TARIM, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN EN TEHLİKELİ SEKTÖRLERDENDİR
BASINA VE KAMUOYUNA
TARIM, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN EN TEHLİKELİ SEKTÖRLERDENDİR
İş/İşçi Sağlığı ve Güvenliği kavramı son yıllarda iş yaşamının en önemli kavramlarından birisi haline gelmiştir. Bu İşverenlerin genellikle iş gücü kaybı üzerinden önemsediği bir konu olmasına karşılık bizim için işçi sağlığı bir insan hakkıdır. Her bireyin sağlıklı çalışma, yaşama en temel hakkıdır. O nedenle mevzuatlarda öyle geçse de bizim için iş sağlığı değil, işçi sağlığı daha doğru bir ifadedir. Dünya Sağlık Örgütü tanımına göre sağlık; fiziksel, ruhsal ve sosyal açılardan tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Sağlık tanımından yola çıkarak baktığımızda ise iş sağlığı kavramı işçinin çalıştığı işinde fiziksel, ruhsal ve sosyal açılardan tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımda bize iş sağlığı yerine işçi sağlığı deyiminin daha doğru olduğunu göstermektedir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine ilişkin olarak 30.06.2012 Tarih ve 28339 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile bu alan düzenlenmiştir. Kanunun çıktığı günden bugüne ne yazık ki ölümlü, yaralanmalı iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından önemli bir değişiklik olmamış ve işverenlerin talebiyle uygulamalarda kapsam dışına çıkarmalar yaşanmıştır.
İş kazaları dediğimizde de genellikle maden, inşaat ve makinalı üretim yapan işyerleri akla gelmekte ve mevzuat ta buna göre düzenlenmekte istatistikler de bunlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Oysa Tarım sektörü en tehlikeli sektörler arasındadır. Sektör de kısmi süreli çalışmanın yoğun olması, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından çok geniş aralıklı riskleri bir arada barındırması, geçici mevsimlik işçiliğin, çocuk işçiliğin olması ve kayıt dışı sosyal güvenliği olmadan çalışmanın yaygın olması nedeniyle riskler artmaktadır. Kayıt dışılık nedeniyle de tarımda yaşanan iş kazaları ve hastalıklarla ilgili verilere ulaşmak oldukça zordur bu nedenle resmi verilerde tarım iş kolu çok görünür değildir.
Tarımla ilgili işçi sağlığı ve iş güvenliği ancak ölümlü trafik kazları ve trajik kazalar dışında pek gündeme gelmez ne yazık ki.
2011 Yılında örgütlenen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerinde ise bu çok net bir şekilde görünür. Meclisin verilerine göre Tarım İş Kolu Nisan 2018 de 52 İş cinayeti %30 oran, 56 İş cinayeti %34 oran, Haziran’da 42 iş cinayeti %28 oran ile hep ilk sırada yer almıştır. Bu iş cinayetleri yanında, bildirimi yapılmayan iş kazaları, hastalıklarla birlikte tarım işkolu işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en tehlikeli sektördür.
Bitkisel üretim, hayvansal üretim, su ürünleri ve balıkçılık gibi farklı sektörlerin tarımsal faaliyet içerisinde yer alması; üretim biçimleri, kullanılan alet ekipman, kimyasallar açık arazi ve kapalı ortam koşulları bu riskler ve alınacak önlemler konusunda çok geniş bir çerçeveyi barındırmaktadır.
Bunu daha görünür hale getirmek için tarım iş kolundaki riskleri şu şekilde sıralayabiliriz: Bulaşıcı hastalıklar (Enfeksiyon ve paraziter hastalıklar)Brusellozis, leishmaniazis, sıtma, tetanos….
Tarım makine ve aletleri
Pestisitler (Zirai İlaçlar)
Allerjik maddeler (toz, bitkiler…)
Güneş ışınları
Sıcak stresi
Ergonomik tehlikeler (Duruş pozisyonu, ağır taşıma, tekrar eden işler…)
Böcek, yılan, akrep sokmaları….
Mevsimlik İşçilerin barınma ve yaşam koşulları.
İşçilerin Sağlıksız koşullarda taşınmaları, Karayolu ve arazi yollarında yaşan trafik kazaları
Boğulmalar vb. sıralanabilir.
Tüm bu riskler sonucunda çalışanlar ölümlü kazalar, kimyasal zehirlenmeler, böcek ve yılan sokması sonucu zehirlenmeler, alerjik hastalıklar, enfeksiyon ve zoonoz hastalıklarla karşı karşıya kalaktadır. TraktörlerÖnemli oranda sosyal güvenlik kapsamı dışında oldukları içinde tedavilerini yaptıramamaktadırlar.
Tabi ki bura da ne yapılmalı sorusu yanıtlanmalıdır.
Tarım işletmelerinde sağlıklı yaşam alanı oluşturulmalı (tarlada belli mesafelerde arazi tipi lavabo ve tuvalet, el yıkama düzenekleri vb). Özellikle naylon çadırlar i sağlıksız koşullarda yaşayan, çocukların okul sorunu, sağlık sorunları gibi birçok sorunu olan ve ilimizde de Pamuk, Mısır, Domates gibi ürünlere yoğun olarak çalışan “Mevsimlik Tarım İşçileri”nin sorunları çözülmelidir. Gezici sağlık ekipleri kurulmalı bu amaçla yasal düzenlemeler hazırlanmalıdır, Tarım nüfusunun yoğun olduğu bölge, köy ve ilçelerde başta pestisit olmak üzere örgün ve yaygın sağlık eğitimi programları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Tarım alet ve makinalarının bakımları ve kontrolleri yapılmalı, koruyucu donanım kullanılmalıdır. Tkimyasalları dikkatli kullanılmalı, tarım işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerinden geçirilmelidir. Rutin periyodik muayenelerin yapılması kontrol edilmeli göz, işitme, solunum, ekg, tam kan tahlili gibi kontrollere kandaki pestisit miktarını ölçmek için Eritrosit (RBC) kolinesteraz (asetilkloinesteraz) testi kontrolü bir mevzuat düzenlemesi zorunlu hale getirilmeli. Çünkü yılların birikimiyle pestistler kanser ve diğer bazı hastalıklara neden olabilmektedir.
Eğitimler kamu tarafından ve yaygın olarak yapılmalı 6331 sayılı yasaya göre denetimler yapılmalı ve tabi ki en önemlisi tüm çalışanlar sosyal güvenlik kapsamına alınmalı, tarım sektörünün içinde bulunduğu durum göz önüne alınarak sosyal güvenlik devlet tarafından desteklenmelidir.
Aslında temel olarak Tarımda İşsağlığı ve Güvenliğine İlişkin 184 Sayılı İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmesine imza atılmalı ve uygulanmalı. Yine İLO’nun 192 sayılı tavsiye kararına uyulmalıdır.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarımsal üretimin yoğun olarak yapıldığı bir dönemde bu uyarıları yapmayı bir görev bilmiştir. Herkes tarımı gıdayı konuşuyor ama üretim koşulları ve sektörde yaşananlara gözünü kapatıyor. Gelin bu haksızlığı önleyelim diyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
İzmir Şubesi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalışma Grubu