TARIM ARAZİLERİMİZ BOŞ KALMASIN, AMA "TOPRAK GASPI"NA DA ZEMİN HAZIRLANMASIN!

İSTANBUL
15.06.2016
 

TARIM ARAZİLERİMİZ BOŞ KALMASIN, AMA "TOPRAK GASPI"NA DA ZEMİN HAZIRLANMASIN! 

15.6.2016 

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basına açıklamada bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, yabancı yatırımcıların talep ettiği konularda çalışma yapılacağını, Türkiye‘de yatırımın ve üretimin önünün açılacağını ve ekilmeyen tarım arazilerinin sahipleri lehine kiraya verileceğini belirtti.

 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı: "Türkiye‘de işlenmeyen tarım arazisi bulunmamaktadır."

 GDO‘ya Hayır Platformu, 11 Mayıs 2015 tarihinde yaptığı "Yanlış Politikalar Ülkeyi GDO‘lu Soya ve Mısıra Mahkum Etti" başlıklı basın açıklamasında "çiftçimizin kazanamadığı için son 10 yılda 27 milyon dekar tarım arazisini ekmekten vazgeçtiğini, bunun da Belçika‘nın toplam yüzölçümüne yakın bir miktar olduğunu" belirtmiş, Bakanlık 12 Mayıs 2015 tarihinde cevabi bir açıklama yaparak "Zaman zaman tarım arazilerinin işlenmediği, terk edildiğinin muhalefet tarafından dile getirildiği, Türkiye‘de işlenmeyen bir tarım arazisi bulunmadığı" yönünde bir ifade sarf etmiştir.

 Muhalefet kim?

 Bakanlığa soruyoruz;

 AKP iktidarının Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ülkemizde ekilmeyen tarım arazilerinin kiraya verileceğini belirttiğine göre bu durumda muhalefet kim olmaktadır? GDO‘ya Hayır Platformu‘nun açıklamasına yanlış diyen Bakanlığın AKP Hükümeti‘nin açıklamasına da aynı cesaret ile yanlış demesini ya da Platformun açıklamasının doğruluğunu kabul etmesini bekliyoruz.

 Araziler kime kiralanacak?

 Özellikle 2007-2008 yıllarında tüm dünyada yaşanan gıda krizi sonrasında petrol zengini Ortadoğu ülkeleri temsilcilerinin ülkemizi ziyaret ettikleri ve tarım arazisi araştırdıkları yönünde haberler yerli ve yabancı basında zaman zaman yer almaktadır.

 Bilmek istiyoruz; tarım arazilerimizin kiraya verilmesi konusu da sayın Canikli‘nin belirttiği yabancı yatırımcının talep ettiği konuların içinde mi yer almaktadır?

 Bilmenizi istiyoruz..

Yabancı yatırımcıların (finans kurumları, devletler, şirketler vb.) fakir ülkelerde tarım arazisi kiralama ya da satın almasına dünya literatüründe ‘toprak  gaspı‘ denmektedir. Özellikle gıda krizi sonrası bu işlemler oldukça hızlanmış, Türkiye de Sudan‘dan 2014 yılında 780 bin dekar tarım arazisi kiralamıştır. 

Toprak gaspı kapsamında fakir ülkelerdeki milyonlarca insan tek geçim kaynağı olan topraklardan zorla ve hiçbir tazminat ödenmeden sürülmüşlerdir. Gasp edilen topraklar çoğunlukla açlıktan ölümlerin yaşandığı ülkelerde bulunuyor. Üretilen ürünün %70‘i ihraç ediliyor. Son yıllarda özellikle biyoyakıt bitkileri üretimi için topraklar gasp ediliyor.

 Bir batı Afrika ülkesi olan Liberya‘da tüm tarım arazileri yabancılar tarafından işletilirken, halkın yarıya yakını açlık çekiyor.  Bir güneydoğu Afrika ülkesi olan Mozambik‘te verimli tarım arazilerinin %29‘u yabancı yatırımcıların elinde ve halkın %58‘i açlık içindedir. FAO‘nun verilerine göre dünyada 850 milyon aç insan vardır ve her yıl 10 milyon insan açlık/yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

 Çözüm kiraya mı vermek?

 1980‘lerin başında hazırladığı raporlarla yoksulluğun küçük çiftçilerden kaynaklandığını ve yoksulluğu ortadan kaldırmak için küçük çiftçiliğin yok edilmesi gerektiğini belirten Dünya Bankası, 2009 yılında hazırladığı "Kalkınma için Tarım" raporunda ve FAO da kendi yayınlarında, dünyada şiddetli bir gıda krizi yaşanmaması için küçük çiftçiliğin desteklenmesini önermişlerdir. Ayrıca FAO, küçük çiftçiliğin önemini vurgulamak amacıyla 2014 yılını Aile Tarımı Yılı ilan etmiştir.

Ülkemizde bu konu üzerinde ne kadar durulduğuna bakarsak; tarımsal desteklerden yararlanabilmek amacıyla ÇKS‘ye kayıtlı çiftçi sayısı son 12 yılda 2,8 milyondan 2,2 milyona gerilemiş, 600 bin çiftçi üretimden kopmuştur. Çiftçimizin üretimden neden koptuğu, kırsal alanı neden boşalttığının analizlerini yapmadan, boş arazilerin kiraya verilerek üretimin önünün açılacağı düşüncesi gerçeği ifade etmemektedir.

 Yine muhalif ilan edileceğiz, ama olsun

AB bütçesinin %45 ile %55‘ini tarımsal desteklere ayırırken Maliye Bakanlığı verilerine göre ülkemizde bu oranın %2 olması normal midir?

Çok parçalı arazi yapısını toplulaştırarak hızlıca bütünleştirmek, sulamaya açabileceğimiz arazileri bir an önce su ile buluşturmak, çiftçiyi örgütlülük konusunda eğitmek, örgütlerinin çiftçinin lehine çalışmasını sağlamak ve denetlemek, ürünün pazarlanması ve girdilerin temini noktasında kolaylıklar sağlamak, genç çiftçileri AB‘de olduğu gibi ayrıca desteklemek, küçük çiftçiye ve aile tarımına sahip çıkmak varken yabancı yatırımcılara tarım arazilerimizi kiralamak mı tarımsal üretimimizin önünü açacaktır?

 Kolaycı ve günübirlik politikalar tarımımızı bugünkü durumuna geriletmiş, çiftçiyi tarlasının dışına itmiştir. Diğer yandan artan nüfus ve iklim değişikliği çerçevesinde gıdanın önemi giderek daha ön plana çıkmaktadır. Bu çerçevede uygulanacak politikalar küçük çiftçiyi tarlasından uzaklaştırarak boşalan arazileri kiraya vermek değil, çiftçinin tarlasına sahip çıkmasını sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalıdır.

 Ahmet ATALIK

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 

İstanbul Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 331