KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ VE İLERLEME RAPORU'NUN SEKTÖRÜMÜZLE İLGİLİ BÖLÜMLERİNİN ÖZET ÇEVİRİLERİ - 10.11.2005

KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ VE İLERLEME RAPORU'NUN SEKTÖRÜMÜZLE İLGİLİ BÖLÜMLERİNİN ÖZET ÇEVİRİLERİ - 10.11.2005
MERKEZ
10.11.2005
 

 

 

KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ (KOB)

(ZMO tarafından yapılan gayriresmi çeviri özetidir)

İlk kez 2001 yılında yayımlanan ve 2003 yılında revize edilen KOB’den sonra, 9 Kasım 2005 tarihinde yayımlanan belge, Türkiye için 3 üncü KOB niteliğini taşıyor.

Kısa dönem öncelik olarak;

Katılım Ortaklığı’nın ilkeleri, öncelikleri ve koşullarını belirten KOB’de, IMF ve Dünya Bankası ile sürdürülmekte olan reform programına, özellikle kamu harcamalarının kontrolünü sağlamak için devam edilmesi, kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve tarım sektörü reformlarının tamamlanmasının da içinde bulunduğu birçok politika önerisi, ekonomik kriter olarak belirtilmektedir.  

Tarım ve kırsal kalkınma alanında,  AB’nin kırsal kalkınma araçlarının uygulanabilmesi için gerekli yasal önlemlerin alınması ve uygun yönetim yapılarının oluşturulması,

Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında, Büyükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması çalışmalarına daha fazla gayret gösterilmesi, küçükbaş hayvanların tanımlanması ve hareketlerinin kayıt altına alınması çalışmalarına başlanılması, Başlıca hayvan hastalıklarının eredike edilmesi için bir strateji grliştirilmesi, AB’nin hijyen ve kamu sağlığı standartlarına ulaşmak için gıda işleme tesislerinin modernizasyonu için bir program yapılması, kalıntı izleme ve zoonos kontrol programı uygulanması,

Balıkçılık alanında, Balıkçılık yönetimi, kontrolü, pazarlanması konularındaki mevzuatın müktesebata yönelik olarak yapısal uyarlamasının sağlanması ve kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi...

Orta dönem öncelik olarak;

Özelleştirme programının tamamlanması ve tarım sektörü reformunun tamamlanmasının da içinde bulunduğu birçok politika önerisi, ekonomik kriter olarak belirtilmektedir.

Tarım ve kırsal kalkınma alanında,  özellikle tarla kayıt sistemine yönelik olmak üzere Entegre İdari Kontrol Sistemi’nin kurulmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesi,

Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı alanında, Veterinerlik, gıda güvenliği ve bitki sağlığı alanında çalışmaların sürdürülmesi ve gerekli kurumsal kapasitenin oluşturulması, küçükbaş hayvanların tanımlanması ve kayıt altına alınması, gıda işleme tesislerinin yenilenmesi ve süt işletmelerinin modernize edilmesi, gıda güvenliği denetim sisteminin oluşturulması, temel hestalıkların eredike edilmesine yönelik uygulamaların sürdürülmesi ve AB gereklerine uyarlı bitki çeşitlerinin kaydının yapılması

Balıkçılık alanında, Ortak Balıkçılık Politikası uygulamalarına yönelik olarak, bölgesel ve merkezi düzeyde idari kapasite oluşturulması ve ekipman sağlanması çalışmalarının tamamlanması

KOB’de tarım sektörü ile ilgili olarak ifade edilen açıklamalar arasındadır.

 

2005 YILI İLERLEME RAPORU

(ZMO tarafından yapılan gayriresmi çeviri özetidir)

9 Kasım 2005 tarihinde yayımlanan İlerleme Raporu’nda, 33 başlık altında “Üyelik Yükümlülüklerini Karşılama Yeteneği” değerlendirilmektedir. Sözü edilen 33 başlıktan, tarımla doğrudan ilgili olanlarına yönelik bir özet aşağıda verilmektedir;

Tarım ve kırsal kalkınma alanında, AB’nin birçoğu doğrudan uygulanır çok sayıda  bağlayıcı kurala sahip olduğu belirtilen Rapor’da; Ortak tarım Politikası’nın uygulanabilmesi için ödeme kuruluşları ve Entegre İdari Kontrol Sistemi (IACS) ile kırsal kalkınma önlemlerinin uygulanması için kapasite gibi yönetim ve kalite sistemlerinin kurulması; birçok üründe Ortak Piyasa Düzenlerinin organize edilmesi  gerektiği ifade edildikten sonra, bu alanda, son İlerleme Raporu’ndan bu yana az sayıda gelişme kaydedildiği belirtilmektedir.

ARİP Projesi’nin 2005 – 2007 yılları için uzatıldığı ve doğrudan gelir desteği sisteminin birçok yeni alt bileşene bağlandığı söylenilen Rapor’da, 2006 – 2010 Tarım Strateji Belgesi’ne de atıf yapılmaktadır. İlerleme Raporu, Tarım Çerçeve Yasası Taslağı’nda, DGD’nin tarım bütçesindeki oranının % 76’dan % 45’e geri çekilmesini, üretim bağlantılı primlerin ve noksanlık ödemeleri sisteminin kurulmasını,  ARIP Projesi ve OTP reformu önlemlerine aykırı gelişmeler olarak eleştirmektedir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile ilgili Genel Müdürlüklerin idari kapasitelerinde sorunların sürmekte olduğu belirtilen Rapor’da, TKB’nın yeniden yapılandırılmasına dayanak oluşturacak Kamu Reformu Yasası’nın henüz yürürlüğe girmediğine işaret edilmektedir.

