REÇETELİ TARIM İLACI SATIŞI YÖNETMELİĞİNDE İKİNCİ YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI

MERKEZ
12.10.2010
 

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
YD İtiraz No: 2010/585

 

İtiraz Eden (Davacı) : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Vekili: AV.Zuhal Dönmez

Bestekâr Sk. No:49/5- Kavaklıdere/ANKARA

İtiraz Eden (Davalı) : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı - ANKARA

İstemin Özeti: Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen yürütmenin durdurulması isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne ilişkin 25.1.2010 günlü; E:2009/10375 sayılı karara, taraflar karşılıklı olarak itiraz etmektedirler.

Danıştay Tetkik Hakimi Gülhan Akyüz‘ün Düşüncesi: Tarafların itirazının reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Yalçın Macar‘ın Düşüncesi : Davacı tarafından öne sürülen nedenler Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 3. ve 4. maddeleri, 8. maddesinin 2. fıkrası., 10. maddesinin 1. ve 5. fıkraları, 11. maddesinin 1. fıkrası, 12. maddesinin 1.,2.,3.,4.,5., fıkraları 14. maddesinin 5. fıkrası ve geçici 2. maddesinin yürütmesinin durdurulması isteminin reddi; davalı idare tarafından öne sürülen nedenler ise Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasının yürütmesinin durdurulması yolunda Danıştay Onuncu ve Sekizinci Daireleri‘nden oluşan Müşterek Kurul tarafından verilen kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte değildir.

Buna karşılık, Yönetmeliğin 9. maddesinin.(g) bendi ve 10. maddesinin 2. fıkrasıyla ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerine, de bitki koruma ürünleri reçetelerini düzenleme yetkisinin tanınması 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Yasa ile Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine ilişkin Tüzük kurallarına aykırı olduğu gibi, tüm bitki koruma ürünlerinin satışının reçeteyle yapılması zorunluluğunun getirilmesi ile güdülen kamu yararı gerekleriyle bağdaşmamaktadır.

Belirtilen nedenlerle, davalı idarenin itirazının reddi, davacının itirazının ise kısmen kabulü ile Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinin (g) bendinin ve.10. maddesinin 2. fıkrasında geçen ":.. (g) bendinde belirtilen ve kamuda çalışan ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenleri..." tümcesinin yürütmesinin durdurulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; 12.6.2009 günlü, 27253 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in 3. ve 4. maddelerinin; 8. maddesinin 2. fıkrasının; 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin; 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarının; 11. maddesinin 1. fıkrasının; 12. maddesinin 1., 2., 3., 4. ve 5. fıkralarının; 14. maddesinin 5. fıkrasının; 17. maddesinin 1. fıkrasının ve Geçici 2. maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.

