PANEL: KENTSEL DÖNÜŞÜM
TMMOB İzmir İKK Mühendislik Mimarlık haftasında Kentsel dönüşümü tartıştı.
Mühendislik Mimarlık Haftası`nda TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından Kentsel Dönüşüm Paneli yapıldı. İki Oturum halinde yapılan panelin açılış konuşması Şube Başkanımız TMMOB İzmir İKK Sekreteri Ferdan ÇİFTÇİ tarafından gerçekleştirildi.
Panel Öncesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semahat Özdemir tarafından çerçeve sunuş yapıldı.
Şube Başkanımız Ferdan ÇİFTÇİ`nin oturum başkanlığını yaptığı ilk oturuma, konuşmacı olarak Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan TOPAL, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Adına Prof. Dr. Atila ULUĞ, Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent TURHANLAR, Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Zeki YILDIRIM ve İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ayhan EMEKLİ katıldı.
Hasan Topal, kentsel dönüşümde bir kırılma süreci yaşandığına işaret ederek, "Yapılan yeni düzenleme ile, bu düzenlemeye aykırı diğer kanunların hükümlerinin uygulanamayacağı belirtiliyor. Dünyada bütün baskıcı rejimlerin kanunları, yasaları olduğunu unutmamak lazım" dedi. Topal, kentsel dönüşümün, ekonomik, sosyal, teknik, mekânsal birçok verinin analizinin esas alınarak yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Mülk sahiplerinin mülkiyetlerinin değerlendirilmesinde, bölgede yenileme sonrası oluşacak değer üzerinden bedel takdiri yapılmalıdır" diye konuştu.
İMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Emekli ise, Türkiye`nin büyük bir bölümünün deprem bölgesi olduğunu, ancak yapı stokuna dair sağlıklı bir veri bulunmadığını söyledi.
Paneldeki bir diğer konuşmacı olan Zeki Yıldırım, yeni yasanın eksik ve sıkıntılarının giderilmesi için bu eksik ve sıkıntıların her ortamda dile getirilmesi gerektiğini belirtirken, "Bizim bütün bildiklerimizi reddeden ve büyük bir felakete yol açacak olan yasa ve yönetmeliğin acilen yeniden ele alınıp düzeltilmesi gerekiyor" dedi.
Yıldırım`ın ardından konuşan Prof. Dr. Atilla Uluğ, kentsel dönüşüm yasasının, ‘sermaye ve rant çevrelerine yeni alanlar yaratmayı amaçladığını` ifade etti. Uluğ, "Yasaya dair, toplumsal çıkarların yerine kişisel çıkarların geçeceği endişesi vardır. Bu çalışmalar, halk için yerinde yenileme şeklinde olmalıdır. Yerin yapısı ihmal edilerek kentsel dönüşüm yapılamaz" dedi.
Panelin ilk oturumunun son konuşmacısı olan Bülent Turhanlar, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinin, aynı alandaki binaların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması anlamına gelemeyeceğine dikkat çekerken, "İzmir ve çevresinde 13 adet ana fay zonu bulunmaktadır. Örneğin Balçova bölgesinde dönüşüm yapılmak isteniyor ancak ilçeden 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek bir fay geçiyor ve bu, tamamen rantsal amaçlı bir seçim" ifadelerini kullandı.
Panelin ikinci oturumunun başkanlığını Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan TOPAL yaptı. Konuşmacıları ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`nü temsilen Erkan Yaşacan, İzmir Büyükşehir Belediyesi`ni temsilen Turan Dilek ve İzmir Barosu`nu temsilen Ayşegül Altınbaş oldu.
İkinci oturumun ilk konuşmacısı olan Erkan Yaşacan, kentsel dönüşüm yasasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nı karalama kampanyasına dönüştüğünü iddia ederek, "Ancak yasayı tek başımıza uygulamayacağız. Uygulamanın bir ayağı belediyeler, bir ayağı Bakanlık, bir ayağı da vatandaşlar olacak" dedi. Yaşacan, "Kentsel dönüşüme hayır demek abesle iştigalden başka bir şey değildir. İster belediye yapsın, ister bakanlık, bu dönüşüm gerçekleşmelidir" diye konuştu.
Konuşmasında, belediyenin kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgilendirmede bulunan Turan Dilek ise bu projelerin sosyal dönüşüm uygulamaları ile birlikte ele alınması gerektiğini belirterek, bu süreçte sadece yapılarsın değil, yaşamların da dönüşüme uğradığını vurguladı.
Son konuşmacı olan Ayşegül Altınbaş, Kentsel dönüşüm yasasındaki muğlak ifadelere dikkat çekerek, "Örneğin yasada, evleri yıkılanlara ilişkin ‘Bakanlık kira ödeyebilir` diyor. Bu, hukuki güvenlik ilkesinin ihlalinden başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı. Yasanın, ‘konut dokunulmazlığı`, `yerleşme hürriyeti`, ‘mülkiyet`, ‘hak arama hürriyeti` haklarının hepsini ihlal edeceğinin altını çizen Altınbaş, "Savaşta dahi işgal edilen ülke yurttaşlarının elektriği, suyu kesilemez. Ancak bu yasada bu yetki veriliyor" diye konuştu. Altınbaş konuşmasını, "Bir kentin geleceği, işadamlarına bırakılamayacak kadar önemlidir" diyerek tamamladı.