MERKEZİ VE YEREL YÖNETİM "REFORMLARININ", TARIMSAL KAMU YÖNETİMİ, KAMU ÇALIŞANLARI VE GENEL OLARAK TARIM SEKTÖRÜ ÜZERİNE OLASI ETKİLERİ
Gökhan GÜNAYDIN (*)
Giriş
59. Hükümet‘in hazırladığı ve Türkiye Cumhuriyeti‘nin Devlet yapısında çok önemli değişiklikler yaratmaya aday çeşitli yasa tasarıları, kamuoyunun gündemine yerleşmiş durumdadır.
Sürekli yeni versiyonları "piyasaya" sürülen bu tasarılar, (i) Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, (ii) Merkezi İdare İle Mahalli İdareler Arasında Görev, Yetki ve Kaynak Paylaşımı İle Hizmet İlişkilerinin Esasları Hakkında Kanun Tasarısı, (iii) Kamu Sermayeli Şirketler Hakkında Kanun Tasarısı olarak sayılabilir.
Eylül 2003 Ayı‘nda Parlamento‘ya getirileceği bildirilen Yasa tasarıları, düzenleme iddiasını taşıdığı alanların genişliği ve önemi dikkate alındığında, tüm yönleriyle incelenmeye değerdir. Aşağıda, her üç tasarının özelde tarımsal kamu yönetimi ve kamu çalışanlarına, genelde ise tarım sektörüne olası etkileri analiz edilmeye çalışılacaktır.
1 - Anayasa‘ya Aykırılık Sorunu
7.11.1982 tarihinde 2709 sayılı Yasa ile kabul edilen Anayasa‘nın "C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. maddesi hükmü aynen şöyledir;
Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır."
Görüldüğü gibi, Anayasal dayanağı uyarınca, tarım alanlarının korunması, tarımsal üretimin planlanması, girdilerin sağlanması, tarımsal üretimin artırılması, üreticinin ürününün katma değerine sahip çıkacağı bir pazarlama yapısının oluşturulması.. kamusal uğraşı alanları olup, sayılan görevler devlet tarafından yerine getirilir.
Buna karşılık KYTK(1) tasarısının önceki versiyonlarında tarım sektörü ile ilgili olarak, yalnızca, "ulusal ve bölgesel düzeyde çevrenin, ekolojik dengenin ve gıda güvenliğinin korunması ve geliştirilmesi hizmetleri" merkezi yönetimin yetki, görev ve sorumluluk alanına bırakılmış, bunun dışındaki çalışma alanları "mahalli ve müşterek mahiyetteki görev ve hizmetler" olarak kabul edilerek yerel yönetimlere bırakılmıştır (KYTK Tasarısı, Mayıs versiyonu, madde 4 ve 5)(2).
Adı geçen tasarının Haziran versiyonu ise, tarımla doğrudan - dolaylı ilişkili ilgili hiçbir belirlemeyi, merkezi yönetimin görev ve yetkileri arasında saymamaktadır. (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, madde 6 ve 7). "Mahalli idarelerin görev, yetki ve sorumlulukları" başlıklı madde, mahalli - müşterek ihtiyaçlara ilişkin her türlü görev ve hizmet ile merkezi idare tarafından yürütülmesi öngörülenler dışındaki görev ve hizmetlerin, yerel yönetimler tarafından yerine getirileceğini ifade etmektedir (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, madde 8).
Bu bağlamda, tasarının, Mayıs versiyonundaki açık belirlemeyi terk etmesine karşılık, Haziran versiyonunda zımnen olmak üzere, tarım hizmetlerini "mahalli - müşterek ihtiyaçlara ilişkin" hizmetler bütünü olarak değerlendirdiği ve yerel yönetimlere devrettiği anlaşılmaktadır. Böylelikle, her defasında tarım sektörü ile ilgili daha olumsuz hükümler içeren tasarı versiyonlarının tümünün, bu yönüyle Anayasa‘ya aykırı olduğu saptanmalıdır.
2 - Tarımsal Kamu Yönetimi ve Kamu çalışanları Üzerine Olası Etkiler
Tasarıların getirdiği düzenlemelerle, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın merkez teşkilatı daraltılmakta, taşra teşkilatı il özel idarelerine devredilmektedir. Çalışanlar ise, "Kamu çalışanı" statüsünden çıkarılmaktadır.
