Dünyada son yıllarda tarıma verilen önem hızla artıyor. İnsan nüfusunun artmasıyla birlikte gelecek süreç içerinde tarımın önemi daha da artacak gibi gözüküyor. Türkiye‘nin tarım anlamında önde gelen şehirlerinden olan Konya‘nın da önemi gün geçtikçe artıyor. Konya tarımının gelişmesindeki en önemli engel ise su sorunu olarak ortaya çıkıyor. Bu anlamda Konya‘da gerçekleştirilen tarım alanındaki yatırımları, KOP ve sulama projelerini değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Celil ÇALIŞ önemli açıklamalarda bulundu. Ekonomik kalkınmanın başlatılması gereken yerin tarım olduğunu belirten ÇALIŞ, "Ülke olarak tarıma ve üreticilere hak ettiği şekilde değer verilip desteklendiğini düşünmüyoruz. Tarıma daha fazla yer verilmeli, tarıma daha fazla destek verilmeli" dedi.

"ÇÖZÜM İÇİN GAP‘TAN SU GETİRİLMELİ"

Konya‘da gerçekleştirilmek istenen sulama projelerinin yetersiz olduğunu belirten ÇALIŞ, Konya bölgesinin çok geniş bir coğrafyaya sahip olduğunu belirtti. ÇALIŞ, "Dünya tarımı şuan yeniden keşfediyor. Bu gün dünya nüfusu 7 milyar insan civarında, 2030 yılında bu sayının 10 milyar insana ulaşacağı söyleniyor. Konya için konuşmak gerekirse Konya‘nın tarımının daha iyi gitmesindeki en büyük engel su sıkıntısı olduğunu biliyoruz. Bu su sıkıntısı çözmek için bir takım projeler gerçekleştiriliyor.  Fakat bu projeler Konya‘nın sıkıntısı kökten çözecek projeler değil.  Şu anda KOP projesiyle getirilen su Konya‘nın ihtiyaç duyduğu su varlığının neredeyse 25‘te 1‘ini karşılıyor. Yani bu Konya için yeterli değil. Konya için alternatif sulama imkânları var mıdır? Evet, imkânlar vardır. Fakat Konya kapalı havza özelliği taşıdığı için Konya‘ya su getirmek için doğaya müdahale etmek gerekmektedir. Bu gün Hirfanlı Barajından su geleceği söyleniyor. Ama Bu suda Konya için yeterli olmaz. Tatmin edici olmaz. Biz şunu bekliyoruz. Konya‘nın su sorunu çözmek ancak GAP‘tan getirilecek suyla mümkün olabilir. Bu da Konya‘nın su sorunun devlet projesi olarak nitelendirilmesiyle mümkün olur. Söyle baktığımız zaman GAP bölgesindeki sulanabilecek alan ile Konya‘daki sulanabilecek alan aşağı yukarı aynı civarda. Fakat orada 55 milyar metreküp gibi bir su var. İki bölgenin de 15 milyar metreküp gibi bir su varlığına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

"BAHRİ DAĞDAŞ KURTARILMALI"

Tarım alanında gelişmenin bir başka koşulunun tohum ıslahı olduğunu belirten ÇALIŞ, Bahri Dağdaş Uluslar Arası Tarımsal Araştırma Enstitüsü‘nde gerçekleştirmek istenilen inşaattın yanlış bir karar olduğu söyledi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı‘nın yayınladığı tarım arazilerinin korunması gerektiğini belirten kamu spotlarına rağmen Bahri Dağdaş için böyle bir karar alınmasına hala anlam veremediklerini belirten ÇALIŞ, "Bahri Dadaş bilindiği gibi geçen yıl 100. Yıl kuruluş yıl dönümü gerçekleştirdi. Bu 100 yılda 63 farkı ürün çeşidinin tohumuyla Türkiye‘de 1 buçuk milyon hektar dünya genelinde ise 2 buçuk milyon hektar arazi Bahri Dağdaş‘ta üretilen tohumlarla ekildi. . Burada bizim üzerinde ısrarla durduğumuz nokta şudur. Bahri Dağdaş‘ta gerçekleştirilen en önemli şey ıslahçılıktır. Islahçılık ömürlük bir iştir. Yapılan ıslah çalışmasına başlayan çoğu zaman vatandaşlar çalışmanın sonunu görmeden ölürler. Bu uzun vadeli ve sabır isteyen bir iştir. Bahri Dağdaş‘ta Özellikle son 30-40 yıldır bu konuda önemli çalışmalar yapılmış. Geliştirilen nohut, mercimek, buğday, arpa, çavdar vb. gibi topluma faydalı hale getirilmiştir. Bu gün 35 tane ülkede Bahri Dağdaş‘ta üretilen tohumlarla ekim yapılmaktadır. Bu azımsanmayacak kadar önemli bir rakamdır. Biz odalarımızla beraber yaptığımız toplantılarda da konuştuk. O bölgeye böyle bir yapı yapılması sorunlu bir olaydır. Bahri Dağdaş birinci sınıf sulu mutlak tarım arazisidir. Toprak kanununa göre bu bölgenin alternatif alan çalışması yapılmadan herhangi bir şekilde amaç dışı kullanılmasına müsaade edilmeyeceği belirtiliyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da gerçekleştirdikleri kamu spotlarıyla bunu vurguluyor. Fakat yapılan uygulamaya baktığımız zaman durumun tam tersi olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.

"KONYA, SON 30 YILIN 8 KATI YAĞIŞ ALDI"

Son zamanlarda gerçekleşen yağışlar hakkında da bilgiler veren ÇALIŞ, yağış anlamında Konya‘nın çok bereketli bir yıl geçirdiğini vurguladı. ÇALIŞ, "Konya, eylül ayından itibaren başlayan süreçte çok güzel yağış aldı. Çok bereketli bir sonbahar yaşadık. Son 30 yılın yağış ortalamasının 8 katı fazla bir yağış gerçekleşti. Yağışlarda bir anda olup, 4 gün üst üste yağıp geçti gitti anlamında bir yağışımız olmadı. Bir gün yağdı. Bir hafta müsaade etti. Çiftçiler topağını hazırladı. Hububat anlamında değerlendirdiğimizde de son derece olumlu bir toprakta çiftiler toprak hazırlığı yaptı. 25 Kasım‘da başlayan ve 20 Mart‘ta biten zaman içersinde 5 defa farklı bölgelerde farklı miktarlarda olmakla birlikte kar yağışı yaşandı.  Geçmiş dönemlerde Konya‘da yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri yağış azlığından ziyade yağışın dengesizliğiydi. Bu manada kış yağışlarını da yeterince aldık. İlkbahar yağışlarını da yeterince aldık. Şuanda sulu tarımla uğraşacak çiftçilerimiz de verimli bir toprakta hazırlıklarını yapacaklar. İklim olarak son derece olumlu bir iklim yaşamaktayız. Hububat açısından değerlendirecek olursak burada dikkat etmemiz gereken nokta gübreleme konusudur. Eğer doğru gübreleme yapılırsa bu yıl geçen yıla göre %40‘lık bir yıllık ürün artışı bekleniyoruz. Ancak bu yıllık verim artışını kaliteye de yansıtmamız gerekiyor" diye konuştu.