KONYA`NIN NABZI: TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: 2021 YILI ÜLKEMİZ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN HÜSRAN YILI OLACAKTIR- 14 ARALIK 2020

KONYA`NIN NABZI: TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: 2021 YILI ÜLKEMİZ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN HÜSRAN YILI OLACAKTIR- 14 ARALIK 2020
MERKEZ
15.12.2020

Ülkemiz tarımında önceki yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de üreticiyi korumaya yönelik yeterli desteğin sağlanmadığını belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, "Rant ve faiz ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçilmediği sürece pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim  Kurulu Başkanı Baki Remzi Su içmez bugün mecliste görüşülen Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Bütçesi öncesi yazılı açıklamada bulundu.

“EN HAFİFLE DEYİMLE AYMAZLIKTIR”

Dünya ekonomisinin en gelişmiş ülkeleri olan ABD ve AB’nin  pandemi sürecinde tarımsal üretimi artırmak ve gıda gereksinimlerini karşılanması için ek ekonomik destekleri gündeme getirdiğini belirten Suiçmez şu ifadelere yer verdi. 

“ABD, ilk aşamada tarımda 19 milyar dolar ek destekleme yapacağını açıkladı. AB, 2021-2027 tarımsal destek bütçesini açıklayıp üreticilerin önünü görmesini sağlarken, 1 trilyon Euro ek bütçe ile 750 milyar Euro toparlanma fonu oluşturdu. Ülkemizde ise açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” başlıklı önlemler paketinde tarım sektörü yer almadı. Gündemdeki her üç düzenleme ise, ülkemizde artan enflasyon ve döviz kuruna karşın tarımsal desteklerde artış içermemekte, aksine azalışlar öngörmektedir. Pandemi sürecinde tüm dünyada tarım sektöründe üretim ve dış ticarete yönelik korumacılık önlemleri artarken, ülkemizde ek tarımsal ekonomik önlemler paketi yürürlüğe girmesi gerekirken, mevcut ve gelecek desteklerin azaltılması en hafif deyimle aymazlıktır.”

“2021 YILI TARIM SEKTÖRÜ İÇİN KRİZ YILI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Ülkemizde kronikleşen tarım ve gıda sektörü ile kırsal alan sorunlarının geçmişte olduğu gibi günümüzde de çözülemediğini belirten Suiçmez açıklamalarını şöyle sürdürdü:  
“Ülkemizde önceki yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de yapısal sorunları çözmek yerine “yerli ve milli” söylemi dışında maalesef yerli üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut ekonomik desteklere dayalı üretim seferberliğine yönelik kamucu tarım politikaları uygulamaya konulmamaktadır. Tarımsal altyapı sorunlarının çözülmediği, dışa bağımlı girdi fiyatlarının sürekli arttığı, uygun kredi olanaklarının yaratılmadığı, desteklerin yeterli ve zamanında ödenmediği önümüzdeki üretim döneminde iklim koşullarındaki olumsuzluklar da çiftçilerimizi daha zor bir dönemin beklediğini göstermektedir. Rant ve faiz ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçilmediği sürece Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecektir.”

“KENDİ ÇİFTÇİMİZE VERMEDİĞİMİZ DESTEĞİ BAŞKA ÜLKELERİN ÇİFTÇİSİNE VERİYORUZ”

“Ülkemizde maalesef üretim ekonomisi yerine yine girdilerde ve ürünlerde dışa bağımlı bir süreç yaşamaktayız” diyen Suiçmez, “Mısır, buğday ve arpada gümrük vergilerini sıfırlamak çözüm değildir. Yemde %45 oranında dışa bağımlı olmamız artan döviz nedeniyle hayvancılığımızı olumsuz etkilemektedir. Çiğ süt üreticisinden esirgenen desteğin yansıması bir sonraki aşamada kesimler sonucu et sorunu ve yüksek fiyatlar olarak karşımıza çıkacaktır. Kendi çiftçimize vermediğimiz desteği dışalım yoluyla başka ülkelerin çiftçisine verme yanlışına devam etmemeliyiz. Dünyada artan ürün fiyatları ve yükselen stok alımları, ekonomik krizdeki ülkemizin istese de dışalım yapmasını daha da güçleştirecektir” İfadelerini kullandı. 

“TARIMSAL GİRDİLERE DESTEK VERİLMELİ”

Stratejik bir sektör olan tarım sektörünün gecikmeksizin korunması gerektiğini açıklayan Suiçmez, “2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılı bitmeden ödenmelidir. Tarımsal desteklerin yönlendiriciliğinde ivedilikle ülkesel ve bölgesel tarımsal üretim planlamasına geçilmelidir. Dövizdeki artışa paralel artan girdi fiyatlarındaki kaçınılmaz yükselişi önlemek ve üretime kesintisiz devam etmek için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli” ifadelerine yer verdi. 

“ÇİFTÇİNİN KREDİ BORCU YAPILANDIRILMALI”

Üreticinin bankalardan aldığı kredilerin yapılandırılması gerektiğini de belirten Suiçmez, “KDV/ÖTV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalı, ek ekonomik destekler açıklanmalıdır. Üreticilerimizin kamu ve özel bankalar ile Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları krediler yapılandırılmalı, faiz silinmesi yanında ana para için kredinin alındığı dönemin faiz koşullarıyla yapılandırma gündeme gelmelidir. Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır. Tarımsal sulama yatırımları artırılmalı, elektrik ve su için çiftçi borçları yapılandırılmalıdır. Tarımsal girdilerin üretilmesi ve üreticiye ulaştırılması konusunda ülkemiz için farklı seçenekler aranmalı, öncelikle tarımsal ilaç ve gübre olmak üzere yerli girdi üretimine yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir” açıklamasında bulundu.

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 106
Fotoğraf Galerisi