KAVAK VE GERÇEKLER - HÜRRİYET
Yaşar SÖKMENSÜER
"AH kavaklar ah kavaklar
Bedenim üşür yüreğim sızlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular."
Metin Altıok‘un hazin bir ayrılığı anlatan bu dizeleri, aklıma kavak ağaçlarını da getirir.
Devrilen kavakları...
* * *
Duyarlı, kent sorunlarına dikkat çeken özenli haberleriyle, haber ailemize yeni katılan gönüllü kent muhabirlerimizden "deniznaz", kavak ağaçlarını haber yapmış.
Bugün gazetemizden de okuyacaksınız.
Dışişleri Bakanlığı‘nin çevresinde kavak ağaçlarının 4 konuda sorun yarattığını savunmuş:
1- Yaprakları evlerin balkonlarına yığıntı yaparak gideri tıkıyor ve evlere su girmesine yol açıyor.
2- Pamukçukları evlerde güvelenmeye neden oluyor.
3- En ufak bir rüzgarda uğultu ve sesi rahatsız ediyor.
4- Polen alerjisi olan komşuları etkiliyor.
Yanlış anlaşılmasın, deniznaz ağaç düşmanı olmadığını ve ağaçların sadece budanması gerektiğini özellikle vurguluyor.
Ama bu haberden hareketle, bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nden Prof. Dr. Fuat Kalyoncu kavak ağacı konusunda çok önemli bir açıklama yapmıştı:
"Her baharda alerji yaptığı iddiasıyla kıyıma uğrayan kavak ağaçları gereksiz yere kesiliyor.
Kavağın havadaki pamukçukları, iri taneleri gerçek polen değildir.
Gerçek polenler çimen ve çalı polenleridir.
Gözle görülmeyen, kenarda kalan bitkilerde oluşur.
Ankara‘da en yoğun görülen alerji tipi de bunlardan kaynaklanır.
Kavak ağaçları alerji yapan bir bitki değildir."
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın da kavak ağaçlarının kesilmesine gerek olmadığını ortaya koyan raporların bulunduğunu açıklamıştı.
* * *
Kavak ağaçlarına bu gerçeklerin ışığında bakmamız gerektiğine inanıyorum.
Doğa herzaman haklıdır.