SAVAŞIN ALGILARI PERDELEDİĞİ KOŞULLARDA GETİRİLEN, ZEYTİNLİKLERİ YOK EDECEK OLAN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASAYA VE YASALARA AYKIRIDIR İPTAL EDİLMELİDİR

SAVAŞIN ALGILARI PERDELEDİĞİ KOŞULLARDA GETİRİLEN, ZEYTİNLİKLERİ YOK EDECEK OLAN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASAYA VE YASALARA AYKIRIDIR İPTAL EDİLMELİDİR
İSTANBUL
04.03.2022
 

BASINA VE KAMUOYUNA

 

SAVAŞIN ALGILARI PERDELEDİĞİ KOŞULLARDA GETİRİLEN, ZEYTİNLİKLERİ YOK EDECEK OLAN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASAYA VE YASALARA AYKIRIDIR

İPTAL EDİLMELİDİR

 

Zeytin alanlarının adı belli maden şirketlerinden oluşan

madencilik sektörünün rantı için yok edilmesi mi kamu yararıdır?

Doğanın, tarım, mera ve orman alanları ile

500 binden fazla nüfusun geçim kaynağını oluşturan

Zeytinliklerin korunması mı kamu yararıdır?

 

Daha önce 7 kez denenip, yükselen toplumsal tepki ile geri çekilen, Zeytinliklerin imara açılma düzenlemeleri, bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, bir başka amaçla; ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak gerekçe gösterilerek yeniden gündeme getirildi.

Dünyada birçok ülke, iklim ve gıda krizi ile mücadele için elektrik ihtiyacının karşılanmasında kömür yakıtlı termik santralleri terk edip, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken, ülkemizde tarım, orman, mera ve zeytinlik araziler taş ve maden ocaklarıyla tahrip edilmeye devam etmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile Zeytinlikleri yasa dışı yollarla tahrip etmekte ve el koymakta olan madencilik sektörünün hukuksuz müdahalelerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmaktadır.

21/9/2017 tarihli ve 30187 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinin 115 inci maddesine,1 Mart 2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 4. fıkra eklenmiştir.

“ Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde, sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla, Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.” şeklinde gerekçelendirilmiştir.

“Kamu yararı”na kim hangi bilimsel verilere dayanarak karar vermektedir? Gelecek nesillerin “yararı” nasıl dikkate alınacaktır? Oldukça muğlak olan “Kamu yararı” kavramı doğal alanların ve tarım arazilerinin, zeytinliklerin amacı dışına çıkarılmasında son yıllarda sıkça kullanılan fakat halkta karşılığı olmayan beylik gerekçelerdendir. İklim krizine neden olan, karbon emisyonunu artıran fosil yakıt üretimi için, yaprak dökmediğinden neredeyse tüm yıl boyunca oksijen yayan asırlık zeytin ağaçlarının nakledilmesi, kuruma riskini ve birkaç yıl verim alamamayı birlikte getirecektir.

"..madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartı" ve Bakanlıkça verilecek `Kamu Yararı` kararı, gerçekte ‘Kamu Zararı’ oluşturan bir çok yıkım projesinin gerekçesi olmuş, sayısız olumsuz örnekler nedeniyle kamuoyunda itibarını yitirmiştir.

Tarım, orman ve mera arazilerinin, zeytinliklerin tarım dışına çıkarılmasında artık bir araç haline gelmiş olan “Kamu Yararı” kararı uygulamada, kamuoyunu yanıltma kararına dönüşmüştür. “Kamu yararı” yerine şirketlerin yararını önceler hale gelen bu uygulama derhal kaldırılmalıdır.

“Zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınması" ve "madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirme uygulamaları bu güne kadar, kahir ekseriyetle, yapılmamıştır. Kontrol ve denetim yetersizlikleri ve taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanan yaptırımlar caydırıcı olmadığından, uygulanan örnek bulmak zordur. Bin yıllarda oluşan ve tahrip edilen doğa parçasının eski haline getirilmesi de zaten mümkün değildir.

