KUZEYEKSPRES GAZETESİ: FİSKOBİRLİK CANLANMAZS HERKES KAYBEDER - 12 NİSAN 2025
Yağmurda çamurda, güneşte aç susuz fındık dallarına asılı kalan dolayısıyla bin bir cefayı kim çekiyor? Üretici alın derinin karşılığı alamıyor, hakkı gasp ediliyor. Tek taraflı kazan kazan olursa bu sürdürülebilir bir üretim modeli olamaz. Üretici kazanç sağlayamazsa üretimi bırakır, ihracatçı da satacak fındık bulamaz herkes kaybeder. Realist olalım. Parayla değil sayılarla bizlerle oynamayın. İhracatçının cebine daha fazla para girecek diye bizim için kahverengi elmas niteliğindeki bir ürünün alımı yapılırken üretici mağdur edilmemelidir. Biz bu satışı yapanlara soruyoruz; sizin kendi ticari bir işletmeniz olsa yada bin bir emekle topladığınız fındığın satışını yapar mıydınız? Konforlu uyuyabiliyormusunuz!... Uyuyorsanız sorun yok.
11.04.2025
TMO ”İKLİMLENDİRİLMİŞ KONFORLU ODALARDA OTURANLARIN KARA GÜN DOSTU” OLDU.
“Çiftçinin kara gün dostu” Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fındık fiyatını kırmak için tekrar sahneye çıktı. Ufakta olsa yukarı eğilimi gören T.C. TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 09/04/2025 tarihinde kabuklu fındık satışı ihalesine çıkarak emeksiz havadan gelen fındığı suya, sele veriyor. Çünkü hedef patronları mutlu etmek. Ganimetten gelen mallar gibi fındık fiyatı çıkarken alelacele piyasaya fındık sürerek fiyatı düşürmek. Bu izahı mümkün olmayan eylemin sonucunda çiftçiyi koruması gerekirken konforlu odalarda oturanların daha çok para kazanmaları için piyasayı manipüle ediyor. Aslında bu eylem beklenen sonuç olduğundan artık kimseyi şaşırtmıyor. Dolayısıyla hem devleti hem de üreticiyi zarara uğratmak için görevini ifa etmiş olduğundan keyfinede diyecek yoktur. İçinde emeğin olmadığı bütün uygulamaların beklenen sonucu mutlu ederek mutlu olmak.
“çiftçinin kara gün dostu” olması gereken Toprak Mahsulleri Ofisi yıllardır sahnelenen “üreticiyi mutsuz et” senaryosu 2025 yılında ikinci kez sahneye koyuldu. Bin bir emekle üreten çiftçinin değil, ”iklimlendirilmiş konforlu odalarda oturanların kara gün dostu” oldu. Bir kez daha gösterdi ki fındık fiyatlarına ilişkin, öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturularak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır.
Üretici kazanıncaya kadar yapılması gerekenleri bıkmadan, usanmadan anlattık, anlatmaya devam edeceğiz. Yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır. 90 yıllık tecrübeye sahip, kendi entegre tesislerinde ürünü işleyen ve aracı kullanmadan fındığı dış pazara sunma kabiliyeti olan ve dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var. Fındık fiyatına ayar verecek olan, güçlü devlet destekli alım politikası ile Fiskobirlik'tir. TMO ise almış olduğu fındığı üzerine belli bir kar koyarak satacağı yer yine üreticiye ayak oyunları yapan büyük aktörler. TMO'nun satış yapmış olduğu dönemde ise fındık fiyatlarındaki düşmelerden çiftçiler inanılmaz zararlar etmektedir. Fındık tarımının sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz olan, Fiskobirlik'in işlevsel hale getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve rekabet kurulunun sahada olmasıdır.
Artık fındıkta yaşanan bu belirsizliği ortadan kaldırmak için; TBMM’de, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte fındığın MİLLİ ve STRATEJİK kapsamına alınmasının mimarı siz olun! Çünkü; Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce'den Artvin'e, Trabzon'dan Gümüşhane, Tokat'a kadar 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75'i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direkt ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikaları oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız dünyada olmazsa olmaz kalitesinin değerini bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız.
Yağmurda çamurda, güneşte aç susuz fındık dallarına asılı kalan dolayısıyla bin bir cefayı kim çekiyor? Üretici alın derinin karşılığı alamıyor, hakkı gasp ediliyor. Tek taraflı kazan kazan olursa bu sürdürülebilir bir üretim modeli olamaz. Üretici kazanç sağlayamazsa üretimi bırakır, ihracatçı da satacak fındık bulamaz herkes kaybeder. Realist olalım. Parayla değil sayılarla bizlerle oynamayın. İhracatçının cebine daha fazla para girecek diye bizim için kahverengi elmas niteliğindeki bir ürünün alımı yapılırken üretici mağdur edilmemelidir.
Biz bu satışı yapanlara soruyoruz; sizin kendi ticari bir işletmeniz olsa yada bin bir emekle topladığınız fındığın satışını yapar mıydınız?
Konforlu uyuyabiliyormusunuz!... Uyuyorsanız sorun yok.
Cemil PEHLEVAN
ZMO ŞUBE BAŞKANI
