ODA TV: BU RAKAMLARI KİMSE YAZMIYOR- 23 OCAK 2019

MERKEZ
24.01.2019

"1961'de 10 bin, 2001'de ise bin ton olan Türkiye'nin kenevir lifi üretimi 2015'te yalnızca 1 tona düştü..."

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Ocak’ta yaptığı kenevir açıklamasının ardından yeniden gündeme gelen lif zengini bitkinin üretiminin AKP döneminde dibe vurduğu ortaya çıktı. 1961`de 10 bin 700 lif, 5 bin ton da kenevir tohumu üreten Türkiye, 2001 yılında bin ton lif, 160 ton da tohum üretti. 2014 yılına gelindiğinde ise yalnızca kenevir lifi ve tohumu üretimi yalnızca 1’er tona geriledi. Kenevir üretiminin yaygın olduğu Kastamonu Taşköprü’de SEKA’nın kurduğu kenevir selülozundan kâğıt üreten fabrika ise 2003 yılında AKP iktidarı döneminde 9 milyon 100 bin dolara MOPAK firmasına satıldı. 2002 yılından itibaren hızla inişe geçen kenevir üretimi, 2014 ve 2015 yıllarında 1 ton seviyesine indi, 2017’de ise 8 ton olarak gerçekleşti. 2001 yılında 700 hektar olan ekim alanı ise 2017’de 2 hektara düştü.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ‘DOST GÖRÜNEN DÜŞMANLAR ÜLKEMDEN KENEVİR ÜRETİMİNİ ALDI’

Türkiye yaklaşık iki haftadır kenevir bitkisini tartışıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Ocak’ta yaptığı konuşmada, kenevir üretimine değinerek şunları söyledi: “Anacağım evde file dokurdu. File ile alışveriş yapar gelirdik. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bunlar kenevirden yapılırdı. Ülkemizde keneviri yok ettik. Kenevirden atlet, fanila dokunurdu. Çünkü teri emmesi çok farklı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı. Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken şeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara başlıyor. Birilerinin bu işi başlatması lazımdı. Şu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz.”

TÜRKİYE’NİN 15 YILLIK ÜRETİM RAKAMLARINDA KORKUNÇ DÜŞÜŞ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı” sözlerinin hedefinin kim olduğu henüz açıklanmadı. Ancak Türkiye’nin son 15 yıllık kenevir üretimine ilişkin rakamlara bakıldığında son 2001-2015 arasında lif üretiminin 1000 kat, tohum üretiminin ise 160 kat gerilediği görülüyor. Aynı dönemde kenevir ekim alanları da 700 kat düştü.

KENEVİR LİFİ ÜRETİMİ 15 YILDA 1000 KAT GERİLEDİ

Bilimsel adı ‘Cannabaceae’ olan bitki ailesine mensup bir tür olan kenevirin bazı türlerinden uyuşturucu ve ilaç ham maddesi elde edilirken lifleri için yetiştirilen türleri ise insanlık tarihinin en eski dokuma hammaddelerinden biri olarak biliniyor. Tekstilden kâğıda, çuvaldan yelken bezine birçok alanda kullanılan kenevir bitkisinin tohumları ise kozmetik, tıp ve gıda alanında kullanılıyor. Anavatanı Orta Asya olan kenevir üretimi geçmişte Anadolu’nun önemli bir tarımsal faaliyetiydi. Ancak 1960’lı yıllarda 10 bin ton seviyesinde olan Türkiye’nin kenevir lifi üretimi, 2000’li yılların başında 1000 tona, 2014’te ise yalnızca 1 ton seviyesine geriledi.

(2003`de özelleştirilen SEKA Taşköprü fabrikası kenevir selülozundan kağıt üretiyordu)

ANADOLU’DA 3500 YILDIR KENEVİR ÜRETİMİ YAPILIYOR

Türkiye’nin kenevir üretimine ilişkin bir değerlendirme yayınlayan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), 1961’den günümüze geçen süreçteki üretim kaybını da gözler önüne serdi. ZMO’nun aktardığı bilgilere kenevir bitkisinin Anadolu’daki üretimin geçmişi M.Ö. 1500’lü yıllara kadar uzanıyor. Kenevirin saplarından elde edilen lifler, pamuk ve ketenden elde edilenlerden daha sağlam özellikte olduğu ancak, daha kaba olduğundan daha ziyade ip, halat, sicim, kınnap, urgan, halat ve balık ağı yapımında kullanıldığı kaydedilen değerlendirmede şu bilgilere yer verildi:

TEKSTİL, TIP, KOZMETİK, GIDA VE KİMYA GİBİ ALANLARDA KULLANILIYOR

“Ayrıca çuval, yelken ve çadır bezi, araba, vapur, vagon ve askeri top örtüleri, kese gibi dayanıklı malzeme üretimi ile banknot ve sigara kâğıdı gibi özel kâğıtların yapımında da kullanılmaktadır. Daha ince kenevir liflerinden ise iç çamaşırı ve yazlık kumaşlar dokunmaktadır. Lifleri alındıktan sonra geriye kalan sap artıkları yakacak olarak kullanılabilmektedir. Kenevir liflerinden bu kullanımlar dışında inşaat ve yalıtım malzemesi yapımında da yararlanılmaktadır. Tohumlarından elde edilen kenevir yağı Arap sabunu, vernik, cila, boya, kozmetik ürünlerin üretimi yanında, aydınlatma yağı olarak da kullanılmaktadır. Yağı alınmış tohumlardan arta kalan küspeden, hayvan beslemede yararlanılmaktadır. Kenevir tohumlarından elde edilen ekstraktlar ilaç sanayinin hammaddesini oluşturmaktadır. Tohumları çerez olarak yenebildiği gibi kuşyemi olarak da kullanılmaktadır. İlaç, kâğıt, biyoyakıt, kumaş, kozmetik alanlarından sabun üretimine ve otomotiv sektörüne kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan kenevir, petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif bir bitkidir. Her geçen gün bir yenisi eklenen üstün özelliklere sahiptir.”

