TARIM HAFTASI 2010- ATATÜRK ANITINA ÇELENK KOYMA VE BASIN BİLDİRİSİ

TARIM HAFTASI 2010- ATATÜRK ANITINA ÇELENK KOYMA VE BASIN BİLDİRİSİ
İZMİR
11.01.2010

Tarım Haftası Başlangıcında Cumhuriyet Meydanı'nda Atatürk Anıtına çelenk koyduk.

 

Tarım Öğretiminin 164. Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde 10 Ocak 2010 günü Cumhuriyet Meydanında Atatürk Anıtına çelenk koyduk ve 10 Ocak Basın Bildirimizi kamuoyu ile paylaştık. Törene KESK Tarım ORKAM-SEN İzmir Şube Yöneticileri ve meslektaşlarımız katıldılar.

  

BASINA VE KAMUOYUNA

                                                                             10.Ocak 2010

Değerli Basın Emekçileri,

Bugün 10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul Yeşilköy‘de bulunan Ayamama Çiftliği‘nde o zamanki adıyla ‘‘Ziraat Mektebi olarak ve tarih kayıtlarımıza ilk zirai eğitimin yapıldığı okul olarak geçen, tarım öğretimi kurumu ile başlatılan tarım öğretiminin 164. Yılını kutluyoruz. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi devam edecek etkinlikleri ile bu günü Tarım Haftası olarak kutlayacaktır.

1846 yılında Ayamama çiftliğinde başlayan bu eğitim serüveni Halkalı Ziraat Mektebi ile devam etmiş 1933 Yılında açılan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve 1955 yılında açılan E.Ü. Ziraat Fakültemiz ile devam etmiş ve bugün geldiğimiz süreçte mezun veren 23 Fakülte ile devam etmektedir. Bu okullaşma süreci maalesef eğitimde kalitenin düşmesi ve diğer meslek dallarında olduğu emek ucuzlaması ve değersizleşme sürecini getirmiştir.

1954 Yılında kurulmuş olan Ziraat Mühendisleri Odası da mesleki demokratik kitle örgütü niteliğinde bir meslek odası olarak, mesleğin ve meslektaşların yararının kamu yararından ayrılamayacağının bilinciyle Ziraat Mühendisliği Eğitimine bakmış ve sözlerini hep bu yönde üretmiş ve söylemiştir. Bu açıdan baktığımızda tarım öğretimimizde bir savrukluk yaşandığını söylemek zorundayız. Neredeyse her 3 yılda bir eğitim programları değişmekte ve YÖK‘ün üniversiteler üzerindeki baskılarının olumsuz sonuçlarını kendi mesleki eğitimimiz üzerinde de görmekteyiz.

Sevgili dostlarım,

Her kutlama aynı zamanda yaşadığımız toplum ve ülkeye ilişkin değerlendirmelerinde paylaşıldığı zeminler olmuştur ve olmalıdır. Bu açıdan baktığımızda 2009 yılı içerisinde ülkemiz tarımsal, ekonomik siyasal ve toplumsal açıdan önemli dönemeçleri yaşamıştır.

Değerli katılımcılar sevgili dostlar,

Küresel kapitalizmin tarihi krizi sonrasında Sayın Başbakan her ne kadar krizin bizi teğet geçtiğini iddia etse de veriler bunu doğrulamamaktadır. İşsizlik oranları %12 lere dayanmış bu oran üniversite mezunu nitelikli işsizlerde %20-25 ler civarında seyretmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı özel sektörde yüzde 72.5‘ten yüzde 70.4‘e gerilemiştir. İhracat rakamları da bunu desteklemektedir. Ayrıca sokağa çıktığımızda küçük esnaf ve işyerlerinin kepenklerini indirdiğini ve işçi çıkarmaların arttığını görmekteyiz. Ziraat Mühendisleri Olarak hizmet verdiğimiz tarım sektöründe de özellikle küçük çiftçi, ve köylünün alım gücü her gün daha da geriye gitmiştir. Tarımsal üretimin temel girdileri olan enerji, tohum gübre ve zirai ilaçta dışa bağımlı oluşumuz ve IMF, DB  ve DTÖ patentli politikalar nedeniyle tarımsal üretimimiz ulus ötesi şirketlerin baskısı ve yönlendirmesi altındadır.

