KOBİ POSTASI: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: 2021 TARIMDA HÜSRAN YILI OLACAK- 16 ARALIK 2020
TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, tarım sektörüne ilişkin karar ve bütçelere ilişkin değerlendirmesinde, tarımsal desteklerde artış yapılmamasının olası sonuçlarını sıraladı. “2021 yılı ülkemiz tarım sektörü için hüsran yılı olacaktır” dedi.
TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, pandemi sürecinde tüm dünyada tarım sektöründe üretim ve dış ticarete yönelik korumacılık önlemleri artarken, Türkiye’de mevcut ve gelecek desteklerin azaltılmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez imzasıyla yayımlanan açıklamada, 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, 2021 yılında ödenecek 2020 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ve Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Bütçe Teklifi değerlendirmelerine yer verildi.
“Gündemdeki her üç düzenleme de ülkemizde artan enflasyon ve döviz kuruna karşın tarımsal desteklerde artış içermemekte, aksine azalışlar öngörmektedir. Bu şartlarda 2021 yılı ülkemiz tarım sektörü için hüsran yılı olacaktır” denildi.
Bütçe değerlendirmesi
Açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 bütçesi için “Tarım sektörünün sorunlarını çözmekten öte, sorunları daha da artıracak kesintiler bütçesidir” denilerek şu değerlendirmeler yapıldı:
“Resmi olarak açıklanan yüzde 14 enflasyon oranı, yüzde 30’ları aşan döviz kur artışı, dövize bağlı girdi maliyetlerindeki ortalama en az yüzde 30 artış karşısında, ödemelerin gelecek yıllara kalacak olması nedeniyle ödendiği dönem çiftçiye bu desteklerin neredeyse yarısı yansıyacaktır. Bu yanlış tercih üreticimizin ve üretimimizin göz ardı edilmesi, çiftçimizin kendi kaderine terk edilmesi anlamına gelmektedir.
“Çiftçi sürekli borçlu konumunda”
“Tarımsal desteklerin yeterli olmaması dışında bu konudaki en önemli sorunların başında desteklerin zamanında ödenmemesi gelmektedir. 2020 Kasım ayı verilerine göre 2019 yılına ait 18.4 milyar TL ödeme ile desteklerin henüz yüzde 84’ü ödenmiştir. Devletten fazlasıyla alacaklı iken uygulanan gecikmeli bu ödeme şekli çiftçiyi sürekli borçlu konumuna düşürmektedir.
“Tarımsal desteklerin zamanında ödenmemesi, en az 1 yıl sonradan ödenmesi, geliri banka ve piyasa borcuna giden üreticimizin üretimden uzaklaşması sonucunu doğurmaktadır. Oysa üretim artışını ve tarımsal üretim planlamasını yönlendirmesi gereken desteklerin amacına ulaşması için desteklerin ürün ekiminden önce, yeterli, zamanında ve kesintisiz ödenmesi gerekmektedir.”
“Sorunların çözülmediği ortada”
“Türkiye tarım sektörü gecikmeksizin desteklenmelidir” diyen ziraat mühendisleri, açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı:
“Neoliberal tarım politikalarının ülkemizde kronikleşen tarım ve gıda sektörü ile kırsal alan sorunlarını geçmişte olduğu gibi günümüzde de çözemediği ortadadır.
“Ülkemizde önceki yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de yapısal sorunları çözmek yerine ‘yerli ve milli’ söylemi dışında maalesef yerli üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut ekonomik desteklere dayalı üretim seferberliğine yönelik kamucu tarım politikaları uygulamaya konulmamaktadır.
Pandemi ve kuraklık
“Tarımsal altyapı sorunlarının çözülmediği, dışa bağımlı girdi fiyatlarının sürekli arttığı, uygun kredi olanaklarının yaratılmadığı, desteklerin yeterli ve zamanında ödenmediği önümüzdeki üretim döneminde iklim koşullarındaki olumsuzluklar da çiftçilerimizi daha zor bir dönemin beklediğini göstermektedir.
“Rant ve faiz ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçilmediği sürece Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecektir.
“Dışa bağımlı süreç yaşıyoruz”
“Ülkemizde maalesef üretim ekonomisi yerine yine girdilerde ve ürünlerde dışa bağımlı bir süreç yaşamaktayız. Mısır, buğday ve arpada gümrük vergilerini sıfırlamak çözüm değildir. Yemde yüzde 45 oranında dışa bağımlı olmamız artan döviz nedeniyle hayvancılığımızı olumsuz etkilemektedir.
“Çiğ süt üreticisinden esirgenen desteğin yansıması bir sonraki aşamada kesimler sonucu et sorunu ve yüksek fiyatlar olarak karşımıza çıkacaktır. Kendi çiftçimize vermediğimiz desteği dışalım yoluyla başka ülkelerin çiftçisine verme yanlışına devam etmemeliyiz.
“Dünyada artan ürün fiyatları ve yükselen stok alımları, ekonomik krizdeki ülkemizin istese de dışalım yapmasını daha da güçleştirecektir.”
Ne yapılmalı?
Açıklamada çözüm önerileri de sıralandı:
- Stratejik bir sektör olan tarım sektörünü gecikmeksizin korunmalı ve somut önlemlerle üretim ekonomisine geçilmeli
- 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az yüzde 1’i düzeyine yükseltilmeli
- 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılı bitmeden ödenmeli
- Tarımsal desteklerin yönlendiriciliğinde ivedilikle ülkesel ve bölgesel tarımsal üretim planlamasına geçilmeli
- Dövizdeki artışa paralel artan girdi fiyatlarındaki kaçınılmaz yükselişi önlemek ve üretime kesintisiz devam etmek için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli
- KDV/ÖTV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalı, ek ekonomik destekler açıklanmalı
- Üreticilerimizin kamu ve özel bankalar ile Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları krediler yapılandırılmalı, faiz silinmesi yanında ana para için kredinin alındığı dönemin faiz koşullarıyla yapılandırma gündeme gelmeli
- Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalı
- Tarımsal sulama yatırımları artırılmalı, elektrik ve su için çiftçi borçları yapılandırılmalı
- Tarımsal girdilerin üretilmesi ve üreticiye ulaştırılması konusunda ülkemiz için farklı seçenekler aranmalı, öncelikle tarımsal ilaç ve gübre olmak üzere yerli girdi üretimine yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmeli.
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.