Halen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (TKİB) Merkez Teşkilatı yapısı aşağıdaki gibidir;
- Ana Hizmet Birimleri (Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Teşkilatlandırma ve Destekleme Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler ve Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı)
- Danışma ve Denetim Birimleri
- Yardımcı Hizmet Birimleri
- İlgili Kuruluşlar (Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü)
- Bağlı Kuruluşlar (Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü)
Taşra Teşkilatı ise, 81 İl Müdürlüğü, 802 İlçe Müdürlüğü, 894 Köy Grubu Tarım Merkezi, 56 Tarımsal Araştırma Kuruluşu, 20 Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 1 Antalya Beymelek Su Ürünleri Üretim ve Geliştirme Merkezi Müdürlüğü, 1 Ankara Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 1 Ankara Tarım Alet Makinaları Test Merkezi Müdürlüğü, 1 Adana Zirai Üretim İşletmesi ve Personel Eğitim Merkezi Müdürlüğü, 1 Ankara Zirai Üretim İşletmesi, Personel ve Makine Eğitim Merkezi Müdürlüğü, 1 Ankara Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü, 2 Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüğü, 7 Zirai Karantina Müdürlüğü, 39 İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü, 6 Tahafuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlüğü, 20 Okul, 8 El Sanatları Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Enstitüsü, 11 Buca Karacabeyi Fidan ve Fide Test Merkezi Müdürlüğü, 1 Ankara Merkez İkmal Müdürlüğü, 1 Şanlıurfa Güneydoğu Anadolu Projesi Eğitim Yayım ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, 1 İstanbul Zirai İlaç Kontrol İstasyon Müdürlüğü ve 1 Ankara Zirai İlaç ve Toksikoloji Merkezi Müdürlüğü
KYTK Tasarısı, daha birkaç ay önce Çevre Bakanlığı ile birleştirilmiş olan Orman Bakanlığı‘nı bu yapıdan ayırarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile birleştirmekte ve Bakanlığın adını "Tarım ve Orman Bakanlığı" olarak değiştirmektedir. Adı geçen Bakanlık, tasarı ekindeki II Sayılı Cetvel‘de yer almakta, dolayısıyla taşra teşkilatı olmayan bir Bakanlık niteliğine dönüştürülmektedir.
Tasarıya göre, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı taşra teşkilatının görev ve yetkileri ile araştırma enstitüleri, okullar, laboratuvarlar, devlet üretme çiftlikleri, haralar, diğer üretim merkezleri bina, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları, bütçe ödenekleri ve kadroları ile birlikte olmak üzere personeli il özel idarelerine devredilecek"(3) , devir ve tasfiye en geç bir yıl içerisinde gerçekleştirilecek, atanacak personel ile devredilecek taşınır ve taşınmaz mallar, ilgili yerel yönetimin ihtiyacı dikkate alınarak belirlenecektir.(4)
Ayrıca Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırılacak(5) , KHGM‘nün görev ve yetkileri, araç, gereç, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, bunlara ait ödeneklerle birlikte İstanbul dışında il özel idarelerine, İstanbul ilinde ise bu hizmetleri il hudutları dahilinde yapmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne devredilecek olup, tasfiye ve devir işlemleri üç ay içinde gerçekleştirilecektir.(6) KHGM merkez teşkilatı personeli Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘na, İstanbul dışındaki taşra teşkilatı personeli bulundukları illerdeki il özel idarelerine, İstanbul‘da ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına kadro ve pozisyonları ile birlikte devredilmiş ve bunlar da başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bu kadro ve pozisyonlara atanmış sayılır".(7)
Taşra teşkilatı olmayan Bakanlık, hizmetlerini nasıl yürütecektir ? Bu sorunun yanıtını, Tasarı kapsamındaki maddelerden bulmak olanaklıdır. Tasarı hükümlerine göre, "Kamu kurum ve kuruluşları kanunlarla yetkili ve görevli kılınmadıkları alanlarda işletme kuramaz, mal ve hizmet üretimi yapamaz, bu amaçla personel, bina, araç ve gereç ve kaynak tahsis edemez".(8) Ayrıca, "merkezi idare ve mahalli idarelerin yetkili organlarının kararı ile uygun görülen görev ve hizmetler, ilgileri itibariyle üniversitelere, noterlere, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, alanında uzmanlaşmış sivil toplum örgütlerine devredilebilir. Hizmetlerin devrine ilişkin esas ve usuller Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.(9)
Bu durumda, TKİB Merkez Teşkilatı "ulusal ve bölgesel düzeyde çevrenin, ekolojik dengenin ve gıda güvenliğinin korunması ve geliştirilmesi hizmetleri" ni yapacak, taşra teşkilatı ise tümüyle il özel idarelerine devredilecektir.