Danıştay Sekizinci ve Onuncu Daireleri Müşterek Kurulunca verilen 25.1.2010 günlü, E:2009/10375 sayılı karar ile; bitki koruma ürünlerinin reçeteli olarak satılması ve reçete yazmaya yetkili kişilerle ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkarılan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin dayanağını 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanununun 38. ve 40. maddelerinin oluşturduğu; anılan Kanun‘un 38. maddesinde mücadele alet ve ilaçlarının, yurda sokulması, yurt piyasasına arzı ve satışı, yurt içinde imal, istihsal ve ihzarının Ziraat Vekaletinin ruhsat ve kontrolüne ve koyacağı şartlara tabi olduğunun, 40. maddesinde de, mücadele alet ve ilaçlarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nca tespit edilmiş ithal veya imal yerindeki perakende fiyatının ambalajı üzerinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, mücadele ilaçlarının ne şekillerde ithal, satışa arz, imal edileceğinin, etiket ve tarifnamelerinin ihtiva edeceği hususların ve mücadele aletlerine konacak işaret ve yazılar ile bu işlere ilişkin diğer gerekli hususların nizamnamesinde belirtileceği düzenlemesine yer verildiği; buna göre bitki koruma ürünlerinin reçeteli olarak satılması ve reçete yazmaya yetkili kişilerle ilgili kurallar koymaya, bu konuda düzenleme yapmaya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın görevli ve yetkili olduğunun anlaşıldığı; dava konusu Yönetmeliğin bitki koruma ürünleri için hazırlanacak reçetenin içeriğini, reçeteyi yazacak kişilerin niteliklerini, sorumluluklarını, denetlenmesini, yetkilerinin iptalini ve reçete yazma yetkisine sahip olmak isteyen kişiler için yapılacak sınav hakkındaki hususlarla ilgili işlemleri kapsadığı; dava konusu Yönetmeliğin, 3. ve 4. maddelerine, 8. maddesinin 2. fıkrasına, 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendine, 10. maddesinin 1., 2. ve 5. fıkralarına, 11. maddesinin 1. fıkrasına, 12. maddesinin 1., 2., 3., 4. ve 5. fıkralarına, 14. maddesinin 5. fıkrasına ve Geçici 2.maddesine yönelik olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği; dava konusu Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasına gelince; anılan maddede denetleme yapılan ve aksaklıklardan dolayı bir defa uyarılan reçete yazma yetkisine sahip kişilerin, aynı durumun tekrarında reçete yazma yetkisinin iptal edileceği, yetki belgesi iptal edilen kişilere yeniden reçete yazma yetki belgesi verilmeyeceğinin kurala bağlandığı; Yasa hükümlerinin incelenmesinden, yasa koyucunun bitki koruma ürünlerini herhangi bir tüketim malından ayrık tuttuğu, aktif madde ve preparatların ruhsatlandırılması, satacak veya depolayacak kişilerde aranılacak vasıf ve şartlar ile reçete yazmakla yetkilendirilecek kişilerin niteliklerinin ayrıntılı olarak kurallara bağlanarak, kamu sağlığının korunması; kaliteli, güvenli, zararsız aktif maddeler içeren ürünlerin piyasaya arzının ve tüketiminin sağlanmasının amaçlandığının görüldüğü; bu bağlamda, yasa koyucunun amacı doğrultusunda, daha önce bazı bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılması öngörülmüş iken, güvenli kullanım ve izlenebilirlik açısından tüm bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılmasının dava konusu yönetmelikle kurala bağlandığı; bitki koruma ürünlerinin reçeteli satılabilmesi için zorunlu olan reçete yazacaklara yetki belgesi verilmesi konusunda yetkili olduğu açık olan davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu hizmetin iyi işleyebilmesini sağlamak amacıyla belirli koşulların gerçekleşmesi halinde söz konusu yetki belgelerini geri alabileceğinin kuşkusuz olduğu, ancak geri alma koşullarının önceden düzenlenmiş kurallara bağlanması gerektiği; nitekim, dava konusu 17. maddede yer verilen hükümle, reçete yazmaya yetkili kılınanların bu ürünleri reçetelendirirken azami dikkati göstermelerinin ve mevzuat hükümlerine uygun hareket etmelerinin sağlanması için yaptırım uygulanmasının amaçlandığı ancak yönetmeliğin iptali istenilen bu hükmünde yaptırıma yer verilmekle birlikte, hangi koşulların varlığı halinde ilgililerin uyarılacağı ve bunlardan hangilerinin tekrarının bir daha verilmemek üzere yetki belgesinin iptalinin gerektirdiğinin açık bir şekilde yönetmelikte düzenlenmediği görüldüğünden bu haliyle yönetmelik hükmünün objektif ve tartışmadan uzak bir şekilde uygulanamayacağı sonucuna varıldığı; diğer yandan, reçete yazma yetkisi verileceklerde aranacak koşulların ayrıntılı olarak düzenlendiği yönetmelikte, yetkilendirilen kişilerin, denetim elemanlarının ve bu hizmetten yararlanacak olanların bitki koruma ürünleri reçete edilirken dikkat edilmesi gereken hangi tür ve ağırlıktaki eksiklik ve aksaklıkların yaptırıma konu olacağını bilmeleri ve buna göre hareket etmeleri bakımından belge iptalini düzenleyen madde hükmünün de ayrıntılı düzenlenmesi gerektiği, aksi durumda objektiflikten uzak keyfi uygulamaların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu; belirtilen nedenle, bitki koruma ürününü reçete edeceklerin meydana gelen aksaklık nedeniyle yetki belgelerinin bir daha yetki belgesi verilmemek üzere iptali gibi ağır bir yaptırımın uygulanması sonucunu doğurabilecek koşulların idarece yapılacak düzenlemelerde ayrıntılarıyla açıkça yer alması gerekirken, yönetmelikte böyle bir yaptırım uygulanmasına olanak sağlayan düzenlemeye yer verilmediği, dolayısı ile dava konusu Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, anılan fıkra yönünden yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, dava konusu diğer madde ve ibareler yönünden ise yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.

