KESTANE RAPORU/2019

KESTANE RAPORU/2019
MERKEZ
25.02.2020

"Doğal yayılış alanlarının bir orman ağacı ve aynı zamanda Ege Bölgesinde yoğun bir şekilde görülen kapama bahçelerinde yer alan kestane ağaçlarından gerçekleştirilen üretim ile ülkemiz Avrupa'nın en önemli üretici ülkesidir. Fakat diğer ülkelerle kıyaslandığında bu verilerden anlaşılacağı üzere var olan potansiyelimizi iyi değerlendiremediğimiz ortadadır. Türkiye potansiyelini iyi değerlendirip standart üretimini artırırsa ihracatın da artmasını bekleyebiliriz."

 

ÖZET

  • Kestane dendiğinde kestane şekeri nedeni ile akla ilk gelen il Bursa olmakla birlikte, en fazla kestane üretimi yapılan ilimiz Aydın’dır.
  • Kestane üretimimiz 2019 yılında 70 bin ton geçmiştir. 2019 yılında kestane üretimimizin % 41’ü Aydın’da gerçekleşmiştir.
  • Türkiye’de 127 bin dekar alanda kestane üretimi yapılmaktadır. Kestane alanlarının % 60’ı Aydın’da, %23’ü İzmir’de bulunmaktadır.
  • Türkiye’de meyve alınan kestane ağacı sayısı 2 milyon kadardır. TUİK verilerine göre meyve veren kestane ağaçlarının %20’si kadar meyve vermeyen kestane ağacı bulunmaktadır.
  • Dünya kestane üretimi 2017 yılında 2.3 milyon ton olmuştur. Üretimin %83’ü Çin tarafından gerçekleştirilmektedir.
  • Türkiye dünya kestane üretiminde üçüncü sırada yer almaktadır.
  • Kestane dış ticaretimiz, 10 bin ton düzeyindedir. 2019 yılında kestane ihracatının %80’i İtalya’ya gerçekleştirilmiştir.
  • Kestane ithalatımız düşük olmakla birlikte, Çin’den yapılan kestane ithalatı son yıllardan önemli artış göstererek bin tonu geçmiştir.
  • Dünyada en fazla kestane ihracatı yapan ülke, toplam kestane ihracatının %31’ini gerçekleştiren Çin’dir.
  • Dünyada en fazla kestane ithalatı yapan ülke, toplam kestane ithalatının %21’ini gerçekleştiren İtalya’dır.

 

1.Kestane Üretimimiz

Kestane kışın yaprağını döken 1000 yaşına kadar yaşayabilen çok uzun ömürlü bir ağaçtır. Ülkemizin özellikle Ege, Marmara ve Karadeniz Bölgeleri, iklim ve toprak özellikleri kestane yetiştiriciliği için uygun olduğundan önemli bir üretim potansiyeline sahiptir.

Kestane dendiğinde kestane şekeri nedeni ile akla ilk gelen il Bursa olmakla birlikte, en fazla kestane üretimi yapılan ilimiz Aydın’dır.

Çizelge-1 Kestane Üretimi (Ton)

Kaynak, TUİK

Kestane üretimimiz 2019 yılında 70 bin ton geçmiştir. 2019 yılında kestane üretimimizin % 41’ü Aydın’da gerçekleşmiştir.

 Grafik-1 İllere Göre Kestane Üretimi (2019)

Türkiye’de 127 bin dekar alanda kestane üretimi yapılmaktadır. Kestane alanlarının % 60’ı Aydın’da, %23’ü İzmir’de bulunmaktadır.

Çizelge-2 Kestane Üretim Alanı (da)

Kaynak, TUİK

Türkiye’de meyve alınan kestane ağacı sayısı 2 milyon kadardır. TUİK verilerine göre meyve veren kestane ağaçlarının %20’si kadar meyve vermeyen kestane ağacı bulunmaktadır.