Tasarı hükmünün gerçekleşmesi, TKİB‘nı kol ve bacaklarından yoksun, içi boş bir gövdeye dönüştürecek, işlevsizleştirerek tümüyle tasfiyesine zemin hazırlayacaktır.
Yukarıda da söylenildiği gibi, tarım hizmetleri merkezi planlamaya dayalı, havza bazında çalışma gerektiren, özel uzmanlık bilgisine gereksinim gösteren hizmetler olup, bunların il özel idarelerine devredilmesi, amaçlandığı söylenilenin tam aksine, tarım hizmetlerinin etkinlik ve verimliliğini büyük ölçüde geriye götürecektir.
Tasarıların kamu çalışanları üzerindeki etkisi ise, statü ve kazanılmış hakların kaybı şeklinde kendisini gösterecektir.
Tasarının öngördüğü personel sistemi, "kamu hizmetlerinin gerektirdiği nitelik ve sayıda, esnek, liyakata dayalı istihdamı esas alan, sade, performans değerlendirmesine müsait, şeffaf" tır (KYTK Tasarısı geçici madde 8).
Düzenlemelerden etkilenecek tarımsal kamu yönetimi çalışanları, aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
İşçi | Genel Toplam | |||||
---|---|---|---|---|---|---|
Memur | Sözleşmeli | Sürekli | Geçici | Toplam | ||
Tarım ve Köyişleri Bk. lığı | 31.136 | 70 | 11.170 | 730 | 11.900 | 43.106 |
Köy Hizmetleri Gen. Md. | 6.367 | 1 | 47.842 | - | 47.842 | 54.210 |
Atatürk Orman Çiftliği | 77 | - | 139 | 241 | 380 | 457 |
Tarım Reformu Gen. Md. | 559 | - | 25 | - | 25 | 584 |
TOPLAM | 38.139 | 71 | 59.176 | 971 | 60.147 | 98.357 |
Kaynak : Devlet Personel Başkanlığı, Kamu Personeli, Temmuz - Eylül 2002 verilerinden türetilmiştir.
Not : Tablo, ilgili kamu yönetimlerindeki dolu kadro durumunu göstermektedir.
Bu hükümlerin açık anlamı, 100.000‘e yakın tarım sektörü kamu çalışanının, siyasete iyice yaslanmış yarı siyasi -yarı bürokrat diye tanımlanabilecek bir yapının objektifliğine (!) dayalı "performans ölçütü" kılıcını, her yıl sözleşme yenileme dönemlerinde enselerinde hissederek yaşamaları gerçeğidir.
Hüküm aynı zamanda, örtük olarak, kamu çalışanı sayısının azaltılacağını da belirtmektedir. "Türkiye‘de Devlet büyüktür" saptırmacasını bir tarafa bırakarak salt dolu - boş kadro karşılaştırması yapmak bile, tarım alanında görevli kamu çalışanı sayısındaki geriye gidişi açıkça gözler önüne sermektedir.
Memur | Sözleşmeli | İşçi | Toplam | |||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Sayı | Oran(%) | Sayı | Oran(%) | Sayı | Oran(%) | Sayı | Oran(%) | |
Tarım ve Köyişleri Bk. lığı | 14606 | 32 | 43 | 38 | 2391 | 17 | 17040 | 28 |
Köy Hizmetleri Gen. Md. | 3638 | 36 | 17 | 94 | 3693 | 7 | 7348 | 12 |
Atatürk Orman Çiftliği | 74 | 49 | - | - | 1397 | 78 | 1471 | 76 |
Tarım Reformu Gen. Md. | 567 | 50 | - | - | 1 | 4 | 568 | 49 |
TOPLAM | 18.885 | 50 | 60 | 46 | 7.482 | 11 | 26.427 | 27 |
Kaynak : Devlet Personel Başkanlığı, Kamu Personeli, Temmuz - Eylül 2002 verilerinden türetilmiştir.
Tablodan da okunacağı üzere, tarımsal kamu yönetiminde toplam kadronun % 27‘si boş durumdadır. Bu oran, memur kadrosunda % 50‘ye kadar çıkarken, işçilerde % 11 düzeyinde kendisini göstermektedir.
Tarımsal kamu yönetiminde çalışanların uğrayacağı daha büyük olumsuz etki ise, Bakanlık çalışanı olmaktan çıkıp, yerel yönetimler (il özel idareleri) çalışanı statüsüne geçişleridir. Bu durum, kuşkusuz birçok hak kaybını ve istihdam güvenliğindeki aşınımı beraberinde getirecektir.
3 - Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ve İl Özel İdarelerine Devredilmektedir.
Tasarının öngördüğü düzenlemeye göre, kaldırılacak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü‘nün görevleri, personel, araç, gereç, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, bunlara ait ödeneklerle birlikte İstanbul dışında il özel idarelerine, İstanbul ilinde ise bu hizmetleri il hudutları dahilinde yapmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne devredilecek olup, tasfiye ve devir işlemleri üç ay içinde gerçekleştirilecektir (KYTK Tasarısı madde 70 ve geçici madde 2; MİYT geçici madde 1).
KHGM çalışanlarında ve makine parkında, 1980‘lerin ortalarından itibaren önemli geriye gidişler görülmektedir.
KHGM‘nün 1985 - 2002 yılları arasında memur kadro sayısı 10.240‘tan 6.496‘ya; işçi sayısı ise 65.327‘den 49.941‘e gerilemiştir. Kamu çalışanlarının statü ve çalıştıkları yer itibarıyla dağılımı aşağıda verilmektedir;
MEMUR | İŞÇİ | SÖZLEŞMELİ | TOPLAM | |
---|---|---|---|---|
MERKEZ | 674 | 836 | 1 | 1511 |
TAŞRA | 5822 | 49105 | 1 | 54928 |
TOPLAM | 6496 | 49941 | 2 | 56439 |
Makine parkı ise, 1990 yılındaki 28.002 adetlik düzeyinden, 2002 yılında 18.300 adete kadar inmiştir.
Özelleştirme, yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarına ait işletmelerin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesi/satılması olmayıp, "taşeronlaşma ya da emanet işlerin azaltılarak işlerin özel kişi ve kuruluşlara yaptırılması" da bir özelleştirme yöntemidir. Karayolları, Köy Hizmetleri ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlükleri, yapıları ve hizmet alanları gereği satılarak özelleştirilemeyeceği için, bu kuruluşları özelleştirmenin yolu, bu kuruluşlarca yerine getirilen hizmetlerin müteahhitlere ve taşeronlara yaptırılmasıdır.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü‘nün kapatılarak İl Özel İdarelerine devri sonucu hizmet alanlarının özelleştirilmesi ve yerelleştirilmesi ile belli kesimlere yeni çıkar alanları açılmasını amaçlamaktadır. KHGM‘nin kapatılmasının yaratacağı sorunlar ve kapatılma nedenlerini kısaca incelersek; a) yerel siyasi baskılar artarak kaynaklar plansızca ve savurganca kullanılacak, b) bölgesel eşitsizlik ve dengesizlik sorunu büyüyecek, c) toprak ve su kaynaklarının belirlenmesi, korunması ve yönetimi için, ülke bütününde planlamalar ve havza bazında uygulamalar yapılamayacak, d) tarımsal desteklerin kaldırıldığı süreçte, Devletin Türk çiftçisine dolaylı olarak verdiği son destek arazi toplulaştırma hizmetleri istenilen düzeyde ve nitelikte verilemeyecek, e) Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü‘nün kendi personeli ve donanımı ile kırsal kesime hizmet götürürken, görev alanına giren ve ihaleli sisteme göre çok daha ucuza mal ettiği hizmetlerin parasallaştırılması sağlanarak, kırsal altyapı hizmetlerinin tümüyle ihaleli olarak gerçekleştirilmesiyle doğacak pazarı yerli ve yabancı özel sektör dolduracaktır.
