ŞEKER PANCARI RAPORU- 2018
“Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi, işten çıkarılmalar, girdi maliyetlerinin yüksekliği, küresel iklim değişikliği nedeniyle hastalık ve zararlıların artması, doğal afetler şeker pancarı üreticisini zor duruma düşürmüştür. Şeker Pancarı üreticisinin desteklenmemesi durumunda, 2019 yılında şeker pancarı üretimi daha çok düşecektir. Bu durumda halk sağlığı açısından büyük sorunlar içeren Nişasta Bazlı Şeker ithalatı artacaktır.”
Şeker kaynağı olarak 18. yüzyıla kadar ağırlıklı olarak sadece şeker kamışı kullanılmıştır. Şeker pancarında şekerin varlığı ilk kez 18’inci yüzyılda Almanya’da yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir. Ancak şeker pancarından elde edilen şekerin, şeker kamışından elde edilene göre daha pahalı olması nedeniyle üretim için fabrika kurulması 19’uncu yüzyılın başlarında mümkün olmuştur. Avrupa’nın ve ülkemizin bulunduğu coğrafyanın şeker kamışı tarımına uygun olmaması, şeker elde edilmesinde şeker pancarını öne çıkarmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşu ile üç beyaz olarak anılan un, şeker ve pamuklu bez üretimine önem verilmiş, bu ürünlerin üretimine yönelik fabrikaların kurulması, sanayileşmeye ve kalkınmaya yönelik atılan adımların başında yer almaktadır. Şeker üretimi amacıyla şeker pancarı üretiminin gelişmesi ve yaygınlaşmasında, atılan bu adımlar etkili ve belirleyici olmuştur.
Türkiye’de Şeker Pancarı Üretimi
1950’li yıllara kadar Uşak, Alpullu, Eskişehir ve Turhal şeker fabrikalarında şeker üretimi gerçekleştirilmiştir. Şeker pancarının hasat edildikten sonra kısa sürede işlenmesi gerekmektedir. Gerek bu zorunluluk, gerekse uzun mesafeden yapılan taşımanın maliyeti nedeniyle ekim alanları şeker fabrikalarının yakın çevresinde yer almaktadır.
Ülke nüfusunun ve ihtiyacın yerli üretimle karşılanması amacıyla şeker fabrikalarına 1950’li yıllarda on bir, 1960’lı yıllarda iki, 1977 yılında bir, 1980’li yıllarda altı, 1990’lı yıllarda üç, 2001 yılında bir fabrika daha eklenmiştir. Fabrika sayısının artmasına paralel olarak şeker pancarı tarımı yaygınlaşmış, şeker üretimi artmıştır.
Şeker pancarında dörtlü münavebe (ekim nöbeti) sistemi uygulanmakta olup, aynı tarlaya dört yılda bir şeker pancarı ekilebilmektedir. Şeker pancarı, üretiminin kontrollü olması nedeniyle planlı üretimin, ekim nöbeti uygulamasının ve sulu tarımın yaygınlaşmasının öncüsü olmuştur. 1926 yılında 542 hektar alanda 4000 ton olan şeker pancarı üretimi, 1961 yılında 130 bin hektar alanda 2.9 milyon tona, 2017 yılında ise 340 bin hektar alanda, 21 milyon tona ulaşmıştır.
Kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, doğal afetler ve şeker pancarı hastalıkları nedeniyle Türkiye’de hem ekim alanı hem de üretim çok düşmüştür. 2018 yılında Odamız tarafından yapılan çalışmalar neticesinde ekim alanı 300-310 bin hektar aralığında, üretimimizde 18-18.5 milyon ton bandında olacağını tespit etmekteyiz. Yani şeker pancarı üreticisinin büyük bir kısmı üretimden koparılmıştır.
Bu durum, Nişasta Bazlı Şeker Kotalarının daha da artması demektir. Bilindiği gibi son 16 yıllık dönemde Bakanlar Kurulu NBŞ kotasını %25-50 oranında artırdı. Avrupa Birliği şeker politikasının ülkemiz şeker sanayini yok etme olanağı yavaş yavaş gerçekleştiğini görmekteyiz. Bilindiği gibi, şeker pancarı üretimi, ekonomik, sosyal ve kültürel bir öneme sahiptir. Dünyanın en büyük şeker üreticisi Brezilya olup, dünya üretimindeki payı %22`nin üzerindedir. Bu ülkeyi %16`lık payla Hindistan ve %8`lik payla Çin takip etmektedir. Türkiye %1,3`lük payla 15. sırada yer almaktadır.
Sonuç olarak, nişasta bazlı şeker üreten firmaların ülkemiz üzerindeki hedefleri tutmuştur. Şeker Pancarı Ekim alanı da üretimde tepetaklak oldu!
