SU VE TOPRAK DERGİSİ: KOOPERATİFLER YOLU İLE BİRLEŞMEDEN KUVVET DOĞAR- NİSAN 2019

SU VE TOPRAK DERGİSİ: KOOPERATİFLER YOLU İLE BİRLEŞMEDEN KUVVET DOĞAR- NİSAN 2019
MERKEZ
22.04.2019
 

KOOPERATİFLER YOLU İLE BİRLEŞMEDEN KUVVET DOĞAR

“Kooperatif” sözcüğü “Ortaklarının belirli iktisadi çıkarlarını korumak, özellikle meslek veya geçimlerine ilişkin gereksinimlerini işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet yoluyla karşılamak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli tüzel kişiliğe sahip şirket” olarak tanımlanmaktadır.

Kooperatif: bireyler arasında sadece ekonomik işbirliğini ifade etmektedir. Bu anlamda kooperatifler dinsel, mezhepsel, politik değerler yönüyle kurulmamış, yalnızca ekonomik işbirliği için kurulmuştur.

Kooperatifçilik Dünya’da 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır. İlk kez 1844 yılında 28 girişimciyle tüketim kooperatifi kurulmuştur. Kooperatifçilik İngiltere’de tüketim, Fransa ve Almanya’da ise üretim ve kredi kooperatifçiliği olarak ortaya çıkmıştır.

Osmanlı’da ise kooperatifçilik “memleket sandıkları” ile yasal bir dayanak bulmuştur. Türk toplumunda yardımlaşma ve işbirliğini esas alan, birlikte çalışmayı ve ortaklaşa iş yapmayı ifade eden imece, lonca, ahilik gibi kavramları yüzyıllardır kullanılsa da kooperatifçilik Cumhuriyet dönemi ile hak ettiği karşılığı almıştır.  Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte hızla büyüyen Ankara’da gıda ve diğer tüketim mallarının yeterli ölçüde ve makul fiyatla sağlanamaması büyük bir sorun olmuştu. Bu sorunun çözümü için 8 Mart 1925 tarihinde Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi kurulmuştur. Kooperatifin bir numaralı üyesi Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’dır. Atatürk şapka devrimini anlatmak için gittiği Kastamonu’da 24 Ağustos 1925 tarihinde yaptığı konuşmada:  “Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum, makinesiz ziraat yapılmaz, el emeği güçtür. Birleşiniz. Birlikte makine alınız” diyerek makine kullanma kooperatiflerini özendirmeye çalışmıştır. 

En yaygın kooperatif türü tarım kooperatifleridir. Tarımsal üretimi arttırmanın, kaliteli ürün elde etmenin ve tarım ile uğraşanların yaşam düzeylerini yükseltmenin en önemli yollarından biri, üreticilerin etkili bir biçimde örgütlenmesidir. Kooperatif biçiminde örgütlenme ile; özellikle küçük işletmelerin çıkarlarını korunmakta, verimliliğin ve kalitenin arttırılması için gereken girdiler ve teknolojileri sağlanmakta, elde edilen ürünleri gerçek değeri üzerinden daha rahat pazarlanabilmekte, kaynaklar etkin bir şekilde kullanmakta, tarımdaki yenilikler ve gelişmeler takip edilerek ve kullanılmakta, kamuoyu yaratılarak ortak çıkarlar doğrultusunda politik baskı grubu oluşturulabilmekte, dezavantajlı grupların temel gereksinimlere ulaşması sağlanmakta,  kırsal alanın ekonomi içindeki etkinliğini artmakta,  tarım ürünleri üreticisinin gelir ve yaşam düzeyi yükselmekte ve kalkınma sürecine katkı sağlanmaktadır.

ICA öncülüğünde hazırlanan 2018 Yılı Kooperatifçilik verilerine göre; Dünyadaki nüfusun yaklaşık %12’si dünya üzerindeki kurulan kooperatiflerin ortağıdır. Kooperatifler %10 istihdam sağlayarak, 2,1 trilyon Dolar gelir ciro elde etmiştir.  Dünya genelinde 63 ülkeden bildirimde bulunan 2.370 kooperatiften 1.420’si 100 milyon dolar üzerinde ciroya sahiptir.  Bu kooperatiflerin; %32’si tarım ve gıda, %40’ı sigorta, %19’u toptan ve perakende ticaret, %6’sı ise bankacılık ve finansal hizmetler sektöründe faaliyet göstermektedir.

