KAREDENİZ'DEN GÜNEBAKIŞ GAZETESİ:GIDA TERÜRÜNE GÖZ YUMULMAMALI-13 NİSAN 2025

TRABZON
13.04.2025

Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasını kazanıyor. Bu nedenle taklit ve tağşişe başvuran işletmelerin faaliyetlerini durdurma gibi cezalar verilmelidir. İnsan sağlığına zararlı bu gıdaları tüketicilerin takip etmesi mümkün değil. Taklit ve tağşiş yapan firmaların sanal ortamda açıklanmasından ziyade kesin kez kapatılmalı ve firma sahiplerinin yanında birinci derece yakınlarının gıda üretimi yapmalarının engellenmesi gerekmektedir.

 

TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPANLAR FİRMALAR KAPATILMALI ve firma sahiplerinin yanında birinci derece yakınlarının gıda üretimi yapmalarının engellenmesi gerekmektedir.

En Temel ve Ertelenemez İhtiyaç Olan GIDA Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltmaktadır. Bu durum, vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmaktadır. Burada karşımıza iki büyük sorun çıkmaktadır; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan, merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşişdir. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir. Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş haberi ile karşılaştığımız günleri yaşıyoruz. Halk indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor.

Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görülmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından atılan olumlu adımlara, yeni yasal düzenlemelere, artırılan cezalara rağmen, gıda da taklit ve tağşişten vazgeçmedikleri ortada! Hileye başvuran firmalar, daha fazla kazanç sağlamak adına tüketiciyi kandırmaktan, halkın sağlığı ile oynamaktan, gelecek nesillerimizi tehlikeye atmaktan çekinmemektedirler. Yaşatılan bu tehlikenin önüne geçmek elbette kolay bir süreç değil. Gıdadaki sahteciliğin önüne geçmek için öncelikle sıkı denetim ve ardından caydırıcı cezaların verilmesidir.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 yılında 69 firmaya ait 136 ürün 2025 yılında 1.133 ürüne ulaştı. Anlaşılan o  Her geçen yıl yıl firmaların yapmış oldukları insafsız ve akıl almaz sahtecilikleri artarak sağlığımızı tehdit etmektedir. Bu hileli gıdalar tespit edilenler market raflarında geldikten sonra durdurulduğu ilan edildi, tespit edilmeyenler ise market raflarında soframıza ulaşıp bizi sağlığımızı bozmayı bekliyorlar.

Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasını kazanıyor. Bu nedenle taklit ve tağşişe başvuran işletmelerin faaliyetlerini durdurma gibi cezalar verilmelidir. İnsan sağlığına zararlı bu gıdaları tüketicilerin takip etmesi mümkün değil. Taklit ve tağşiş yapan firmaların sanal ortamda açıklanmasından ziyade kesin kez kapatılmalı ve firma sahiplerinin yanında birinci derece yakınlarının gıda üretimi yapmalarının engellenmesi gerekmektedir.

Gıda sektörünün büyük çoğunluğunu oluşturan küçük işletmeler iç denetimi sağlayacak olan ve anlamsız bir biçimde kaldırılan mühendis (Sorumlu Müdür) bulundurma zorunluluğundan muaf durumdadır. Bu durum gıda terörüne zemin hazırlamaktadır. Küçük işletmeler uygulanan resmi denetimlerin yanında iç denetim mekanizmasına dâhil edilmeli. Sorumlu Müdür Yönetici adı ne olursa olsun kapasitesine göre bir ya da birkaç işletmenin bir mühendis kontrolünde olacağı bir sistem kurulmalıdır.

Burada dikkat edilmesi gereken başka bir husus ise, yaşanan bu taklit ve tağşiş hadiselerinin temelinde üreticilerin gıda güvenliği bilincine sahip olmayışı. Gıda; üretiminden tüketimine her aşaması hassasiyet gerektiren, her aşamasında kontrol altında olması gereken, belli bir bilinçle hareket edilmesi gereken bir konu. Dolayısıyla gıda güvenliğinin ne olduğunu bilmeyen, gıda güvenliği bilincine sahip olmayan bir üreticinin daha fazla kazanç sağlamak maksadıyla türlü yöntemlere başvurması, bilinçsiz üretici için gayet normal bir durum.

Okullarda gıda güvenliği derslerine ilave olarak belirli dönemlerde konferans ve bilinç artırıcı faaliyetler düzenlenmeli. Bu tür toplumsal projelerle birlikte toplumun bütün kesimlerinde gıda güvenliği bilincinin oluşmasının, yaşanan bu sorunların minimize edilmesi adına önemli bir adım olacaktır.

Hileli gıdaların yaygın bir şekilde piyasada bulunması nedeniyle vatandaşın alışveriş yaparken bilinçli davranılmasının çok daha büyük önem arz etmektedir. Öncelikle alışverişe gidilmeden yasaklı ürünler listesine incelenmelidir. Açık ortamlarda satılan ürünler alınmamalı, paketlenmiş ürünlerde bilinen markalara ağırlık verilmeli. Rastgele yerler yerine, güvenilir satış noktalarından alışveriş yapılmalı. Satın alınan ürünlerin ambalajında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın üretim izninin bulunup bulunmadığına dikkat edilmeli. Ürünlerin son kullanım tarihlerine ve içeriğine özellikle dikkat edilmeli. Tüketicilerin alışveriş yaparken bu hususlara dikkat etmelerinin hem kendilerinin, hem de ailelerinin sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Sektörde bunca sıkıntı yaşanırken, uzmanlık eğitimi alan gıda mühendisleri ile ziraat mühendislerinin etkin denetim sürecine daha fazla dâhil edilerek tüketicilerin sağlıklı gıdaya ulaşmalarını sağlamalıdır.

 Tüketicilerin alışveriş yaparken bu hususlara dikkat etmelerinin hem kendilerinin, hem de ailelerinin sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Tüketicilerimiz sahipsiz değil. Uygunsuzlukların tespitinde Tarım ve Orman Bakanlığınca yürütülen denetimlerin yanında, tüketiciler tarafından yapılan CİMER, Alo 174 Hattı 7/24 hizmet vermektedir. Şikâyetler Alo174 Whatsapp (0 501 174 0 174) hattı üzerinden, Alo 174 hattını arayarak, alo174@tarimorman.gov.tr adresine e-posta gönderilerek, Alo174 mobil uygulaması veya web adresi üzerinden canlı destek yoluyla oluşturulur. Bu bakımdan tüketicilerin bu başvurularını sürdürmeleri tüketici sağlığının en üst düzeyde korunması yönündeki çalışmalar için büyük önem taşımaktadır. Öte yandan Türkiye Tüketici derneklerine ve bu konuda çalışma yapan Sivil Toplum Örgütlerine müracaat etmeleri tüketici menfaatleri bakımından önem arz etmektedir.12/04/2025

Cemil PEHLEVAN
ŞUBE BAŞKANI


Okunma Sayısı: 6