SPUTNİKNEWS.COM: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI'NDAN ‘ZEYTİNLİK DÜZENLEMESİ' AÇIKLAMASI: HUKUKİ MÜCADELEMİZİ YAPACAĞIZ- 4 MART 2022

SPUTNİKNEWS.COM: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI'NDAN ‘ZEYTİNLİK DÜZENLEMESİ' AÇIKLAMASI: HUKUKİ MÜCADELEMİZİ YAPACAĞIZ- 4 MART 2022
MERKEZ
04.03.2022
 

TMMOB ZMO Başkanı Suiçmez, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetleri üzerine düzenleme konusunda “Zeytinlik alanlarını kuraklık boyutunda koruyup yeniden değerlendirmemiz gerekirken zeytinlikleri çıkar hırsıyla yok ediyoruz. Toplumsal tepki ötesinde hukuki mücadelemizi de yapacağız” diye konuştu.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, zeytinlerin ve tarımın Türkiye için önemini, tarımın korunmasına yönelik yasaları, zeytinlik düzenlemesini ve normlar hiyerarşisindeki yerini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
 
Suiçmez, tarımın ve zeytinin önemini “Pandemi bize şunu gösterdi: Sağlık kadar değerli iki sektör tarım ve gıdadır. Bunun yolu da sürekli üretimde bulunarak sağlıklı, dengeli ve ucuz beslenmedir. Zeytin konusunda ülkemiz gerçekten önemli bir ülkedir. Toplam tarım alanlarının yüzde 3’ü zeytinlik, Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 188 bin zeytin ağacımız var. Akdeniz kuşağında yetişen, tüm dinlerde kutsal bir meyvedir. Zeytin üretiminde İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dördüncü sıradayız. Zeytinyağı üretiminde de önemli ülkelerdeniz” diye vurguladı.
 
‘Arazilerimizi korumayı taahhüt etmişiz, 1982 Anayasası gibi istisnalar koyup korumaktan vazgeçmişiz’
 
Zeytinliklerin korunmaması halinde Türkiye’nin gelecekte kendine yetemez hale gelme ihtimali olduğunu söyleyen Suiçmez, zeytinin korunmasına yönelik yasaları hatırlattı:
 
“Eğer zeytinliklerimizi koruyamazsak yarın zeytinyağında da kendi kendimize yeterli olamayacak ülkelerden biri durumuna düşebiliriz. Bunu düşünerek 1939 yılında çıkarılan Zeytin Kanunu ile zeytinlik alanların korumasının esas olduğu ve zeytine yönelik tesisler dışında üç kilometre bu alanlara yaklaşılamayacağına yönelik bir yasamız var. O yetmemiş bize, 2005 yılında çıkan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’yla topraklarımızı, tarım arazilerimizi, zeytin gibi özel ürün arazilerimizi, dikili arazilerimizi korumayı taahhüt etmişiz. Ancak 1982 Anayasası gibi istisnalar koyup madencilik, enerji, sanayi diye topraklarımızı korumaktan vazgeçmişiz”
 
‘Aynı amaçlı yönetmeliklere yönelik açtığımız davalarda hep kazandık’
 
Suiçmez, bu yasaların sağladığı korumaların değiştirilmesine yönelik düzenlemeleri ve ZMO’nun buna karşı hukuki çalışmalarını “Zeytinlik alanlarına 2000’li yıllardan sonra defalarca yasa değişiklikleri gündeme gelmişken, duyarlı kamuoyunun tepkisi ile meclisten geçemedi. Daha sonra kanun hükmünde kararnamelerle tarım dışına açma yoluna gitme ve onun da yargıdan dönmesi ile yönetmeliklerin çıkması gerçekleşmiştir. ZMO olarak web sayfamızda hukuki çalışmalar kısmına girdiğinizde göreceğiniz gibi en az üç tane şu anda gündeme gelen yönetmelik ile aynı amaçlı yönetmeliğe yönelik açtığımız davalarda hep kazandık” diye aktardı.
 
‘Üst örgütümüz TMMOB’da açıklama yaptı’
 
Zeytinliklerin kuraklık riski ile karşı karşıya olduğuna da dikkat çeken Suiçmez, düzenlemeye karşı hukuki mücadele yürüteceklerini “Pandemi koşullarında zeytinyağı ihracatımız kısıtlandı. Zeytinyağı bu kadar önemli, pandemide de önemliydi. Akdeniz havzasında olduğu ve ileriki yıllarda daha kuzeye kayabileceği için özellikle kuruda yetişen zeytinlerde çok ciddi verim kaybı yaşayabileceğimiz de bir gerçektir. Zeytinlik alanlarını kuraklık boyutunda koruyup yeniden değerlendirmemiz gerekirken zeytinlikleri çıkar hırsıyla yok ediyoruz. Defalarca yasalara, anayasaya ve normlar hiyerarşisine rağmen biz hukukta hile yoluyla en son düzenlemeyle savaşı da bahane ederek enerji ihtiyacını ifade ederek ‘her yeri yok edelim. Belli şirketlerin kullanımına açalım’ son derece yanlış bir mantıktır. Hem hukuk devletinde hem bilimsel hem toplumsal anlamda kabul edilemez bir yaklaşımdır. Üst örgütümüz TMMOB’da açıklama yaptı. Bugün ortak bir basın açıklamasıyla tekrar konuya dikkat çekeceğiz. Toplumsal tepki ötesinde hukuki mücadelemizi de yapacağız” diye açıkladı.
 
‘Bakanlığın kararını biz hep yargıda bozduk’
 
Suiçmez, yönetmelik içerisinde bulunan ifadeler konusunda “Bu sadece zeytin sorunu ya da kömür santrali sorunu değil. Eğer üretim alanlarımızı bir kenara bırakırsak pandemi, kuraklık ve savaş koşullarının gösterdiği gibi aç kalırız. Zeytinlik anavatanı Türkiye’dir. Asırlık ağaçlardır. Zeytinlik olduğu yerde zeytinliktir. Taşınamaz, taşıyamazsınız. Kamu yararı kararı verirseniz şekilseldir. Yargıya gidildiğinde’ tarım alanları, meraları, zeytinlik ve su havzalarını korumak üstün kamu yararıdır’ denildi. O nedenle bakanlığın kararını biz hep yargıda bozduk. Rehabilite edilecek denilen hiçbir taahhüt bugüne kadar tutulmamıştır. Kaz Dağları’na bakın. Tıraşlanmıştır. Yargı kararıyla şimdilik durdurulmuştur. Rehabilite edilmiş midir? Hayır. Rehabilite edilemeyen alanlara yönelik Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın şekilseler cezaları dışında bir yaptırımı var mıdır? Hayır. İkizdere’de davalık olduğumuz alanın arka vadisindeki tıraşlanmış maden faaliyeti rehabilite edilmiş midir? Hayır. Rehabilite edilecek taahhüdü anlamsız ve işlevsizdir” diye konuştu.
 
 
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 180
Fotoğraf Galerisi