Yatay önlemler alanında yalnızca küçük gelişmeler olduğu belirtilen Rapor’da, Entegre İdari Kontrol Sistemi, kalite politikası ve organik tarım, Çiftlik Muhasebe Veri Ağı alanından örnekler verilmektedir. Ayrıca, ARIP Projesi’nde tüm girdi yardımlarının elemine edilmesine karşın, Başbakan’ın, mazot ve gübreye destek verileceğini açıkladığı ifade edilmektedir.

Raporda, Ortak Piyasa Düzenleri alanında hiçbir gelişme sağlanamadığı belirtilmektedir.

Kırsal Kalkınma alanında, Bakanlık ve DPT’nin ortaklaşa bir strateji taslağı hazırladığı ifade edildikten sonra, Türkiye’nin 1 Ocak 2007’den itibaren yararlanmaya başlayacağı IPA aracına yönelik çalışmalara başladığı belirtilmektedir.

Bu alanın sonuç bölümünde, Türkiye’nin, kısa vadede tarım sektörünü yeniden yapılandırarak modernize etmesi ve kırsal alanda alternatif iş olanakları yaratması, kırsal kalkınma politikalarının bu alanda olumlu sonuçlar yaratabileceği, çiftçi ve tarla kayıt sisteminin tamamlanması gerektiği ifade edilmekte ve tarım istatistiklerinin geliştirilmesi ve güncellenmesi tavsiye edilmektedir.

Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı bölümünde, konu ile ilgili AB kurallarının gıda güvenliği alanında ayrıntılı olduğu, veterinerlik alanında hayvan sağlığı, hayvan refahı ve iç piyasadaki hayvansal gıdaların güvenliği konularının öne çıktığı; bitki sağlığı alanında ise tohum kalitesi, bitki koruma, zararlı organizmalar ve hayvansal gübreler konularının ele alındığı ifade edilmektedir. Bu alanda, daha başında bile olunsa, çalışmaların yürütüldüğü belirtilmektedir.

Gıda denetimleri alanında Bakanlığın kapasitesini güçlendirdiği, yeni denetmenler  aldığı, şarap-alkol-süt ve süt ürünleri alanında yeni mevzuatın yürürlüğe girdiği ifade edilmektedir.

2004 yılında yürürlüğe giren Gıda Yasası’nın AB müktesebatına uygun olmadığı, Sağlık Bakanlığı’ndan Tarım Bakanlığı’na yetki aktarımı yapılmasına karşın, Yönetmeliklerin yürürlüğe girmesinin gecikmesi nedeniyle denetim sisteminde boşlukların bulunduğu ifade edilmektedir.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar konusunda gerekli yasal düzenlemenin hala yapılmadığının da Rapor’da altı çizilmektedir.

Veterinerlik hizmetleri alanında; üçüncü ülkelerden yapılan dışalım kontrolü, hayvan hastalıklarının kontrolü alanında çeşitli çabaların bulunduğu, canlı hayvan dışalımına getirilen yasağın ise halen sürdüğü ifade edilmektedir.

Bitki Sağlığı alanında mevzuatın AB ile uyumlu olmadığı, gümrüklerde yapılan denetimlerin ve bitki sağlığı kurumlarının standartlarının AB düzeyine yükseltilmesi gerektiği; Bitki Hijyeni alanında mevzuatın uyumlu olduğu, aflatoxin konusunda çalışma komitelerinin faaliyet yürüttüğü, tüm önlemlere karşın 2005 yılında hızlı alarm sayısında artış olduğunun altı çizilmektedir.

Bu alanın sonuç bölümünde, Türkiye’nin, konu ile ilgili olarak yürüttüğü faaliyetleri artırması ve mevzuat yakınlaştırması çalışmalarını hızlandırması gerektiği ifade edilmektedir.

Raporda, Balıkçılık Alanına yönelik olarak şu ifadelere yer verilmektedir:

Av, karaya çıkarma ve balıkçılık faaliyetlerinin izlenmesi ve rapor edilmesi kapsamlı iyileştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Balıkçılıkla ilgili memurlar, balıkçı limanlarında bulunmamaktadır ve kurumsal yapının dağınık olması ve sorumlulukların dağılımı etkili bir yönetim için katkı sağlamamaktadır. Uygulamanın gözetimi, denetim ve kontrol faaliyetleri hem Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hem de Sahil Güvenlik Komutanlığının (İçişleri Bakanlığına bağlı) yetkisindedir. Bu kurumların etkinlikleri, insan kaynaklarının ve teknik kaynakların eksikliği ile birlikte yasal hükümlerin yetersizliği nedeniyle baltalanmaktadır. Bunun yanında, yeterli bilimsel araştırma ve izleme verisi ile temel hedef türlerin stok değerlendirmesi yetersizdir.

Yapısal eylemlere ilişkin bir gelişme meydana gelmemiştir. Müktesebatın uygulanması henüz başlamamıştır.

Türkiye balıkçılık sektöründe hiçbir önemli ilerleme sağlayamamıştır. Bu aşamada Türk balıkçılık mevzuatı müktesebat ile uyum içinde değildir ve idari yapılar henüz Ortak Balıkçılık Politikasının şartlarını karşılamamaktadır.

Türkiye, gerekli uyum mevzuatını kabul etmeli ve balık stoklarının korunması, kaynak yönetimi ile üretim ve pazarlama yapılarının modernizasyonu konusunda çabalarını artırmalıdır. Türkiye öncelikli olarak idari yapılarını iyileştirmeli ve gerekli denetim ve kontrol kapasitelerini güçlendirmelidir.

Okunma Sayısı: 1735