SERACILIK GİDEREK GELİŞİYOR - CUMHURİYET/TARIM HAYVANCILIK - 08.03.2005

MERKEZ
09.03.2005
 

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBE BAŞKANI VAHAP TUNCER'e göre, seraların küçülmemesi için Toprak Kanunu'NUN BİR AN ÖNCE ÇIKARILMASI GEREKİYOR

ANTALYA (CUMHURİYET BÜROSU) - TÜRKİYE'de seracılık, mevsim dışında sebze tüketme eğilimleriyle birlikte kendini göstermeye başladı. 1950'LERDE ANTALYA'nın Serik ve Alanya ilçelerinde kurulan, ilk seraların, kuzey cepheleri duvarla örüldü, diğer cepheleri ise camla kapatıldı. Günümüze göre oldukça ilkel bir görüntüye sahip seraların ilk ürünleri ise domates ve hıyar oldu. Yaklaşık 500 dönümlük alanda yapılan seracılık, daha çok açık tarlada kullanılan standart tohumlarla gerçekleştirildi. Amaç, sebze yetiştirme tarihini öne çekmek, yani turfandacılık yapmaktı.

1980'LERDEN İTİBAREN, SERA ALANLARI HER YIL DÜZENLİ OLARAK YÜZDE 10 ORANINDA GENİŞLEDİ. ZAMAN İÇİNDE, EKONOMİSİNİ TARIM VE TURİZME DAYAYAN ANTALYA'da, ihracatın da başlamasıyla seracılığın önemi gün geçtikçe arttı. Günümüzde Antalya 17 bin 500 hektarlık örtülü alanla seracılığın en önemli merkezi durumuna geldi. Türkiye'DEKİ TOPLAM 30 BİN HEKTARLIK SERA ALANININ, YÜZDE 46'sına karşılık gelen bu alan, Antalya'YI DA BİR ANLAMDA SERACILIĞIN KALBİ DURUMUNA GETİRDİ. ANCAK, ÜRETİM ALANLARININ PARÇALI YAPISINDAN, TEKNOLOJİ KULLANIMI YETERSİZLİĞİNE, ÜRETİCİ ÖRGÜTSÜZLÜĞÜNDEN, BİR PAZARLAMA SORUNU OLARAK KARŞIMIZA ÇIKAN HAL YASASINA KADAR, ÇÖZÜLEMEYEN SORUNLAR, GEREK ÜRETİCİNİN, GEREKSE İHRACATÇININ KAFASINI KARIŞTIRMAYA DEVAM EDİYOR.

SERACILIĞIN, ANTALYA'daki ve Türkiye genelindeki yapısal gerçekler rakamlarla da ortaya çıkıyor. Tüm Avrupa ülkelerinde toplam sera miktarı 170 bin hektarken, bunun yüzde 20'Sİ TÜRKİYE'de bulunuyor. Bu, yeterli bir alan olarak görünse de birim alandan elde edilen verimin düşüklüğü nedeniyle, sera alanıyla, üretim miktarı birbirini dengelemiyor. Yine Avrupa'NIN AKDENİZ KUŞAĞI ÜLKELERİNDE CAM SERA ORANI YÜZDE 12 İKEN, BİZDE YÜZDE 20 DÜZEYİNDE. BUNUN NEDENİ AVRUPA'daki yıllık yağış miktarı 400 kg/metrekare iken bizde 1000 kg/metrekare kadar çıkması ve kapalı gün sayısının fazlalığı. Bu da kaliteyi olumsuz yönde etkileyen etkenlerden biri. Bir başka rakamsal bilgi ise ihracat oranın düşüklüğüyle ilgili. Yılda 3 milyon ton sera üretimi yapılırken, bunun sadece yüzde 5'İ İHRAÇ EDİLEBİLİYOR. GEÇTİĞİMİZ YILDAKİ ARTIŞA RAĞMEN SADECE 150 MİLYON DOLARA ULAŞAN İHRACAT MİKTARI, NE ÜRETİCİYİ, NE DE İHRACATÇIYI MUTLU ETMEYE YETİYOR. BÜTÜN BU BİLGİLERİ AKTARAN VE İHRACAT MİKTARININ DÜŞÜKLÜĞÜYLE İLGİLİ BİR TAKIM TESPİTLERDE BULUNAN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBE BAŞKANI VAHAP TUNCER, ÜRETİMİN KAYIT ALTINA ALINMAMASI VE ÜRETİCİ DAĞINIKLIĞINI GEREKÇE OLARAK GÖSTERİRKEN, BİRİM ALANDAN ELDE EDİLEN VERİMİN DÜŞÜKLÜĞÜNÜ DE ÜÇ ANA NEDENE BAĞLIYOR. İŞLETMELERİN KÜÇÜKLÜĞÜ, SERMAYE YETERSİZLİĞİNE BAĞLI TEKNOLOJİ KULLANIMININ AZLIĞI VE SERA ALT YAPISININ YETERSİZLİĞİ. TUNCER, ÖNCELİKLİ SORUNLARDAN BİRİ OLARAK GÖRDÜĞÜ, SERALARDAKİ PARÇALANMIŞ YAPIYA İLİŞKİN ŞUNLARI SÖYLÜYOR:

