Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi‘nde 5 Mart 2011 günü düzenlenen "Şehirde ve Kırsalda Kadın" konulu panelin açılış konuşmasını İKK Kadın Komisyonu Başkanı Ziraat Mühendisi Ayten DOLANÇAY yaptı. 8 Mart tarihinin dünya kadınları arasında bir dayanışma ve birlikte mücadele etmenin anlamını ifade ettiğini, dünya kadınlarının böyle bir güne sahip olmanın bedelini çok ağır ödemek zorunda kalarak başardıklarına dikkat çeken DOLANÇAY, "İster şehirde isterse kırsalda kadın olmak zor. Daha da zor olanı insan olmak ya da olabilmek ama kadınlar yaşamın yükünü daha çok omuzlarında hissediyor. Her türlü toplumsal felaket, savaşlar, yoksulluk onları daha da çok etkiliyor. Kadınlar yaşamın her alanında, evlerinde, işyerlerinde, kamusal alanlarda, şiddetin çeşitli biçimlerine uğramaya devam ediyorlar. Türkiye‘de namus gerekçe gösterilerek, kadınlar katlediyorlar. Kadınlara yönelik şiddet hukuksal temelde yasaklayıcı tedbirler geliştirilmesi ile mümkündür" dedi.

Panelistlerden Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülseren AĞRIDAĞ, kentte ve kırda kadın sağlık ve aile içi şiddet konularındaki görüşlerini dile getirdi. AĞRIDAĞ, "Töre, din, gelenekler, kültür söylemleri kadına karşı şiddet için gerekçe olamaz. Böyle gerekçeler aslında insan hakları ihlali suçudur" diye konuştu.

Son 15 yılda tüm bölgelerde ilk evlenme yaşının 2 yaşa yakın yükseldiğini de kaydeden Prof. Dr. AĞRIDAĞ, "Ülkemizde, tüm okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 24‘ü 65 yaş üstü nüfustur ve bunun da yüzde 74‘ü kadındır. Yaşlı kadınlar yaşlı erkeklere göre daha fakir ve sosyal güvenceden yoksundurlar" şeklinde konuştu.

KADINLAR ERKEKLERİN GERİSİNDE

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge KANTAR DAVRAN, uluslararası yaklaşımda kadının toplumdaki rolünün üretim, yeniden üretim ve sosyalizasyon, kalkınma ve kadın yaklaşımlarında ise kalkınmada kadın, kalkınma ve kadın, toplumsal cinsiyet olarak belirlendiğini kaydetti.