KASTAMONU İL TEMSİLCİLİĞİMİZİN DÜNYA GIDA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

MERKEZ
15.10.2010
 

Açlık: Utancın Tarihsel Adı...

Her insanın her zaman sürekli, yeterli, güvenli ve kültürel tercihine uygun gıdaya veya gıda üretmek için gerekli araçlara ulaşma hakkı vardır. Ancak dünyamız hala açlık ve dengesiz beslenme sorunları ile baş etme yollarını aramaktadır. Açlık sorununun asıl nedeni ise nüfus artışı değil, kaynakların eşit olmayan bir şekilde paylaşımıdır. Dünyada birçok ülkede bir tarafta gıda fazlası varken ve depolardaki stoklar çeşitli kampanya ve reklamlarla eritilmeye çalışılırken; diğer yandan çoğunluğu oluşturan yoksul kitleler parası olmadığı için yeterli ve nitelikli gıdaya ulaşamamaktadır.  Bu kapsamda, Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası tarafından her yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinleri çerçevesinde ortaklaşa programlar düzenlenmekte olup 16 Ekim 2010 tarihinde düzenlenecek olan "Dünya Gıda Günü Sempozyumu"nun bu yılki teması "Açlık: Utancın Tarihsel Adı..."  olarak belirlenmiştir. 16 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirilecek Sempozyumda gıda konusunun yanı sıra "Türkiye‘de açlık tehlikesi ve üretim ilişkileri", "Güvenli gıdaya erişim ve bilgi edinme hakkı" ile "Yeni gıda yasası ve 12. fasıl müzakere süreci" konuları meslek örgütü temsilcileri, bilim adamları ve konunun bütün taraflarıyla ele alınacaktır.

Bilindiği üzere; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü olarak kabul edilmiş olup, Dünya Gıda Günü‘nde Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde açlık, gıda üretimi ve tüketimi gibi konular incelenmekte ve beslenme üzerinde durulmaktadır. Ülkemizde her yıl 16 Ekim günü gazete ve dergilerde konuya ilişkin yazılar yayınlanmakta, radyo ve televizyonda konuşmalar yapılmakta, okullarımızda beslenmenin, dengeli beslenmenin önem ve gereği anlatılmaktadır. 
           Besin olarak isimlendirdiğimiz ve beslenmek için aldığımız; hayvansal, bitkisel, madensel maddeler bir diğer ifadeyle dünyada üretilen gıda maddeleri artan nüfusa yeterli olmamaktadır. Açlık ve yetersiz beslenme sorunu, besin maddeleri üretiminin az olduğu yoksul ülkelerin değil tüm ulusların ortak sorunudur. Bu soruna dikkati çekmek, çözüm yolları bulmak amacı ile her yıl Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenlenmekte ve son yapılan araştırma ve inceleme sonuçları kamuoyuna duyurulmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarının nedenleri, besin üretim ve dağılımının yetersizliği, bilgisizlik, hızlı nüfus artışı, ekonomik güçsüzlük ve çevre sağlığının bozulması olarak sıralanabilir. Dünyada yüz milyonlarca insanın yetersiz beslendiği gerçeği bile dünyamızın en büyük ve en önemli sorununun açlık olduğunu göstermeye yetiyor. Dünyanın pek çok yerinde insanlar, açlıktan ölmekte, iyi beslenemedikleri için hasta olmaktadırlar.

Çok önemli bir konuma sahip olmasına rağmen ülkemiz de dünyanın kötü gidişatından nasibini almaktadır. 20-30 yıl öncesine kadar ülkemiz kendi kendini doyurabilen 7 ülke arasında yer almasına rağmen bugün, o unvanını yitirmiş ve otoritelerce olası gıda krizi yaşayacak ülkeler listesine girmiştir.

DOĞAL KAYNAKLARIN TÜKETİLMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ

Ülkemizde 1980‘li yıllardan itibaren günümüze kadar büyük baş ve özellikle de küçükbaş hayvan sayısında ve veriminde önemli bir azalma ile karşı karşıya kalınmıştır. Sanayileşme ve teknoloji kuşkusuz önemlidir. Ancak son yeşil yaprak, son çimlenmiş tohum ve son su damlası tükendiğinde çılgınca konfor sağlayan teknoloji ve sanayi ürünleri ile makineler bizi ancak 2- 3 gün yaşatabilir. Nihayetinde bizleri yaşatacak olan bir bardak su ve bir lokma ekmektir. Ancak sanayi ve teknoloji ürünleri üretiminin, doğal kaynaklarımızı tüketmesine izin vermemeliyiz. Yeterli ve sağlıklı gıda üretimi için sadece doğru, bilimsel ve stratejik yaklaşımlara gereksinim vardır.

Sonuç olarak dünyada ve ülkemizde su ve besin kaynaklarının gittikçe azalacağı, gıda fiyatlarının özellikle de et fiyatlarının gittikçe artacağı göz önünde bulundurularak, sürekli ve kalıcı tarım ve hayvancılık politikaları geliştirilmeli, şimdiden etkili ve kalıcı tedbirler alınmalıdır. Gelecek nesillerin daha sağlıklı ve daha mutlu yaşayacağı bir dünya dileğiyle 16 Ekim Dünya Gıda Gününü kutluyorum.

 

Cihat SİPAHİ

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Kastamonu İl Temsilcisi                                 

Okunma Sayısı: 1057