SERALAR AİLE İŞLETMESİ

''TÜRKİYE'de özellikle de Antalya'DA, SERACILIK AİLE İŞLETMELERİ ŞEKLİNDE YAPILIYOR. BÜYÜKLÜKLERİ 1-3,5 DEKAR ARASINDAKİ İŞLETMELER, TEKNOLOJİDEN YARARLANAMIYOR. OYSA AVRUPA'da seralar daha çok ticari işletme yapısında ve 100-150 dekarlık büyüklüğe sahip alanlar söz konusu. Küçük işletmeler de kooperatif ve birlikler bünyesinde örgütlü. Bizdeki parçalı, küçük yapı, pazara yönelik üretim planlamalarına engel oluyor. Seralarımızın daha çok küçülmemesi için Toprak Kanunu'NUN BİR AN ÖNCE ÇIKARILMASI VE DEĞİŞTİRİLEN MİRAS HUKUKUNUN UYGULAMAYA SOKULMASI GEREKİYOR.''

SERALARDAKİ ALTYAPI SORUNLARININ DA KÜÇÜK İŞLETMELERİN, DÜŞÜK SERMAYEYLE ÇALIŞMASININ BİR SONUCU OLDUĞUNU BELİRTEN TUNCER, ''DEVLET DESTEĞİ YETERSİZ. ÜRETİMDE DÜŞÜK FAİZ VE UZUN VADELİ KREDİ UYGULAMALARINA GEÇİLMESİ GEREKİYOR. AYRICA,ÜLKEMİZDEKİ İŞLETMELER, SOĞUK TİP SERALAR. YANİ MEVCUT ISITMA KAYNAKLARI, BİTKİYİ DONLU GÜNLERDE ÖLÜMDEN KORUMAK ÜZERE YAPILMIŞ. AVRUPA'da ise iklim kontrollü seralar var ve seraların ısısı minimum 13-15 derecede tutuluyor. Bizde, maliyeti azaltmak için yeterince ısıtılmayan seralar, verimi ve kaliteyi düşürüyor. Böyle bir ürünün de ihracat şansı kalmıyor. Seralardaki, havalandırma yetersiz. Yüksek nem ve ısıtma yetersizliğine bağlı olarak fazla tarım ilacı kullanılıyor. Zaman zaman ihracatta ciddi sorunlar yaratan ilaç kalıntısı sorunun önüne geçmek için üretimin kayıt ve kontrol altına alınmasının yanı sıra, ilaç ruhsatları bakanlıkça yeniden gözden geçirilerek, AB ile uyumlu hale getirilmeli ve riskli olanların satışı reçeteye bağlanmalıdır'' diye konuştu. Tuncer, Antalya'YA BU YIL GETİRİLMESİ PLANLANAN DOĞALGAZ İÇİN DE SERALARA ÖNCELİK VERİLMESİNİ VE TARIMDA KULLANILACAK GAZIN FİYATININ KONUTLARDAKİ FİYATINA GÖRE DAHA UCUZ OLMASINI İSTEDİ.

