MADEN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN PROTESTO EDİLDİ
Talan devam ediyor...
Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulunca maden yasasında yapılan değişiklik 22 Haziran 2010 tarihinde Elmalı‘nın Tekke köyünde yapılan basın açıklaması ile protesto edildi.
Şube Başkanımız Vahap TUNCER‘in de katıldığı basın açıklamasının ardından Eşgüdüm Kurulu üyeleri yöre hakkında bilgi alarak yerleşim yerlerine yakın ve orman içerisindeki mermer ocaklarında incelemelerde bulundu.
BASIN AÇIKLAMASI
04.06.1985 tarihli 3213 sayılı Maden Kanununun, 10.06.2010 tarihli 5995 sayılı kanunla bazı maddeleri değiştirilerek, iptal edilen 2004 değişikliğinden daha da geriye götürecek maddeler getirilmektedir. Yapılan değişiklik anayasanın 44.45.56.168.169. maddelerine aykırıdır.
YASALAR, ÜLKENİN İHTİYAÇLARINA GÖRE DÜZENLENMELİDİR.
Ülkemizde yasalar çok çabuk eskimekte ve yerine yeni bir yasa koyma ihtiyacı doğmaktadır. Bunun pek çok nedeni bulunmaktadır. Yasa oluştururken tüm tarafların görüşlerinin yansımaması ve belli grupların taleplerinin birebir yer bulması çıkan yasanın uygulanabilirliğini zorlaştırmaktadır.
İnsanı ve insan emeğini merkeze koyan, bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir "ulusal madencilik politikası" Maden Kanunu‘nun temeli olmalıdır. Bu husus, gerek toplumun yararı, gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşımaktadır.
Madenler, milyonlarca yılda oluşan, tüketildiğinde yenilenemeyen kaynaklardır. Bu nedenle mutlaka etkin bir planlamayla ülkenin ihtiyaçları göz önüne alınarak çevreye duyarlı bir şekilde ve kamu yararı öncelikli olarak üretilmelidir. Madencilik faaliyetlerinin kaynak kaybına yol açmadan, çevreyle barışık, akılcı ve ekonomik kurallara göre ve işçi sağlığı- iş güvenliği esasları çerçevesinde yürütülmesi ana hedef olmalıdır. Ancak, Maden Kanunu‘nda yapılan değişiklikler için ortaya konulan gerekçeler, ülkemizin ve madencilik sektörünün genel sorunlarını tam olarak kavramamış, buna yönelik çözümler üretmeye yönelik hazırlanmamıştır. Piyasa ekonomisinin taleplerine göre düzenlenmiştir.
Genel olarak bakıldığında, ülkemiz madencilik sektörünün istenilen düzeyde gelişmemiş olmasının nedeni, yalnızca yürürlükte olan Maden Kanunu değildir. Diğer pek çok alanda olduğu gibi, madencilik alanında da yol alamayışımızın belirgin nedenleri arasında; stratejik öngörüyle insan kaynakları planlamasını da göz önüne alan ulusal kalkınma modellerinin bir türlü geliştirilememesi, uluslararası finans kuruluşlarının güdümünde ekonomik ve sosyal politikaların uygulanması, özellikle son otuz yılda planlama düşüncesinin tamamen bir kenara bırakılmasıdır. Sorunların yanlış tespit edilmesinin, doğru olmayan çözüm arayışlarına ve dolayısıyla yeni sorunlara yol açması kaçınılmazdır. Yapılan yasa değişikliğinde de sadece şirketlerin kısa vadeli kazançları düşünülmüş, ulusal çıkarların göz önüne alınmamış olduğu görülmektedir
Cumhuriyetin kuruluşundan 2004 yılına kadar geçen 80 yılda 1500 maden ocağı ruhsatı verildiği,.son iktidar döneminde ise 42 binden fazla ruhsatın verildiği, lastikçilik yapan iktidar partisinin Kayseri İl Başkanının 214 maden arama ruhsatına sahip olduğu, mecliste dile getirilmektedir. Ruhsatlanan alanların toplamı Türkiye yüzölçümünün 1/3‘ü kadardır. Özellikle kıymetli madenlerin ruhsatlarının tamamının yabancıların elinde olduğu düşünülürse Türkiye‘nin geleceğinin ipotek altında olduğu açıktır.
