KURAKLIK ALARMI - MİLLİYET

MERKEZ
30.01.2007

Türkiye, mevsim normallerinin ancak dörtte biri oranında yağış aldı. Eğer mart ve nisan aylarında da yeterli yağış olmazsa ciddi üretim kayıpları yaşanacak. Bakanlık ve tarım kuruluşları çare arıyor.

 

İbrahim Ekinci

Ziraat Mühendisleri Odası‘nın özel bir çalışma grubu kurarak hazırladığı ‘Kuraklık ve Etkileri‘ raporuna göre, Türkiye Aralık 2006‘da normalin dörtte biri oranında yağış aldı. Yine Türkiye‘de ekim ve aralık döneminde uzun yıllar yağış ortalaması 224 mm olduğu halde 2006 Ekim-Aralık döneminde 199.1 mm yağış kaydedildi. Bu gelişmeler 10-15 yılda bir görülen ekstrem kurak yılının başlamış olabileceği endişesi yarattı.

Buğday, arpa, çavdar ve yulaf ile karnabahar, soğan ve patates gibi kışlık ürünlerde verim ve üretim kayıpları ortaya çıkacak. Buğday üretiminde 1 milyon tonluk azalma olacak. Bunun parasal karşılığı 400 milyon YTL. Karnabahar, soğan ve patates üretiminde yüzde 20 düşüşler bekleniyor. Kiraz, kayısı, şeftali, narenciye, zeytin ve üzümde ‘yalancı bahar‘ etkisiyle çiçeklenme yaşandı. Ancak şimdi de arkasından don yaşanması tehlikesi var. Böyle olursa bu ürünlerde de ciddi azalmalar olacak.

‘Döngüsel kuraklık mı?‘

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Ulusal Kuraklık Merkezi‘nin güçlendirilmesini istedi. TZOB, ayrıca Su Konseyi kurulmasını ve bir Su Yasası çıkarılmasını önerdi. Devlet Su İşleri‘nin tespitlerine göre sulama barajlarında doluluk oranı çok düşük düzeylerde.

‘Kuraklık Eylem Planı‘ hazırlayan Tarım Bakanlığı, bir Kuraklık Yönetimi Koordinasyon Kurulu oluşturdu. Üreticiler kendi olanaklarıyla çare üretmeye çalışıyorlar. Bazı bölgelerde buğday tarlaları yağmurlama yöntemiyle sulanıyor.

Kuraklık etkisi yalnızca işlenmemiş gıdada değil, tarımsal sanayide de endişe konusu. Özellikle buğday ve arpa gibi tahılları hammadde olarak kullanan sanayi dallarında (Un, makarna, şarap ve bira gibi) ciddi kaygılar var. Biracılar maltlık buğday sıkıntısı yaşıyor. Un üreticileri buğday fiyatlarının tırmanmaya başlamasından endişeli. Meyve üretimindeki düşüş de başta meyve suyu üreticileri olmak üzere birçok sanayi dalını etkileyecek.

Spekülatörlere dikkat

Buğday fiyatlarının tırmanması örneğinde olduğu gibi (Son aylarda fiyatları bazı yörelerde yüzde 30 civarında arttı!) ürün rekoltelerindeki düşüşler fiyatları yukarı doğru çekecek. Bazı spekülatörler şimdiden devreye girmiş durumda. Enflasyon gelişmelerini izleyen Merkez Bankası, kuraklığı enflasyon için ‘risk‘ kategorisine aldı.

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, 2006 ürünü için sorun olmadığını, asıl problemin 2007 ürününde olduğunu belirtti. Ancak pisayada şimdiden kıtlık varmış havası yaratıldığına dikkat çeken Günaydın, "Ekmek fiyatlarına zam yapmak isteyenler, bazı tüccarlar böyle söylentiler çıkarıyor. Bu doğru değil" dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi yönetimi de stoklarının yeterli olduğunu, gerektiğinde birkaç saat içinde bile ithalat yaparak piyasaya müdahale edebileceklerini, sanayicinin endişe etmemesi gerektiğini açıkladı.

