ODA TV: ZİRAİ DON SONRASI MEYVE SEBZE PAHALI MI OLACAK... UZMANI ANLATTI: BEKLENEN ZAM ORANI... ÇİFTÇİNİN 'AFET BÖLGESİ' BEKLENTİSİ... GIDA ENFLASYONUNUN SEBEBİ - 15 NİSAN 2025

Türkiye, tarihin en büyük zirai don felaketlerinden biriyle karşı karşıya kalırken milyonlarca meyve ağacı ve tarım ürünü zarar gördü. Peki dona karşı nasıl önlem alınır, çiftçinin zararı nasıl giderilir? Vatandaş yaz meyve-sebzelerini pahalıya mı alacak? Odatv uzmanına sordu. İşte beklenen zam...
Gece sıcaklıklarının -15°C’ye kadar düştüğü birçok bölgede milyonlarca meyve ağacı, bağ ve tarım ürünü ağır zarar gördü. Malatya’da kar yağışı sonrası oluşan don, dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 85’ini karşılayan bölgedeki milyonlarca kayısı ağacını vurdu. Çiftçilere yönelik sosyal medya hesaplarında hasarın boyutu şöyle anlatılıyor:
ÇOK SAYIDA İLDE BÜYÜK ZARAR
Konya’nın Karatay ve Karapınar ilçelerinde kanola, şekerpancarı ve meyve ağaçları büyük zarar gördü. Elazığ’ın Keban ilçesinde don, kayısı, ceviz ve badem üreticisini olumsuz etkiledi. Manisa’da don, üzüm bağlarında ağır hasara neden oldu. Çorum’un Oğuzlar ilçesinde -9°C’ye düşen hava, ceviz ağaçlarının dallarını kararttı. Karadeniz bölgesinde Trabzon, Ordu ve Sakarya illerine Nisan ayında yağan kar, fındık ve çay üretimini tehdit ediyor. Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde coğrafi işaretli Ulukale dutu donla birlikte büyük risk altında. Afyonkarahisar’da kiraz ağaçları -9 dereceye düşen soğukta dondu. Sivas’ta kayısı çiçekleri döküldü. Bursa’da incir yaprakları zarar gördü. Denizli’de şeftali ve elma bahçeleri don nedeniyle hasar aldı. Kahramanmaraş’ta kayısı, elma, mısır ve buğday gibi ürünler dondan büyük zarar gördü.
VATANDAŞ YAZ SEBZE-MEYVELERİNİ YİYEBİLECEK Mİ: BEKLENEN ZAM NE KADAR
Türkiye gıda enflasyonuyla mücadele ederken yaşanan don olayı hem üreticiyi hem de vatandaşları etkiledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, enflasyonu düşürmek adına yaptığı çalışmalar sürerken, "Gıda enflasyonu artacak mı" endişesi başladı. Çiftçi, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi olan TARSİM'den zararının ne kadarını karşılayabileceğini düşünürken, TARSİM üyesi olmayan üretici ise daha zor durumda. Vatandaşlar ise yazın ucuzlayacağını beklediği tarım ürünlerinin ve yazın çıkması beklenen meyve-sebzelerin ise çok daha pahalı fiyatlara satılacağından endişeli. Peki zirai dona karşı nasıl önlemler alınır, çiftçinin zararı nasıl giderilir? Çiftçilerin beklediği "afet bölgesi" ilanı ne anlama geliyor? Vatandaşlar sebze-meyveyi pahalıya mı yiyecek? Beklenen zam oranı ne kadar? Olası gıda zamlarının esas sebebi ne? Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez Odatv'ye anlattı:
İHRACAT KALEMİ ÜRÜNLERDE BÜYÜK ZARAR: ÇİFTÇİNİN KREDİ FAİZLERİ SİLİNMELİ
"12-13 Nisan'daki don olayı 36 ilimizde kayısı, fındık, üzüm, elma, şeker pancarı, patates, ceviz, dut, sebzeler ve tarla ürünleri dahil önemli bir hasar bıraktı. Öncelikli hasarın boyutunu görmek için hasar tespit çalışmalarının gerek Tarım ve Orman Bakanlığı, gerek sigorta yaptıran çiftçilerin hasarlarının ödenmesi için TARSİM tarafından ivedilikle bitirilmesi gerekir, gerçek bilanço ortaya çıkar. Ama şu önemli. Gerçek hasar tespitleri yapılmalı. Çiftçinin hasarını düşük gösterip de daha az ödeme yapma şeklinde bir yanlışa gidilmemeli.