Avrupa`da kooperatiflerin pazar payı süt ve süt ürünlerinde yüzde 60’a yakınken, tahıllarda yüzde 30’un, meyve ve sebzede ise yüzde 40’ın üzerinde. Yine tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacının yüzde 50’den fazlası kooperatifler aracılığıyla karşılanıyor. Ülke bazında örnek vermek gerekirse Finlandiya’da kooperatifler, et ürünlerinin yüzde 74’üne, süt ürünlerinin yüzde 96’sına, yumurta üretiminin yüzde 50’sine, ormancılık ürünlerinin yüzde 34’üne ve bankacılık sektöründeki toplam mevduatın yüzde 34’üne hâkimdir.

Türkiye tarım alanları açısından oldukça zengin bir ülke. Ancak, tarım arazileri sahiplik açısından küçük parsellere bölünmüş durumda, genç nüfus kırsaldan şehirlere gitmekte, tarımsal işler de eğitim seviyesi nispeten düşük daha yaşlı bir nesil tarafından yürütülmekte, en temel girdi maddeleri ve ürünler ithal edilmektedir. Tarımsal üretimi arttırmanın, kaliteli ürün elde etmenin ve tarım ile uğraşanların yaşam düzeylerini yükseltmenin en önemli yollarından biri, üreticilerin etkili bir biçimde örgütlenmesidir.

Dünya genelinden farklı olarak Türkiye’de kooperatifçilik sistemi çok daha kesin hatlarıyla ve yasa ile tanımlanmıştır. Buna göre, en az 7 kişi bir araya gelerek bir kooperatifi, en az 7 kooperatif bir araya gelerek kooperatif birliğini, en az 7 kooperatif birliği bir araya gelerek bir kooperatif merkez birliğinin ve en az 7 kooperatif merkez birliği, kooperatif birliği, kooperatif bir araya gelerek Türkiye Milli Kooperatifler Birliği (TMKB)’ni kurabilir. Sadece TMKB’nde merkez birliklerinin yanı sıra (bölgesel nitelikli) kooperatif birlikleri, kooperatifler ve başka yasalarla kurulan çiftçi örgütleri ortak olabilmektedir.

Türkiye’de kooperatifçilik yeteri kadar gelişmemiştir. Bu alanda yaşanan; ortak-kooperatif ilişkilerinin zayıf olması, üreticilerde örgütlenme bilincinin tam olarak oluşmaması ve buna bağlı olarak kooperatiflerini sahiplenememeleri, seçilen yöneticilerin kooperatifin birikimlerinden faydalanmak maksadıyla bu görevi üstlendikleri algısının kooperatif ortaklarında hâkim olması, denetim mekanizmasının iç ve dış yönlerden kurulamayarak verimli bir organizasyon sisteminin gerçekleştirilememesi, ortakların ve kooperatif yöneticilerin kooperatifçilik ilkeleri hakkında yeterli bilgi ve donanıma sahip olmamaları, kooperatiflerdeki finansmanın doğru yönlendirilmemesi, kooperatiflerin fon ve sermaye birikimlerini değerlendiren güçlü bir finansman kaynağı oluşturmasını temin edecek kooperatifler bankası girişiminin sağlanamaması gibi sorunlar kooperatifçiliğin gelişimini engellemektedir.

Kooperatifçiliğin gelişmesi için; Kooperatifçilik eğitimi geliştirilmeli,  acilen bir kooperatifler bankası kurulmalı, toplumsal ve ekonomik yapıya uygun kooperatifçilik mevzuatı hazırlanmalı, bağımsız denetim sistemi kurulmalı, üretici örgütlerinin faaliyet alanı çeşitlendirilmeli, tarım için tercihli bir kooperatifçilik politikası oluşturulmalı, profesyonel kooperatif yöneticisi yetiştirme ve istihdamı üzerinde önemle durulmalı,  kooperatifçilik AR-GE`si  geliştirilmeli ve kooperatifler arası işbirliğini geliştirme teşvik edilmelidir.

Ülkemizde 60 yaş üzerindekiler anımsarlar. Zorunlu ihtiyaçlar okullarda kooperatifler eli ile sağlanır, kooperatifçilik kolları bulunurdu. İlkokul öğrencileri cep harçlıkları ile okul kooperatifine ortak olur, nöbetleşe satış görevlisi olarak çalışırdı. Yılsonunda ise kooperatif ortaklarına kâr payı dağıtılarak aynı zamanda tasarruf alışkanlığı sağlanırdı. Günümüzde ise okullarda tamamen ticari amaçla kurulmuş okul kantinleri bulunmaktadır.

Sömürü çarklarının acımasızca kullanıldığı, kapitalizmin tekelci aşamaya geçtiği ülkelerde üretimden-tüketime kadar hayatın pek çok alanında bireylerin güçlerini ve olanaklarını birleştirerek, kendilerini korumalarının yolu kooperatifçilik çatısı altında toplanmalarıdır. 

Özden GÜNGÖR

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı

Okunma Sayısı: 812
Fotoğraf Galerisi