4 - Birçok Kuruluş Özelleştirilmekte Ya da Kaldırılmaktadır.
Tasarıların öngörülerine göre; Tarımsal Kamu Yönetiminde yer alan ya da dolaylı olarak tarımsal işleve sahip aşağıdaki kuruluşlar özelleştirilecek;
- Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü,
- Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü,
Aşağıdaki kuruluşlar ise kaldırılacaktır;
- Türkiye Zirai Donatım Kurumu A.Ş. Genel Müdürlüğü,
- Tarım Reformu Genel Müdürlüğü,
- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü,
- GAP İdaresi Başkanlığı
Belirtilen Kuruluşlar girdi üreten, tarımsal altyapıyı düzenleyen, tarım ürünlerini işleyen Kuruluşlardır. Başka bir deyişle bu kuruluşların kaldırma / özelleştirme adları altında tasfiyesi, tarım sektörünün tohum - gübre - mekanizasyon - su - arazi toplulaştırma - ürün işleme - yönetim gibi kamusal desteklerden yoksun kalması anlamını taşımakta olup, bu gelişme, tarımın çöküşünü radikal bir şekilde hızlandırma sonucunu doğuracaktır.
5 - KİT‘lerin tamamı, Kamu Sermayeli Şirketlere Dönüştürülmektedir.
Türkiye KİT yapısı, Kamu İktisadi Kuruluşu ve İktisadi Devlet Teşekkülü yapısından oluşmaktadır. "Kamu Sermayeli Şirketler Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı", KİT‘leri, özelleştirmenin bir ön basamağı olarak, özel hukuk hükümlerine tabi, ekonomik alanda ticari esaslara göre faaliyet gösteren kamu sermayeli şirketlere dönüştürmektedir. Bunlar, "uygun şartlarda özelleştirme programına alınacak veya tasfiye edilmelerini sağlayacak kurallar belirlenecektir (KSŞK Tasarısı madde 1 ve 2).
Tasarı, KİT çalışanlarına ilişkin düzenlemeler de öngörmektedir. Buna göre, Kamu Sermayeli Şirket personeli rejimi, esas olarak 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine uyarlı olacaktır. Ancak Kanun‘un yürürlüğe girdiği tarihte 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu‘na tabi olanlar, statü değiştirmeyi reddettiklerinde, bu kadrolarında çalışmaya devam edecekler; bu kadrolar herhangi bir şekilde boşaldığında iptal edileceklerdir.
Bu durumda, Emekli Sandığı‘na tabi kadrolu - sözleşmeli çalışanların üzerinde doğacak İş Yasası statüsüne geçiş zorlama - dayatmalarını tahmin etmek zor değildir. Ayrıca, artık KİT‘lerde böyle bir statü tesis etmek de olanaksız hale gelecektir.
Bu düzenlemelerden etkilenecek kamu personeli yapısına ilişkin değerlendirmeler ise şöyledir;
Ekim 2002 ayı itibariyle, Türkiye‘nin 95 KİT‘inin toplam 453.243 çalışanı bulunmakta olup, bunun % 39.6‘sını sözleşmeli personel (179.698 kişi), % 38‘ini işçiler (173.135 kişi), % 14.6‘sını kapsam içi personel (66.222 kişi), % 3.8‘ini kapsam dışı personel (17.364 kişi) ve % 3.8‘ini memurlar (17.240 kişi) oluşturmaktadır.
