ODATV: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI TEK TEK ANLATTI... İFLASIN İTİRAFI- 16 MART 2022
Ukrayna - Rusya savaşının ardından özellikle buğday ve ayçiçek yağında yaşanan tartışmalara giren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şunları söyledi:
"Ülkemiz özellikle buğday, ayçiçek, mısır ve arpada kendi kendimize yeterli olmadığımız için oluşan gıda açığını yurt dışından karşılamaya başladık. Rusya`nın Ukrayna`yı işgali sonrası yaşanan belirsizlik yükselen fiyatlar tedarik zincirindeki kırılmalar özellikle ayçiçek ve buğday konusunda kendi kendimize yeterli olmadığımızı ortaya koydu. Pandemide de aynısını yaşadık. Ülkeler ihracat kısıtlamalarına gitti, ardından kuraklık yaşadık önlem alınmadı. Ülkeler tarımsal ekonomi paketleri açıklarken ülkemizde özel önlemler alınmadı. Buğdayda 3 yıl önce kendi kendimize yeterken şu an yüzde 80`deyiz. Aradaki gıda arızını yakın olması ve yüksek üretimden dolayı Ukrayna ve Rusya`dan alıyorduk ama artık alamıyoruz. Ya da çok yüksek fiyatlar gündeme gelecek."
ET VE SÜTTE TEHLİKE
Yemlerden dolayı et ve sütte yaşanacak tehlikeye dikkat çeken Baki Remzi Suiçmez "Arpa konusunda da kendi kendimize yeterli değiliz. Bu aynı zamanda et ve sütü yem üzerinden olumsuz etkileyecek. Kepek de alıyoruz yem bitkilerinde de dışa bağımlıyız. Mısır ve arpada bunlarda da da sıkıntı yaşayacağız. Süt ve et üretimimi pahalılaştıracak bu" dedi.
GIDA EGEMENLİĞİ
Gıda egemenliğine vurgu yapan Baki Remzi Suiçmez şunlarının altını çizdi:
"Biz pandemide demiştik ki parçacıl önlemlerle gıda arzı sorununu çözemeyiz. Ülke genelinde tarımsal üretim seferberliği ilan edilsin, destekler yeterli olsun ve zamanında ödensin. Tarımsal girdide de mazot, tohum, gübre, yem ve ilaçta dışarıya bağımlıyız. Bunların maliyetleri düşürülsün. Bu dönem sorunluydu kuraklığı yaşadık, rokelte düştü. Bu iktidarın yıllardır uyguladığı politika tercihi şuydu: Yurt dışında maliyetler ucuz yurtdışından alırız. Bu nedir dışa bağımlı politikaların devamı. Pandemi bunun devam etmeyeceğini gösterdi, ardından kuraklık ve savaş iyice ortaya çıkardı ki gıda egemenliği çok önemli."
TARIMDA SEFERBERLİK
Baki Remzi Suiçmez tarımda seferberlik çağrısı yaptıklarını hatırlatarak şunları kaydetti:
"Seferberlik çağrısı yaptığımız zaman ek hazine arazilerini tarıma açalım dediler. Biz o zaman dedik ki ülkemizde 4.2 milyon hektar araziyi çiftçi kendisi zaten ekmiyor, işlemekten vazgeçti. Destekler girdiler ve tarımsal kredileri hayat geçirelim çiftçi yeniden burayı eksin dedik, görmezden gelindi. Geçmiş yıllarda dış ülkelerde üretim gündeme gelmişti yeni bakan da bunu gündeme getiriyor."
SÖZLER TUTULMADI
AKP iktidarından gelen "Ekebildiğiniz kadar ekin" çağrılarına daha önce benzer açıklamalarda sözlerin tutulmadığını aktaran Baki Remzi Suiçmez şöyle konuştu:
"Yeni bakan bir şeyi daha gündeme getirdi. Boş atıl nadas arazileri tarıma kazandırmak için hibe verilecek. Bu hibenin içeriği belli değil. Yüzde 300 gübre artışı, mazotun 25 lira olduğu tohum, yem ve ilacın fiyatlarının sürekli arttığı, elektriğe yüzde 92 zam yapıldığı bir ortamda insanlar tekrar arazisine döner mi? Dönmez. Pandemide biz somut önlemleri gündeme getirdiğimizde demişlerdi: Cumhurbaşkanı ekilmedik toprak bırakmayın, bakan da ne ekersiniz hepsini satın alacağız. Ama öyle olmadı. Çiftçinin patates, soğanı domatesi tarlada kaldı. Dolayısıyla verilen sözlere bir güvensizlik var."
Tarımsal üretim planlaması yapılması gerektiğini söyleyen Baki Remzi Suiçmez "Ne ekerseniz ekin değil. Tarımsal üretim planlaması yapılmalı kendi kendine yeterli olmadığımız ürünlerde sonradan verilen desteklerle değil, ülke düzeyinde önceden açıklanan desteklerle dengeli bir şekilde ürün deseni ile bunu yapmalıyız" ifadelerini kullandı.
