MESLEK ODALARININ ONURLU MÜCADELELERİNE SELAM OLSUN !..

MERKEZ
02.12.2008
 

- BASIN AÇIKLAMASI -  

MESLEK ODALARININ ONURLU MÜCADELELERİNE SELAM OLSUN !..

2 Aralık 2008

 

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Partisinin Kızılcahamam‘daki İstişare ve Değerlendirme Toplantısı‘nın kapanışında yaptığı konuşmada, meslek odalarının kendileri ile irtibata geçmeyerek hemen dava yoluna başvurduğunu, açılan davaların ve gösterilen yaklaşımların çoğunun ideolojik olduğunu, bu nedenle yapılacak olan birçok şeyi şu anda yapamadıklarını, halkla kopuk meslek odalarının "ülkem bir şey kazansın" diye bir dertlerinin olmadığını ifade etmiştir.  

Başbakan‘ın meslek odalarına yönelik suçlamaları açıktır. Ziraat Mühendisleri Odası olarak, bu suçlamalara aynı açıklıkla yanıt vermeyi görev sayarız. Bu bağlamda, yalnızca gerçeklerin görünürlüğünün üstüne bir sis perdesi örtmeye yarayacak polemik geliştirme çabasından uzak bir şekilde, aşağıda, çalışmalarımızın amaç ve yöntemlerini ortaya koyacağız.

1 - Ziraat Mühendisleri Odası, Ana Yönetmeliği‘nde kendisine yüklenen görev alanı içinde, kamu hizmetinin kamu yararına yönelik uygulamasını denetlemek, idareyi uzmanlık alanı içinde bilgilendirmek ve kamuoyunu aydınlatmak görevini sürdürmektedir.

2 - Bu kapsamda, ilgili Bakanlık / Genel Müdürlük / kurul yönetimleriyle ilkeli bir çalışma ilişkisi gerçekleştirmekte, düzenlenen toplantılara katılmakta, Yasa / Yönetmelik hazırlıklarına yönelik katılımcı bir şekilde hazırladığı görüşlerini, yazılı olarak ilgili idarelere iletmektedir.

3 - Sözü edilen konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi ihtisas komisyonlarına da katılarak, görüşlerini yasama organında da dile getirmektedir.

4 - Buna karşılık, çeşitli çevrelere rant aktarma odaklı, meslek haklarımızı görmezden gelen, çoğu kez bilimsel düşünce sisteminden uzak çalışma ortamının katılımcılıktan anladığı, kamuoyunu aldatmaya yönelik gösterilerden ibaret kalmaktadır. Başka bir deyişle, katıldığımız tüm toplantılara, komisyonlarımızca dikkat ve özenle hazırlanan görüşlerimizi anlatmaya yönelik tüm çabalarımıza karşın, ortaya koyduğumuz mesleki - bilimsel - halk yararına yaklaşımların kabul görmemesi durumunda, bir hukuk devletinde geriye kalan tek seçeneği kullanıyor ve bir meslek kuruluşu olarak yargı yoluna başvuruyoruz.            

5 - Sözü edilen uygulamalar nedeniyle Ziraat Mühendisleri Odası‘nın açtığı davalardan birkaç örnek aşağıda sunulmaktadır;

•·        Tarım topraklarımızı korumaya yönelik davalar : Eğer bugün Dalaman‘da, Yalova‘da, Atatürk Orman Çiftliği‘nde, tarımsal üretim alanları yerinde kimi Arap şeyhlerine ait oteller yükselmiyorsa, bu sonuçlar açtığımız davalar sonucunda kazanılmıştır. Eğer Adana - Antalya - Çanakkale‘de birinci sınıf tarım topraklarının amacı dışında kullanımı önlenmişse, bunu başarımız ve onurumuz sayarız. Kamu yöneticileri ve siyasetçilerin görevi, bu davaları açanları eleştirmek değil, Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Toprak Koruma Kurullarını yasalara uygun çalıştırmak olmalıdır... 

•·        Özlük haklarımıza yönelik davalar: Ekmek ve pasta üreten işyerlerinde ziraat mühendisleri yerine ustaların sorumlu yönetici olmasına yönelik düzenlemeyi, üç yıl takip ettirerek iptal ettirdik. Öncesinde dönemin Bakanı ile görüştük, ancak ikna edemedik. Ne yapmalıydık, siyasetçi oy kazansın diye üyelerimizin özlük haklarının ihlal edilmesine, halkın gıda güvenliği ile oynanmasına  göz mü yummalıydık ?

•·        Özlük haklarımıza yönelik davalar: Ziraat mühendislerinin, Yasa ve Tüzük‘te kendilerine verilen yetkilere rağmen zirai mücadele bayii açabilmelerini sınav koşuluna bağlayan uygulamaya karşı, defalarca yazı yazdık, toplantılara katıldık, Bakanlığın tüm yöneticilerini ziyaret ettik, yetkilerimizi açıkladık, Basın Toplantısı yaptık. Ama sonuç değişmedi. Doğal olarak yargı yoluna başvurduk, süreç devam ediyor.

•·        Oda hukukumuzun korunmasına yönelik davalar: Ziraat Mühendisleri Odası‘nın eğitim verme yetkisini görmezden gelen uygulamaları iptal ettirdik. Böylece özel sektörde çalışan tüm üyelerimizin iyi planlanmış, uzman akademisyenler tarafından uygun ücretlerle verilen, en önemlisi katılımcılığın sınırlanmadığı eğitimlere katılma haklarını garanti ettik. 

Bu davaların önemli bir kısmının kazanılıyor olması, haklılığımızın hukuk dünyası tarafından karara bağlanmasının bir sonucudur. "Yalnızca benim kazandığım davada hukuk iyidir" anlayışı, önce Hukuk Devleti yöneticilerine yabancı olmalıdır...

6 - Ziraat Mühendisleri Odası yalnızca dava açmaz, mutlaka halk - kamu yararını işaret eder.

•·        Tarım toprağı üstünde yapılaşma amacı güdenlere alternatif alanlar gösterir,

•·        Tarım işletmelerini özelleştirmeye çalışanları, bu alanları üretim yapmak üzere bir araya gelmiş ziraat mühendislerine tahsis etmeye davet eder,

•·        Mayınlı alanları, buraları temizleyecek yabancı şirketlere 49 yıllığına devretmeyi planlayanları, yörenin topraksız köylüleri ve ziraat mühendislerinin kuracağı kooperatiflere devir yapmaya çağırır...        

•·        Özlük haklarımızı ihlal ederek hizmetleri piyasalaştırmaya çalışanları, kamu yararına uygun düzenleme önerilerimizle doğruyu bulmaya davet eder...

7 - Görülmektedir ki, Odaların derdi, "ülkem - halkım - mesleğim kazansın" derdidir. Çünkü meslek odaları meslek insanlarının örgütleridir, yöneticileri her iki yılda yapılan demokratik seçimlerle belirlenir. Kimseyle bir çıkar bağları olmadığı için de, bilimi halkın hizmetine sunma, üye hak ve yetkilerini halk yararına geliştirme çabası içinde ödünsüz olurlar...  

8 - Bu uygulamaları ve onurlu duruşu eleştirmek yerine, meslek odalarının bilimsel görüşünün gerçekten katılımcı ortamlarda alınarak doğru uygulamaların yaşama geçirilmesi durumunda, Sayın Başbakan‘ın sözünü ettiği davalara da gerek kalmayacaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

 

 

Dr. Gökhan GÜNAYDIN

Başkan

(Yönetim Kurulu adına)

Okunma Sayısı: 1520