Enerji, madencilik vb. alanlarda yapılacak olan projelerle ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme raporları bilimsel olmaktan uzak, sadece proje tanıtımı, envanter tespiti ile proje sahibinin taahhütlerinden oluşan bir kopyala yapıştır metinler manzumesi olarak hazırlanmaktadır. Bu raporlarda gerçek anlamda etki ve değerlendirme analizi yapılmamakta, karşılaşılması olası olan ve öngörülemeyen sorunlara yönelik alınacak tedbirler genelde havada kalmaktadır.

Bir adı da ‘Ölmez Ağaç’ olan, Dünyanın kadim ağaçlarından,  Zeytin ağacının anavatanı Anadolu`nun Kahramanmaraş, Hatay ve Mardin üçgenidir. Sadece Akdeniz ülkelerinde mevcut olan özel iklim koşullarına ihtiyaç duyar. Bu koşullarda ekonomik üretim yapılabilir. Akdeniz ve Ege denizine kıyı bölgelerde, Zeytin tarımına özel iklim koşullarının hakim olduğu arazi varlığı,  alternatif alan olmadığından korunmak zorundadır.  

Zeytin ağacı, çok seçici olmamakla birlikte kalkerli-kumlu,  tınlı, killi-tınlı, hafif kireçli, çakıllı, besin maddelerince zengin, pH`sı 6-8 seviyesinde olan topraklardan hoşlanmaktadır. Eğimi fazla, çakıllı, diğer tarım ürünleri yetiştiriciliği açısından uygun olmayan topraklardan değer üreten bir ağaçtır. 

Cumhuriyet yönetimi, 1927 yılında “Zeytincilik Kanunu Layihası” çıkararak, zeytinciliğe bir devlet politikası olarak sahip çıkmıştır (Güneş, 2010). Bu kanun ile zeytin dikimi teşvik edilmiş, zeytinciliğin geliştirilmesine ve kârlı bir uğraş alanı olmasını sağlamaya yönelik belirlemeler yapılmıştır. 1930’lu yıllarda zeytin ağaçları ve zeytinlik araziler kanun ve yönetmeliklerle koruma altına alınmıştır. 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur.

1982 Anayasanın 44. Maddesi; “Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır.” hükmüyle topraksız köylüye toprak sağlamayı ve toprağın verimli olarak işletilmesini anayasal olarak korumaktadır.

Zeytin ağacı ve ürünlerinin çevre, sağlık, ekonomi ve gıda bakımından önemi anlaşılarak 26.1.1939 tarihinde kabul edilen, 3576 sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un hükümleri çerçevesinde topraksız köylünün zeytinlik sahibi olması sağlanmış, bir nevi en başarılı toprak reformu uygulaması bu kanunla yapılmıştır. Milyonlarca zeytin ağacı aşılanmış böylece zeytin tarımı, tarımın önemli bir kolu durumuna gelmiştir. 3576 sayılı kanunun 3. Maddesinin 3. paragrafında; “Beş yıl süre ile taşınmazın gayesine uygun olarak kullanıldığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edilenlere, mahallin en büyük mülki amiri tarafından tapuları devredilir. Bu yolla verilen taşınmazlar hiç bir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiç bir şekilde bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiç bir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınır. Bu hususlarda taşınmaz siciline gerekli şerh verilir” hükmü ile zeytinlikler, her türlü müdahaleye karşı koruma altına alınmıştır.

Cumhuriyet, aşılanarak kazanılan zeytinlikleri korumaya özen göstermiştir. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanî Zeytinliklerin Aşılanması Hakkındaki 3573 Sayılı Kanunun 14 üncü Maddesini Değiştiren 5.7.1939 tarih, 3669 sayılı Kanunun 1. Maddesi ile hayvancılıktan dahi korunması için yasal düzenleme yapılmıştır. “Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması ve zeytin sahalarında ağıl yapılması yasaktır. Ancak Çift sürme ve nakliyatta kullanılan hayvanata ağızlık takılması şartı ile müsaade edilir.”

