'MALİYE BAKANI UNAKITAN CİDDİYETSİZ' - HÜRRİYET
ANKA
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan‘ın ziraat mühendislerinin "kalem efendisi" olduğu yönündeki sözlerinin, anlamsız olduğunu ve devlet adamı ciddiyetiyle bağdaşmadığını söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın yaptığı açıklamada, Unakıtan‘ın ziraat mühendislerinin "kalem efendisi" olduğu yönündeki açıklamasının hem üslup hem de içerik açısından talihsiz olduğu vurguladı. Günaydın, bu konuşmanın Başbakan Recep Tayip Erdoğan‘ın "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir", "TİGEM‘lerde çalışan ziraat mühendisleri yatıyorlar" sözlerini hatırlattığı belirtildi.
Unakıtan‘ın sözlerinden özel sektör çalışanı ziraat mühendislerini mi yoksa kamu çalışanı ziraat mühendislerini mi kast ettiğinin anlaşılamadığını kaydeden Günaydın, her iki olasılık da göz önüne alındığında, bu sözlere bir anlam yüklemenin mümkün olamadığını belirtti. Günaydın, özel sektörde çalışan ziraat mühendislerinin piyasa koşullarına, kamu çalışanların ise, kendileri için öngörülen yerlerde seçim yapma hakkı olmadan çalışmak zorunda olduğuna işaret etti. Günaydın şöyle devam etti:
"Bu gerçekler ışığında, Sayın Maliye Bakanı‘nın, (Onun dışında herkes yatıyor. Kaç tane ziraat mühendisi var. Kaç tanesi köylerde Allah aşkına. Kaç bin tane, hepsi kalem efendisi) sözlerinin, söylemeye çalıştığı biçimiyle hiçbir anlamı yoktur, devlet adamı ciddiyeti ile bağdaşmadığı da açıktır."
Günaydın, tarım camiasının bir Maliye Bakanı‘ndan beklentileriyle Unakıtan‘ın ortaya koyduğu fotoğraf arasında, derin farklılıklar bulunduğu ifade etti. Günaydın, "Bu farklılıkların giderilmesi ve ülkenin ayaküstü talihsiz açıklamalar yapan değil, tarım politikalarına katkı koyan bir Maliye Bakanı‘na kavuşması, tüm tarım camiasının içten dileğidir" dedi.
NASIL BİR MALİYE BAKANI
Tarım camiasının Unakıtan‘dan beklentisinin, ayaküstü ve gerçeklerle örtüşmeyen açıklamalar yapması olmadığını anlatan Günaydın, Maliye Bakanı‘nın nasıl olması gerektiğini ise şöyle sıraladı:
"1-Tarımda planlamayı savunmalıdır. Plansız yatırımların ortaya çıkardığı akıl dışı uygulamalara dayalı kaynak israfını önlemelidir. Bilinmektedir ki, planlama yoksa mühendise gerek yoktur.
2-Tarım yatırımlarına bütçe ayırmalıdır. Çağdaş sulama, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri başta olmak üzere yapılacak yatırımlar, tarımda dönüştürücü etki yaratacak ve ziraat mühendislerinin alanda çalışmalarına olanak tanıyacaktır. Tarım Yasası‘nın öngördüğü kaynak büyüklüğünü tarıma aktarmayan Maliye Bakanı, tarıma yönelik eleştiri geliştirmek yerine görevini yapmalıdır. Çünkü yatırım yoksa mühendise gerek yoktur.
3-Kamu çalışanı ziraat mühendisleri, sabahlara kadar bürolarda Doğrudan Gelir Desteği hesaplamaları yapmak zorunda bırakılmamalı, teknolojiyi ve bilgiyi tarıma aktaracak bir iş planı doğrultusunda üreticinin yanında olmalıdır. Kamuya çalışmalarını bu yönde sürdürebilmek için gerekli araç ve finansman desteği sağlanmalıdır. Maliye Bakanı‘nın işi bu gereklilikleri yerine getirmek, kadro tahsislerinde ve norm kadro uygulamalarında bu iş planını aramaktır.
4-Bir Maliye Bakanı, köylerde görev yapan ziraat mühendislerini görmek için, işadamlarının toplantılarından fırsat bulduğu ölçüde kırsal alanı dolaşmalıdır. Böylece yattıklarını ileri sürdüğü ziraat mühendislerinin, barınma ? ulaşım ? iletişim başta olmak üzere hangi güç koşullarda köylerde görev yaptıklarının farkına varmalıdır.
5-‘Seçmene selam ? yola devam‘ mantığı içinde plansız ? programsız Ziraat Fakülteleri açmak yerine, mevcutların kurumsal kapasitesini güçlendirmeye çalışmalıdır. Fakülte çoksa işsizlik vardır.
6-Tarım arazilerini, mevcut tarımsal işletmeleri, araştırma enstitülerini, tarımsal KİT‘leri ‘babalar gibi satmak‘ - kiralamak yerine, köylüyü vahşi piyasa koşullarına terk etmekten vazgeçmeli, tüm gelişmiş ülkelerde bulunan tarımsal kamusal müdahale mekanizmalarını kurmalıdır.
7-Hazine arazilerini ve mayınlı arazileri iç ve dış sermayenin hizmetine sunmak yerine, ülkenin açığı bulunan ve yılda 6.4 milyar dolarlık dışalım ile kapatılmaya çalışılan tarım ürünü ithalatını önlemek ve üretim üsleri kurmak üzere ziraat mühendislerine tahsis etmelidir.
8-Hasat döneminde ithalat gümrük vergilerini düşürmemeli, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi iç pazarı koruyucu önlemleri uygun biçimde almalıdır.
9-Ulusal Biyogüvenlik Yasası‘nın çıkmasına katkı koymalı, Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin ülkeyi işgaline izin vermemelidir. GDO‘lu mısır ithalinin gerekçesini soranlara; "tavuklarıma yedirmek için" yolunda anlamlı (!) açıklamalar yapmamalıdır."