Sözü edilen KİT‘lerin 15‘i tarımsal KİT‘lerden oluşmaktadır. Bunların çalışan dağılımı ve KİT toplamı ile olan karşılaştırması aşağıdaki tabloda verilmektedir;
I Sayılı Cetvel | II Sayılı Cetvel | İşçi | Genel Toplam | |||
---|---|---|---|---|---|---|
Sürekli | Geçici | Toplam | ||||
Çay İşletmeleri Gen. Müd. | 463 | 818 | 67 | 800 | 867 | 2148 |
Tarım İşletmeleri Gen. Md. | 191 | 944 | 2070 | 3020 | 5090 | 6225 |
İstanbul Gübre San.AŞ G.M.(6) | - | - | 494 | - | 494 | 988 |
Türkiye Gübre San. AŞ. G.M. | 175 | 382 | 52 | 975 | 1027 | 1584 |
Gemlik.Gübre San. AŞ G.M. | 24 | 160 | 465 | 19 | 484 | 668 |
Kütahya Gübre San.AŞ G.M. | 26 | 73 | 564 | 579 | 1143 | 1242 |
Samsun Gübre San.AŞ G.M. | 22 | 133 | 339 | 774 | 1113 | 1268 |
Et ve Balık Ürünleri AŞ G.M. | 110 | 372 | 439 | 1092 | 1531 | 2013 |
T.Zirai Donatım AŞ G.M. | 101 | 132 | 275 | 221 | 496 | 729 |
Ziraat Bankası GM | 3406 | 30746 | 109 | - | 109 | 34261 |
Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ GM | 370 | 3907 | 6560 | 2693 | 9253 | 13530 |
Adapazarı Şeker Fab.AŞ GM | 6 | 47 | 1573 | 1409 | 2982 | 3035 |
Kütahya Şeker Fab.AŞ GM | 9 | 47 | 243 | 453 | 696 | 752 |
Toprak Mahsülleri Ofisi GM | 260 | 4308 | 363 | 476 | 839 | 5407 |
TEKEL GM | 442 | 4476 | 15579 | 12628 | 28207 | 33125 |
15 TARIMSAL KİT TOPLAMI | 5605 | 46545 | 29192 | 25139 | 54331 | 106975 |
95 KİT TOPLAMI | 16824 | 179698 | 118695 | 54440 | 173135 | 453243 |
TARIMSAL KİT ORANI (%) | % 33 | % 26 | % 25 | % 46 | % 31 | %24 |
Kaynak: Devlet Personel Başkanlığı, Kamu Personeli, Temmuz - Eylül 2002 verilerinden türetilmiştir.
Not:
- Gölgelendirilmiş KİT‘ler, 399 sayılı KHK‘ye tabi olarak Sözleşmeli personel çalıştırmaktadırlar.
- Diğerleri, 4046b sayılı özelleştirme yasasına tabidirler.
- KİT‘lerde "memur" statüsü, I ve III sayılı cetvele tabi olarak çalışanlardan oluşmaktadır. I sayılı cetvel 1-4 derecelerde kadro karşılığı çalışanları, III sayılı cetvel ise ayrıldıklarında kadroları da kalkan sözleşmelileri ifade etmektedir. III sayılı cetvelde, Türkiye‘nin 95 KİT‘inde yalnızca 416
dolu kadro bulunmaktadır. Sayılarının azlığı nedeniyle, toplam da hesaba katılmışlardır. - II sayılı cetvel sözleşmeli personeli ifade etmektedir.
- Sürekli ve geçici işçiler, İş Kanunu çerçevesinde imzalanan Toplu İş Sözleşmelerine tabi olarak çalışmaktadırlar.
- Tarımsal KİT‘lerde Kapsamdışı ve Kapsamiçi personel yalnızca İstanbul Gübre Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğü‘nde bulunmakta olup, sayıları sırasıyla 82 ve 412‘dir. Sayılarının azlığı nedeniyle değerlendirmeye alınmamışlardır.
Görüldüğü gibi, tarımsal KİT çalışanlarının büyük çoğunluğu işçilerden ve sözleşmeli personelden oluşmaktadır. 54.331 işçi toplam çalışanın % 51‘ini oluştururken, onları 46.545 sözleşmeli personel (toplam çalışanın % 43‘ü) izlemektedir. 16.824 memurun toplam tarımsal KİT çalışanına oranı ise ancak % 15 düzeyinde kalmaktadır.
Yukarıda nitelik - nicelikleri verilen kamu çalışanları, tasarı öngörüleri gerçekleşirse, kazanılmış haklarını ve statülerini yitirme tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.
Özelleştimelerin alt sektörel etkileri ise, yıkımla eşdeğerdir. 1980‘lerin ortalarında başlayan özelleştirme süreci, tarımsal alanda birbirini izleyen üç evrenin ortaya çıktığını göstermektedir.
