SULAK ALANLARIMIZI KORUYAMIYORUZ...
SULAK ALANLARIMIZI KORUYAMIYORUZ...
Sadece , "2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü"nde hatırladığımız sulak alanlarımız her gün biraz daha azalmaktadır.
Dünya sulak alanların % 64 ü 1900 den itibaren yok olmuş, buna bağlı olarak da tatlı suya bağlı türlerin popülasyonları sadece 1970-2010 yılları arasında % 76 oranında azalmıştır.
Türkiye`de bu olumsuzluktan payını almış ve 250 bin hektara yakın sulak alan kaybedilmiştir.
Sulak alanların korunmasına yönelik ilk uluslararası sözleşme olan ve RAMSAR SÖZLEŞMESİ olarak bilinen " Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi " ne 1994 yılında Türkiye`de imza atarak bu konuda taraf olmuştur.
Bugün ülkemizde Akyatan Gölü, Burdur Gölü, Gediz Deltası, Göksu Deltası, Kızılırmak Deltası, Kızören Obruğu, Kuş Gölü, KuyucukGölü, MekeMaarı, Seyfe Gölü, Sultansazlığı, UlubatGölü ve Yumurtalık Lagünü olmak üzere 14 sulak alan Ramsar alanı olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Kızılırmak deltası gibiçok önemli bir sulak alanasahip olanSamsun`un bu avantajını yeterince değerlendirebildiğini söylemek zordur.
Kızılırmak Deltası, oluşturduğu kendine has ekosistem içerisinde doğal döngüsünü çok iyi ve uyumlu bir şekilde yürütmesine karşın, alana yapılan bilinçsiz insan müdahaleleri nedeni ile bu döngünün halkaları yavaş yavaş kopmaktadır. Alana, doğrudan ya da dolaylı olarak hemen hemen tüm resmi kurumlar kendi inisiyatifleri doğrultusunda ve birbirinden bağımsız ve habersiz olarak müdahalelerde bulunmaktadır.
1300 km yol kat eden Kızılırmak`ın Deltaya zatenkirli gelmesinin yanında Kızılırmak Deltası içerisinde yürütülen konvansiyonel tarım faaliyetlerinde bilinçsizce kullanılan kimyasal ilaç ve gübreler dedeltanın kirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.Yılın büyük bölümünü bu sulak alanlarda geçiren mandalar, balıklar ve kuşlar bu kimyasallardan olumsuz etkilenerek yörenin ekolojik yapısının hızla bozulmasına sebep olmaktadır. Bu kirlenmeye bağlı olarak son yıllarda göl etrafındaki ıslak çayırlar ve meralarda tuzluluğun arttığı gözlenmiştir. En önemli örneklerden birisi de Salicornia cinsi tuzcul bitkinin artış göstermesidir. Ayrıca gölde ötrofikasyon düzeyi önemli ölçüde artış göstermiştir.
Kızılırmak Deltasını yuvası bilmiş, Türkiye`deki kuş türlerinin %74 ünü oluşturan 341 kuş türü, çeşitli su ürünleri, sayıları ülkemizde artık çok azalan başta manda olmak üzere büyükbaş hayvanlar, 400 bitki türü, çeltik ekerek, saz keserek, hayvan yetiştirerek, balıkçılık yaparak geçimi sürdüren yöre halkı, buranın ayrılmaz parçasıdır.
Kızılırmak Deltasının bu maddi ve manevi bütünlüğünü korumak için Kızılırmak Deltası ile ilgili olarak kısa orta ve uzun vadeli planlamalar yapılarak bu bölge ülkemizde hak ettiği yere getirilmeli, Samsun`un önemli bir markası yapılmalıdır.
Ziraat MühendisleriOdası SamsunŞubesi olarak; bu çok önemli sulak alanı korumak ve Kızılırmak Deltasını rehabilite etmek anlamında yapılacak her türlü olumlu çalışmayı destekliyor ve Delta ile ilgili yapılan çalışmaları yakından izliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
SAMSUN ŞUBE