GDO teknolojisinin kullanımının şirketlerin elinde olduğunu bu sürecin sonunda kar etmenin bilimin önüne geçtiğini belirten YETER, bu bilim kullanılırken amaçlanması gerekenin bitki besin içeriğinin zenginleştirilmesi, kuraklığa ve tuzluluğa dayanıklılığın artırılması olmalı dedi. GDO‘lu tohumu üreten şirketin dünyada üçüncü ilaç üretici olduğunun altını çizen YETER, üretim  verimi açısında Türkiye‘nin GDO‘lu ürüne ihtiyacı olmadığını belirtti.

Yakında TBMM‘ye gelecek olan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarısı hakkında Oda‘mız görüşlerini paylaşan YETER, ülkemizde kayıtlı yaklaşık 40 bin civarında gıda işletmesi bulunduğunu, gıda üreten - dağıtan - satan tüm noktalarla birlikte bu sayı 500 binin üzerine çıktığını belirterek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nda gıda denetçisi konumunda çalışan 5 bin civarındaki kamu görevlisinin tüm bu noktaları denetlemekle yükümlü olmakla birlikte, fiilen bunun mümkün olamayacağını kaydetti. Bu güvenliğin en önemli unsuru olan sorumlu gıda yöneticisi konumundaki mühendisin ticari ve siyasi kaygılarla üretim aşamasının dışına çıkarılmasının halk sağlığının hiçe sayılması olacağını belirtti. Alınacak kararın gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından önemli bir sınav niteliğinde olacağını, küçük işletmelerin teknik eleman olmadan çalışmasına izin verilmesi, halen var olan gıda risklerinin boyut kazanmasına ve halk sağlığına yönelik ihlallerin daha da artmasına; sorumlu yönetici olarak çalışan 8 bini aşkın gıda mühendisi, 7 bin beşyüzü aşkın ziraat mühendisi ve 5 bine yakın kimya mühendisi olmak üzere toplam 20 bin civarında mühendisin de işini kaybetmesine neden olacaktır, dedi.