Özellikle ihracat kalemlerimizden olan kayısıda, üzümde, fındıkta yaşanan zararlar var. Çiftçi tarafından belli masraflar da yapıldı. Kullandığı girdiler, buna karşılık bayilere olan borcu, bankalardan aldığı kredileri de düşünerek çiftçinin kredi faizleri silinmeli, ana para da ötelenmeli...
ÇİFTÇİNİN BEKLENTİSİ: "AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ"
TARSİM'e kayıtlı çiftçiler dışında üretim yapan, ekonomik gerekçeler dahil çeşitli gerekçelerle TARSİM'e kayıtlı olmayan çiftçilerin de zararının giderilmesi gerekir. Maalesef şu anda uygulanan ekonomik politikada tarıma yönelik gerekli desteklerin verilmediği bir ortamda, iktidarın yapması gereken kuvvetli donun gözüktüğü geniş alanları afet bölgesi ilan etmesi, genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilirse, Resmi Gazete'de yayınlanırsa orada üreticilerin lehine destekler de gündeme gelecek. Ama kemer sıkma politikası bahane edilerek genelde afet bölgesi ilan etme yoluna gidilmiyor. Ama bunun mutlafa gündeme getirilmesi, öncelik olması gerek."
ASIL SORUN NE: "GIDA ENFLASYONUNU DONA BAĞLAMAMAK GEREK"
Don hep olacak, nasıl önlemlerin gündeme getirileceği konusunda Bakanlık, don zararını gündeme taşıdı. Sanayiciler ve ihracatçılar boyutunda Türkiye Odalar Borsalar Birliği de gündeme getirdi. Bu yıl ve gelecek yıllarda çiftçiyi alanda tutmanın yolu somut olarak desteklemek. Don olmasa bile kuraklık yaşadık, yazık yine yaşayacağız. Gıda üretimindeki ürünlerdeki azalma ister istemez iç piyasadaki fiyatları yükseltecek. Dış ticarette ürünlerin azalması, tarım dayalı ihracat gelirlerini azaltabilecek. Ama kuraklığın etkileri, dolu zararı gibi konuları dikkate alarak çiftçiye özel ek ekonomik tedbirlerin alınması, çiftçilerin zararlarının giderilmesi lazım.
"DESTEK YETERSİZ... MALİYETLER DÖVİZE BAĞLI... ÇİFTÇİ HACİZİ İKİ KAT ARTTI"
Asıl sorun şu: Ülkemizde yüksek gıda enflasyonunun, bir türlü düşmeyen, artış hızı düşse de dünyada ilk sıralarda olduğumuz gıda enflasyonunun nedenini doluya, kuraklığa, dona bağlamamak gerekir. Tarım Kanunu'nun 21. maddesi gereği gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'i bile verilse, 615 milyarlık bir destek bütçesi olması gerekirken verilen 135 milyar. Destek yetersiz, bu destekler bir yıl sonra ödeniyor, geç ödenen destek de destek değildir. Çiftçinin kullandığı mazot, gübre, ilaç, yem, maliyetler çok yüksek, dövize bağlı artıyor. KDV, ÖTV indirimi gibi somut önlemler yok. Çiftçinin bankalardan kullandığı kredi miktarı 950 milyar civarında. Bunun içinde takipteki kredi yani hipoteği, hacizi geçen yıla göre iki kat artarak 4.9 milyara çıkmış. Bu aşamada zaten don, kuraklık olmadan da çiftçi üretimde son derece sorunluyken, geçen yıl yapılan bir yanlış vardı. TMO'nun açıkladığı buğday alım fiyatı yüzde 11 artırılmıştı. Kamu eliyle ya da özel sektöre sözleşmeli üretici her türlü zorluğa karşı ürettiği ürünün altında bir fiyat açıklaması da çok ciddi bir sorun. Bu sorunların yaşandığı bir ortamda yine önümüzdeki aylarda bakliyat alım fiyatı, serbest piyasada domates, patates, soğan, narenciye, limon fiyatı gibi ürünlerde artık kamu müdahale ederek çiftçinin kar ederek alanda kalmasını sağlayacak bir modele geçmesine vesile, aracı olmasını dileriz. Umutlu değiliz ama olması gerekenlerden biri bu."
