MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
BURSA
16.08.2012

Mevsimlik tarım işçilerinin olumsuz yaşam koşulları düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu.

 

 

Bursa Tabip Odası, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubemiz ve Bursa Eczacı Odası, 9 Ağustos 2012 tarihinde, Bursa‘ya "mevsimlik tarım işçisi" olarak gelen işçilerin kaldığı çadır kamplarını ziyaret etti.

Konu ile ilgili olarak 15 Ağustos 2012 tarihinde düzenlenen basın toplantısında da, ziyaret sırasında edinilen izlenimler paylaşıldı.

Ziyarette bulunan Bursa Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kayıhan PALA, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubemiz II. Başkanı Orhan SARIBAL ve Bursa Eczacı Odası Başkanı Kubilay AYDIN, insani olmayan koşulların düzeltilmesi için tüm sorumlu kurum ve kuruluşları gerekenleri yapmaya çağırdılar. 

Şubemizin görüş ve önerilerini de içeren, basına ve kamuoyuna sunulan rapor aşağıdadır.

 

                MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ: OLUMSUZ KOŞULLAR SÜRÜYOR !   

                                                            15.08.2012

 

 

- Mevsimlik tarım işçileri iş kanunu kapsamına alınmalı ve sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır.

 

 

- Mevsimlik tarım işçilerinin çalışacakları yerler ve buralarda çalıştırılmalarına ilişkin Türkiye İş Kurumu   görevlendirilmelidir.

 

 

-  Başbakanlığın 24.03.2010 tarihli Resmi Gazete ‘de yayınlanan 2010/6 sayılı genelgesi doğrultusunda planlanan çalışmalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Genelgeye göre kurulması gereken "Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerini İzleme Kurulu" çalışmalarını en kısa sürede başlatmalıdır.

 

 

- Mevsimlik tarım işçileri her türlü bulaşıcı hastalığa açık, hijyenden yoksun mekânlarda barınmak zorunda kalmaktadır. Barınma koşullarının uygun hale getirilmesi amacıyla, yerleşim alanındaki derme çatma, yağıştan, rüzgardan, sıcak ve soğuktan etkilenen çadırların yerine deprem sonrası kullanılan yapılara benzer temiz, korunaklı prefabrik yapılar temin edilmelidir. Özellikle ortak tuvalet ve banyolar ile yemek pişirme ve çamaşır-bulaşık yıkama alanlarının mekânsal düzenlemeleri bir an önce planlanmalı ve acilen hayata geçirilmelidir.

 

 

-  Yerleşim alanına acilen temiz su sağlanmalıdır. Öncelikle mutfak, banyo, tuvalet ve çamaşır yıkama ortamlarında sürekli akan temiz suya gereksinim vardır. Aksi halde, olası bir bulaşıcı hastalık yalnızca mevsimlik tarım işçileri için değil ilçede ve civar köylerde yerleşik olarak yaşayanlar için de ciddi bir sorun oluşturabilir.

 

 

-  Kanalizasyon sorununu çözmek için en azından basit bir toplayıcı sistem oluşturulmalı, atık suların bir fosseptikte biriktirilerek sağlıklı bir şekilde sonlanması sağlanmalıdır.

 

 

-  Herhangi bir salgın hastalık yaşamamak amacıyla, evsel atıkların çevreye gelişigüzel atılmaması gerekir. Alana yerleştirilen atık konteynırlarının kullanımı sağlanmalı, açıkta bulunan çöpler en kısa sürede ortadan kaldırılmalıdır. Düzenli ilaçlama yapılarak özellikle tuvalet ve mutfak amaçlı çadırlarda yoğun olan ama tüm alanlarda var olan sinek ve haşerelerle mücadele başlatılmalıdır.

 

 

- Yerleşim alanındaki insanların sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. Gebe, bebek, çocuk ve yaşlı gibi risk grupları düzenli aralıklarla izlenmelidir. Aile planlaması eğitimleri verilmeli, danışmanlık hizmeti sunulmalı, gerekli malzemeler sürekli ve ücretsiz olarak temin edilebilmelidir. Yerleşim alanında gerçekleşecek doğumların önüne geçilmeli, tüm doğumların hastane ortamında yapılması için gerekli koşullar sağlanmalıdır. Gebe ve bebek aşılarının düzenli olarak yapılmasına özel bir hassasiyet gösterilmeli, bu gruptaki kişiler yeterli ve dengeli beslenme açısından da izlenmelidir.