KENEVİR LİFİ ÜRETİMİNDE DÜNYANIN LİDERİ ÇİN

Dünya kenevir tohumu üretimin yüzde 80’ini Fransa gerçekleştirdiğine dikkat çekilen değerlendirmede, 2017 yılında dünya kenevir lifi üretiminin yüzde 28’ini Çin’in, 25’ini Kuzey Kore’nin, yüzde 16’sını ise Hollanda’nın gerçekleştirdiği kaydedildi.

TÜRKİYE’NİN KENEVİR ÜRETİM ÜSSÜ KASTAMONU’YDU

Türkiye’nin kenevir üretiminin ise Kastamonu başta olmak üzere, belirli illerde gerçekleştirildiğine dikkat çekilen ZMO’nun değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: “Kenevir üretiminin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından yapılan ilk yatırımlar Kastamonu’da gerçekleştirilmiştir. Bu yatırımlardan ilki bölgede üretilen kendirlerin havuzlama ve soyma işleminin yapılarak değerlendirilmesi amacıyla Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikasıdır. 4 bin ton çubuk kendir işleme kapasitesine sahip fabrika, bölgede 16 bin-24 bin ton üretim olmasına karşın, çeşitli nedenlerle kapasitesinin yarısı kadar kendir alabilmiştir. Fabrikanın tam kapasite ile çalışamaması ve zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiştir.

YERLİ KENDİR YERİNE HİNDİSTAN’DAN ‘JÜT’ İTHALİNE BAŞLANDI

Kastamonu’da kurulan diğer bir tesis Kendir Sanayii Müessesesidir. Kendir elyafından sicim ve kanaviçe üretimi amacıyla 1945 yılında ivedili sanayi plânına dâhil edilerek 1949 yılında inşasına başlanmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisinin çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, Hindistan’dan çok daha ucuz olan, kendirin muadili olarak kullanılan jüt ithal etmeye başlamıştır.”

SANILDIĞI GİBİ TÜRKİYE’DE KENEVİR ÜRETİMİ YASAK DEĞİL

Kamuoyunda kenevir üretiminin yasak olduğu gibi bir intiba olmakla birlikte, Türkiye’de her dönem kenevir üretiminin yapıldığı kaydedilen değerlendirmede, konuyla ilgili yasal süreçler hakkında da bilgilere yer verilerek, “Kenevir yetiştiriciliğine bir önceki Yönetmelikte 18 ilde izin verilmişken, yeni yönetmelikte Şanlıurfa listeden çıkarılmıştır. Zonguldak ilinin bölünmesi ile il olan Karabük ve Bartın listeye eklenerek, izin alınması koşulu ile kenevir üretimi yapılacak il sayısı 19 olmuştur” denildi.

KASTAMONU’DA SON 10 YILDIR ÜRETİM BİTTİ

Türkiye’nin kenevir üretiminin son yıllarda yok denecek kadar azaldığına dikkat çekilen ZMO’nun değerlendirmesinde, geleneksel olarak üretim yapılan Kastamonu’da son 10 yıldır üretim yapılmadığı belirtilerek, “Samsun’da kenevir üretiminin geliştirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar kapsamında bir miktar üretim gerçekleştirilmiştir. Kendir üretimi amacıyla kullanılan alan da üretime paralel olarak oldukça küçük düzeyde kalmıştır” bilgisine yer verildi.

ÇİFTÇİLER KÂRLI OLMADIĞI İÇİN KENEVİRİ TERCİH ETMİYOR

Çiftçinin üretim yapmasını sağlayıcı her türlü girişimin önemli olduğunun altı çizilen değerlendirmede,  kenevir üretiminin gelişmesinin ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı ancak bu katkının bir ‘mucize’ gibi gösterilmesi yanılgısına düşülmemesi gerektiği kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi: “Kenevirin dünya ticaret içindeki payı sınırlıdır. Bu durum göz önüne alınarak, kenevir üretiminin geliştirilmesine öncelikle üretimin çeşitlendirilmesi, alternatif ürünlere yönelinmesi ve ülke ihtiyacının yerli üretimle karşılanması olarak bakılmalıdır. Kenevir üretiminin geliştirilmesine ilişkin söylemlerin, bu konuda geliştirilecek bir politika ile desteklenmesi gerekmektedir. Bu politikanın bir ayağı kenevir üretiminin karlı bir üretim haline getirilmesi olmalıdır. Bugün bu üretimin gerekli izinlerin alınması şartıyla yapılması önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak kenevir üretimi karlı olmadığı için çiftçi tarafından tercih edilmemektedir. Politikanın bir diğer ayağı ise kenevirin farklı kullanımına ilişkin tesislerinin kurulması olmalıdır. Bu tesisler keneviri hammadde olarak kullanmak suretiyle değerlendirilmesini ve kenevire olan talebin artmasını mümkün kılacaktır.”

 

Haber: Yusuf Yavuz Odatv.com

Yusuf Yavuz

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız. 

Okunma Sayısı: 635