TARIM HAFTASI İLK GÜN KUTLAMALARI
Tarım Öğretiminin 165. Yılı Kutlamaları çerçevesinde hazırladığımız Tarım Haftası Etkinliklerimiz Cumhuriyet Meydanı’na Çelenk Koyma Töreni ile başladı
Tarım Öğretiminin 165. Yılı Kutlamaları çerçevesinde hazırladığımız Tarım Haftası Etkinliklerimizde 10 Ocak 2011 Pazartesi Cumhuriyet Meydanı‘na Çelenk koyduk. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile ortak düzenlediğimiz etkinliklerimiz daha sonra EÜ Atatürk Kültür Merkezi Ahmet Adnan SAYGUN Salonu‘nda devam etti.
Atatürk Kültür Merkezi‘nde yaptığımız etkinliklerimiz ZMO Genç Temsilcisi, EÜ Ziraat Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi Nilay ÖZALTACA, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Erhan Vecdi KÜÇÜKERBAŞ, Şube Başkanımız Ferdan ÇİFTÇİ, EÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın OLGUN, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süer ANAÇ, Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay SINDIR ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. S. Sırrı AYDOĞAN tarafından yapılan açılış konuşmaları ile başladı.
Açılış konuşmalarının ardından yapılan plaket töreninde EÜ Ziraat Fakültesi tarafından tarıma katkılarından dolayı, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay SINDIR, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç SOYER, Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim ŞENOL ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU‘na plaket verildi.
Meslekte 50. Yılını dolduran meslektaşlarımıza şubemizce Meslekte 50. Yıl Plaketlerinin verilmesinin ardından Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye Tarımı Başlıklı panel ile etkinliğimiz devam etti. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Canan ABAY‘ın (EÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi) yaptığı panele Şube Başkanımız Ferdan ÇİFTÇİ, Prof. Dr Yaşar UYSAL(DEÜ İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi), Barış KOCAGÖZ (İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı) ve Adnan ÇOBANOĞLU (ÜZÜMSEN Genel Başkanı) konuşmacı olarak katıldı.
Panelin ardından gerçekleştirdiğimiz kokteylin ardından Klasik Türk Müziği Koromuzun Şef Dr. Gülseren MUNGAN yönetiminde verdiği konser ile ilk gün etkinliklerimiz sona erdi.
Şube Başkanımız Ferdan ÇİFTÇİ‘nin açılış konuşması
Sayın Rektörüm, Rektör yardımcım, Sayın Belediye Başkanlarım, Sayın Dekanım dekan yardımcılarım, Sayın Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanım, Fakültemizin çok değerli bölüm başkanları ve öğretim üyeleri sayın hocalarım, çok değerli meslektaşlarım, sevgili öğrenci kardeşlerim, kamu kurumlarımızın değerli müdürleri, sevgili konuklar ve basınımızın değerli temsilcileri Sizleri ZMO İzmir Şubesi 24.Dönem Yönetim Kurulumuz adına dostlukla sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Tarım Öğretiminin başlamasının 165. Yıldönümü kutlama törenlerimize hoş geldiniz, onur verdiniz.
Değerli dostlarım,
Öncelikle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Çalışma arkadaşları başta olmak üzere, Tarım öğretimine, Türkiye Tarımına, TMMOB ve Ziraat Mühendisleri odası örgütlülüğüne emek vermiş yitirdiğimiz tüm değerlerimizi saygıyla ve özlemle anıyorum. Onların açtığı yolda aynı kararlılık ve inançla yürüyeceğiz, halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
Sevgili dostlarım,
Ortada kutlanacak bir tarım eğitimi ve tarım sektörü yok ise de Bugün 10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul Yeşilköy‘de bulunan Ayamama Çiftliği‘nde ‘‘Ziraat Mektebi olarak ve tarih kayıtlarımıza ilk zirai eğitimin yapıldığı okul olarak geçen, tarım öğretimi kurumu ile başlayan tarım eğitimi serüveninin başlangıcını kutlamak için burada toplandık.
1846 yılında Ayamama çiftliğinde başlayan bu eğitim serüveni 1890 yılında açılan Halkalı Ziraat Mektebi ile devam etmiş 1933 Yılında açılan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve 1955 yılında açılan mezunu olmaktan onur duyduğum E.Ü. Ziraat Fakültemiz ile devam etmiş ve bugün geldiğimiz süreçte 27 Fakülte ile devam etmektedir. Bu süreç içerisinde eğitimlerimiz gelişen dünya ve ülke koşullarına göre değişiklik göstermiştir.