SERACILIĞIN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİSİNİN DE ÜRÜNÜN SADECE HALLER ARACILIĞIYLA PAZARLANIYOR OLMASINA BAĞLAYAN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI TUNCER, ''ÜRÜN FİYATI, SERADAN, TÜKETİCİYE ULAŞINCAYA KADAR 3'e katlanıyor. O yüzden Toptancı Hal Yasası zaman geçirmeden değiştirilmeli. Üretici, ihracatçı ve süpermarkete doğrudan satış yapabilmeli'' dedi.

Üretimde, kayıt ve kontrol mekanizmasının olmadığının altını çizen Tuncer, kontrollü üretim için tarımsal danışmanlık sisteminin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. İhracatçıların yavaş yavaş üreticiyle sözleşmeli üretim yapmaya başladığını, ancak bunun teşvik edilerek geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Tuncer, bir diğer önemli sorun olarak da üretici örgütsüzlüğüne dikkat çekti. Tuncer, konuya ilişkin görüşlerini de şöyle aktardı:

''AB ülkelerinde pazara sunulan meyve sebze önemli oranda kooperatif ve üretici birlikleri tarafından sağlanıyor. Belçika'DA SÜPER MARKETLERDEKİ YAŞ MEYVE SEBZENİN YÜZDE 70'i, diğer Avrupa ülkelerinin bir çoğunda ise yüzde 50'Sİ, BU ÖRGÜTLER TARAFINDAN ÜRETİLİP, PAZARLANIYOR. SÖZ KONUSU ÜRÜNLER İZLENEBİLİR VE KONTROLLÜ ÜRETİM OLDUĞU İÇİN DE AB TÜKETİCİLERİ TARAFINDAN TERCİH EDİLİYOR. KOOPERATİFLER BÜNYESİNDE ÖRGÜTLENMEYLE, ÜRETİMDEN PAZARLAMAYA, TEKNOLOJİ KULLANIMINDAN, ÜRÜNÜN KAYIT ALTINA ALINMASINA KADAR PEK ÇOK SORUN ÇÖZÜLEBİLİR. ÜLKEMİZDE DE 2004 SONUNDA ÇIKAN ÜRETİCİ BİRLİKLERİ YASASI, ÜRETİCİ İHTİYAÇLARINA YANIT VERMEKTEN UZAK GÖRÜNÜYOR. 15-20 BİN ÜRETİCİNİN BULUNDUĞU BİR İLÇEDE, BÖYLE BİR BİRLİĞİN KURULMASI İMKANSIZ. 15-20 BİN ÜYELİ HANTAL BİR BİRLİK SORUNLARI ÇÖZMEK BİR YANA YENİ SORUNLAR YARATIR. ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNE ENGEL BİR YAPI VAR. BU YÜZDEN EN AZINDAN YASANIN UYGULANMASINA YÖNELİK ÇIKARILACAK, YÖNETMELİKTE SERACILIĞIN İÇİNDE BULUNDUĞU YAPISAL SORUNLAR DA DİKKATE ALINARAK BU ALANDA ÖRGÜTLENMEYİ KOLAYLAŞTIRACAK BİRTAKIM DÜZENLEMELERİN GETİRİLMESİ GEREKİR.''

TUNCER, AB UYUM SÜRECİ İÇİNDE GELİŞECEK VE AB İLE REKABET EDEBİLECEK SEKTÖRLERDEN BİRİNİN DE SERACILIK OLACAĞININ ALTINI ÇİZDİ.

BİRİM ALANDAN ELDE EDİLEN VERİMİN DÜŞÜKLÜĞÜ NEDENİYLE, SERA ALANIYLA, ÜRETİM MİKTARI BİRBİRİNİ DENGELEMİYOR.

Okunma Sayısı: 2162