MESLEĞİMİZ ONURUMUZDUR
“Mesleğim Onurumdur Onurumu Çiğnetmem” diyen Bitki Koruma Ürünleri Bayiliği Yapan Serbest Ziraat Mühendisleri bir günlük bayi kapatma eylemi yaparak Tarım Bakanlığını uyardı.
12.05.2009 Perşembe günü saat 10.00 da TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Bayi Komisyonu‘nun çağrısı ile toplanan Ziraat Mühendisleri bir basın açıklaması ile Tarım Bakanlığını uyardı. Basın açıklamasını tüm meslektaşlar adına TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Onur Kurulu Üyesi Ayhan BARUT yaptı. Basın açıklamasına Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban BAŞ, Karataş Ziraat Odası Başkanı Mustafa YEŞİLYAPRAK ve 700 meslektaşımız katılarak destek verdiler.
BASIN AÇIKLAMASI
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, bitki koruma ürünlerinin doğru ve etkin bir biçimde kullanılmasıyla bir taraftan hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması, böylece ürün verim ve kalitesinin korunması; diğer taraftan halk sağlığı, bitki, hayvan ve çevre sağlığı üzerindeki risklerinin yönetilmesi konusunun, birikim ve deneyim gerektiren önemli bir mühendislik alanı olduğunu yıllardır savunmuş ve savunmaya devam etmektedir.
Buna koşut bir biçimde, bitki koruma ürünlerinin reçete ile satılması denetimli ortamlarda ilaç tavsiyesi, satışı, kullanımı ve geriye izlenebilirlik sistemlerinin kurulabilmesi açısından gerekli, yararlı ve zorunlu bir uygulama olarak değerlendirilmekte ve desteklenmektedir.
Bakanlık, Reçeteli Tarım İlacı Satışı konusundaki plansız - aceleci - yanlış adımları ile sektörde bir kaos yaratmıştır.
"Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı" hakkında Ziraat Mühendisleri Odası‘nın görüşlerini, 12.09.2008 günlü yazımızla Bakanlığa gönderdik. Yazımızda, reçeteli satış uygulamasının üretici ve bitki koruma ürünü açısından kapsamının daraltılarak, 9 tarım bölgesinden seçilecek pilot illerde uygulanmasını, aksi halde ortaya çıkacak kaostan korunmanın mümkün olamayacağını belirttik.
Yönetmelik, bu görüşlerimizin hiçbirine uyulmadan, 12.2.2009 tarihinde yayımlandı. Kamuda çalışan teknisyen - teknikerlere reçete yazma yetkisi tanınırken, ziraat mühendislerinin bitki koruma ürünü reçetesi yazma yetkisi, girecekleri sınavda başarılı olma zorunluluğuna bağlandı. Yasa, Tüzük ve bilime aykırı bu Yönetmeliğin tam yirmi bir adet düzenlemesinin iptali için, Ziraat Mühendisleri Odası olarak, 23.02.2009 tarihinde Danıştay nezdinde Dava açtık.
Şimdi soruyoruz: "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı" nın 13 ve 14 üncü maddeleri ile veteriner tıbbi ürünlerinin toptan ve perakende satışını ve uygulanmasını veteriner hekimlere özgüleyen ve aynı taslağın 11 inci maddesi ile sadece veteriner hekimlerin herhangi bir sınava tabi olmadan muayenehane, klinik ve poliklinik açabileceğine ilişkin düzenleme getiren Bakanlık; Sıra Zirai mücadele bayilerine gelince ilkokul mezunlarının, okuryazarların ilaç satmasına; kamuda çalışan tekniker - teknisyenlerin reçete yazmasına göz yummakta; ziraat mühendislerinin bayii olmasını ve reçete yazmasını sınava tabi tutmaktadır.
Kanunlarla verilen yetkiye dayanarak, zirai ilaç bayisi açmak ve mesleğini bu yönde sürdürmek isteyen meslektaşlarımıza, başka mesleklerde örneği bulunmayan şekilde sınav zorunluluğu getirilmiştir. Kanunlarla verilen yetkiler yönetmeliklerle alınmakta ve ne gibi bir amaç güdüldüğü net olarak anlaşılamamaktadır.