Çizelge-1.Türkiye’de Şeker Pancarı Ekilen Alan ve Üretim Miktarı (TUİK Verilerine Göre)
Kaynak: TUİK, * ZMO Tahminidir.
Çizelge-2. Türkiye’de Şeker Pancarı Ekilen Alan ve Üretim Miktarı (FAOStat Verilerine Göre)
Kaynak: FAOStat
Grafik-1 Şeker Pancarı Üretimimiz
Türkiye’de en fazla şeker pancarı üretiminin yapıldığı il Konya’dır. Yozgat, Eskişehir, Aksaray, Kayseri, Afyonkarahisar başta olmak üzere 50’yi aşkın ilde şeker pancarı üretimi gerçekleşmektedir.
Çizelge-3. İllere Göre Şeker Pancarı Üretim Miktarı(ton)
Kaynak: TUİK
Grafik-2 İllerin Şeker Pancarı Üretimi
Ülkemizde şeker üretim ve arzında istikrarın sağlanabilmesi iddiasıyla (!) 2001 yılında çıkarılan 4634 sayılı Şeker Yasasıyla şeker üretimine kota getirilmiş, Nişasta Bazlı Şekerlere %10’luk bir pay tahsis edilmiştir. Şeker fabrikaları, bu kısıtlama nedeniyle kendilerine tahsis edilen kota kapsamında şeker üretecek miktarda çiftçilerle şeker pancarı üretimine yönelik sözleşmeler imzalamaktadır.
Kamu tarafından kurulan şeker fabrikalarının bazıları karlılık amacı gözetilmeden, yörenin sosyal ve ekonomik gelişmişliğine katkı sağlamak için kurulmuştur. Bu fabrikaların zararları kamunun tüm fabrikaları ile birlikte ele alındığında, devlete ek bir maliyeti yoktur. Yaratılan istihdam, yan sektörler ve ekonomik hareketlilik göz önüne alındığında, kamu açısından karlı bir yatırım olduğu söylenebilir. Ancak bu fabrikalar, bütüncül bir yaklaşımla genel ekonomik yararları göz önüne alınmadan zarar ediyor gerekçesi ile özelleştirmelerin bahanesi yapılmış, sonrasında ise tüm fabrikalar aynı kapsama alınmıştır. Arazisi kıymetli arsalar haline gelmiş fabrikaların, farklı kullanımlarla üretim süreçlerinin dışında kalması, şeker pancarı tarımına ve ülke ekonomisine telafisi güç zararlar verecektir.
Dünya Şeker Pancarı Üretimi
Dünya şeker pancarı üretimi 1961 yılında 160 milyon ton iken, 2016 yılında 277 milyon ton olmuştur. Dünya şeker pancarı üretiminde; Rusya, ABD, Fransa ve Almanya önemli bir paya sahiptir. Türkiye 2016 yılında dünya şeker pancarı üretiminin %7,2 sini gerçekleştirmiştir.
Çizelge-4. Ülkelerin Şeker Pancarı Üretimi (Ton)
Kaynak: FAOSTAT
Ülkemizde şeker pancarı üretiminin kotaya tabi olması nedeniyle dış ticareti söz konusu olmamaktadır. Dünya şeker pancarı dış ticaretine bakıldığında, en fazla ihracat yapan ülkeler olarak Macaristan, Almanya ve Kanada öne çıkmaktadır.
Çizelge-5. Dünya Şeker Pancarı İhracatı ve Başlıca İhracatçı Ülkeler (Ton)
Kaynak: FAOSTAT
Dünya şeker pancarı ithalatına bakıldığında, 2016 yılında dünya şeker pancarı ithalatının %37,52’sini Hırvatistan, %30,26’sını Çekya, %14,83’ünü de İsviçre’nin gerçekleştirdiği görülmektedir.
Çizelge-6. Dünya Şeker Pancarı İthalatı ve Başlıca İthalatçı Ülkeler (Ton)
Kaynak; FAOSTAT
Ülkemizde şeker üretimi için şeker pancarı kullanılmakla birlikte, Dünya şeker üretiminin en önemli kaynağı şeker kamışıdır. Dünya şeker üretiminde pancar şekerinin payı %20 kadardır.
