TARIM DESTEKLENMİYOR İTHALAT REKORLAR KIRIYOR - EVRENSEL
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Turhan Tuncer, Türkiye‘nin artık tarım ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı konumunda olduğunu belirterek, "Merkezi bütçeden tarıma destek olarak aktarılan kaynaklar faiz harcamaları ile kıyaslandığında, devede kulak kalmaktadır. İktidar, 2011 için bütçeyi 312 milyar TL‘ye çıkarırken tarımsal destekleri 6 milyar TL‘de tutmuştur. Bu tutarın tarımda üretimi teşvik etmeyeceği açıktır" dedi.
ZMO Başkanı Tuncer yaptığı yazılı açıklamada, siyasi iktidarın tarımda üretimi teşvik etmek yerine açığı et, yağ, hububat ithalatı ile giderme kolaycılığına kaçtığını, yıllık büyümesi yüzde yarımın bile altına düşmüş olan tarımı, merkezi bütçeden faizin onda biri kadar bile desteklemediğini ifade etti. Tuncer, "Merkezi bütçeden tarıma destek olarak aktarılan kaynaklar faiz harcamaları ile kıyaslandığında, devede kulak kalmaktadır. Tarımın bütçeden aldığı pay yüzde 2‘lerde iken faizinki yüzde 22-23 dolayındadır. İktidar, 2011 için bütçeyi 312 milyar TL‘ye çıkarırken tarımsal destekleri 6 milyar TL‘de tutmuştur. Bu tutarın tarımda üretimi teşvik etmeyeceği açıktır" dedi.
PRİM DESTEKLERİ HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI
24 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan prim desteklerine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının milyonlarca çiftçide hayal kırıklığı yarattığını belirten Tuncer, "Buna göre, destek konusu 17 üründen 12‘sinde (yağlık ayçiçeği, dane mısır, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut, mercimek ve kütlü pamuk) 2010‘da olduğu gibi bu yıl da prim destekleri artırılmamıştır. Prim destekleri yalnızca çay ve zeytinyağı ile üretimi yaygın olmayan soya, aspir ve kanolada artırılmıştır. Hububat, bakliyat ve 1 milyon ton üretim açığı olan pamuk destekleme primleri son üç yıldır artırılmamaktadır. Bu arada 2010 yılı itibariyle üretimin buğday, arpa, mısır, nohut, şeker pancarı gibi temel ürünlerde 2009 yılına göre daha düşük olduğunu hatırlatmamız gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE ARTIK NET İTHALATÇI KONUMUNDA
Tuncer, üretimi artmayan bir ülkenin ithalatının artmasının doğal olduğuna işaret ederek, Türkiye‘de 2010 yılı itibariyle tarım ürünleri ithalatında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldığını, uluslararası standart sanayi sınıflamasına göre 2010 yılında ithalatının 6.5 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Tuncer, şu noktalara dikkat çekti: "İktidarın hep ihracat rekoru kırmakla övündüğü Uluslararası Standart Ticaret Sınıflamasına göre de ithalat 12.9, ihracat ise 12.7 milyar dolardır. Yani 200 milyon dolarlık açık vardır. Hangi sisteme göre hesaplanırsa hesaplansın; Türkiye artık tarım ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı konumundadır. Üstelik yıllarca uygulanan neoliberal hayvancılık politikaları sonucunu vermiş; Türkiye 2010 yılında canlı hayvan ve et ithalatının yanı sıra kurbanlıklarını da ithal eder hale düşürülmüştür. 2010 yılında canlı hayvan ve et ithalatının Türkiye‘ye maliyeti 600 milyon doları bulmuş; Türkiye kendi besicisinden esirgediği destekleri ithalat parası olarak yabancı ülkelere akıtmıştır. Hububat için ödenen bedel 1 milyar doları, bitkisel yağ ve yağlı tohumlar için ödenen bedel ise 2.5 milyar doları aşmıştır. Tütün için bile 400 milyon dolara yakın ithalat parası ödenmiştir."
Tuncer, Türkiye‘nin tarım ve gıdada ulus-ötesi tekellerin pazarı olmaktan ve ithalat sarmalından kurtulmak için; neoliberal politikalar dayatan tasfiye programları yerine kendi insanının ihtiyaçlarına ve ülkenin özgül ekolojik koşullarına uygun bilim, emek ve üretim odaklı tarım politikalarına geçmek zorunda olduğunu kaydetti. (ANKARA)