarak verilmiş olup şu aşamada herhangi bir iktial söz konusu değildir. Umuyoruz ki devam eder. Bu süreçte de ‘ÇED gerekli değildir’ kararlarının iptali söz konusu olur. Ayrıca Alpagut bölgesinde gerçekleştirilen maden faaliyeti ile ilgili halkın katılım toplantılarıyla ilişkin tutanaklar hiçbir kuruma teslim edilmemiştir. Bu konuda baro adına Bakanlığa bir başvuru yapılmış olmasına rağmen, bakanlık bu başvurumuza olumsuz yanıt vermiştir. İtiraz süreciyle ilgili de gerekli işlemleri yapıyoruz” dedi.

Panelin konuşmacılarından Av. Hasan Ozan Orpak ise ÇED sürecine ilişkin hem teorik hem de pratik bilgiler paylaşmak amacıyla böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade etti. Orpak, “Burada ÇED sürecini anlatıp, bu konuda detaylı olarak ‘Yargı nedir? Yargı’daki ÇED nedir?’ biraz işin teoriğiyle biraz da pratiği ile anlatmak istedik. Ekolojik mücadele kolay bir mücadele değildir. Hem teknik noktasında da vakıf olmak gerekir hem de biraz da sahadan deneyimler paylaşmak gerekir. Bilgi paylaştıkça çoğalıyor. Biz de doğru bildiklerimizin yanlış olduğunu öğrendik bu süreçte. Bazı yanlışların da doğru olduğunu öğrendik. Bu nedenle deneyimleri paylaşmak istedik. Denizli’den gelirken Eskişehir’e baktığımızda bir fark olmadığını gördük. Çok yoğun saldırı altında olduğunu gördük. Biz bunu her zaman saldırı olarak görüyoruz. Bir Eko-kırım süreci olarak görüyoruz. Madenle başlayan, yeraltı sularını yok eden, çevreyi yok sayan sadece vahşi kapitalizmin getirdiği nokta olarak görüyoruz. Yerleşim ve yaşam alanlarının yok sayıldığı bu dünyada, bu çevrede bu değerlere dikkat çekme, anlamak adına burada bulunduğunuz için tek tek teşekkür ediyorum. Mücadele hakikaten böyle büyüyor” şeklinde konuştu.