 Çizelge-3 Kestane Ağacı Sayısı (adet)

Kaynak, TUİK

 

 2. Dünya Kestane Üretimi

Dünya kestane üretimi 2017 yılında 2.3 milyon ton olmuştur. Üretimin %83’ü Çin tarafından gerçekleştirilmektedir. Çin’de 2017 yılında yaklaşık 2 milyon ton kestane üretilmiştir. Türkiye dünya kestane üretiminde üçüncü sırada yer almaktadır.

Çizelge-4 Dünya Kestane Üretimi (Ton)

Kaynak; FAOStat

2017 yılında dünyada 600 bin hektar alanda kestane üretimi gerçekleştirilmiştir. Kestane üretim alanların %56’sı Çin’de bulunmaktadır.

Çizelge-5 Dünya Kestane Üretim Alanları (ha)

Kaynak; FAOStat (TUİK ve FAOStat Kestane üretim alanı verileri arasında uyumsuzluk bulunmaktadır)

 

3. Kestane Dış Ticaretimiz

Kestane dış ticaretimiz, 10 bin ton düzeyindedir. 2019 yılında kestane ihracatının %80’i İtalya’ya gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl 14 bin ton kestane ihracatı karşılığında 36 milyon $ ihracat geliri elde edilmiştir.

Çizelge-6 Kestane İhracatımız (Kg)

Kaynak, TUİK

Kestane ithalatımız düşük olmakla birlikte, Çin’den yapılan kestane ithalatı son yıllardan önemli artış göstererek bin tonu geçmiştir. 2019 yılında 2362 ton kestane ithalatı için yaklaşık 1.7 milyon dolar ödenmiştir.

Çizelge-7 Kestane İthalatımız (Kg)

Kaynak, TUİK

 

4. Dünya Kestane Dış Ticareti

Dünyada kestane ihracatı 100 bin tonu geçmektedir. Dünyada en fazla kestane ihracatı yapan ülke, toplam kestane ihracatının %31’ini gerçekleştiren Çin’dir.

Çizelge-8 Dünya Kestane İhracatı (ton)

Kaynak; FAOStat

Dünya kestane ihracatı 335 milyon dolarlık bir büyüklüğe sahiptir. Çin 2017 yılında 74 milyon dolarlık kestane ihracatı gerçekleştirmiştir.

Dünyada en fazla kestane ithalatı yapan ülke, toplam kestane ithalatının %21’ini gerçekleştiren İtalya’dır. İtalya 2017 yılında yaklaşık 22 bin ton kestane ithal etmiştir.

Çizelge-9 Dünya Kestane İthalatı (ton)

Kaynak; FAOStat

2017 yılında dünya kestane ithalatı 342 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. En fazla kestane ithalatı yapan İtalya, bu ithalat için 65 milyon dolar ödeme yapmıştır.

Çin’de Castanea mollissima (Çin kestanesi), Bolivya’da Castanea crenata (Japon kestanesi) türü yaygındır. Ülkemiz Castanea sativa (Avrupa kestanesi) üretiminde lider ülkedir.  Marmara ve Ege Bölgelerinin değişik yörelerinde farklı özelliklere sahip çok sayıda yerel çeşit bulunurken, Karadeniz Bölgesinde aşılı kestane ağaçları daha nadir görülmektedir.  Doğal yayılış alanlarının bir orman ağacı ve aynı zamanda Ege Bölgesinde yoğun bir şekilde görülen kapama bahçelerinde yer alan kestane ağaçlarından gerçekleştirilen üretim ile ülkemiz Avrupa’nın en önemli üretici ülkesidir. Fakat diğer ülkelerle kıyaslandığında bu verilerden anlaşılacağı üzere var olan potansiyelimizi iyi değerlendiremediğimiz ortadadır. Türkiye potansiyelini iyi değerlendirip standart üretimini artırırsa ihracatın da artmasını bekleyebiliriz.

