SOSYAL TV: FEVZİ ÇAKMAK: GIDA KRİZİNİN EŞİĞİNDE OLABİLİRİZ - 16 MART 2023
Fevzi Çakmak: Gıda krizinin eşiğinde olabiliriz
Deprem bölgesinin tarım potansiyeli yüksek ovaları içinde barındırdığını belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Tarımın süreklilik arz eden bir sektör olduğunun altını çizdi. Fevzi Çakmak, “Çiftçinin köyünü terk etmesini önleyecek çalışmalar bir an önce yapılmalı. Aksi takdirde gıda krizinin eşiğinde olabiliriz” ifadesini kullandı.
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremin etkileri sürüyor. Depremden sonra üreticilerin traktörleri enkaz altında kalırken besilhaneleri yıkıldı ve tarım araç gereçlerine ulaşımları imkansız hale geldi.
Ülkenin geri kalanı için gıda tedariği de önem arz ediyor. Tarımsal üretimin hızlı bir biçimde tekrar başlaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, “Gıda krizinin eşiğinde olabiliriz” uyarısında bulunuyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, konuyla ilgili Sosyal TV’ye önemli açıklamalarda bulundu.
Fevzi Çakmak: Hayvancılıktan çıkışlar daha da hızlanacak
Başkan Fevzi Çakmak, “Ülke genelinde yaşanan kuraklık ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeni ile tarımsal üretimde düşüşler beklerken, hayvancılık sektöründe girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesine karşın, süt üretiminde uzun süre üreticinin zararına satış yapması nedeni ile ineklerini kesime göndermesi, ardından geçici bir et bolluğu nedeni ile et alım fiyatlarının uzun süre sabit kalması sonucu zarar eden et ve süt üreticisi hayvanlarını bir an önce elden çıkarma telaşesine girmiştir. Bunun sonucu TÜİK verilerine göre 2022 yılında 2021 yılına göre büyükbaş hayvan sayımız 1,05 milyondan fazla, küçükbaş hayvan sayımız 1,25 milyon olmak üzere toplam hayvan varlığımız 2,3 milyon azalmıştır. Bu durum da et ve süt fiyatlarına yansımış durumdadır. Hayvancılıkta girdi maliyetlerini azaltıcı, gelir arttırıcı önlemler almak yerine, ithal hayvan getirerek günü kurtarma çabası, hayvancılık sektörünü daha da zor duruma sokacak ve hayvancılıktan çıkışlar daha da hızlanacaktır. Bu da et ve süt fiyatlarının yükselişinin engellenememesi anlamına gelecektir” diye konuştu.
Bilimin ışığında ilerlenmeli
Alınması gereken önlemlerden bahseden Başkan Fevzi Çakmak, “Çözüm ithal hayvan getirmek değil, hayvancılık işletmelerin barınak ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi, yem rasyonlarının doğru planlanarak bilimin ışığında Ziraat Mühendisleri ve Veteriner Hekimlerle birlikte birim hayvan verimlerinin arttırılması, girdi maliyetlerini azaltıcı destekleme politikalarının oluşturularak doğru bir şekilde uygulanması, mera alanlarının korunarak, var olanların ıslahının yapılması ile ucuz ot kaynağı olarak üreticinin hizmetine sunulması, gerçek mesleği çiftçilik olan üreticiye desteklerin verilerek onların büyümesi ve gelişmesinin sağlanması, çiftçinin örgütlülük yapısının güçlendirilerek, ürettiği ürünleri katma değerli ürünlere dönüştürmesi ve marka yaratılması konularında çiftçilere teknik, hukuki ve finansal desteklerin sağlanması yanında köylerimizin yaşam koşullarının iyileştirilerek cazibe merkezleri haline getirilmesi gerekliliği vardır” dedi.
Fevzi Çakmak: Deprem bölgesi tarım potansiyeli yüksek ovaları içinde barındırıyor
“Bitkisel ve hayvansal üretimde bunca sorun yaşarken meydana gelen Kahramanmaraş depremleri sonucu bir kısım insanımızı kaybettik, bir kısım insanımız yaralı kurtuldu, sağ kurtulanların da malı, mülkü yok oldu. Psikolojik travma yaşamakta, sağlıklı ve güvenilir suya, gıdaya, yaşam koşullarına ulaşmakta sıkıntılar çekmektedir” diyen Fevzi Çakmak, sözlerine şöyle devam etti; “İnsanımıza dair bu sorunlarla boğuşurken, bir yandan da yaşam devam etmekte ve süreklilik arz eden işlerin yapılması zorunluluk arz etmektedir. Deprem bölgesi önemli AMİK ovası, Çukurova, Harran Ovası gibi tarım potansiyeli yüksek ovaları içinde barındırması nedeni ile Zeytin, Turunçgiller, Antep Fıstığı, Kayısı, Pamuk, Yer Fıstığı, Soya, Buğday, Arpa, Mısır, Ayçiçeği gibi tarımsal ürünlerin yoğun olarak yetiştirildiği bir bölgedir. Bu bölge bitkisel üretimimizin yaklaşık % 20’sinin üretmektedir. Hayvan varlığımızın da yaklaşık %15’i bu bölgededi.”