- Öncelikle kamu alandan çekilmekte ve alan, özel tekellerce doldurulmaktadır. İstanbul sermayesi, yerel firmaları satın almakta ve/veya kendisi için fason üretim yapar hale getirmektedir. Bu sermayenin merkezileşmesi sürecidir.
- Süreçte örgütsüz köylü "örgütlü" sermaye ile karşı karşıya kalmakta ve köylünün sömürülme düzeyi artmaktadır. Bu, emeğin yoksulluğunun derinleşmesi sürecidir.
- Merkez kapitalizmin yaşam kaynağı olan çevre krizleri, yerli şirketlerin yabancı ÇUŞ‘lere satılması sonucunu doğurmaktadır. Bu ise sermayenin yabancılaşması sürecine işaret etmektedir.
Bu bağlamda Türkiye en temel ürünlerde dışa bağımlı hale gelmekte, üretim yapıları kırılmakta, tüketici her geçen gün yükselen bedellerle ÇUŞ‘lerin yoğurtlarını, makarnalarını, sularını satın almaktadır. Dolayısıyla kaybeden Türkiye, kazanan ÇUŞ‘ler olmaktadır.
SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME
"Devlet reformu" çalışmalarının özünü, sosyal devletten düzenleyici - yönetişimci devlete, yurttaş kavramından müşteri kavramına ve kamu yararı ilkesinden piyasanın belirleyiciliği ilkesine geçiş temsil etmektedir. Bu felsefenin, devleti tüm üretim yapılarından uzak tutma amacı sürpriz sayılmamalıdır.
"Reform" çalışmalarının tarım sektöründeki olası etkileri, 1980‘li yıllardan bu yana yaşanılanların ışığında daha rahat analiz edilebilir. Bilindiği gibi, 1984 yılında "reorganizasyon" adı altında Tarım Bakanlığının tüm kurmay birimleri (Ziraat İşleri, Zirai Mücadele, Hayvancılığı Geliştirme, Gıda İşleri, Veteriner İşleri, Su Ürünleri, Toprak Su Genel Müdürlükleri ..) kapatılmış, birçok özelleştirmeler (Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, YEMSAN, Zirai Donatım Kurumu ..) gerçekleştirilmiş ve sonuçta 1980 sonrası sürecin yıkılmış tarım sektörü, perişan köylüsü ortaya çıkmıştır.
Bugün benzer senaryolar, çok daha kapsamlı olarak ortaya konulmaktadır. Kalan tarımsal kamu yönetimi tümüyle tasfiye edilmekte, kalan KİT‘ler özelleştirilmektedir. Gübre - şeker - çay - tütün özelleştirmeleri sonrasında piyasayı tutacak ÇUŞ‘ler şimdiden bellidir.
İl özel idareleri şemsiyesi altında yaratılmaya çalışılan yerel derebeyi yapısının, tarım sektörüne yararlı olamayacağı açıktır.
(*) TMMOB Ziraat Mühendisleri ODASI Yönetim Kurulu Başkanı
(1) Kamu Yönetimi Temel Kanunu
(2) Mayıs versiyonunun bu belirlemesine ilişkin olarak; " Tarım hizmetleri, üretim planlamasına dayalı - genellikle havza bazında yürütülen - tüm ulusun gıda güvencesi ve güvenilirliği ile ilişkili hizmetler olduğundan, ‘mahalli ve müşterek mahiyette‘ olarak yorumlanamaz. Bu yoruma dayanılarak düzenlenen hükümler, açıkça Anayasa‘nın 45. maddesi hükmüne aykırıdır. Nitekim Tasarı, ‘Anayasa‘nın bu maddelerinde değişiklik gerekebilir‘ ifadesi ile Anayasa‘ya aykırılığı kabul etmektedir" yorumunda bulunmuş idik.
(3) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, geçici madde 1, e bendi).
(4) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, geçici madde 1, son fıkra).
(5) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, madde 54).
(6) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, geçici madde 2).
(7) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, geçici madde 2).
(8) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, madde 5, i bendi).
(9) (KYTK Tasarısı, Haziran versiyonu, madde 10).