 

 

- Okul çağındaki çocukların eğitimlerini kesintisiz olarak sürdürebilmeleri sağlanmalı bu amaçla çevre okulların kullanıma açılması veya yerleşim alanında geçici eğitim alanı oluşturulması ve eğiticilerin temin edilmesi gereklidir. Bu konuda Valiliğin organizasyonu ile çeşitli sivil toplum örgütlerinden destek alınabilir.

 

 

-  Mevsimlik işçilerin gerek memleketlerinden çalışacakları yere gelmeleri/dönmeleri, gerekse de her gün çalışacakları tarlalara gidip/gelmeleri sırasında uygun araçlarla taşınmaları sağlanmalıdır.

 

 

-  Çadır kümelerinde güvenliği sağlamaya yönelik tedbirler alınmalıdır.

 

 

- Mevsimlik geçici tarım işçileri ile yöre halkı arasındaki sosyal ilişkileri artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

 

 

- Bölgedeki insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak ortamlar sağlanmalıdır. Kitle iletişim araçlarından ve kültürel hizmetlerden yeterince yararlanmaları sağlanmalıdır. Gündüzleri tarlada çalışmayan kişiler için çeşitli eğitim programları ve kurslar düzenlenmeli, çocuklar için oyun alanları oluşturulmalıdır.

 

 

- Sektörler arası işbirliği ile bölgede çeşitli araştırmalar ve projeler yürütülerek bölge halkının sorunları ve çözüm yolları daha ayrıntılı olarak ortaya çıkarılmalıdır.

 

Bu paylaşımın ardından hem Bursa‘da hem de ülke çapında ve TBMM‘de konu ele alınmış ve yetkililer tarafından en kısa sürede sorunların çözüleceği söylenmişti.

Bursa Tabip Odası, 9 Ağustos 2012 Perşembe günü, söz konusu çadır kampların bulunduğu alanı Bursa Eczacı Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi‘nin de katılımlarıyla bir kez daha ziyaret etmiş bulunmaktadır. Ziyaret sonrasında, çadır kamplardaki durumu bir tek tümceyle açıklamak gerekirse; ilk ziyaretten sonra geçen iki yıl olumsuz koşulların ortadan kaldırılmasını sağlayamamıştır.

Yenişehir Çardak‘ta mevsimlik tarım işçileri için 2010 yılındaki ilk ziyaretimizden bu yana yaşam koşulları çok değişmemiş görünmektedir. En temel sorunların başında yine tarım işçilerinin güvencesiz olarak, kayıt-dışı çalışması gelmektedir. Ciddi bir çocuk işçi sorunu göze çarpmakta; bu konuda her hangi bir denetimin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Gündelikler 30 TL civarındadır ve bunun 3-5 lirasını çavuşlar almaktadır.

Nüfus

Yenişehir Çardak‘ta kurulu çadır kamplarda on beş kadar çavuşun bünyesinde (Her bir çavuşun yaklaşık 100-150 kişi getirdiği gözlenmektedir) yaklaşık olarak 1.500-2.000 kişinin yaşadığını öngörmek olanaklıdır. Mevsimlik işçiler ağırlıklı olarak Mersin, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi illerden gelmektedir.  

Barınma

Stabilize olmayan yollar, sulama yapılmayan ve araç geçtiğinde toz içinde kalan insanlar... Çadır kamp toz içerisindedir. Yollarda hiçbir iyileşme yapılmamıştır. Çadırların yakınından araç geçerek toz yapmasın diye, birkaç yerde yolu kuru büyük ağaçlarla kapatmışlar. En azından kamp alanı içerisindeki yol asfaltlanırsa, toz daha az olacaktır.

Yol boyunca çadırların yerini gösteren herhangi bir tabela bulunmamaktadır. Çadırların bulunduğu alanın herhangi bir çit, ağaç vb. malzeme ile sınırları belirlenmemiştir. Kontrollü alan değildir. Her an her şeyin (araç, insan, hayvan vb.) girebileceği bir alan konumundadır.

Tamamen yabancı otların, kuru ağaçların, kuru otların ve atıkların hakim olduğu bu alanda yılan, akrep, sinek, arı vb. zararlılarla ilgili herhangi bir koruyucu (mekanik veya kimyasal temizlik) hizmet yoktur. Kuru ağaçlar; elbiselerin kurutulmasında, yemek yapılmasında, ateş yakılmasında ve tandırda kullanılmaktadır. Birçok işte kullanılan bu kuru ağaçların yangına yol açma riski bulunmaktadır.

