KONFERANS: YEREL TOHUMLARIN SAĞLIK, ÇEVRE VE ÇİFTÇİ REFAHINA ETKİLERİ
ODA`mızın da düzenleyicileri arasında yer aldığı konferans ilgiyle izlendi.
Muğla Belediyesi, Muğla Cumhuriyet Kadınları Derneği, Muğla Kent Konseyi Kadın Meclisi ile Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi tarafından düzenlenen "Yerel Tohumların Sağlık, Çevre ve Refahına Etkileri" konulu konferans 10 Şubat 2012 tarihinde Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezi Nail Çakırhan Salonunda gerçekleştirildi.
Konferansın açış konuşmasını yapan Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Jale EREN, "Geleceği tehlikeye giren yerel tohumlara sahip çıkabilmek ve de farkındalık yaratabilmek için yerel tohumların yaygınlaştırılması grubunu kurduklarını belirtti.
Konferansın konuşmacısı Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise, 2006 yılında çıkarılan Tohum Yasası‘nın üreticilerin yerel tohum satmalarını yasakladığına dikkat çekti.
Konferansa, Belediye Başkan Vekili Yavuz Kayı, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Güven, Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şube Başkanı Uluhan Korkut, Kent Konseyi Başkanı Dr. Naki Bulut, Kadın Meclisi Başkanı Özlem Şahin Güngör, İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şube Başkanı Alifer Atasever, Muğla Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Tülay Kayar, Muğla Çevre Derneği Başkanı Nihal Yılmaz, Kent Konseyi ve Kadın Meclisi yürütme kurulu üyeleri, Ziraat Mühendisleri ile çok sayıda çiftçi katıldı.
Toplantıda, Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şube Başkanı Uluhan KORKUT aşağıdaki konuşmayı yapmıştır.
"Sayın protokol ve sevgili katılımcılar, ZMO Muğla Şubesi olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tohum, binlerce yıllık tarımsal birikim sonunda elde edilmiş ortak mirasımızdır. Yerel tohumlar ve bu tohumların takas mekanizması dünyanın her yerinde yüzyıllardır çiftçiler arasında, sosyal, çevresel ve önemli ekonomik çıktılar oluşturan bir gelenektir. Ancak günümüzde çiftçilerimiz kendi ihtiyaçları için yaptıkları üretim için bile, miras kalan tohumlar yerine, hazır fideyi tercih ediyorlar. Bu fidelerin bir çoğu, tohumları hibrit olup tekrar ekilemiyor. Ülkemizde satılan sebze fidelerinin büyük bir kısmı, yabancı menşeli tohumlardan üretiliyor.
Bugün dünyanın önde gelen on firması dünya ticari tohum satışlarının yarısından çoğunu gerçekleştirmektedir. Aynı şekilde önde gelen on firma (çoğu aynı olmak üzere) tarım kimyasalları satışının %84‘ünü gerçekleştirmektedir. Bu eğilimin bir sonucu olarak, binlerce çeşit yok olmuş, tarımsal üretim giderek suya, makinelere, tarım kimyasallarına bağımlı hale gelmiş, çiftçiler dünyada yok olmaya başlamış, açlık büyümeye devam etmiş, yediğimiz besinler lezzetini ve çeşitliliğini kaybetmeye başlamıştır.
Ülkemizde 2006 yılında, tam olarak uygulandığında çiftçilerin tarımsal uygulamalarını yok edecek olan tohumculuk kanununu çıkarılmıştır. Bu yasa ile çiftçiler tohumlarını kayıt altına alınmaksızın, kendi kullanımları için koruyabilecek ve diğer çiftçilerle değiştirebileceklerdir. Ancak bunların her hangi bir şekilde satışı cezalarla karşılaşacaktır. Bu gelişmeler biyoçeşitliliği yok etmekte, tarım kimyasallarının kullanımını arttırarak endüstriyel tarım sistemini güçlendirmekte, ürünlerin besleyici ve koruyucu özelliklerini yitirmesine yol açmaktadır.
Gıda güvencesi ve gıda güvenliğimizin sağlanması, yerel çeşitlerimizin yaşatılarak korunması, çiftçimizin sağlıklı besleyici değeri yüksek ürünlerin yetiştirilerek pazara sunulması için, sağlıklı nesiller için, bu topraklarda bağımsız ve özgür yaşamak için yerel tohumlarımıza sahip çıkmak ve yaşatmak zorundayız; çokuluslu tohum şirketlerinin tahakkümünden kurtulmak zorundayız. Tohumumuza sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.
Yapılması gereken yerel bilgiler ile bilimin gücünü bir araya getirerek yeni teknikler geliştirmektir.
Genetiğiyle oynanmamış, yaşadığı yere en iyi uyumu sağlamış ve bir ekosistemin parçası olan yerel ve doğal bitkilerin tohumlarını toplayın, saklayın ve ekim zamanı geldiğinde yeniden toprakla buluşturun.
GDO‘lara inat yerel tohumlarınızı sahiplenin.
Tohum Yaşamdır, Yaşam Bizimdir.