OHAL KOMİSYONUNUN RET KARARLARI HUKUKSUZDUR, ÇÜNKÜ BARIŞ TALEBİ SUÇ DEĞİLDİR!

Barışı savunmak için yayınladıkları “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi nedeniyle, kamu görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerin 5 yıla yakın zamandır OHAL Komisyonu’nda bekletilen başvuruları, birbiri ardına reddedilmeye başlandı.

Bugüne kadar politik bir tercihle en sona bırakılan bu dosyalar, yine politik bir kararla, kopyala-yapıştır biçiminde hazırlanmış gerekçelerle reddediliyorlar.

Akademisyenler hakkında bugüne kadar verilen tüm ret kararları “barış bildirisinin imzalanması” gerekçesine dayanıyor. Oysa bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi 2019 yılı Temmuz ayında verdiği kararla “bildirinin suç niteliği taşımadığını ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” karara bağlamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bağlayıcı kararına rağmen verilen “ret” kararları, OHAL Komisyonu’nun hukuk tanımazlığının en açık göstergesidir.

Daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi kuruluşundan itibaren OHAL Komisyonu “hukuk kurumu” olarak değil, “siyasi bir kurul” olarak çalışmış ve başvurucuların hukuka erişimini engellemekten başka hiçbir işlev görmemiştir.

Kesinleşmiş mahkeme kararlarını uygulamamak, Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saymak mevcut siyasi iktidarın yönetim tarzı haline gelmiştir. “Biz reddedelim, mahkeme kararı arkadan gelsin” mantığıyla verilen bu kararların sahibi olan komisyon üyeleri ve ardındaki siyasi irade, anayasayı ve hukuk devleti anlayışını çiğneyerek suç işlemektedir.

Barış akademisyenleri başta olmak üzere, haklarında mahkeme kararı olmaksızın haksız ve hukuksuz biçimde kamu görevinden çıkartılan, yıllardır büyük bir yaşam zorluğuna mahkum edilen ihraçlar tüm haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmelidir. OHAL Komisyonu lağvedilmeli ve verdiği kararlar yok sayılmalıdır.

Komisyon tarafından verilen ret kararları ile birlikte, aralarında çok sayıda mühendis, mimar ve şehir plancısı üyemizin de yer aldığı barış akademisyenlerinin hukuk süreci 5 yılın ardından nihayet başlamaktadır. Bu sürecin sonunda hak ettikleri gibi üniversitelerine döneceklerinden hiçbir şüphemiz bulunmamaktadır.

TMMOB olarak bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeğin, barışın ve demokrasinin egemen olduğu bir ülke için tutum almaya devam edeceğiz. Çünkü barış talebi suç değildir!

EMİN KORAMAZ

TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI