BASIN AÇIKLAMASI

Ülkemizin geçirmekte olduğu zor günler 1 Mayıs Taksim Olayları ve hukuğu göz ardı eden  gece tutuklamaları ile polis devletini hatırlatan görüntülerle bir daha ortaya konulmuştur.

Akademik odalar ve birlikleri hem siyasi iktidarın hem de mualefetin mesleki ve toplumsal birikimleri sonucu tabii danışmanları konumundadır. Bir yandan demokrasi havarisi geçinenlerin demokrasinin yapı taşlarından olan akademik meslek odalarının etkinsizleştirilmesi, yasa ve yönetmelik değişiklikleri ile işlemez hale getirilmesi ve polis gücü kullanılarak yıldırılıp susturulması çalışmaları hızla devam etmektedir. Ne yazık ki görevleri ve adresleri belli olan diğer kişilerin gece tutuklamaları gibi  TTB Başkanı Prof. Dr Gencay GÜRSOY ‘un  polis tarafından  antidemokratik olarak gözaltına alınması buna en iyi örnektir.

Daha 8 Nisan 2008 tarihinde Mecidiyeköy‘den Taksim‘e binlerce polisin katıldığı bir yürüyüş düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği, sıra emekçilere, sendikalara ve meslek örgütlerine  geldiğinde Taksim alanını 1 mayıs kutlamaları nedeni ile emekçilere kapatmış, adeta 35 bin polis ile 1 mayıs polis devleti günü olarak kutlamıştır.

Uluslararası Savaş Hukuku ve Dünya Sağlık Örgütü sözleşmeleri, savaş ortamında bile hastanelere ve sağlık birimlerine saldırıyı yasaklamaktadır. Şişli Etfal Hastanesi bahçesine yapılan biber gazlı müdahalenin sağlık çalışanları ve hastalarına hedef olması "kazayla oldu" açıklamaları ile ciddiyetten uzak samimi olmayan açıklamalardır.

Özgürlükleri genişletme söylemini  savunan iktidarın mevcut özgürlük anlayışının sadece kendi özgürlük anlayışı ile sınırlı olduğu, emekçiler üzerindeyse baskı ve şiddet anlamına geldiği son olaylarla bir kez daha kanıtlanmıştır.

Manisa Akademik Odalar Birliği, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları olarak  Prof. Dr. Gencay GÜRSOY ‘un nezdinde yapılan uygulamanın ve 1 Mayıs Taksim olaylarının emekçilere ve tüm meslek odalarına yapılmış olduğunun bilincindeyiz.