Davacı ve davalı idare, karşılıklı olarak kararın aleyhlerine olan kısımlarına itiraz etmektedirler.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 27.maddesine göre ancak idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştirilmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

Davalı idarece ileri sürülen hususlar dava konusu Yönetmeliğin 17.maddesinin 1.fıkrasının yürütmesinin durdurulması yolundaki kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin, 3. ve 4. maddeleri; 8. maddesinin 2. fıkrası; 10. maddesinin 1. ve 5. fıkraları ile 2. fıkrasındaki" ... ile (g) bendinde belirtilen ve kurumda çalışan ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerinden sınavda başarılı olanlar" ibaresi dışındaki kısım; 11.maddesinin 1. fıkrası, 12. maddesinin 1., 2., 3., 4. ve 5. fıkraları; 14.maddesinin 5. fıkrasının ve Geçici 2. maddesi yönünden ise yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için Yasa‘nın aradığı koşulların gerçekleşmediği ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların kararın bu kısımlarının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.

Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile 10. maddesinin 2. fıkrasındaki "... ile (g) bendinde belirtilen ve kurumda çalışan ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerinden sınavda başarılı olanlar" ibaresine gelince;

15.5.1957 tarihli ve 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu‘na dayanılarak hazırlanan dava konusu Yönetmelik ile, bitki koruma ürünlerinin reçeteli olarak satılması ve reçete yazmaya yetkili kişilerle ilgili usul ve esaslar düzenlenmektedir. Yönetmeliğin "Reçete yazma yetki belgesi almak için müracaatta bulunabilecek kişiler" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenleri de reçete yazma yetki belgesi almak için başvurabilecek kişiler arasında sayılmış; "Reçete düzenleme yetkisi" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrasında da "9 uncu maddenin 1 inci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen ziraat mühendisleri ile (g) bendinde belirtilen ve kamuda çalışan ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerinden sınavda başarılı olanlar, Reçete Yazma Yetki Belgesi almak için kurum kimlik belgesi veya çalıştığını gösteren belge ve nüfus cüzdanı fotokopisi ile görev yaptığı ilin il müdürlüğüne müracaat eder." düzenlemesine yer verilerek 9. maddenin 1. fıkrasının (g) bendiyle bağlantılı olarak ziraat teknikeri ve teknisyenlerine de reçete düzenleme yetkisi verilmiştir.

24.1.1992 günlü, 21121 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğün 5.maddesinde; tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, hasadı, işlenmesi, depolanması, ambalajlanması ve pazarlanması aşamalarında, her türlü hastalık ve zararlılar konusunda teşhis, ilaç ve metot önerisi, mücadele, planlama ve uygulamaların denetlenmesi, yazlama (fümigasyon) gibi faaliyetlerin ziraat mühendisleri tarafından yürütüleceği; her türlü zirai mücadele ilacıyla parazit ve predatörleri üreten, ithal ve ihraç eden depolayan veya dağıtan işletmelerin bu faaliyetleri için teknik eleman veya danışman olarak ziraat mühendisi çalıştıracakları düzenlemesi yer almıştır.