Türkiye zengin kestane genetik kaynaklarına sahiptir. Tat, irilik, renk ve soyulabilirlik yönünden pek çok değişik kestane tipleri mevcuttur.  Bu bakımdan belli bölgelerde yetiştiriciler tarafından iyi nitelikli kestane tipleri seçilmiş ve uygun yörelerde aşılama yapılarak yetiştiricilik yapılmaktadır. Kestanede verim ve kalite özellikleri saptanmış standart özellik taşıyan çeşitlerle yetiştiriciliğin yapılması ihracat potansiyelimizi arttıracaktır. Bu artışın istenilen düzeyde olabilmesi için de üreticilerimizin kestane ağaçlarına yeterli bakımı yapması ve ismine doğru kaliteli meyve veren çeşitlerle, kullanım amacına uygun (kestane şekeri, hamuru, püre vb.)  ve uygun yerlerde kestane bahçelerin kurması gerekmektedir.

Başta meyvesi olmak üzere çok çeşitli yönlerden yararlanılan bu ağaçlarda hastalık ve zararlılar önemli düzeylerde ürün eksilişlerine ve hatta ölümlere neden olmaktadır. Kestane ağaçlarının en önemli hastalıkları kestane kanseri (Cryphonectria parasitica) ve Phythopthora türlerinin oluşturduğu kurumalarıdır.  Özellikle Marmara Bölgesinde bu hastalıkların zararlarına bağlı olarak önemli kayıplar meydana gelmiştir.  Bu hastalıkların etkinliği şuan Ülkemizde tüm bölgelerde görülmektedir. Mürekkep hastalığının (Phythopthora cambivora) yaygın olduğu bölgelerde koruma ve mücadele uygulamalarına dikkat edilmesi ve bu hastalığa dayanıklı anaçlar kullanılması gerekmektedir.  Kestane kanserine karşı değişik mücadele yöntemleri (kültürel, kimyasal, biyolojik ve dayanıklı çeşitlerin kullanılması) kullanılmaktadır. Fakat kestane kanseriyle mücadelede en etkili yöntem biyolojik mücadele yöntemidir.  

Kestane bitkisinin en önemli zararlısı  Kestane Gal Arısı (KGA), Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu (Hymenoptera: Cynipidae) dır. Bu zararlı Çin orjinli olup, dünya çapındaki kestaneliklerde büyük zarara sebep olmaktadır. Aynı zamanda, D. kuriphilus EPPO (Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma Organizasyonları) tarafından karantina etmeni olarak kabul edilmiştir (EPPO, 2005). Türkiye’de de 03.12.2011 tarihli Bitki Karantinası Yönetmeliğinde karantina etmeni olarak tanımlanmış ve varlığı bilinmeyen karantinaya tabi zararlı organizmalar içerisinde yer almıştır. Zararlı, kestane tomurcuklarında oluşturduğu galler ile sürgün gelişimi ve çiçeklenmeyi engellemekte ve meyve üretiminde % 50-70 arası verim kayıplarına neden olmakta, yoğun popülasyonları ağaç ölümlerine yol açmaktadır. Söz konusu zararlının Türkiye’deki varlığı 2014 yılının Nisan ayında (Yalova ve Bursa civarında) rapor edilmiştir. KGA şu anda Yalova ve Bursa İl`lerinde bulunmaktadır. Bu zararlının orman ekosistemi ve kestane bahçelerine verebileceği zarar tahmin edilememektedir. Karantina kurallarına uyulmasa Türkiye’deki tüm kestaneliklere yayılacağı düşünülmektedir. Mücadelesi son derece zordur. Özel bahçelerde bir takım kültürel yöntemler uygulansa da bu problemin şimdilik iki etkin çözüm yöntemi bulunmaktadır. Bunlar Torymus sinensis Kamijo (Hymenoptera: Torymidae) adlı parazitoidin üretilip salınması ve zararlıya karşı hassasiyet dereceleri düşük ya da dayanıklı çeşitler ile yetiştiriciliğin yapılmasıdır.

