TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası‘nın (ZMO), Tarımsal Öğretimin Başlangıcının 161 nci Yıldönümü nedeniyle düzenlediği "Seçim Sürecinde Tarım Sektörü" konulu sempozyum, 11-12 Ocak 2007 tarihlerinde Ankara‘da yapıldı.

ZMO Başkanı Dr. Gökhan GÜNAYDIN, açılış konuşmasında, Ziraat Fakültelerinin bugüne kadar 85 bin Ziraat Mühendisi yetiştirerek ulusa armağan ettiğini bildirdi. Türkiye‘nin 160 bin Ziraat Mühendisine gereksinim duyduğunu buna karşılık, bugün 10 bin Ziraat Mühendisinin işsiz ya da geçici-esnek istihdam koşulları içinde yaşamını sürdürmeye çalıştığını kaydeden GÜNAYDIN, şöyle konuştu: "Bir ülke eğer yatırım yaparsa, istihdama dayalı kalkınmacı bir anlayış ile yönetilirse, mimara ve mühendise gereksinim duyar. Ama ülkenin genel ekonomisini iç ve dış borç ödeme esasına oturtursanız, mimara ve mühendise gereksiniminiz kalmaz. Maalesef Türkiye‘nin karşı karşıya bulunduğu durum budur."

Tohumculuk Yasası ile Türk tohum alanının çok uluslu şirketlerin yönetimine terk edildiğini anlatan GÜNAYDIN, "Tohum bir yaşam paketidir ve eğer tohumunuza sahip değilseniz, tarımınıza sahip olmanızdan söz etmek mümkün değildir" diye konuştu.

Tarım sektörünün doğru politikalarla yeniden yapılandırılarak, kalkınmacı, yarışmacı bir zemine oturtulması gerektiğini vurgulayan GÜNAYDIN, şunları söyledi: "Ziraat Mühendisleri Odası, bu ülkenin doğal kaynaklarını kendisinin rant alanı olarak görenlerin rahat etmemeleri için elinden gelen her türlü çalışmayı ortaya koyacaktır. Tarımın birçok sorunu var, ancak bu sorunların her birinin reçetesi de bellidir. Türkiye‘nin siyaset alanından beklediği şey, IMF ve Dünya Bankası reçetelerinin Türkiye‘yi çökerten yapısına artık teşekkür edilerek, onların ülkelerine gönderilmesidir."

2 gün süren sempozyumda, "Tarım Sektörü Analizi", "Topraktan Şekere, Tarım Sektöründe Yönetim ve Siyaset", "Tarım ve Gıda Sosyolojisi", "Ziraat Mühendisliği Mesleğinde Sorunlu Yıllar", "Tarım Sektöründe Destekleme-Pazarlama Sorunları: 2006 Yılına Bakış" ve "Siyasetin Tarım Sektörüne Bakışı" konuları işlendi. Sempozyum, siyasetçiler, öğretim üyeleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu, alanında uzman pek çok konuşmacıyı ağırladı.

İSA GÖK, "ŞEKER FABRİKALARINDAKİ ÖZELLEŞTİRMELERİN ANALİZİ"Nİ YAPTI

"Seçim Sürecinde Tarım Sektörü Sempozyumu"nun birinci gününde düzenlenen "Topraktan Şekere, Tarım Sektöründe Yönetim ve Siyaset" konulu oturumda, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa GÖK, "Şeker Fabrikalarındaki Özelleştirmelerin Analizi" başlıklı bir konuşma yaptı. İsa GÖK, konuşmasında öncelikle pancar tarımı ve pancar şekeri sanayinin ülkemiz ekonomisi açısından önemini vurguladıktan ve sektörün sorunlarını ortaya koyduktan sonra, şeker fabrikalarının özelleştirme sürecini anlattı. GÖK, "Türkşeker, 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmış ve 2003 yılında özelleştirme yol haritası belirlenmiştir" dedi ve şöyle devam etti:

"2005 yılında revize edilen bu yol haritası ile şeker fabrikalarının özelliklerine, bölgesel dağılımlarına, kapasitelerine, yöre ve ekonomi için önemlerine göre 2‘li, 3‘lü paketler ve portföyler oluşturularak, karlı fabrikanın tek başına değil, zarar eden 1 veya 2 fabrika ile birlikte satışa çıkarılması şeklinde bir özelleştirme öngörülmüştür. Ancak, 6 Aralık 2005 tarih ve 26015 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile Türkşeker‘in üretim maliyetleri düşük, karlılığı yüksek fabrikalarından Bor, Ereğli ve Ilgın Şeker Fabrikaları özelleştirme programına alınmış ve Özelleştirme İdaresi bünyesindeki Sümer Holding‘e devredilmiştir. 13 Nisan 2006 tarihinde de ihale süreci başlatılmıştır. Bu durum, yol haritasının öngördüğü politikalardan vazgeçildiği, "sat-kurtul" anlayışının hakim olduğu anlamına gelmektedir."