İFLASIN İTİRAFI
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci`nin "Paramız olsa bile istediğimizi alamıyoruz" sözlerinin Neoliberal tarım politikaların iflasının itirafı olduğunu kaydeden Baki Remzi Suiçmez şunları ifade etti:
"Neoliberal tarım politikaları; özelleştirmeci, girdi ve üründe dışa bağımlıkçı, destekleri azaltıcı politikaları, 24 Ocak ve 5 Nisan kararları, tek taraflı gümrük birliğinden beri süregelmekte ve en acımasız bir şekilde 2002`den beri uygulanmakta. Kamu alandan çekilmiş özel sektörün insafına bırakılmış ortam. Böyle bir ortamda `paramız var ki ithal ediyoruz` anlayışını biz hep eleştirdik, Ne var ki aynı iktidarın birbiri ardında gelen bir diğer bakanının tam bizim söylediğimiz sözü söylemesi çok manidar ve anlamlıdır. Artık paramız olsa da dışardan alamayacağımız günler gelmiştir Bu bir itiraftır. Aynı zamanda bir önceki bakan ile politika farklılığı var gibi gözükse de değildir ama dış alıma bağlı politikaların iflas ettiğinin itirafıdır."
BETON EKONOMİSİ
Tüm bunlara rağmen aynı politikalardan vazgeçileceğine dair bir işaret olmadığını vurgulayan Baki Remzi Suiçmez şu tavsiyelerde bulundu:
"Bunu diyen bir bakanın somut adım atması lazım. Biz zaten enflasyonun yüzde 50 olduğu ortamda tarımsal bütçe yetersiz demiştik. Yüzde 12.5 artırılmıştı, tarım destek bütçesi. Pandemiyi yaşadık, kuraklığı yaşadık, savaşı yaşıyoruz. Bütçe tercihlerini beton ekonomisine ayırmayıp, Kanal İstanbul yerine GAP`ta değerlendirsek. Başka alanlardan tasarruf edilip tarımdan tasarruf yapılamayacağını anlamamız lazım. Buna göre ek bütçe çıkarmamız lazım. Şimdi böyle bir bütçe yapılabilir mi tahmin etmiyoruz ama yapılması gerekir diyoruz."
AYÇİÇEK RİSKİ DEVAM
Günlerce konuşulan ayçiçek yağı fiyatları konusunda gözlerden kaçan bir ayrıntıyı açıklayan Baki Remzi Suiçmez şu uyarıyı yaptı:
"Buğday, arpa, yulaf, çavdarda toplam 42 TL mazot desteği vardı. Bir defaya mahsus 50 TL ek girdi koydular. Yani huhubat ekene 92 lira gübre desteği verildi. Biz ayçiçeğinde de dışa bağımlıyız, gemileri bekliyoruz. Bu yılın gübre desteği 37 TL`de sabit tutuldu. Huhubattaki bu destek sorunu çözmez zaten pahalı ekmek olarak önümüze gelir. Ama bir yandan biz buğday ve arpada mazot desteği verip ayçiçeğine vermezsen olmaz. Sadece bunları öne çıkarırsanız buğday ekili alanlar artar diğerleri azalır. İnsanlar daha fazla destek var diye ayçiçeği ekmez. Ayçiçekte de kendi kendine yetmede yüzde 60`In altına düşebiliriz. Bir planın uzun vadeli bütüncül ve ülke genelini kapsaması gerekir."
SOMUT DESTEK YOK
Yerli üreticiye somut bir destek olmadığını kaydeden Baki Remzi Suiçmez "Mazot 25 lira ÖTV ve KDV`yi indirmiyoruz, İndirimli de vermiyoruz. Diğer yandan gübrede yurtdışına bağımlıyız. Gübrede de göreceli ÖTV ve KDV indirimleri yetmez doğrudan kamu tarafından çiftçiye gübre temini yapılmalı. En son tasarruf yapılacak sektör tarım sektörü, en son tasarruf edilecek bütçe de Tarım ve Orman Bakanlığ`ın bütçesidir" diye konuştu.
ZEYTİNLİKLER SORUNU
Üretim alanlarının da korunmadığını vurgulayan Baki Remzi Suiçmez sözlerine şöyle son verdi:
"Peki üretim alanlarını koruyor muyuz? Hayır... Rant ve faiz ekonomisine dayalı belli şirketlerin lehine, biz verimli tarım alanlarımızı, zeytinliklerimizi meralarımızı, kayısı ile fındık gibi dikili arazilerimizi maden, enerji, turizm, imar amaçlı hoyratça tarım dışına çıkarıyoruz. Zeytinde kendi kendimize yeterliyiz. Enerjiyi bahane ederek kamu yararı bahanesiyle müdahale yanlıştır. Zeytinlikler olduğu yerde kalmalıdır. Taşınması zaten bilimsel anlamda mümkün değildir. Kaz dağları rehabilite edildi mi, İkizdere`de 5`li şirketten birinin açtığı maden sonrası rehabilite edilmeyen alanlarla ilgili bir işlem yapıldı mı? Yapılmadı. Maden önemli ama anayasa ve yasalara aykırı yargının verdiği kararlara aykırı şekilde belli şirketlere rant sağlama çabası da yanlış. Ben yaptım oldu bitti mantığı ile birilerine peşkeş çekilmesin."
Haber: Hazar Şahsuvar
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.