2007 Yılında 916 milyon dolar, 2008 yılında ise 2,456 milyar dolar tarım ürünleri ithalatı yapılmıştır.

Desteklemeler her yıl Tarım Kanunun hükümete görev olarak yüklediği Bütçenin %1‘inden az olamaz maddesine rağmen %0,4-%0,6 arasında değişmektedir.

Desteklemeler yetersiz olmasının yanında nitelikli olmamakta ve bir amaca hizmet etmemektedir. Son hazırlanan havza bazlı destekleme modeli ise temel olarak üretim planlamasının aracı olacağına inancımız nedeniyle olumlu bakmamıza karşılık içinde birçok sorunu barındırmaktadır. Şu anda destekleme sistemi içersinde olan ürünler temel alınmış ancak desteklemelerin ne şekilde yapılacağı belirtilmemiş olması temel bir eksikliktir. Destekleme sisteminde önemli bir karmaşada üreticinin ürününü ekmeden önce ne desteği alacağını bilememesidir. Bu temel yanlışlığın ortadan kaldırılması gereklidir.

Değerli dostlar,

Yıllardır karşı çıkmamıza rağmen sürdürülen özelleştirmelerin ülke tarımı, ekonomisi ve sosyal yaşamı üzerinde yarattığı olumsuz etkileri her gün artan bir şekilde işsizlik, emek ucuzlaması suçlarda artış, kentlerde sağlıksız gelişme şeklinde yaşıyoruz. Bunun son örneği Tekel özelleştirmeleri sonrasında yaşanan gelişmelerdir.

TEKEL‘in alkollü içkiler bölümü 2004 yılında kasasındaki 348,4 trilyon TL ve 70 milyon YTL değerindeki içkiyle beraber, 292 milyon dolar bedele MEY A.Ş. ye satıldı MEY A.Ş. ise 2 yıl sonra 2006 yılında %92 hissesini 900 milyon dolara Texas Pasifik Company‘e sattı.  İhale öncesinde alkollü içkiler bölümünde 3.631 işçi çalışmaktaydı. Hisse devri sırasında MEY AŞ bünyesine 1.700 işçi geçti. 2009 yılında MEY AŞ bünyesinde çalışan işçi sayısı 323‘e kadar geriledi.

Bu tablo ortada dururken şimdide Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), Türkiye geneline yayılmış 60 Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü‘nün kapatılmasına karar vermiştir. Bu işletmelerde çalışan 12 bin işçiye, 4-C statüsü dayatılmaktadır. Hakkını arayan işçiler de hükümet yetkilileri tarafından yetim hakkı yemekle suçlanabilmektedir. Ortada yenen bir yetim hakkı varsa bunun TEKEL‘in özelleştirilmesi sırasında yaşandığını düşünüyorum. Buradan direniş gösteren, yaşam mücadelesi veren TEKEL işçilerine dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Onurlu mücadelelerini destekliyoruz.

Yılın son günü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nda yapılacak isim değişikliği ve yeniden yapılandırma kanun tasarısı Başbakanlık İnternet sayfasında yerini aldı. Etkin ve verimli çalışan bir bakanlık teşkilatına ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Ancak bu düzenlemenin bu ihtiyaçtan çok AB‘ye uyum amacıyla yapıldığı görülmektedir. Bakanlığın isminden Köy çıkarılmakta gıda eklenmekte ve Müsteşar yardımcılığından il müdür yardımcılarına kadar bütün bakanlık kadroları boşa çıkarılmak bu ise önümüzdeki dönemde olası kadrolaşma endişelerini içinde barındırmaktadır.

Ayrıca çok önemli gördüğümüz diğer bir konu, Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü, Zeytincilik Araştırma Enstitüsü gibi çok değerli araştırma enstitülerimiz ya kapatılmakta ya da işlevsizleştirilmektedir. Bugüne kadar bakanlık çalışanlarından gizlenen bu çalışma takip edeceğimiz önemli konuların başında gelecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Ferdan ÇİFTÇİ

Ziraat Mühendisleri Odası

İzmir Şube Başkanı

(Yönetim Kurulu Adına)

Okunma Sayısı: 972
Fotoğraf Galerisi