İki yıl içerisinde en belirgin gelişme çadırlarda yaşanmıştır. İşçiler artık Yenişehir Kaymakamlığı tarafından ücretsiz olarak verilen çadırları kullanmaktadır. Ancak, çadırlar

toprak zemin üzerine herhangi bir yükselti olmaksızın kendileri tarafından yerleştirilmiştir. Bu durum hem aşırı yağışlar hem de zemin temizliği ve hijyen koşulları açısından risk oluşturmaktadır. Ailelerin nisan - kasım ayları arasında altı aydan daha uzun bir süre burada yaşadıkları, yer yatağında uyudukları ve yer minderlerinde oturdukları düşünülünce; yaşamlarının nasıl etkileneceğini tahmin etmek pek zor olmasa gerektir. Çadırlar kampa göreceli olarak daha düzenli bir görünüm katmaktan başka bir işlev üslenmemiş gibi görünmektedir.

Yerleşim bölgesi hiçbir ağacın yer almadığı çıplak bir alandır. Tarım yapılan bu bölgede ağaç olmaması düşündürücüdür. Yirmi beş senedir çalışma amacı ile gelinen bu bölgede ne devlet, ne de mevsimlik işçiler tarafından ağaçlandırma yapılmıştır.

2010 yılından bu yana, kampta yaşayan insanların tuvalet ve banyo gereksinimi için düzenlemeler yapılmamış, aynı koşullar devam etmektedir. Banyo ve tuvalet ihtiyaçları için kamp içerisine bir kaç kabin ve konteynır konmuş olmakla birlikte, kabin ve konteynırların su bağlantısı yoktur, temizlikleri sağlanamamaktadır.

Mutfaklar açık alanda bezlerden yapılmış bölmelerdedir, eski koşullar devam etmektedir. Çöp toplamak için çöp bidonları yoktur. Kamp alanında bir yandan çöpler toplanmamakta, diğer yandan da kampta yaşayanların çoğunluğu çöplerini ortamdan uzaklaştırmak için her hangi bir çaba göstermemektedir. Çöpler çadırların yakınına açık alana atılmaktadır. Yerleşim alanı otlar ve çöplerle dolu durumdadır. Yerleşim bölgesinde yaşayanlar sağlık ve çevre konusunda eğitilmelidir.                

Su gereksinimi

Çadır kamplarda su sorunu sürmektedir. Çadır kampların bazı yerlerine çeşmeler yaptırılmış olmakla birlikte; musluklardan su akmadığı gözlenmiştir. Tulumbalarla çekilen yer altı suları gözle görülecek kadar kirlidir; ancak ne yazık ki bu suların içildiğine tanık olunmuştur. Yemekler kuyu suyu ile pişirilmekte, bulaşıklar yine bu su ile yıkanmaktadır.

Çadır kampın hemen yanı başındaki tarlalarda yetişen mısırın boylarına bakılırsa bölgenin susuz olduğu düşünülemez. Biraz ilerdeki Koyunhisar köy meydanındaki yalakta borudan akan su, bölgede su olduğunun kanıtıdır. İstenirse mevsimlik işçilerin yaşadığı yerlerde de derin sondajlar yapılarak, su kaynakları bulunabilir.

Elektrik gereksinimi

Elektrik direklerinin kamp alanına getirilmiş ve bir trafo bağlanmış olması olumlu bir gelişme gibi görülmekle birlikte; çadır kampta yaşayanlara elektrikten faydalanma olanağının verilmemiş olması düşündürücüdür. Çadırlara elektrik bağlanmamıştır. Üstelik,

elektriğin getirilmesi sırasında çavuşlar yaklaşık 40.000 TL para ödediklerini belirtmektedir. Elektrik faturalarının ödenmemesi endişesi kartlı sistemle giderilebilir.

Sağlık

Güvencesiz çalışan bu insanların Yeşil Kartın iptali sonrasında sağlık hizmetlerine erişimle ilgili sıkıntıları artmış görünmektedir. Kampta hastalar bulunmaktadır. Gebe bir kadın, sigortası olmadığı için hastanede tahlil yaptıramamaktan yakınmaktadır. Kampta ishalli çocuklar ve erişkinler olduğu söylenmektedir. Özellikle çocuklarda elleri ve yüzlerinde görülen çok sayıda deri hastalıkları sorunu göze çarpmaktadır. Bu yıl, çadır kamp alanına sağlık hizmeti sunmak üzere gelen her hangi bir sağlık görevlisi olmadığı söylenmektedir.

Bu sene Sağlık Müdürlüğü tarafından "beslenme ve hijyen" konulu bir eğitim verildiği söylenmekle beraber, bu insanların özellikle yaşlı, gebe ve çocukların sağlık sorunlarını çözecek bir girişime ihtiyaçları vardır.