"GERÇEKÇİ HASAR TESPİTİ YAPILMALI: ÇİFÇİYE VERİLEN DESTEK TÜKETİCİYE VERİLEN DESTEKTİR"
"Erken ve gerçekçi bir şekilde hasar tespiti, afet bölgesi ilan ederek çiftçilere her türlü kolaylığın sağlanması, ayakta kalabilmesi için kullandığı kredilerin faizinin silinmesi, ana paranın taksitlendirilmesi, somut indirimlerle çiftçinin önümüzdeki yıllarda da üretim yapabileceği, kentlere göçmeyeceği bir üretim ortamını çiftçi lehine düzenlemek önemli. Çiftçiye verilen destek tüketiciye verilen destektir. Çiftçiden esirgediğimiz desteği böyle olağan dışı durumlarda da esirgemeye devam edersek bundan kaybeden sadece üretici değil, yurt dışına bağımlılığın devam ettiği süreçte tüketici olarak bizler de olumsuz etkileneceğiz. Üretimi, üreticiyi gecikmeden desteklemek gerek."
ÇİFTÇİ NE ÖNLEM ALABİLİR: DONLAMA YA DA SAMAN, ODUN YAKMA...
"Meteorolojinin önerilerini takip etmek önemli, zamanında gerekli uyarıları da yaptı. Hafif don olabiliyor, orta kuvvetli ve kuvvetli donlar olabiliyor. Çiftçinin yapacağı çok fazla bir şey yok. Bazı teknik korunma önlemleri var. Örneğin elma ağaçlarındaki buzlar gibi... Sulama yaparak, orada donlama yaparak önceden buzlandırarak, donun etkisini azaltmak ya da ilkel gibi gözükse de saman, lastik, odun yakarak alanları ısıtarak oradaki duman etkisiyle don etkisinin zararını azaltmak gibi... Onun dışında piyasada dona yönelik belli aletler var, bunların kullanımını sağlamak... Bunlar yapılarak kısmi önlemlerle, örtü altı tarım ya da meyve bahçelerinde zarar en aza indirilse bile şu gerçeği unutmamak gerek. Tarım doğaya bağlı bir şeydir, doğrudan etkilenir. Dolayısıyla bu koşullarda önümüzü görüp üretim sezonu öncesinden gerekli planlamaları yaparak, stokları hazırlayarak, tüketiciyi koruyacak şekilde üretim-gıda-tedarik zinciri tüketim boyutunda, kamunun doğrudan içinde yer aldığı, kamu denetiminde bir modelin yaşama geçirilmesi gerek. Şu anda her şey serbest piyasanın insafına terk edilmiş maalesef. Çiftçinin kendi başına aldığı önlemler bir kısım zararı giderse bile yapabileceği çok fazla bir şey yok."