03.04.1996 tarih ve 22600 sayılı resmi gazetede yayımlanan, Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik; Zeytinlik Alanlarının Daraltılmasının Önlenmesi başlığı altında “Madde 24- Zeytinlik sahaları daraltılamaz.”, Yaptırım başlığı altında da “Madde 29 – Zeytin üreticileri zeytinliklerine bu Yönetmelik hükümlerine göre bakmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlere, yetkililer tarafından yazılı bildirim yapılır. Buna rağmen bakım işlerini vaktinde yapmayanlar hakkında, yetkililerin göstereceği gerekçe üzerine, 3573 sayılı Kanun un 17 inci maddesinin ön gördüğü yaptırım uygulanır. İzinsiz zeytin ağacı kesenlere para cezası uygulanması hükmü getirilmiş, zeytinliklerin sürülmesi ve ürün nakli sırasında arazide bulunacak hayvanların ağaçlara zarar vermemesi için ağızlık takılması dahi yönetmelikte yer almıştır.

3/7/2005’de kabul edilen 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu 12. Maddesinde “Toprağın bulunduğu yerde, doğal fonksiyonlarını sürdürebilmesinin sağlanması amacıyla korunması esastır.”, 13. Maddesinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz.” Hükümleriyle zeytin dikili tarım arazilerinin de amacı dışında kullanımını yasaklanmıştır. “Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla” getirilen istisnalar, maddenin ilk cümlesindeki emri tamamen geçersiz kılmakta hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Neredeyse amaç dışı kullanım talebine olumlu yanıt vermek için gereken tüm gerekçeler istisna bentlerinde bulunmaktadır. Yönetmelik değişikliği gerekçeleri olan enerji ihtiyacının karşılanması ve içine her talebin koyulabileceği kamu yararı kararı da bu istisnalardandır ve hukuka aykırılık içermektedir.

23.1.2008 tarihinde kabul edilen 5728 numaralı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 97. Maddesi, 3573 sayılı kanunu 14. maddesinde zeytinliklere hayvan sokulması ve ağıl yapılması şeklinde zarar verilmesi durumunda “zarar görenin  şikâyeti üzerine üç aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” ve 98. Maddesi, 3573 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasını “..kurallara göre zeytinliklerine bakmayan üreticiye ağaç başına on Türk Lirası idarî para cezası verilir.” hükümleri eklenerek değiştirmiştir. 99. Maddede ise 3573 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası değiştirilmiştir, “Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.”

500 binden fazla nüfusun geçimini sağladığı zeytinlikler ve zeytin çiftçisi, hukuka aykırı olarak içi istenen şekilde doldurulabilen, sermaye lehine getirilen istisnalar gerekçe gösterilerek sürdürülen doğal, kültürel ve tarımsal varlıklarımız üzerinde, özellikle zeytinlikler üzerinde yıkım etkisi yaratacak fosil yakıt madenciliğine zeytinlikleri peşkeş çeken düzenleme yoluyla zeytinlikler küçülmeye ve zeytin çiftçisi yoksullaşmaya devam etmeye mahkum edilmektedir.

Yönetmelik değişikliği anayasaya ve yukarıda sayılan yasalara aykırıdır, iptal edilmelidir.

Tarımsal varlıkları ve kapasiteyi korumak, kollamak, düzenlemek ve planlamakla görevli Tarım ve Orman Bakanlığının zeytinliklerin bütünlüğünü savunmak yerine amaç dışı kullanım düzenlemesinin bir parçası olması kabul edilemez.

Biz aşağıda imzası bulunan meslek odaları, sendikalar, dernekler ve DKÖ’ler, yönetmelik değişikliğinin geri çekilmesi, çekilmemesi durumunda tarımsal varlıklarımızı korumak, geliştirmek, tarımımız ve tarım kesimimizin geleceğine dair mevzuatlarımızın verdiği sorumluluklarımız gereği yasal haklarımızı kullanarak dava açacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Bizler ithalattan değil ülkemizde yetişen zeytin ağaçlarından damıtılan zeytinyağını kullanmaktan mutluluk duyanlardanız.

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi

Tarım Orkamsen İstanbul Şubesi

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu

KESK İstanbul Şubeler Platformu

İstanbul Tabib Odası

Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi

Türkiye Ziraatçılar Derneği İstanbul İl Temsilciliği

DİSK Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası

DEDEF – Dersim Dernekler Federasyonu

KOS – Kuzey Ormanları Savunması

 Karakoçan Dayanışma Platformu

 

Okunma Sayısı: 282
Fotoğraf Galerisi