POLATLI’DA HIZLI TREN ÇİFTÇİYİ MAĞDUR ETTİ - CUMHURİYET

MERKEZ
27.07.2007

ZMO, hafriyatın etkili alanlar üzerine döküldüğünü saptayarak, fotoğraflarla da belgeledi.

 

Zeynep ŞAHİN

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), Ankara - Konya Hızlı Tren Projesi çerçevesindeki çalışmaların, Polatlı‘da "tarım toprakları katliamı"na yol açtığını bildirdi. Polatlı‘da incelemelerde bulunan ODA, kazı çalışmaların çıkan milyonlarca metreküp toprağın ekili alanların üzerine döküldüğünü tespit etti. Proje için hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu‘nun göz ardı edildiğine dikkat çekildi.

Ankara - Konya Hızlı Tren Projesi‘nin Polatlı‘da süren inşaatlarının, tarım arazilerine zarar verdiği belirtildi. ZMO‘nun Polatlı‘da yaptığı araştırmaya ilişkin raporunda, toplam 306 kilometrelik uzunluğa sahip olacak Ankara-Konya Hızlı Treni‘nin yapımı için 8 milyon metreküp "dolgu", 12 milyon metreküp "yarma" yapılacağına işaret edildi. Proje için hazırlanan ÇED Raporu‘na dikkat çekilerek, bu raporda, demiryolu güzergahı etrafındaki arazilerin tarım arazisi olması nedeniyle hafriyat malzemelerinin araziye serilerek bertaraf edilmesinin söz konusu olmadığının belirtildiğine değinildi. ÇED Raporu‘nda iki çözüm yolu önerildiği ifade edilerek bunların; "demiryolu boyunca yapılacak servis yollarında kullanım suretiyle bertaraf" ya da "Açılacak olan malzeme ocaklarının kapatılması sırasında ocaklara serilmek suretiyle bertaraf" olduğu kaydedildi. ZMO, ÇED Raporu‘nda verimli tarım arazileri üzerine hiçbir şekilde hafriyat toprağı dökülemeyeceğinin altının çizildiğini de vurguladı. Ancak raporun göz ardı edildiği kaydedilerek, Ankara - Konya yönünde Polatlı‘yı yaklaşık 50 km. geçmiş bulunan Hızlı Tren Projesi‘nde, kazı çalışmalarından çıkan milyonlarca metreküp dip toprağının, hatta yakın bölgelerdeki ekili alanların üzerine döküldüğü bildirildi.

ZMO Başkanı Gökhan Günaydın ise "ODA‘mız tarafından yerinde yapılan tespitler uyarınca, özellikle Polatlı Tarım İşletmesi civarında yapılan çalışmaların bir çevre katliamına dönüştüğü görülüyor" dedi. Bölgede iki yola başvurulduğuna değinen Günaydın, "Birincisinde taşeron firma ile Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü arasında bir Protokol imzalanarak, İşletmenin tarımsal amaçlı kullanmadığı alanlara hafriyat toprağı depolaması yapılmış. İkinci yöntemde ise, köylünün ekili tarlası üzerine 6 - 7 metre yüksekliğinde hafriyat toprağı depolanıyor" bilgisini verdi. Günaydın, her iki yöntemde de, depolanan hafriyat toprağının şiddetli yağışlar sonrasında kayarak balçık yığını halinde diğer tarım alanlarını kaplaması tehlikesi bulunduğu uyarısını da yaptı. Günaydın, şunları kaydetti:

"Bunun yanında, firma ile arazi sahibi arasında -varsa- yapılan anlaşmanın niteliği ne olursa olsun ekili arazi üzerine hafriyat toprağı dökülmesi kabul edilemez. Anayasa‘nın 35 inci maddesinin ‘mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı‘ hükmü yanında, yukarıda sözü edilen ‘Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası‘ hükümleri uyarınca, bu tip faaliyetlerin illerde bulunan ‘Toprak Koruma Kurullarının‘ incelemesi ve onayından geçmiş olması zorunluluğu var. Öte yandan, hızlı tren projesinin Konya‘ya kadar olacak çalışmaları, neden olunan çevre felaketinin boyutlarının artacağına işaret ediyor."

‘Tarım alanları ulusal mirastır‘

Günaydın, verimli tarım topraklarının korunmasına yönelik anayasal hükümlerin takipçisi olacaklarını belirterek, Hızlı Tren Projesi‘ni ihaleye çıkaran kurumların, işi yürüten ana firma ve taşeron firmaların çalışmalarını ÇED Raporu doğrultusunda yapması gerektiğinin altını çizdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili Tarım İl Müdürlüklerini, konu ile ilgili denetleme yapmaya ve gerekli önlemleri almaya çağıran Günaydın, "Unutulmamalıdır ki verimli tarım alanları kuralsız kullanıma terk edilecek rant alanları değil; geçmişten devralınan ve geleceğe bırakılacak olan ulusal ortak varlıklarımızdır" vurgusunu yaptı.

Okunma Sayısı: 940