FİYATLARDA NE KADAR ARTIŞ OLUR: BEKLENTİYİ AÇIKLADI... SPEKÜLATİF ZAM UYARISI
"21-25 Şubat'ta Hatay, Adana, Mersin ağırlıklı bir çok şiddetli don olayı görüldü. Narenciyede, kışlık sebzelerde, meyvelerde... Henüz hasar tespiti, tahsil ödemesi gündemde değildi. Orada da afet bölgesi ilan edilmesi istenilmişti, gelişme yok. Somut yansımasını şöyle söyleyeyim... Geçmiş yıllarda da yapılmıştı. Şimdi bu dona dayalı olarak gerçekten üretim azalması nedeniyle fiyatların yükselmesi kadar spekülatif fiyat artışları da gündeme geliyor. Limon fiyatları artmasın diye geçmiş yıllarda bir şey yapıldı. Ülkemiz kendine yeterli, ihracat yapıyor. İhracatı yasaklamıştık, iç piyasada geçici olarak fiyatlar düşmüştü ama dış pazarımızı kaybetmiştik. Geçen hafta limonda yeniden dış ticaret yasağı getirildi. Stoklarımızın yeterli olduğu bir aşamada Ticaret Bakanlığı yanlış bilgiler ve yönlendirmelerle konuyu gündeme getirmişti. İlk defa belki bir doğru adım atıldı ve ihracat yasağı kaldırıldı. Şubat'ta narenciyede yaşanan donun etkileriyle iç piyasada fiyatların yükselecek olması, onun için 'ihracatı yasaklama, çiftçilerin gelirinde zararlar gündeme gelsin' gibi farklı arayışların olduğu bir ortamda sadece bu don etkisiyle bile fiyatlarda ürün çeşidine göre ortalama diyelim, onu zaman gösterir hasar tespitiyle ama, başka hiçbir koşul olmasa bile yüzde 25, yüzde 50 fiyatlarda kısa dönemde artış olur. Eğer kuraklık yine devam edecekse de bu fiyat artışları hem yaz sebze meyvesinde hem hububatta hem bakliyatta artarak devam eder."
"TARIMDAKİ YÜKSEK GIDA ENFLASONUNUN NEDENİ DON DEĞİL, YANLIŞ POLİTİKALAR"
"Doğrudan doğa koşullarına bağlı olan tarımda, doğal nedenlerle oluşan zarar kadar asıl sorun, bu sıkıntılar olmadan da tarımdaki yüksek fiyat, yüksek gıda enflasyonu, çiftçinin tarlada zarar etmesi, arazisini bırakması, ekmemesi sorununun unutulmaması gerek. En kolaycı bir şekilde 'Don nedeniyle gıda enflasyonu yüksektir' şeklinde gündeme getirilecek algılara karşı diyoruz ki 'Tarımda yaşanan yüksek gıda enflasyonunun nedeni destekler, girdiler, tarımsal krediler, alım fiyatı, dışarıya bağımlılık, özelleştirmeler boyutunda uygulanan yanlı ve yanlış politikalardır'... Günah keçisi ilan edilecekse, mevsimsel günah keçilerine gerek yok. Gıda tedarik zincirini kısaltıp, tüketicinin onu alabileceği gelir politikalarını yaşama geçirerek gıda enflasyonu düşer. Dona bağlama kolaycılığını doğru bulmuyoruz.
Çiçek açan meyve ağaçlarının tekrar yeşermesi çok zor. Hasar oranları netleşince belli olacak. Eğer kuvvetli don etkisiyle yüzde 100'e, 90'lara varan hasar varsa kayısı üreticisi ürün alamayacak. Karadeniz'in yüksek bölgeleri, özellikle Sakarya, Düzce bölgesindeki alanlarda da fındıkta sorun yaşanacak. Yine onu şöyle bağlamak lazım. Fındıkta don zararı geçen yıllarda da vardı ama en önemli sorunlardan biri kahverengi kokarca sorunu. Bunu da sadece dona değil, kokarca sorununa, güçsüzleştirilen Fiskobirlik'e, yurt dışındaki tekele bırakılan fındık piyasasına bakmak lazım. Don olayı bunların üzerine olumsuz etkileyecektir."
HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI MI: "GERÇEKÇİ HASARLAR AÇIKLANMALI"
"İl ve ilçe müdürlüklerinde bu konuda çalışmalar başlatıldığını Bakanlık söyledi. Bakanlık'ın çalışma başlatıldığını tahsil boyutunda da söylüyorum. Örneğin 21 25 Şubat arasında Hatay Adana Mersin'deki donun üzerinden 1.5 ay geçti. Sonuç ne? Ne kadar hasar var? Ne kadarı TARSİM'e üyeydi, ne kadarını TARSİM karşıladı? Ne kadar eksik üretim oluşacak? Bunun yansıması ne olacak? Çok hızlı şekilde bu tespitlerin yapılması ve tekrarlıyorum, üreticiye daha az para ödemek için hasar miktarlarını düşük göstermeyip gerçekçi hasarların açıklanması önemli."
Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.