Mesleğimizin icrasında sahip olmak zorunda olduğumuz tek unsur Ziraat Mühendisliği diplomasıdır. Bu vesile ile Türkiye‘deki tüm Ziraat Fakülteleri Dekanlıklarını diplomamıza ,mesleğimize , bilimsel ve hukuksal haklı mücadelemize sahip çıkmaya ,destek olmaya davet ediyoruz.
BU ÇİFTE STANDARDIN SEBEBİ NEDİR?
Bakanlık açıklamasında, Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce tüm alt yapı çalışmalarının tamamlandığı iddia edilmektedir. Bu açıklama tümüyle gerçek dışıdır. Şunun altını çizerek ifade etmek isteriz ki, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 12 Şubat 2009 günü, reçete yazma yetkisine sahip bir tek serbest çalışan ziraat mühendisi bulunmamaktaydı.
Bununla birlikte Bakanlık, kamuda çalışan ziraat mühendisi - tekniker ve teknisyenlere yönelik olarak ve alel - acele düzenlediği kurslarla, kamu çalışanlarını yetkilendirmişti.
Şimdi soruyoruz: Herhangi bir köyde tarım yapan üretici, ürününe ilaç atmak için, İl ve İlçe Müdürlüğüne gidip masa başında reçete yazdırmak için hangi masraflara ve nasıl katlanacak? Bunun yanında, hastalık ve zararlı teşhisi yapılmadan masa başında yazılan reçete, uygulanmanın da kontrol edilemediği ortamlarda, gıda güvenliğini nasıl sağlayacak?
Reçete yazması karşılığında ortaya çıkabilecek sorunlar karşısında milyonlarca liralık tazminat taleplerinin söz konusu olabileceği ortamda; reçete yazanların bu hizmetleri kapsamında elde edecekleri kazanım ile ilgili hiçbir düzenlemenin getirilmemiş olması nasıl izah edilebilir?
Bakanlığın, "tüm altyapı çalışmalarını tamamlayarak yürürlüğe soktuk" dediği Yönetmeliğin, yürürlüğe girdiği günkü durumu yukarıda açıklandığı gibidir. Yani kâğıt üzerinde her şey tamam, gerçekte değişen hiçbir şey yok.Üstelik reçete yönetmeliğinin şu anki hali serbest ticaret kanuna aykırıdır.
Oda‘mız, "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" in yanlış içeriğine karşı çıkmak ve buna yönelik dava açmakla birlikte; üyelerinin hak ve yararlarını korumak adına, mevcut yanlış sistem içinde olabilecek en uygun çözümleri üretmeye gayret etmekte; bitki koruma alanında özverili öğretim üyelerimiz ile birlikte, Ziraat Fakültesi bulunan illerde yalnızca kurs masraflarının karşılanabileceği, bulunmayan illerde ise Oda‘nın yaptığı maddi katkılar ile reçete yazma eğitimi verme çabasını sürdürmektedir.
Bazı çevreler tarafından bu dikkatli ve özverili tutumun dahi eleştirilmeye kalkışılması, kimi zaman bilgi, kimi zaman da iyi niyet eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Odamız bu hususların yanı sıra Ülkesel Teknik Talimatların yetersiz olduğunu 12.09.2008 tarihinde Tarım Bakanlığı‘na verdiği kapsamlı öneri dosyasında belirtmiştir. Bazı kültür bitkilerinde ekonomik kayıplara yol açan hastalık ve zararlılara karşı tavsiyeli ilaç bulunmamaktadır. Yönetmeliğin yayınlanmasının ve sorunlarla ilgili kaosların yaşanmasının ardından Tarımsal Araştırma Enstitülerine bu hususlarla ilgili çalışmaları talimatı verilmiştir.
Halen ciddi kayıplar söz konusu iken, çok önceden yapılmış olması gereken çalışmalar yapılmamış ve şimdi telaşla soruna çözüm aranmaktadır. Konuyla ilgili ilerlemelerin ne boyuttu olduğunu merak etmekteyiz. Hali hazırdaki durumun özeti ise bu kültür bitkilerinde tavsiye olmadığı için mücadelenin yapılamadığı, kayıpların yaşandığı ve acilen çözüm önerilerinin beklendiğidir.