Bu gelişmeler olurken 2010 yılının son günlerinde;
İstanbul‘un "2010 Avrupa Kültür Başkenti" unvanı doğrultusunda, kentin binlerce yıllık kültürel mirasına daha da çok önem verilmesi ve sahip çıkılması gerekirken, tarım eğitimi alanında yaşayan bir müze konumundaki Halkalı Ziraat Okulu‘nu yok edecek skandal bir karara imza atılmıştır. Tarihi geçmişi 1890‘lı yıllara uzanan Halkalı Ziraat Okulu, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi olarak kullanılmak üzere, 10 yıllığına İlim Yayma Vakfı‘na kiralanmıştır. Vakfın kurucuları arasında, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ gibi isimler yer almaktadır.
1890‘lı yıllarda kurulan ve ilk mezunlarını 1895 yılında veren, o dönemdeki adıyla Halkalı Ziraat Mekteb-i Alisi, 1930 yılında Halkalı Ziraat Mektebi adını almıştır. 2001-2002 Öğrenim yılından itibaren peyzaj ağırlıklı öğretim yapması uygun görülerek, Zirai Üretim İşletmesi ve Peyzaj Meslek Lisesi adıyla eğitime devam etmiş, ancak 2005 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatılmış ve yerine Halkalı Zirai Üretim İşletmesi Tarımsal Yayım ve Hizmet içi Eğitim Merkezi Müdürlüğü kurulmuştur.
Mezunları arasında baytar ve şair Mehmet Akif Ersoy, Türkiye‘de çay tarımını başlatan Zihni Derin, Tarım Bakanları Tahsin Çoşkan ve Nihat İyriboz, Devlet Bakanı Ali Rıza Erten, Devlet ve Milli Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu, İçişleri Bakanı Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu gibi birçok ünlü kişi olan Halkalı Ziraat Okulu, bir asırlık hizmetleriyle tarım sektörünün gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. Ancak bugün tarihi işlevi göz ardı edilerek yok edilmek istenmektir.
Hükümetin bir taraftan 2011 yılını Mehmet Akif Yılı ilan ederken bir taraftan da şairin mezun olduğu okulun yok edilmesini anlamak olası değildir.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, siyasi çevreleri Tarım eğitiminde bir çınar niteliğinde olan Halkalı Ziraat Okulu‘nun, vakıf üniversitesine dönüştürülerek yok edilmesi konusunda duyarlı davranmaya çağırmaktadır. Yapılan tahsis işlemi iptal edilmeli ve Halkalı Ziraat Okulu‘nun misyonuna uygun şekilde bir müzeye çevrilerek korunması ve hatta tarım eğitimi için önemli bir merkez olacak şekilde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Sevgili dostlarım,
Son yıllarda olduğu gibi 2010 yılı içerisinde de ülkemiz tarımsal, ekonomik siyasal ve toplumsal açıdan önemli dönemeçleri yaşamıştır.
Öncelikle tarımsal açıdan baktığımızda 2010 yılına damgasını vuran olay et fiyatlarındaki artış ve buna bağlı gelişen hayvancılıktaki ithalat oldu. Et fiyatındaki artışı ithalatla kontrol etmeye, hayvancılığı ithalatla terbiye etmeye karar veren hükümet, önce kasaplık canlı sığır ithalatına izin verdi. Sonra sırasıyla besilik hayvan, damızlık, koyun, kuzu ve nihayet karkas et va kurbanlık hayvan ithalatına kapılar açıldı. Canlı hayvan ithalatında yüzde 135, karkas et ithalatında yüzde 225 olan gümrük vergileri Et ve Balık Kurumu‘nun açtığı ihaleler için sıfırlandı. Ancak bizimde uyardığımız gibi ithalata dayalı bu uygulama hayvancılığımızda çöküş sürecini başlattı. İthalata dayalı politikalardan vazgeçilmediği takdirde hayvancılığımızdaki çöküş hızlanarak devam edecek hayvancılığa verilen sıfır faizli kredilerde ithalata dayalı hayvancılığa gittiği için bu çöküşü engelleyemeyecektir.
Yıl içerisinde gündem oluşturan diğer gelişmeler, Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) Biyogüvenlik yasası, Domates güvesi (Tuta Absoluta), 5996 Sayılı Veterinerlik Bitki Sağlığı Gıda ve Yasasının çıkarılması olarak öne çıktı. Çiğ süt üreticileri ilk kez süt satmayarak süt fiyatlarının düşmesini engellediler.
Genetiği değiştirilmiş organizmalar ve biyogüvenlik ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda GDO‘ların ülkemize girişi yasallaştı. Ülkemize girişine izin verilen 32 adet GDO‘lu genin nerelerde kullanıldığına ilişkin bir bilgiye de sahip olamadık.
