MİLLİ GAZETE: BAKİ REMZİ SUİÇMEZ: “ÇİFTÇİ ZARAR EDERKEN, BİRİLERİ DAHA ÇOK KAZANACAK”- 21 HAZİRAN 2024

MİLLİ GAZETE: BAKİ REMZİ SUİÇMEZ: “ÇİFTÇİ ZARAR EDERKEN, BİRİLERİ DAHA ÇOK KAZANACAK”- 21 HAZİRAN 2024
MERKEZ
21.06.2024

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile Türkiye’de tarım sektörünün içler acısı durumunu ve TMO’nun 2024 yılı için açıkladığı buğday alım fiyatlarını ele aldık.

 

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile Türkiye’de tarım sektörünün içler acısı durumunu ve TMO’nun 2024 yılı için açıkladığı buğday alım fiyatlarını ele aldık. Millî Gazete’ye özel açıklamalarda bulunan Baki Remzi Suiçmez, “TMO’nun hububat alımına ilişkin açıkladığı rakamlar şu anda 9-10-11 TL’den serbest piyasada işlem görüyor ama bu durum hububat fiyatlarının daha da düşeceği anlamına geliyor” dedi.

Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) 2024 için açıkladığı buğday alım fiyatları, Türkiye’de tarım sektöründe yaşanan krizin neden tırmandığını ortaya koyan en canlı örneklerden birisi. Yıllık enflasyonun yüzde 75’i aşmasına rağmen TMO’dan yapılan açıklamaya göre buğday alım fiyatlarında bu yıl ortalama yüzde 19 artış yapılacak. Çiftçinin resmen zararına satış yapması anlamına gelen bu artış oranında buğdayın bu yılki fiyatı ekim masraflarını bile karşılamıyor. Makarnalık buğday için ton başına 10 bin, ekmeklik buğday için 9 bin 250 ve arpa için 7 bin 250 lira ödeme yapılacağı bilgisi, çiftçilerin ve tarım sektörü çalışanlarının ciddi tepkilerine neden oldu. TMO’nun buğday alım fiyatlarına ilişkin Millî Gazete’ye konuşan Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, hububat üretiminde devamlılığın önemine dikkat çekti.

“NÜFUS SÜREKLİ ARTARKEN BU BUĞDAY ÜRETİMİ YETERLİ Mİ?”

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, ülkemizdeki buğday üretiminin yıllar içindeki oranına dikkat çekerek, “1980’de Türkiye’nin nüfusu 43 milyonken biz 17,5 milyon ton buğday üretiyorduk. Son 10 yıla bakarsak ortalama 20 milyon ton gibi bir buğday üretimi var. Peki nüfus sürekli artarken bu buğday üretimi yeterli mi? TÜİK rakamlarına göre 17,5 milyon ton buğday üretildiğinde kendi kendimize yeterliliğimiz yüzde 87’lerdeydi, 19,5 milyon ton olduğunda ise yüzde 97’lerdeydi. Geçen yıl 22 milyon tona yakın bir buğday üretimi oldu ve bu yıl da TÜİK’in birinci tahminine göre 21 milyon ton, ikinci tahmininde ise 20 milyon tona kadar düştü” ifadelerini kullandı.

“GİRDİ MALİYETLERİ İLE İLGİLİ SOMUT DESTEKLER GEREKİYOR”

Buğday üretiminde girdi maliyetlerinin önemine dikkat çeken Baki Remzi Suiçmez, “Mazot, tohum, ilaç ve sulama-elektrik maliyetlerinin yüksek olduğu bir ortamda TÜİK’e göre tarımsal girdi fiyat endeksi yüzde 49,9. Durum böyleyken girdi maliyetleri ile ilgili somut destekler gerekiyor ki çiftçi girdi kullanabilsin. Sulak tarım yapılan bölgelerde küçük çiftçilik yaygın. Bu çiftçilerin öz sermayesi yeterli olmadığı çektiği kredinin karşılığı olarak arazisini, traktörünü, hayvanını ipotek ettiriyor. Eğer ki kar edemezse ipotek ettiği şeyler elinden alınıyor. Şimdi bu yıl enflasyon yüzde 75’ken, üretici fiyat endeksinin ortalama yüzde 50 olduğu bir ortamda hububatta yüzde 12’lik bir artış, arpaya da yüzde 3,5’luk bir artış, gelecek dönem çiftçinin buğday üretiminden vazgeçmesi anlamına geliyor. Üretici alandan çekilirse bizi daha kötü senaryolar bekliyor. 10 yılda buğday ekiliş alanları yüzde 13,7 azaldı. Buğday ekim alanlarının azaldığı, kayıtlı çiftçi sayısının düştüğü, hububat ekiminin daha da azalacak olması uzun vadede Türkiye’ye yem, un, ekmek, hayvan fiyatları ve daha birçok kalem üzerinden olumsuz yansımaları olacak” şeklinde konuştu.

“ÇÖZÜM, İTHALATÇI POLİTİKALARDA ARANIYOR”

Baki Remzi Suiçmez, çiftçinin buğday üretmemesinin doğuracağı sorunları işaret ederek, “TMO’nun açıkladığı rakamlardan sonra gelecek yıl buğday üretiminin azalacağını tahmin etmek zor değil. Bu aşamalarda çözüm ithalatçı politikalarda aranıyor. Şimdi Rusya-Ukrayna Savaşı’nda, biz Rusya’dan hem buğday, arpa ve ayçiçek yağı dâhil olmak üzere çeşitli tarım ürünleri alırken geçen yıl 12 milyon tona yakın buğday aldık. TMO’nun şimdi buğday depoları doluyken bu yıl açıklanan buğday fiyatları hem geç açıklanması hem de girdi maliyetlerinin altında açıklanması 2024 yılında buğday piyasasının özel sektörün insafına bırakıldığı anlamına geliyor. Bir de primlerin buğday ve arpa için yükseltilmiş olması önemli ama o primlerin zamanında verilmesi gerekiyor. Normal şartlarda primler bir yıl sonra veriliyor ve enflasyonist ortamda bir yıl sonra verilecek primler bir anlam ifade etmiyor” diye konuştu.

“2024 YILININ İLK ÜÇ AYINDA 1,2 MİLYON TONLUK BİR BUĞDAY İTHALATI”

Baki Remzi Suiçmez, “2024 yılının ilk üç ayında 1,2 milyon tonluk bir buğday ithalatı yapmışız. Açıklanan fiyatlarla birlikte 2 yeni düzenleme daha getirildi. İlki Rusya ve Ukrayna ağırlıklı olarak hububat alıp bunu işleyim dışarıya un, makarna olarak satmakla ilgili olan politikada yurt dışından hububat almak 31 Ekim’e kadar yasaklandı. Peki yıllardır neden hububat ithalatı yasaklanmadı ve 31 Ekim’den sonra ithalata devam edilecek mi? Bir de sanayicilere, ‘Biz size yurt içinde daha ucuz buğday verdik dışarıdan almayın’ diye bir yönlendirmede mi bulunuyorlar?  Çünkü ithal hububat yurt içi fiyatlarına göre daha yüksek. İhracat meselesinde de sorulacak bir konu var. 2018 yılından bu yana Türkiye’nin ürettiği hububattan elde dilen ürünlerin ihraç edilmesi yasaktı, şimdi bu yasak neden kalktı?” diyerek sorduğu soruların yanıtının tarım sektörü için önemli olduğuna değindi.

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 53