En traji-komik olan ise, Bakanlığın, tüm bu uygulamaları AB uyumu ve tüketicilerimize ve ihracata güvenilir ürünlerin sunulması için yaptığını iddia etmesidir.
Gıda sektörünün en az yarısı kayıt dışı iken, 400 binden fazla gıda üreten - satan - dağıtan noktayı 5 bin gıda kontrolörü ile denetlemeye çalışan ancak fiziken bu denetlemeyi etkin olarak gerçekleştirmesi mümkün olamayan Bakanlık; işletmelerde iç denetim sağlayan tüm Türkiye‘deki 6803 ziraat - su ürünleri mühendisi yanında, binlerce gıda ve kimya mühendisinin işini kaybetmesine ve gıda işyerlerinde içsel denetim hizmetlerinden uzaklaşmasına neden olacak düzenleme ile mi tüketici sağlığını koruyacak, AB uyumu sağlayacaktır?
Bitki koruma ürünleri alanında, AB‘de yasaklanmış 135 aktif maddenin 75‘ini yasaklamış olmakla birlikte, stoklar bitene kadar 2 yıl süreyle kullanımına izin veren, geriye kalan AB‘de yasaklı 60 aktif madde konusunda ise hiçbir düzenleme yapmayan Bakanlık, bu bakış açısı ile mi toplum sağlığını koruyacak önlemler almaktadır?
Tarım ilaçlarının okuryazarlarca dahi satılmasına göz yuman, tarım danışmanlığı sistemi konusunda olumlu bir ilk adım atmakla birlikte sistemi reçete yazma - uygulamayı denetleme - nitelikli destekleme ile entegre edemeyerek fiilen işlevsiz duruma getiren Bakanlık, bu tutumuyla mı çağdaş mühendislik uygulamalarını gündeme getirmektedir?
Bakanlık, çağdaş bir kamu yönetimi anlayışı doğrultusunda, mühendisliğe - bilime - hukuka saygılı bir tutum çerçevesinde, odalarla birlikte çalışarak sorunlara çözüm üretme görevini yerine getirmelidir.
Bilinmelidir ki, Ziraat Mühendisleri Odası olarak, ilkeli ve yapıcı olmak kaydıyla, meslek sorunlarımızın çözümü konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliğine ve beraber çalışmaya, her zaman olduğu gibi açığız.
Bir memlekette herhangi bir yasa, kanun, hüküm veya yeni bir yönetmelik hatta anayasa değişikliği yapılıyorsa bunun tek bir hedefi olabilir, o da memlekette yaşayan vatandaşların karşılaştığı sorunları çözmek, sosyal adaleti sağlayarak vatandaşların yaşam tarzını iyileştirmektir. Ancak; yeni yönetmelikler oluşturmak ve bunları hayata geçirmek uzmanlık, hassasiyet ve uzun çalışmalar gerektirir. Eğer gerekli çalışmalar ve geçiş süreci iyi tayin edilemez ise bazı olumsuzlukları düzeltelim derken, durum eskisinden de kötü bir hal alabilir. İşte biz ziraat mühendisleri ve sektördeki tüm hizmet verenler, tarımsal reformların yapılmasına değil, sektördeki tüm hizmet üretenlerin ortak aklı ve becerisi kullanılmadan ve geçiş süreci oluşturulmadan yapılmak istenenlere karşıyız.
SONUÇ
Çiftçi = Üretemez
Ziraat Mühendisi = Arazi gezemez
Zirai İlaç Bayi = Çalışamaz
Devletin Tarım Teşkilatları = Hizmet veremez
Üniversite Hocaları= Yetki veremez
Tüketici = Sağlıklı Beslenemez
Türkiye tarımı , milletin efendisi ,milletin kendisi, Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi büyük bir zarar eşiğine gelmiştir.
Kayıp hepimizin olacağı gibi kazanç ta hepimizin olacaktır.
Kamuoyuna Saygı İle Duyurulur,
TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ADANA ŞUBESİ BAYİ KOMİSYONU
Adana Ticaret Odası, Seyhan Ziraat Odası, Yüreğir Ziraat Odası, Karataş Ziraat Odası,
Ceyhan Ziraat Odası, AYTÜB, Adana Tahıl Üreticileri Birliği,
Adana Soya Üreticileri Birliği, Çukurova Karpuzcular Derneği