KENT 24 TARIM DERGİSİ-ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI KONYA ŞUBESİ
Kuruluş amacı, faaliyetleri, Türk ve Dünya Ziraatinin geleceği hakkında, Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Celil ÇALIŞla söyleşi imkanı bulduk.
ODAnız ne zaman kuruldu ve kuruluş amacı nedir?
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), 1954 yılında kurulan kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubemiz ise 1996 yılına kadar temsilcilik nezdinde faaliyetlerini sürdürmüş ve aynı yıl 400 üye sayısına ulaşarak şube olmaya hak kazanmıştır. Şu anda 1700 mevcut üyemiz olmasına rağmen,Konyada 4000 civarı Ziraat Mühendisi bulunmaktadır.
Ülkemiz bir tarım ülkesidir ve Konyada ülkemizin tarım üssüdür. Odamız, kanun ve yasaların doğrultusunda kamu özelliği taşıyan sivil toplum kuruluşu vazifesi yapmaktadır. Ayrıca ODAmızın,Valilik,Üniversite ve Tarımsal kuruluşlar bünyesinde, Anayasadan aldığı hakla temsil kabiliyeti vardır.
Ziraat Mühendisleri Odası, bağlı bulunduğu bakanlık tarafından yönlendirilen ve odamız tarafından düzenlenen farklı konulardaki eğitim ve seminer çalışmalarıyla mevcut mühendislerimizle buluşmaktadır.
Bu çalışmalar sayesinde mühendislerimiz, hem bilgi eksiklerini tamamlamakta, hem de eğitim sonrası verdiğimiz sertifiklarla özel sektörde plan, proje hazırlama yetkisine sahip olmaktadır.
En önemli faliyetlerimizden biri de; Ziraat Mühendisi adayı öğrencilerimizle buluşup, mesleğe bakış açıları ve mesleki gelecekleri hakkında bilgilendirmeler yapmak, ayrıca mesleğin ülkemizde ve dünyadaki yerini göstermektir.
Dünyanın birçok ülkesinde ziraat konseptli fuar yapılmakta.En önemlilerinden biri de Konyada yapılıyor.Bu fuarların etkisi hakkında neler söylersiniz?
Bu tür fuarların % 100 etkili olduğunu düşünüyorum. Globalleşen dünyanın gerisinde kalmamak gerektiği kanısındayım. Dünyada tarım fuarı deyince ilk olarak, Hannover ve İtalyada yapılan fuarlar akla gelir. Ülkemizde de ise Konya tarım fuarının etkinliği ve başarısı tartışılmazdır.
Uluslarası birçok markanın Konyadaki tarım fuarına katılımı da,bu başarının ve etkinin göstergesidir. Biz de Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi olarak bu fuarlara katılıyor ve destek veriyoruz.
Bir tarım ülkesi olan ülkemizde,son yıllarda hububat ithalatı yapıldığı algısı oluştu.Türk tarımının durumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ülkemiz 2012 yılında iklimsel sebeplerden dolayı saman ithalatı yapmıştır. Hububat alanında ise tek sorun ürün kalitesidir. Un, bisküvi ve makarna sanayiinde istenilen kalitede buğday üretilemediği için, ülkemiz buğday ithalatına yönelmiştir.
Konya,Karaman,Niğde ve Aksarayıda içine alan KOP bölgesinin su kaynakları sorunu nasıl çözülebilir?
KOP bölgesinde 3 Milyon hektarlık tarım arazisi bulunmaktadır. Bu arazilerin 2 Milyon 200 bin hektarı Konyada bulunmaktadır. 600 Bin hektar alan sulamayla,1 Milyon 600 Bin hektarlık alanda ise doğaya ve iklime göre faaliyet gösterilmektedir.
15 Milyar metreküp su KOP boölgesinin yıllık ihtiyacını karşılamaktadır. Ancak bölgenin su kaynakları 4 Milyar metreküptür. 11 Milyar metreküplük bu açık bölgenin tarım faaliyetlerini tehdit etmektedir. 2017 de bitmesi planlanan ve asrın projesi olarak nitelendirilen Mavi Tünel projesi bölgeye 414 Milyon metreküp su taşıyacaktır. Ama bu miktar sadece bölgenin cansuyu olacaktır ve ihtiyacın çok altındadır.
Oldukça yüksek maliyeti olmasına rağmen bu sorunun nihai çözümü,bölgeye GAPtan su getirmektir. Ayrıca Arazi Toplulaştırması da KOP bölgesinin geleceği hakkında en önemli unsurlardan biridir. Tabii ki bu uygulama için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bugünlerde gündemde olan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünün durumu ve akıbeti hakkında da bilgi verebilir misiniz?
11 bin hektar alanda faaliyet gösteren ve Türk tarımına yaptığı araştırmalarla büyük katkıda bulunan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü 1914 yılında kurulmuştur.
Dünyada kışlık hububat alanında faaaliyet gösteren 2 tane kurum vardır. Bunlardan biri Rusyada biri de ülkemizdedir. Hem hayvansal, hem de bitkisel alanda faaliyet gösteren tek kurum ise Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsüdür.
Enstitünün bulunduğu araziye 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi hal yapmak için teşebbüste bulunmuştur. Biz buna şiddetle karşı çıktık. Kanunlar yardımıyla Türk tarımının candamarlarından biri olan kurumun yok edilmesini önlemiş olduk. Geçtiğimiz sene enstitümüzün isminin Diyarbakırdaki bir enstitüye verilmesi gündeme geldi. Yine bizim girişimlerimizle ve siyasetçilerimizle yaptığımız görüşmeler sonrasında bu konuyu da engelledik.
7-8 ay önce de Konyaya şehir hastanesi yapılması planlanmış ve yine enstitümüzün arazisi gündeme gelmiştir.Biz yine şiddetle karşı çıktık,çıkmaya da devam edeceğiz. Bu enstitünün yok edilmesi,Türk tarımına vurulan en büyük darbe olacaktır.
Son olarak küresel ısınma ve dünya ziraatinin geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Küresel ısınma dünyanın yadsınamaz bir gerçeğidir. Çok net bir şekilde kendini göstermekte ve iklimler kaymaktadır. Dünyayı ciddi bir şekilde tehdit eden küresel ısınma,gerekli önlemler alınmadığ takdirde daha da tehlikeli bir hal alacaktır. Dediğimiz gibi eğer gerekli yatırımlar yapılmazsa ve gerekli önlemler alınmazsa,her yıl artan dünya nüfusunun gıda ve su ihtiyacı büyük sorun haline gelecek ve önümüzdeki 50 yıl içerisinde gıda ve su savaşlarının olma ihtimali artacaktır.