ODA TV / ŞEKER FABRİKALARININ SATIŞIYLA, OBEZİTE VE KANSERİN NE İLİŞKİSİ VAR / 23 ŞUBAT 2018
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı, hükümetin 14 şeker fabrikasının satışından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve "nişasta bazlı şeker" (NBŞ) üreten firmaların önünü açacak" dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve ZMO Kahramanmaraş Şubesi iş birliğiyle düzenlenen `Ziraat mühendisliğinde kariyer planlaması` konulu konferansa katıldı. Konferans öncesi konuşan Güngör, 14 şeker fabrikasının satışı dolayısıyla üzüntü duyduğunu belirtti. Şeker fabrikalarının, özelleştirilmesi yerine modernize edilip, alet ve ekipmanları yenilenerek, daha verimli hale getirilmesi gerektiğini savunan Güngör, şöyle konuştu:
"Hatırlarsanız 15 yıl önce 400- 500 bin aile pancar sektöründe çalışıyorlardı; ama şimdi bu yanlış politikalar nedeniyle 200 bin aileye düştü. Genel olarak bakacak olursak şeker pancarı üretimi dahil yan sanayisi, işçisi, nakliyesi, hepsini topladığında 10 milyon nüfus buradan geçimini sağlıyor. Yani devletin kamu mallarını bu şekilde satmak, özelleştirmek doğru değil. Gerçi Özelleştirme İdaresi `Çiftçilerin haklarını koruyacağız üretimde bir sıkıntı olmayacak` diyor. Bunun Türkçe meali şu; yarın, burada üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve nişasta bazlı şeker üreten firmaların önünü açacak."
“AVRUPA`DA NBŞ KOTASI YÜZDE 1, BİZDE YÜZDE 25 ARTIRILIYOR”
NBŞ`nin gerçek şeker olmayıp, mısırdan üretildiğine ve bunun da insan sağlığı açısından çok riskli olduğuna dikkat çeken Güngör, Avrupa ülkeleri ile ABD`de NBŞ kotalarının kısıtlanmış şeker türü olduğunu söyledi. Güngör, "Nişasta bazlı şeker ağırlıklı olarak Türkiye`de tatlılar, hamurlar, çorbalar, her türlü şekerlemelerde ve aklınıza gelecek birçok şeyde nişasta bazlı şeker kullanılıyor. Gazlı içeceklerde de var. En büyük sorun da karaciğer de yağlanma, obezite ve kanser riski en yüksek olan kısımlardan bir tanesi Sağlık Bakanlığı`nın açıkladığına göre. Amerika Birleşik Devletleri`nde yapılan bir çalışmada nişasta bazlı şekerden kaynaklanan obezite oranı son 5 yılda yüzde 40 artmış ve kotalarını düşürdüler. Bazı Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotaları neredeyse sıfır, bazı yerlerde bir. Bizde ise nişasta bazlı şeker kotaları sürekli arttırılıyor, yüzde 15- 25 arttırılıyor. Çünkü nişasta bazlı şeker, şeker pancarı şekerine göre daha ucuz. Daha ucuz olduğu için sanayi kesimi bu şekeri tercih ediyor" diye konuştu.
“KÖYLERDE ÜRETİM YAPACAK İNSAN BULAMAYACAĞIZ”
Şeker fabrikalarının satışında, nişasta bazlı şeker sektörünün temsilcilerinin baskılarının olduğunu düşündüklerini belirten Başkan Güngör, hükümete özelleştirmeden vazgeçmesi çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
"Devletin, hükümetin bu konuyla ilgili yeniden düşünmesi lazım, özelleştirme veya satılma işlemini geri çekmesi lazım. Buy fabrikaları daha aktif, daha faal, daha modernize bir şekilde yaparak bu kamu mallarını bizim korumamız lazım. Maalesef ülkemizde kamuya ait bugüne kadar birçok yerlerimiz satıldı. Hatırlayın, enerji sektörümüz olsun, hatta birçok bankalar, aklınıza gelebilecek birçok kurum kuruluşlar devredildi, satıldı, diskalifiye oldu. Eski et balık kurumumuz, Sümerbank, birçok kurum kuruluşlarımız elden çıktı. Bugün hepsi atıl durumda. Biz, Ziraat Mühendisleri Odası olarak Bakanlığı, hükümeti, bu konuda bir kez daha uyarıyoruz. Yani bu doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye`de şeker üretiminde son derece sağlıklı bir üretimimiz var, insan sağlığı açısından da bir risk teşkil etmiyor. Bu sektöre hitap eden 10 milyon nüfus var. Bu üreticileri biz düşünmek zorundayız. Aksi taktirde Türkiye`de tarım toprakları bir taraftan daralırken, mera alanlarımız daralırken artık köylerde üretici kesimi azalırken bizim bu politikaları yeniden değerlendirmemiz lazım. Yoksa buradaki üreticilerin büyük bir bölümü yarın şehirlere gidecek. Zaten yapılıyor bu. Bu sefer köylerde üretimi yapacak insan bulamayız diye düşünüyorum."
14 FABRİKADA 4 BİN 410 KİŞİ ÇALIŞIYOR
ZMO`nun Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.`nin 2016- 2017 dönemine ait verilerden derlediği bilgiye göre, özelleştirilecek Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş`taki şeker fabrikalarında 4 bin 410 kişi çalışıyor. Bu 14 fabrikanın 125 bin 402 hektarlık ekim alanında 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100 ton şeker pancarının işlenmesi sonucunda 946 bin 758 ton şeker, 322 bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe üretildi.
10 FABRİKA, 922 MİLYON DOLARA SATILMIŞ ANCAK İPTAL EDİLMİŞTİ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı`nca 2008`de özelleştirme kapsamında alınan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.`nin Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba`daki şeker fabrikaları; 2009`da yapılan ihaleyle 606 milyon dolara Ak-Can Şeker`e satılmış ancak itiraz üzerine ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti. Satıştan vazgeçmeyen Özelleştirme İdaresi`nce 2 yıl sonra 10 şeker fabrikası, 2 ayrı portföyde satışa çıkarıldı. 2011`de yapılan ihalelerde Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba`daki şeker fabrikalarının yer aldığı portföyü 656 milyon dolarla Ak-Can Şeker, diğer portföyde yer alan Elbistan, Malatya, Erzincan ve Elazığ`daki şeker fabrikalarını ise 266 milyon dolarla Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu almış; ancak toplam 922 milyon dolarlık satış, 2012`de başkanlığını dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın yaptığı Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iptal edilmişti.