Kuraklık stokçunun yüzünü güldürdü

Kuraklık nedeniyle bu yıl buğday rekoltesinde yüzde 25 düşüş olacağını belirten Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, hazirandaki hasat döneminde kilo fiyatı 35 YKr olan Çukurova buğdayının ocakta yüzde 31.5 oranında artarak, 46 YKr‘ye yükseldiğini kaydetti.

Fiyat yükselmesinde, "Kuraklık nedeniyle bu yıl buğday yetersizliği yaşanacak" şeklinde yapılan spekülasyonların etken olduğunu anlatan Tezcan, şunları söyledi:

"Un sanayicileri imalat sırasında özelliğinden dolayı yüzde 15 oranında Çukurova buğdayını kullanmak durumunda. Bundan dolayı un üreticileri elde kalan buğdayı toplama telaşına düştüler. Buğdaya yoğun talep olunca fiyatlar da yükselmeye başladı. Un sanayicilerinin alımları bu şekilde devam ederse önümüzdeki günlerde fiyatlar 50 YKr‘nin üzerinde seyreder."

Hangi üründe neler olabilir?

Ziraat Mühendisleri Odası ve diğer uzmanların tespitleri şöyle:

BUĞDAYDA NİSAN YAĞMURU BEKLENTİSİ: Türkiye‘nin toplam buğday üretiminin dörtte birinden fazlasını üreten beş ildeki üretim kaybı 1 milyon ton düzeyine ulaşacak. (TÜİK, 2005‘te 21.5 milyon ton olan rekolte tahminini 2006 için önce 20.5, daha sonra 20 milyon ton olarak revize etti.) İyimser tahminle, kışlık buğdayda kuraklık sorunu nedeniyle üretim düşüşü 1 milyon ton olacak.
Kasımda yeterli yağmur alamayan buğday ekim alanları için gözler nisan ve mayıs yağmurlarında. Eğer bu aylarda da yağışlar yetmezse rekolte azalması kaçınılmaz.

PATATES, SOĞAN, KARNABAHAR: Mevsim normallerine göre kaydedilen yüksek sıcaklık Çukurova‘da karnabahar, soğan ve patates gibi ürünlerin üretimini de tehdit ediyor. Ziraat Mühendisleri Odası‘nın düşüş tahmini yüzde 20.

ÜZÜM BAĞLARI UYUMADI: Ege‘de hava sıcaklıklarının kış mevsimi normallerinin üzerinde seyretmesi sonucu üzüm bağları kış uyuması aşamasına geçemedi. Çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinde düşüş bekleniyor.

YALANCI BAHAR MEYVE AĞAÇLARINDA DON TEHKİLESİ YARATTI: Erik, kiraz, kayısı, şeftali gibi sert çekirdekli meyveler ve narenciye, zeytin ve üzüm de ağaç ve asmaların kışlama evresini yeterince yaşayamamaları verimi etkileyebilecek. "Yalancı bahar"dan sonra don olasılığı gündemde. Don yaşanırsa kışlık sebze ve meyve fiyatlarında artış olması ve bunun da mutfaklara yansıması kaçınılmaz.

ŞEKERPANCARINDA ‘MARTTA YAĞAR‘ UMUDU: Şekerpancarının ekimi mart ayında yapılıyor. Eğer martta yeterli yağış olması halinde sorun olmayacak. Ancak yağış beklenen seviyenin altında kalırsa ciddi rekolte düşüşü olabilecek.

ZEYTİNYAĞI SORUNU OLABİLİR: Zeytinde ağacın kışın sürgün vermesini sağlayacak yağışlar gelmedi. Önümüzdeki günlerde de beklenen yağışlar gerçekleşmezse zeytinyağı üretiminde büyük düşüş olabilir.

TEKSTİL PAMUK SIKINTISI ÇEKEBİLİR: Pamukta da kuraklık etkisiyle rekolte azalması endişesi bulunuyor. Bu gerçekleşirse üreticinin kazancı düşeceği gibi tekstil sanayiinde de hammadde sıkıntısı ve maliyet artışları olabilecek.

Okunma Sayısı: 763