Çiftçinin köyünü terk etmesini önleyecek çalışmalar yapılmalı
Depremle birlikte bir kısım çiftçinin hayatını kaybettiğini ifade eden Başkan Çakmak, “Bir kısım çiftçimizin de evleri ve hayvan barınakları ya yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmiştir. Bir kısım çiftçimizin hayvanları telef olmuş ya da yaralanmıştır. Bir kısım çiftçimizin traktörü, alet ekipmanı enkaz altında kalmış ve kullanılamaz hale gelmiştir. Sulama sistemleri depremin etkisi ile kırılmış, çatlamış, çökmüştür. Bir kısım çiftçimizin stokladığı yemler, ilaç ve gübreler enkaz altında kalarak kullanılamaz hale gelmiştir. Tarımın süreklilik arz eden bir sektör olduğu düşünüldüğünde, halen ekili olan ürünlerin gübreleme, ilaçlama gibi bakım işlemlerinin acilen yapılması, yazlık ürün ekilişleri için toprağın hazırlanarak ekim-dikim, gübreleme, ilaçlama, sulama işlerinin yapılması, meyve ağaçlarının budama, ilaçlama, sulama, çapalama gibi işlerinin yapılması, hayvanların yem, su, sağlık, barınma sorunlarının giderilmesi gerekliliği vardır. İlgili Bakanlık ve kuruluşların acilen durum tespiti yaparak, çiftçinin köyünü terk etmesini önleyecek gerekli insan ve hayvanların yaşayabilecekleri barınakların oluşturulması, alet-ekipman, gübre, ilaç, sulama, işçilik dahil tüm desteklerin bu bölgeye ayni ve nakdi olarak ulaştırılması gereklidir. Aksi takdirde çiftçi köyünü terk eder ise yeniden döndürmek çok güç olacaktır.
Çiftçilerin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için canlı hayvanını ya da arazisini satmak istediğinde bir takım tefecilerin eline düşmesi de önlenmeli, ilgili kamu kurumları çiftçinin bir darbe de oradan yemesini önlemelidir. Çiftçinin ürettiği hayvansal ve bitkisel ürünlerin değerlendirilmesi ve bozulmadan değerinde satış ve pazarlamasının yapılması da o bölgedeki üretimin devamlılığı açısından bir gerekliliktir. Bütün bu sorunların ivedilikle çözülmesi ve bu yapılırken birtakım engeller çıkartılmaması zorunluluğu vardır” şeklimde konuştu.
Tedbir alınmazsa 2023 daha zorlu geçecek
“Bir yandan kuraklık ve sıcaklık, bir yandan deprem, bir yandan da Büyükbaş hayvanlarda görülen ŞAP hastalığı nedeni ile ülkesel düzeyde iller arasında hayvan sevkiyatının yasaklanmış olması, 2023 yılının hayvansal ve bitkisel ürün üretimi yönünden çok zorlu geçeceğini ortaya koymaktadır” diyen Fevzi Çakmak sözlerine şöyle son verdi: “Yeterli tedbirler alınmadığı taktirde 2023 yılı 2022 yılından çok daha zorlu geçecek ve yine pazardaki fiyatlardan , marketteki etten, sütten çokça konuşmaya devam edeceğiz.
Bir an önce ülkesel tarım seferberliği ilan ederek tarımın paydaşları, senden, benden, ondan demeden bir araya gelmeli, kısa, orta ve uzun vadeli planlar oluşturulmalı ve oluşturulan bu planlar kararlılıkla uygulamaya konmalıdır. Aksi takdirde her yıl bir önceki yılı arayan, her yıl pahalılığı konuşan, dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulamayız. İthalat geçmiş 13 yılda denenmiş, başarılı olmadığı, çiftçiyi üretimden uzaklaştırmakdan öte işe yaramadığı, bir gün paranız olsa bile ithal edemeyeceğiniz durumların olacağını çok açık ve acı bir şekilde yaşadık. Üretecek gücümüz ve potansiyelimiz var. Sadece doğru ve kararlı bir şekilde uygulanacak doğru planlanmış tarım politikalarına ihtiyacımız var.”
SOSYAL TV: GÜLİN ÖZDEMİR
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.