Yaklaşık 1.500-2.000 kişinin sağlık hizmeti alabilmesini sağlamak için bölgede bir sağlık birimi kurulabilir. Buradaki insanların altı-yedi ay boyunca Yenişehir‘deki aile sağlığı merkezinden hizmet alarak sorunlarını çözmelerinin beklenmesi gerçekçi değildir. Zaten her biri yaklaşık 4.000 kişiye bakmak zorunda kalan aile hekimlerinden bu sayıya ek olarak 1.500-2.000 kişiye daha bakması istenmemelidir.

Ayrıca kampta kendilerinden alınan bilgiye göre çok sayıda sigortasız erişkin bulunmaktadır. Bu kişilerin yürürlükteki mevzuata göre sağlık hizmetlerine erişmeleri olanaklı değildir. Bu nedenle mevsimlik tarım işçilerinin sigortalı olarak çalışmaları sağlanmalıdır.

 Eğitim

Çocuklar nisan-kasım ayları arasında eğitim alamamaktadır. Çadır kampta okul öncesi ve okul çağındaki çocuk sayısının oldukça fazla olduğu görülmektedir. Çocukların yaklaşık altı ay boyunca bu coğrafyada yaşadıkları düşünülecek olursa, eğitimin kesintiye uğradığını öngörmemek olanaksızdır. Eğitimle ilgili sorunları çözmek için, gönüllü kişi ve kuruluşların katkısına açık olmak üzere Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından "yaz okulu" açılması uygun olacaktır.

4+4+4 sistemi ile lisenin de zorunlu eğitim sınırlarına girdiği günümüzde, burada yaşayan çocukların eğitim gereksinimlerini karşılayacak çözümler üretilmelidir.

Kampta yaşayan çocukların hijyenik oyun alanlarına ve eğitim alacak, boş zamanlarını geçirecek bir merkeze ihtiyaçları bulunmaktadır. Çocukların ayrıca giysi, ayakkabı, değişik kullanım eşyaları, kitap, kırtasiye malzemesi, oyuncak vb. gibi gereksinimleri de vardır.

Sonuç ve öneriler

İki yıl önceden farklı olarak, yerleşim alanı yakınlarında yeni işletmeler kurulduğu ve Hazineye ait toprakların bir biçimde el değiştirdiği anlaşılmaktadır.

Ziyaret sırasında yaşanılan en çarpıcı değişim, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinde hissedilen "Dışlanmışlık" algısı olmuştur. Köye veya ilçeye televizyonda maç izlemeye gittiklerinde bile dışlanıp geri geldiklerini; ayrımcılık ve dışlanmanın sadece geçici işçi olmak ile ilgili açıklanamayacağını, insan olarak değer görmediklerini ifade ediyorlar. "Bu sene artık anladık" diyorlar "Kürdüz diye bu başımıza gelenler, bizi insan yerine koymuyorlar".

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde en temel insan haklarından sayılan beslenme, barınma, eğitim ve sağlık konuları bu alanda yaşayanlar için iki yıl öncesinde olduğu gibi, yine büyük bir sorun olarak saptanmıştır.

Yıllardır bu sağlıksız ortamda ve kötü şartlarda yaşama gerçeği ile karşı karşıya olan mevsimlik tarım işçileri için artık söz tükenmiş durumdadır.

Sonuç olarak; ne kamu, ne özel kuruluşlar, ne de tarımla ilgili üreticilerden hizmet ve gerekli yardımları alabilen mevsimlik tarım işçileri ve aileleri, yukarıda sıralanan olumsuz koşullarda yaşam savaşı vermektedir. Dışlanmışlık olgusu en büyük zorluk ve acı olarak mevsimlik tarım işçilerinin yüreğinde büyümektedir.

Bunlar bizim gördüklerimiz ve söylenenler. Söylenmeyen, bilinmeyen, saklanan, birikenler nedir, nelerdir; bilemiyoruz.

Umudu yitirmeden, ekmek için mücadele eden bu insanların ilk bakışta bile gözle görülebilen sorunları o kadar çok ki ne diyelim.

Yetkilileri ivedi olarak çözüm üretmek üzere göreve, yurttaşlarımızı ise mevsimlik tarım işçileriyle dayanışma için kamp alanına ziyarete davet ediyoruz.

Onlar için birkaç söz, belki de en değerli bayram hediyesidir...

Saygılarımızla

 

Okunma Sayısı: 963
Fotoğraf Galerisi