Avrupa birliğine verilen sözler doğrultusunda 13 Haziran 2010 tarihinde çıkartılan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Yasası ile, küçük işletme olarak sınıflandırılan ve gıda üreten işletmelerin %85‘ini oluşturan işletmelerde sorumlu yöneticiliği kaldırıldı. Bu uygulama ile 7500‘ü Ziraat Mühendisi olmak üzere toplam 20000 Ziraat, Gıda ve Kimya Mühendisi işsiz kalırken halkın gıda güvenliği tehlikeye atıldı. Yasa 13 Aralık 2010 tarihinde tamamıyla yürürlüğe girerken henüz çıkarılması gereken uygulamaya esas yönetmeliklerin çıkarılmamış olması bir belirsizlik, karmaşa ve güvensizlik ortamının oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Tuta kelebeğinin verdiği zararlar ile üretim yarı yarıya azalmış ve domates fiyatları 10 liralara yükselmiştir. Zararlı ile mücadele için gerekli olan desteklemeler yetersiz kalmıştır.
2010 yılında bölgemiz için sevindirici bir gelişme dünyadaki gelişmelere paralel olarak Pamuk üretimine kısmi bir dönüşün olmasıdır. Bu geri dönüşün sürekli olması için gereken önlemler alınmalı ithalat politikalarından vazgeçilmelidir. Kimse bu kısmi geri dönüşü bir başarı öyküsü gibi anlatmamalıdır.
2010 Yılında yaşadığımız önemli bir gelişme de Anayasa Referandumu idi. 12 Eylül Anayasasının çöplüğe atılacağı, 12 Eylül‘le hesaplaşılacağı, özgürlüklerin geliştirileceği iddiasıyla mevcut iktidar tarafından hazırlanan Anayasa değişiklikleri 12 Eylül‘de yapılan referandumda % 58 evet oyuyla kabul edildi. Bizler de bu ülkede yaşayan yurttaşlar olarak bunun sonuçlarını üniversite öğrencilerimize işçilerimize uygulanan ileri demokrasi uygulamaları ile, yaşayarak gördük. Yumurtadan örgütlü suç çıkaran, biber gazlı, tazyikli sulu, tekmeli, coplu ileri demokrasi uygulamalarının bize ağır geldiğini söylemeliyim. Umarım 2011 yılında bu tür uygulamalar son bulur, yapılacak seçimler gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamını sağlayacak bir iktidar yapısının oluşmasını sağlar.
Değerli dostlar 2011 yılı seçim yılı olması nedeniyle buradan size ‘‘İzmir Tarım Grubu‘‘ tarafından İzmir‘den başlatılmış olan ‘‘Tarım Temsilcileri Parlamentoya‘‘ kampanyasını duyuruyor ve desteklerinizi beklediğimizi ifade etmek istiyorum. İzmir Tarım Grubu olarak bir tarım ülkesi olan ülkemizde tarımın TBMM‘de yeterince temsil edilmediğinden hareketle Meclisteki 550 milletvekilinin 100‘ünün İzmir‘den seçilecek 26 milletvekilinin ise en az 10‘unun öncelikle çiftçilerden, olmak üzere tarım temsilcilerinden oluşturulması gerektiğini söylüyoruz. Seçime katılacak siyasi partilerimizin aday listelerini buna uygun şekilde oluşturma yönünde irade göstermesini bekliyoruz.
Değerli katılımcılar sevgili dostlar,
Sözlerime son vermeden 10 Ocak gününün aynı zamanda dünya çalışan gazeteciler günü olması nedeniyle değerli basın emekçilerimizin gününü kutluyor, siyasi ve ekonomik baskılardan uzak özgür bir çalışma ortamı diliyorum. Güzel Türkiyem‘de hırsızlar katiller dışarıda elini kolunu sallayarak gezerken, gazetecilerin tutukluluğunu kabullenmediğimi, tutuklu gazetecilerimizin 2011 yılında özgürlüklerine kavuşması dileğimi de ifade etmek istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle Tarım Öğretiminin 165. Yılını kutluyor iki gün sürecek etkinliklerimizde bizlerle birlikte olmanızı, 2011 Yılının Türk çiftçisi, köylüsü, Tarım Sektörüne hizmet eden mesleğimiz ve meslektaşlarımız, Peyzaj Mimarı dostlarımız ve emeğiyle geçinen tüm kesimler için yararlı sonuçlar doğurmasını, güzel ülkemizde dostça kardeşçe, birlik ve beraberlik içinde yaşayacağımız güzel günler getirmesini diliyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum.
10 Ocak 2011/İZMİR
Ferdan ÇİFTÇİ
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı