Havzalar arası su transferine engel olacak uygulamaların Konya‘da tarım diye birşeyi bırakmayacağı konuşuluyor.

Devlet Su İşleri Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Havza Bazlı Su Planlaması ile havzalar arası su transferine izin vermeyecek. Bu durumun da Konya‘ya diğer havzalardan su getirilmesinin önüne geçeceği konuşuluyor. Havzaların kendi içinde değerlendirilmesi ve su ihtiyacının kendi içinde karşılanması düşünülen planlama ile Konya‘nın tarım konusunda susuz kalacağı ifade ediliyor. Konya kamuoyunda ise hazırlanan kanunun maksat kapsamı olan 1. maddesinden itibaren birçok maddesinde yer alan "Havza bazlı su yönetimi" yerine "Havza, Havzalar ve  Ulusal Su yönetimi başlangıcına çekilmesi gerektiği, su yönetiminin ulusal bazda ele alınması şeklinde Kanunda yer alması gerektiği dile getiriliyor. Tarım camiası "Teknik olarak mümkün olan bir havzada bulunan fazla suların havzalar arası transferlerine imkan tanınacak" bir yaklaşımın kanunda ifade edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, havza bazlı su yönetimine karşı olmadıklarını ancak havza bazlı su planının Konya için eziyet olacağını söylüyor. Tarım paydaşları, kıt olan su kaynakları ile verimli toprakların ve dünyanın kuşkusuz en önemli tarımsal coğrafyalarından birine sahip ülkemizde, Hazırlanan Su Kanunu‘nda sadece jeolojik veriler değil, tüm mühendislik hizmetleri, toplum sosyolojisi ve çevresel etki değerlendirilmesi de dikkate alınarak hazırlanması ülke ve toplum menfaatine olacağı kanaatinde olduklarını belirtiyor. Konya Bölgesi Sulama Kooperatifleri Birliği Şaban Güven, Konya‘da tarımın biteceğini ifade etti. Konuya ilişkin Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner suyun petrolden daha değerli olduğuna dikkati çekerken Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Celil Çalış, Konya‘nın suya ihtiyacı olduğunu anlatarak bu konuda meslek ayrımı yapmadan herkesin Konya‘ya sahip çıkması gerektiğini belirtti.

KUZEY BÖLGELERİN SUYA İHTİYACI VAR

Konya‘da mevcut imkanlarla 600 bin hektar alanın sulanabildiğini dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Celil Çalış, Konya‘da arazilerin tamamının sulanabilmesi için 15 milyar metreküp suya ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Konya‘nın jeolojik açıdan kapalı bir havza olduğunu söyleyen Çalış, "Konya 40 bin kilometrlik alan olan kendi coğrafyasındaki yağışlarla beslenebilen bir yapıda. Dışarıdan beslenemediğimiz için tek çözüm var Havza dışından su transferi yapılması gerekiyor. Özellikle Kulu, Cihanbeyli ve Kadınhanı gibi Konya‘nın kuzey bölgelerinin suya ihtiyacı var. Tarımsal potansiyelimizi 3-5‘e katlama fırsatımız var ama su engelinden dolayı sağlanamıyor" şeklinde konuştu. Konya‘ya teknik olarak getirilecek her suyun tarım için ekonomik olacağını aktaran Çalış, suyun gelmesi halinde Konya çiftçisinin ülkeye büyük bir katma değer sağlayacağını anlattı. Konya‘da su ile ilgili kurumlara su kaynaklarının korunup, kullanılıp, gelecek nesillere aktarılması konusunda görevler düştüğünü söyleyen Başkan Çalış, "Kurumlarımız suyun korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusundaki endişeleri bizde yaşıyoruz. Hazırlanan Su Kanunu‘nda sadece jeolojik veriler değil tüm mühendislik hizmetleri, toplum sosyolojisi ve çevresel etki değerlendirilmesi de dikkate alınarak hazırlanması ülke ve toplum menfaatine olacağı kanaatindeyiz" dedi.

"TARIM DİYE BİR ŞEY KALMAZ"

Konya‘nın su ihtiyacı için dış havzalardan su getirilmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Konya Bölgesi Sulama Kooperatifleri Birliği Şaban Güven, Havza Bazlı Su Yönetimi Planı‘nın Konya‘da uygulanmasının doğru olmayacağını dile getirdi. Devlet Su İşleri Su Yönetimi Genel Müdürlüğü‘nde gerçekleşen toplantıya katıldıklarını aktaran Güven, süreci başından sonuna kadar takip ettiğini söyledi. Bu durumunda 2012 yılında suya kota getirilmesi konusundaki eylem planına benzediğini belirten Şaban Güven, "O zaman ‘Suya kota‘ ifadesi çiftçide çok büyük tepki yarattı. Şimdi ise kotanın ismi tahsis planı altında değişiyor. Bu planın uygulanması doğru değil. Bizim isteğimiz şudur: yer altı ve yer üstü sulama sistemlerinin rehabilitasyonu ile dış havzalardan su getirilmesi konusudur. Bu konunun iyi düşünülmesi gerekiyor, bu haliyle Konya zor durumda kalır. Eğer Havza Bazlı Su Planlaması mevcut haliyle kabul edilirse Konya‘da tarım diye bir şey kalmaz" şeklinde konuştu. Yapılacak çalışmanın mevcut haliyle kabul edilmesiyle su tahsisi yapılacağını belirten Güven, Konya‘da sulanan arazilerinin sularının korunmasının çok büyük önem arz ettiğini söyledi. Konya‘nın tarımsal sulama için havza dışından suya kesinlikle ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Güven, "Nasıl ki Bakü‘den Ceyhan‘a petrol boru hattı geliyorsa Fırat Nehri‘nden Konya‘ya neden su gelmesin? Doğru mu? Eğer o yapılabiliyorsa bu da yapılabilir. Burada ayrıca Konya‘nın üzerine düşen sorumluluklar var. Konya‘da sivil toplum kuruluşları, tarım paydaşları, ziraat odaları ve birlikler bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Biraraya gelerek canı gönülden destek verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

"KONYA İÇİN PETROL DEĞERİNDE"

Havza Bazlı Su Planlaması ile ilgili yaklaşık 2 yıldır çalışmanın yürütüldüğünü ifade eden Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, çalışmanın yürütülmesine karşılık Konya‘nın bu konuda pasif kaldığını ifade etti. Havza Bazlı Su Planlaması konusunda yerel oda ve kurumlarında fikirlerinin alınması gerektiğini anlatan Başkan Ataiyibiner, "Çalışma böyle devam ederse sonucu Konya için yararlı olmayacak. Biz çalışmaların gereksiz olduğunu söylemiyoruz. Havzamızda su eksikliği var ve dış havzalardan su getirilmesi gerekiyor. bizim isteğimiz konu havza bazlı çalışmadan ziyade havzalar arası su transferine imkan tanınmasıdır. Şuandaki çalışmanın bir kısmı Konya‘yı mağdur edebilir" dedi. Havza Bazlı Su Planlaması konusunda Konyalı idareci ve yöneticilerinde ses vermesi gerektiğini aktaran Ataiyibiner, üniversiteler, Devlet Su İşleri ve belediyeler gibi bütün kurumlardan katkı beklediklerini söyledi. Konya için suyun petrol değerinde olduğunu ifade eden Ali Ataiyibiner, çalışmaya Konya‘nın da fikirlerinin eklenmesi gerektiğine dikkati çekti.