Yaşanan tüm bu süreçlerde orman alanlarında maden işletmeciliği girişimleri orman alanları üzerinde hızlı bir tahrip başlatmıştır. Genel olarak ülkemiz ve Toroslarda, özel olarak da Çığlıkara‘daki madencilik etkinliklerinin çevresel etkileri çok boyutlu olacaktır.
*Başta Toros sediri ve ardıç türleri olmak üzere son derece çeşitli ağaç, ağaççık ve otsu bitki türlerinin oluşturduğu orman ekosistemlerindeki her türlü canlı ve cansız doğal varlığı etkilenecek, yok olacaktır.
•· Bu bölgede bulunan yaklaşık 723 bitki türünü ki, bunların bazıları Dünyada yalnızca Toroslarda doğal olarak bulunabilen türlerdir. 161 endemik bitki türünü, yine bu bölgede 59 kuş türünü, 17 sürüngen ve 19 memeli türleri etkilenecek,
•· Toprak ve özellikle de yeraltı su dengesi etkilenecek,
•· Yöre halkının ekonomik ve toplumsal olanakları ile kültürel gelenek ve görenekleri
olumsuz olarak etkilenecektir. Bu etkilerin bir kısmı uzun dönemde ortaya çıkacaktır. Bir kez ortaya çıktıktan sonra da kesinlikle geri dönüşü olamayacaktır. Madencilik etkinliklerinin çevresel etkileri yalnızca madencilik etkinliklerin yapıldığı alandaki ekosistemlerle sınırlı da değildir.
. Ocaklar nedeniyle, gündeme gelen yeni üretim ilişkileri ve yöreye yabancı sayılabilecek değer yargıları, ilerde toplumsal çatışmalara yol açabilecektir. Bu sürecin belirtileri şimdiden ortaya çıkmıştır. Abdal Musa‘nın türbesinin bulunduğu Tekke Köyünde ki Dur dağı eteklerine taş ocağı ruhsatı verilmesi olayın önemini ortaya koymaktadır. Çığlıkara yöresinde, Tekke Köyünden başka, Avşar, Zümrütova, ve Armutlu köyleri ile Kokarotluk, Patlangıç, Tuzburnu, Bayındıroluğu ve Göllüalan çevresinde yüzlerce yılda oluşmuş çeşitli toplumsal ve kültürel yapılar, gelenekler ve görenekler vardır. Yörede izin verilen madencilik etkinlikleri bu yapıların, gelenek ve göreneklerin zaman içinde kendi iç dinamikleriyle değişme ve gelişmelerini engelleyecek, bu değişim ve gelişmeler dışsal etkilere göre gerçekleşerek olumsuz yönde şekillenecektir
Çıkarılan madenler, kum ve çakıl insan yaşamını kolaylaştırabilir. Ormanlarımız, sularımız ve tarım alanlarımız ise yaşamın vazgeçilmezleri ve tam kendisidir. Asıl olan yaşamsa herkesin bu konuda aklını başına toplayıp çok geç olmadan bir kez daha düşünmesinde yarar vardır...
En iyi yasa metni bile kötü uygulandığında büyük olumsuzluklara yol açabilmektedir. Bu yasa metninin ise baştan olumsuzluklarla dolu olduğu gibi Anayasaya aykırılığı da açıktır. Bu nedenle tüm ilgilileri bu yasanın iptali için göreve çağırıyoruz. Çözüm tüm ilgililerin yapımına katkı koyacağı, kamu yararının, ulusal çıkarların öncelikli tutulacağı bir yasanın yeniden yapılmasıdır. Saygılarımızla. 22.06.2010.
Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu Basın açıklamasına katılan Odalar:
Ziraat Mühendisleri Odası, Makine Müh. Odası, Antalya Barosu, Gıda Müh. Odası Antalya şubesi Elektrik Müh. Odası, Tabipler Odası, Kimya Müh. Odası Antalya İl Tem. Eczacılar Odası, Mimarlar Odası,
Veteriner Hekimleri Odası, Şehir Plancıları Odası Jeoloji Müh. Odası ,Jeofizik Müh. Odası, İnşaat Müh. Odası, Harita Müh. Odası
Antalya SMMM Odası, Peyzaj Mimarları Odası Maden Müh. Odası, Orman Müh. Odası Diş Hekimleri Odası, Çevre Müh. Oda. Antalya il Tem.