 

Sonuç ve Öneriler

Kestane, diğer birçok meyve türünde olduğu gibi kestane üretiminde de mevcut potansiyelin yeterince değerlendirilemediği görülmektedir. Nitekim 1990’lı yılların başında 80 bin tonun üzerine çıkan üretim giderek azalmış ve günümüzde 72 bin ton seviyesine gerilemiştir.

Üretimin hızla azalmasında en önemli etken, kuşkusuz kestane ağaçlarına zarar veren mürekkep hastalığı ve kestane dal kanseridir. Dünyada ve ülkemizde bu hastalıklarla mücadele dayanıklılığı bilinen Maravel ve Marigoule klon anaçları üzerine aşılı çeşitlerle bahçe kurulmalıdır.

Kestane dal kanserinde ise değişik mücadele yöntemleri kullanılmakla birlikt en etkili yöntem, birçok Avrupa ülkesinde de geliştirilerek uygulanan biyolojik yöntemdir.

Ülkemizde kestane üretimi ormanlık alanlardan aşılı ya da aşısız ağaçlardan toplanarak yapılmaktadır. Bu durumda gerek kalite gerekse verim düşük olmakta, gerekli gelişme sağlanamamaktadır. Nitekim bu gibi ağaçlarda hasatın sırıklarla yapılması sonucu ağaçlarda yaralanmalar meydana gelmekte ve hastalıklara karşı direnci azalmaktadır.

Bu ve benzeri sorunları ortadan kaldırmak için seleksiyon yoluyla bulunan, verim ve kalitece üstün nitelikli çeşitlerle kurulmuş kapama bahçelerin yaygınlaştırılması kestane yetiştiriciliği için önemli bir gelişme olacaktır. Böylece hem iç tüketim hem de ihracat artışı sağlanacaktır.

Ülkemiz kestane üretiminde önemli ülkeler arasında yer almakla birlikte pazarlama önemli bir sorundur. Hasadı yapılan kestane meyveleri, ya direkt semt pazarları, toptancı halleri gibi satış yerlerine gönderilerek pazarlanmakta ya da üretici tarafından doğal saklama yerlerinde ve soğuk hava depolarında bir müddet saklanarak fiyatın yükseldiği kış aylarında satışa çıkarılmaktadır. Bu sorun ancak ürünün muhafaza edilebileceği yeterli düzeyde soğuk hava deposu tesis edilerek çözülebilir.

Mevcut pazarlarda potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve yeni alternatif pazarların keşfedilmesi ihracat için kaçınılmazdır. Ancak pazarlama konusunda, sektörde irili ufaklı çok sayıda ihracatçı firmanın bulunması ve bu firmaların birbirinden bağımsız hareket etmeleri önemli sorunlardan biridir. Bu durum fiyat rekabetini ortaya çıkarmakta ve ürünün değerinden daha düşük fiyatlarda pazarlanmasına neden olmaktadır.

Kestane sektöründe üretim tekniği, hasat, depolama ve pazarlama konularında üreticide bilgi eksikliği mevcuttur. Bu konularda gerekli çalışmalar yapılarak üreticinin aydınlatılması ve modern tarım tekniklerinin uygulamaya konulması ürün kayıplarını azaltacaktır.

Kestane, yapı ve mobilya sanayinde önemli yeri olan bir ağaç türüdür. Gıda sanayi sektöründe ülkemizde sadece şekerleme sanayiinde kullanılan kestane meyvelerinin kullanım alanlarının, Avrupa ülkelerindeki gibi gıda sanayiinin çeşitli dallarına yayılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.

Ülkemizde diğer tarım ürünlerinin pazarlanmasında olduğu gibi kestane sektöründe de en önemli eksiklik kuşkusuz tanıtım ve reklam yetersizliğidir.

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

 

Okunma Sayısı: 12080
Fotoğraf Galerisi