Çizelge-7. Dünya Kamış ve Pancar Şekeri Üretimi Miktarı(Bin Ton)
Kaynak: F.O. Licht`s 2016/2017 International sugarandsweetenerreport (Pankobirlik Şeker İstatistikleri)
Geleneksel şeker kaynağı olarak şeker pancarı ve şeker kamışı bilinmekle beraber, 1970’li yıllardan itibaren başta mısır olmak üzere buğday, patates gibi ürünlerden elde edilen nişasta bazlı şekerler (NBŞ), yeni bir şeker kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. NBŞ’lerin ekonomik olarak daha hesaplı ve fonksiyonel olarak daha üstün özelliklere sahip olmaları nedeniyle tercih edilmesi beraberinde yeni sorunları gündeme taşımıştır. Bu sorunların başında NBŞ’lerin sağlık açısından ortaya çıkardığı riskler ve özellikle yaygın olarak NBŞ üretiminde kullanılan mısırların GDO’lu olması gelmektedir.
4634 sayılı Şeker Kanunu ile NBŞ’lerin toplam şeker kotası içindeki payı %10 olarak belirlenmesine karşın, bu oran Bakanlar Kuruluna tanınan yetki doğrultusunda 2017 yılına kadar genelde %50 oranında artırılarak uygulanmıştır. 2017 yılında hiçbir artış yapılamamış, 2018 yılında ise bu kez %50 azaltılarak NBŞ’lerin toplam şeker üretimi içindeki payı %5’e düşürülmüştür. Bu durum şeker pancarı tarımı açısından olumlu bir gelişme olmakla birlikte, NBŞ üretimi ve ithalatının kontrolüne ilişkin etkin bir kontrol olmaması nedeniyle ne kadar etkili olacağı şüphelidir.
Genel Değerlendirme
Şeker kamışı ve şeker pancarı şekeri arasında kalite bakımından bir farklılık bulunmamaktadır. Tropik bölgelerde yetiştirilebilen şeker kamışının bir dekarından, şeker pancarına göre 2- 4 kat daha fazla şeker elde dilmektedir. Bu verimlilik nedeniyle şeker kamışı şekerinin üretim ve hammadde maliyeti, şeker pancarına göre çok daha düşük olmaktadır. Ancak ülkemiz koşullarından şeker kamışı üretimi yapılarak, şeker elde edilmesi mümkün değildir.
Şeker kamışı ve şeker pancarından şeker üretimi arasındaki maliyet farkına karşın ABD, Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerin birçoğu gıda güvenliklerini sağlamak için şeker pancarından şeker üretimini sürdürmekte, şeker pancarı üretimi devlet tarafından desteklenmektedir.
Şeker pancarı sadece şeker elde edilen bir bitki olarak görülmemelidir. Şeker pancarının yan ürünü olan pancar posası, pancar baş ve yaprağı ile işlenmesi sonrası elde edilen melas hayvan besleme açısından büyük önem taşımaktadır. Şeker pancarının fabrikada işlenmesi sonucu elde edilen melas, maya sanayisinin ana hammaddesidir. Ayrıca şeker pancarı işleyen fabrikalarda elde edilen alkol de diğer önemli bir yan üründür.
Şeker pancarı; sağladığı yüksek katma değerle gayri safi milli hâsılayı zenginleştiren, kırsal kesimin sosyo-ekonomik durumunu iyileştiren, yan ürünlerin hayvan yemi olarak kullanılan, çiftçiyi toprağa bağlayarak, kırdan kente göçü azaltan, tarımda ekim nöbetinin, planlı üretimin ve sulu tarımın öncüsü olan, üreticilerin hem gelirini artıran ve hem de istihdam sağlayan bir bitkidir.
Sürdürülebilir şeker pancarı tarımı ve endüstrisi için şeker pancarı üretim maliyetleri düşülerek, şeker veriminin arttırılması yönündeki çabalar artırılmalıdır. Ülkemizde şeker pancarı ve şeker üretim maliyetlerinin azalması, yüksek verim potansiyeline sahip şeker pancarı çeşitlerinin kullanımı, uygun çevre ve yetiştirme koşullarının sağlanması, üretici ile şeker pancarı endüstrisi arasında entegrasyon ve karşılıklı iş birliğinin sağlanması ve Ar-Ge çalışmalarının arttırılması gerekmektedir.
Sonuç ve Öneriler
1-Ülkemizin şeker politikası; gıda güvenliğini, kendi kendine yeterliği sağlama ve dünya piyasalarında önemli bir üretici olma amacı taşımalıdır.
2- Sağlık ile ilgili her geçen gün yapılan araştırmalarla ortaya çıkan NBŞ kotalarının artırılması durdurulmalı, AB kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenmeli, NBŞ kotalarının takibi etkin olarak yapılmalıdır.
3- Şeker üretim maliyetlerini düşürmek için şeker pancarı tarımı desteklenmelidir.
4- Kamuya ait şeker fabrikaları sadece ekonomik yönüyle değil, sosyal yönüyle dikkate alınmalıdır. Özelleştirme süreçlerinin şeker pancarı tarımına yapacağı olumsuz etki göz önünde tutulmalıdır.