SORUMLU YÖNETİCİLİK YAPAN ÜYELERİMİZLE TOPLANTI

SORUMLU YÖNETİCİLİK YAPAN ÜYELERİMİZLE TOPLANTI
DENİZLİ
16.04.2010

Şubemizde, 14 Nisan 2010 tarihinde Sorumlu Yöneticilik yapan üyelerimizle, TBMM gündemindeki yasa tasarısı ve çalışma alanlarımıza ilişkin toplantı gerçekleştirildi.

 

Sözkonusu toplantıda Şube Başkanımızca, 10.04.2010 tarihinde İzmir‘de gerçekleştirilen Oda‘mız Bölge Toplantısında alınan kararlar, Genel Merkezimizin konuya ilişkin talimatları ve TBMM‘nin gündeminde olan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarı konusunda mevcut gelişmeler hakkında bilgilendirme yapıldı.

Toplantıda mevcut gelişmelere göre Ankara‘da yapılması kararlaştırılan kitlesel basın açıklamasına Şubemizce en geniş katılımın sağlanması kararlaştırılırken, yine yerelde diğer ilgili kurumlarla birlikte(TTB, Tüketici Hakları derneği v.b) geniş katılımlı kitlesel basın açıklamaları yanında yerel tv‘lerde konunun tüm boyutları ile ele alındığı programlar yapılmasına karar verildi. Ayrıca konuya ilişkin ilimiz milletvekillerine toplu faks çekilmesinin (gelişmelere göre) de yararlı ve etkili olacağına dair görüş birliğine varıldı.

Toplantıda bugün yerelde tüm gıda işletmelerinin mevcut durumunun her yönü ile bilindiği, Tarım İl Müdürlüğünün konuya ilişkin çalışmalarının izlendiği ve birçok işletmenin gerek kapasite raporlarında ve gerekse çalıştırdıkları işçi sayısına ilişkin beyanlarında doğru olmayan verilerin bulunduğu kaydedildi. Denetim ve analiz süreçlerinde Tarım İl Müdürlüğünün eksik ve yetersiz kaldığının ortada olduğu, mevcut sorunun sadece üyelerimizin istihdam sorunu olmadığı, esas sorunun halkın sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmesi konusunda mevcut politikaların eksik ve yanlış olmasından kaynaklandığı vurgulandı.

En temel insan hakkı olan sağlıklı beslenmede devletin sorununun çözümüne yönelik yeterli kaynak aktarmadığına dikkat çekildi. 30 BG‘nün üstünde veya 10 kişiden fazla işçi çalıştıran gıda işletmeleri mevcut taslakta halk sağlığı açısından riskli görülüp, sorumlu yönetici çalıştırmaları zorunlu görülürken, aynı kategoride diğer bir işletmenin 29 BG ‘de olanının neden risk taşımadığının hiçbir bilimsel açıklamasının olmadığı belirtildi. Bazı gıdalarda örneğin dondurma v.b gibi ürünlerde kullanılan enerjinin çok düşük olmasına rağmen, toplum sağlığı açısından çok büyük riskler taşıdığı vurgulanırken, bugün AB ve bazı ülkelere ithal edilen tarımsal ürünlerde söz konusu ülkelerin istekleri doğrultusunda en hassas ve kritik analizlerin yapıldığı, ancak iç tüketime yönelik birçok üründe sözkonusu analizlerin hiç yapılmadığı ya da yapılamadığı kaydedildi.

Küçük işletmelerin, iş, aş ve istihdam sağlanması halinde sağlıklı üretim yapmalarının tarafımızca desteklendiği, bugün mevcut politikalar tarımda nasıl küçük işletmeleri tasfiye ediyorsa, küçük gıda işletmelerinin de tasfiyesinin kaçınılmaz olacağının göz önünde bulundurulması ve dolayısıyla sorunun hepimizin sorunu olduğu gerçeği ile ortak mücadelenin yapılması gerektiği vurgulandı.

Mevcut politikalarının AB dayatmaları olduğu ve gıda işletmelerimizi taşeronlaşmaya götüreceği, söz konusu tasarının tarafların öneri ve görüşleri alınmadan, ülkemiz gerçekleri göz ardı edilerek, küresel şirketlere hizmet edecek bir anlayışla hazırlandığı, her geçen gün tekelleşen ve yabancılaşan gıda sektörünün, her geçen gün yoksullaşan halkımızın yeterli dengeli ve sağlıklı gıdaya ulaşmada yaşadığı sıkıntıları çok daha derinleştireceği belirtildi. Ayrıca şu unsurlara dikkat çekildi:

- Devletin küçük gıda işletmelerini her yönü ile desteklemesi gerekmektedir. Küçük işletmeler bir araya gelerek devletin de desteğiyle altyapı sorunlarını çözmelidir. Ancak devlet bütçesi bu alanlar yerine salt faiz ödemeye ve dışarıya kaynak aktarmaya yöneliktir.

- Bugün gıda sektöründe başta halk sağlığı olmak üzere yaşanılan sıkıntılar, küçük işletmelerin temel altyapı sorunlarından kaynaklanmaktadır. Konunun farkına varan büyük gıda işletmelerinde böylesi sorunlar çok az yaşanmaktadır. 

- Hükümetin ülkemiz gerçekleri, halkımızın gıda güvenliği ve güvenirliliğini temel alan ve bu anlamda yeterli kaynak aktaran ulusal bir tarım ve gıda politikasının mutlaka olması gerekir.

- Halk sağlığı açısından küçük işletmelerin mutlaka lisans eğitimi almış teknik eleman istihdam etmeleri gerekmektedir. İlgili bakanlığın sorumlu yönetici ücretini ödemesi veya en azından yüzde 75‘ini karşılaması önerilmektedir.

- Sorumlu yöneticilik yapan üyelerimizin daha etkin biçimde çalışabilmesi için Meslek Odaları işlevlendirilmeli ve otokontrol sistemi oluşturulmalıdır.

- Mevcut politikalar ve tasarısının yasallaşması durumunda yaşanacak sıkıntılar konusunda, ülkemizin her yerinde tüm meşru yol ve yöntemler kullanılarak, eşgüdüm içinde kitlesel etkin çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Okunma Sayısı: 836
Fotoğraf Galerisi