MALİYE BAKANI’NDAN İNCİLER …
MALİYE BAKANI‘NDAN İNCİLER ...
24 Mayıs 2007
Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN‘ın 24 Mayıs 2007 tarihinde yaptığı ve basına yansıyan konuşmasında, şu sözleri sarfettiği bildirilmektedir;
"Tarımda serbest piyasa koşulları oluşturulmalıdır. Böylece rekabet oluşacak ve bu da gelişimi beraberinde getirecektir... Onun dışında herkes yatıyor. Kaç tane ziraat mühendisi var. Kaç tanesi köylerde Allah aşkına. Kaç bin tane, hepsi kalem efendisi"...
Hem üslup hem de içerik açısından talihsiz olduğu açıkça ortada olan Sayın Maliye Bakanı‘nın konuşması, kendisinden önce yapılan Sayın Başbakan konuşmalarını anımsatmaktadır. "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir", "TİGEM‘lerde çalışan ziraat mühendisleri yatıyorlar" sözleri halen kamuoyunun hafızasındadır.
Sayın Maliye Bakanı‘nın sözlerinden özel sektör çalışanı ziraat mühendislerini mi yoksa kamu çalışanı ziraat mühendislerini mi kast ettiği anlaşılamamaktadır. Ancak her iki olasılık da göz önüne alındığında, Maliye Bakanı‘nın sözlerine bir anlam yüklemek mümkün olamamaktadır. Şöyle ki;
Özel sektör çalışanları, tam da Sayın Bakan‘ın ifade ettiği piyasa ilişkileri içinde, firmanın - şirketin para kazandığı yerlerde çalışırlar. Burada belirleyici olan piyasadır, kamu yararı denilen kavram ise söz konusu bile değildir.
Kamu çalışanı ziraat mühendisleri ise, kamunun kendileri için öngördükleri yerlerde çalışmak zorundadırlar. Dolayısıyla, çalışma alanı açısından bir iradi yer seçimi söz konusu değildir, olamaz.
Bu gerçekler ışığında, Sayın Maliye Bakanı‘nın, " Onun dışında herkes yatıyor. Kaç tane ziraat mühendisi var. Kaç tanesi köylerde Allah aşkına. Kaç bin tane, hepsi kalem efendisi" sözlerinin, söylemeye çalıştığı biçimiyle hiçbir anlamı yoktur, devlet adamı ciddiyeti ile bağdaşmadığı da açıktır.
Tarım camiasının Maliye Bakanı‘ndan beklentisi, ayaküstü ve gerçeklerle örtüşmeyen açıklamalar yapması değildir. Ziraat mühendislerinin Anayasal temsilcisi olan Ziraat Mühendisleri ODASI, tüm camiayı haksız bir biçimde karalayan ve tembellikle suçlayan Sayın Maliye Bakanı ile örnekleri sıklıkla rastlanan bir polemik geliştirmek çabası içinde de değildir.
Tam tersine, ziraat mühendisleri, kendilerine yakışır bir üslup içinde, tarım camiasının bir Maliye Bakanı‘ndan beklentilerini ortaya koymayı daha doğru bir yaklaşım olarak görmektedir.
Bu kapsamda tarıma katkı sunmayı görev bilen bir Maliye Bakanı şöyle olmalıdır;
1 - Tarımda planlamayı savunmalıdır. Plansız yatırımların ortaya çıkardığı akıl dışı uygulamalara dayalı kaynak ısrafını önlemelidir. Bilinmektedir ki, planlama yoksa mühendise gerek yoktur.
2 - Tarım yatırımlarına bütçe ayırmalıdır. Çağdaş sulama, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri başta olmak üzere yapılacak yatırımlar, tarımda dönüştürücü etki yaratacak ve ziraat mühendislerinin alanda çalışmalarına olanak tanıyacaktır. Tarım Yasası‘nın öngördüğü kaynak büyüklüğünü tarıma aktarmayan Maliye Bakanı, tarıma yönelik eleştiri geliştirmek yerine görevini yapmalıdır. Çünkü yatırım yoksa mühendise gerek yoktur.
3 - Kamu çalışanı ziraat mühendisleri, sabahlara kadar bürolarda Doğrudan Gelir Desteği hesaplamaları yapmak zorunda bırakılmamalı, teknolojiyi ve bilgiyi tarıma aktaracak bir iş planı doğrultusunda üreticinin yanında olmalıdır. Kamuya çalışmalarını bu yönde sürdürebilmek için gerekli araç ve finansman desteği sağlanmalıdır. Maliye Bakanı‘nın işi bu gereklilikleri yerine getirmek, kadro tahsislerinde ve norm kadro uygulamalarında bu iş planını aramaktır.
4 - Bir Maliye Bakanı, köylerde görev yapan ziraat mühendislerini görmek için, işadamlarının toplantılarından fırsat bulduğu ölçüde kırsal alanı dolaşmalıdır. Böylece yattıklarını ileri sürdüğü ziraat mühendislerinin, barınma - ulaşım - iletişim başta olmak üzere hangi güç koşullarda köylerde görev yaptıklarının farkına varmalıdır.
5 - "Seçmene selam - yola devam" mantığı içinde plansız - programsız Ziraat Fakülteleri açmak yerine, mevcutların kurumsal kapasitesini güçlendirmeye çalışmalıdır. Fakülte çoksa işsizlik vardır.
6 - Tarım arazilerini, mevcut tarımsal işletmeleri, araştırma enstitülerini, tarımsal KİT‘leri "babalar gibi satmak" - kiralamak yerine, köylüyü vahşi piyasa koşullarına terk etmekten vazgeçmeli, tüm gelişmiş ülkelerde bulunan tarımsal kamusal müdahale mekanizmalarını kurmalıdır.
7- Hazine arazilerini ve mayınlı arazileri iç ve dış sermayenin hizmetine sunmak yerine, ülkenin açığı bulunan ve yılda 6.4 milyar dolarlık dışalım ile kapatılmaya çalışılan tarım ürünü ithalatını önlemek ve üretim üsleri kurmak üzere ziraat mühendislerine tahsis etmelidir.
8 - Hasat döneminde ithalat gümrük vergilerini düşürmemeli, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi iç pazarı koruyucu önlemleri uygun biçimde almalıdır.
9 - Ulusal Biyogüvenlik Yasası‘nın çıkmasına katkı koymalı, Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin ülkeyi işgaline izin vermemelidir. GDO‘lu mısır ithalinin gerekçesini soranlara; "tavuklarıma yedirmek için" yolunda anlamlı (!) açıklamalar yapmamalıdır.
Görülmektedir ki, tarım camiasının bir Maliye Bakanı‘ndan beklentileri ile Sayın Kemal UNAKITAN‘ın ortaya koyduğu fotoğraf arasında, derin farklılıklar bulunmaktadır.
Bu farklılıkların giderilmesi ve ülkenin ayaküstü talihsiz açıklamalar yapan değil, tarım politikalarına katkı koyan bir Maliye Bakanı‘na kavuşması, tüm tarım camiasının içten dileğidir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Dr. Gökhan GÜNAYDIN
Başkan
(Yönetim Kurulu Adına)