Buna göre, bitki koruma ürünleri ile ilgili olarak yapılacak işlemlerin münhasıran ziraat mühendislerinin görev alanına ilişkin olduğu anlaşıldığından, bu konuda ziraat teknikeri ve teknisyenlerine yetki verilmesine ilişkin olarak düzenleme getiren 9. maddenin 1. fıkrasının (g) bendi ile 10. maddesinin 2. fıkrasındaki... ile (g) bendinde belirtilen ve kurumda çalışan ziraat teknikerleri ve ziraat teknisyenlerinden sınavda başarılı olanlar" ibaresinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idare itirazının REDDİNE, davacı itirazının kısmen KABULÜ ile dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile 10. maddesinin 2. fıkrasındaki" ... ile (g) bendinde belirtilen ve kurumda çalışan Ziraat teknikerleri ve ziraat teknisyenlerinden sınavda başarılı olanlar" ibaresinin yürütmesinin durdurulmasına, diğer maddeler yönünden davacı itirazının REDDİNE, 1.7.2010 gününde, dava konusu Yönetmeliğin 11.maddesi yönünden oyçokluğu, diğer maddeleri yönünden oybirliği ile karar verildi.

Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu

Danıştay Başkanvekili Sinan Yörükoğlu

13. Daire Başkanı Faruk Öztürk

6. Daire Başkanı Bekir Aksoylu

2. Daire Başkanı Kamuran Erbuğa

11. Daire Başkanı Ahmet Hamdi Ünlü

5. Daire Başkanı Salih Er

12. Daire Başkanı A. Çetin Zöngür

11. Daire Üyesi İzge Nazlıoğlu

13. Daire Üyesi Ali Öztürk

2. Daire Üyesi Murat Cebeci X

5. Daire Üyesi Esen Erol X

2. Daire Üyesi Ayfer Özdemir

6. Daire Üyesi Levent Artuk

6. Daire Üyesi Habibe Ünal

2. Daire Üyesi Kırdar Özsoylu

13. Daire Üyesi Turan Karakaya

13. Daire Üyesi Zümrüt Öden

12. Daire Üyesi Efser Koçakoğlu

5. Daire Üyesi Hayrettin Kadıoğlu

6. Daire Üyesi Tülin Özgenç

12. Daire Üyesi Erkan Cantekin

2. Daire Üyesi Nurben Ömerbaş

11. Daire Üyesi M. Temel Koçaklar

12. Daire Üyesi Mevlüt Çetinkaya

11. Daire Üyesi Emel Cengiz

12. Daire Üyesi Namık Kemal Ergani

2. Daire Üyesi Yüksel Öztürk

13. Daire Üyesi H. Neşe Sarı

11. Daire Üyesi Nevzat Özgür

13. Daire Üyesi Gürsel Mekik

5. Daire Üyesi Nalan Terzi

 

KARŞI OY

X- 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu‘nun 33. maddesinde, mühendislik mesleği mensuplarının mesleklerini icra edebilmek için ihtisaslarına uygun odaya kaydolmak ve üyelik niteliğini korumak zorunda oldukları hükmü yer almaktadır.

Yönetmeliğin 11. maddesindeki belgelerin ziraat mühendisleri tarafından alınabilmesi amacıyla yapılacak başvuruya eklenmesi gereken belgeler içinde Ziraat Mühendisleri Odasına kayıtlı olunduğuna ilişkin belgenin yer almaması, 6235 sayılı Yasa‘nın yukarıda anılan 33. maddesi hükmüne aykırı olup, bu durum Ziraat Mühendisleri Odasına kayıt olunmaksızın mesleğin serbest olarak icra edilmesine yol açabilecektir.

Açıklanan nedenlerle, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde öngörülen koşulların bakılan uyuşmazlıkta gerçekleştiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin Daire kararına yapılan itirazın belirtilen Yönetmelik kuralı yönünden kabulünün gerektiği oyuyla, karara karşıyız.

2. Daire Üyesi Murat Cebeci

5. Daire Üyesi Esen Erol

Okunma Sayısı: 3334