TARIM ÖĞRETİMİNİN 165. YILINI KUTLADIK

TARIM ÖĞRETİMİNİN 165. YILINI KUTLADIK
VAN
19.01.2011

Tarım Öğretiminin 165. Yılı kutlamalarına Şube Yönetim Kurulumuz ve meslektaşlarımız katıldı.

 

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Prof. Dr. Cengiz ANDİÇ Kültür Merkezinde 12 Ocak 2011 tarihinde  düzenlenen Tarım Öğretiminin 165. Yılı kutlamalarına Şube Yönetim Kurulumuz ve meslektaşlarımız katıldı. Şube II. Başkanımız Şahin KARAKOYUN toplantıda yaptığı konuşmada, şu görüşleri dile getirdi:

"Ülkemizde Tarımsal Öğretimin Başlamasının 165. Yılı kutlamalarına teşriflerinizden dolayı, sizleri TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Van Şubesi adına saygıyla selamlıyorum. 1846 yılında İstanbul Ayamama Çiftliğinde "Ziraat Mektebi Ailesi" adıyla başlayan tarımsal öğretimin bugün, 165. Onur Yılı‘nı kutluyoruz. Bilindiği gibi, düzenli tarıma geçiş, insanlık tarihinin en önemli aşamalarından biri olarak kabul edilmektedir. Tarımla birlikte doğal kaynaklar planlı bir şekilde yönetim altına alınmış ve gıda üretiminde büyük gelişmeler olmuştur. Ancak geçmişten günümüze üretimin adaletsiz paylaşımından dolayı insanlığa yeterli ve güvenli gıda bulma sorunu hep var olmuş ve bu sorun tarım eğitiminin bilimsel metotlarla uygulamalı olarak işlenmesini gündeme getirmiştir. Ülkemiz, tarımsal potansiyelinden dolayı Ziraat Fakülteleri sayesinde Ziraat Mühendislerini 1970‘li yıllara kadar en prestijli meslek konumuna sahip kılmıştır. Meslektaşlarımız aldıkları bu eğitim sayesinde köylerde gölet yapımı, sulama, toprak etütleri, yeni bitki türlerinin bölgelere adaptasyon çalışmaları, ıslah çalışmaları, gübreleme çalışmaları gibi konularda köylülere öncülük etmişlerdir. Maalesef son yıllarda Ziraat Mühendisleri hak ettikleri değeri görememelerinden dolayı, tarımsal üretimde kalite düşmüş, gerileme yaşanmıştır. Tabi ki bu durumun ortaya çıkmasındaki en büyük faktör ülkemizin tarım politikalarında yaşanan olumsuzluklardır.

Dünyada ve ülkemizde yaşanan tarımsal üretim ve üretilenlerin dağılımındaki adil paylaşım sorunlarından dolayı, ülkemizde milyonlarca ve dünyada ise bir milyara yakın sayıda insan açlık sınırında yaşamaktadır. Konumuz itibarı ile tarımın eğitim ve öğretimini iyi düzenleyen, gerçek ihtiyaçlara yanıt verebilecek bir tarım politikası güden ülkelerde bu sorunlar minimal düzeye indirgenmiştir. Ülkemizdeki duruma baktığımızda, kırmızı et başta olmak üzere, buğday ve mercimekten tutalım ayçiçeğine kadar, ithal etmediğimiz tarımsal ürün neredeyse kalmamıştır. Özellikle bölgemiz hayvancılık bölgesi olarak bilinmesine rağmen yaşanan köy boşaltmalarından dolayı adeta hayvancılık dibe vurmuş durumdadır. Öte yandan İMF programlarına bağlı olarak çıkarılan yasalarla tütün ve şeker pancarı ekim alanları sınırlandırılmış, dışarıdan şeker ithal etme yoluna gidilmiştir. Uygulanan özelleştirme politikaları sonucu, bölgemizde bulunan Erciş ve Muş Şeker Fabrikaları da elden çıkarılmak istenmektedir. 2010 yılında, yükselen et fiyatları gerekçe gösterilerek, et ithalatı gibi yanlış kararlar nedeni ile hayvancılık sektöründeki kriz daha da derinleştirilmiştir. Et Balık Kurumu‘nun yaptığı tüm ihaleler ve özel sektöre de ithalat yetkisi vermesine rağmen et fiyatlarında düşüş sağlanamamıştır. Et fiyatlarında düşüş sağlanamamasına karşın, Bakanlar Kurulu kararı ile Et Balık Kurumuna verilmiş olan sıfır gümrük ile yüz bin ton et ithalat yetkisinin süresi 2010 yılı sonunda bitmiş, ancak bu süre 31 Aralık 2011 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. Çözümün ithalat olmadığı artık net olarak anlaşılmıştır. Et ithalatına olanak veren tüm kararlar yeniden gözden geçirilmeli ve hayvancılık sektörü doğru ve kararlı politikalarla yeniden ele alınmalıdır. Hayvancılık konusunda ilimizin ve bölgemizin avantajları ve dezavantajları dikkate alınarak politikalar geliştirilmelidir.

Son dönemde, çıkarılan kimi düzenlemeler, halk sağlığı ve kamu yararını ciddi biçimde ihlal etmekte, üyelerimizin istihdam koşullarını daha da güçleştirmektedir. Yürürlüğe giren Veterinerlik, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, 15.000 Gıda- Kimya - Ziraat Mühendisinin sorumlu yöneticilik çalışma alanını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Bu durum hem binlerce üyemizin işini kaybetmesine neden olmuş, hem de halk ve tüketici sağlığını çok önemli ve yeni risklerle karşı karşıya bırakmıştır. Küçük işletmelerde sorumlu yöneticiliğin kaldırılmasının halk sağlığı açısından büyük riskler yarattığı aşikârdır. Bu konuda gerekli çalışmalar yapılıp bir an önce sonuçlandırılarak sorun ortadan kaldırılmalıdır.

Kurulan Tarım Danışmanlığı sistemi, hiçbir tarımsal destekleme sistemi ile entegre edilmediği için, arzu edilen gelişmeyi gösterememektedir. Bakanlığın orta ve büyük işletmelere yılda 500 TL Tarım Danışmanlığı desteği ödeme kararı, üzülerek ifade etmek gerekir ki ilimiz ve birçok il için uygulanamamaktadır. Bu çerçevede, doğrudan Tarım Danışmanlarına yönelik etkin bir desteğin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Oda‘larımızın tüm ısrarlı taleplerine rağmen, orta ve büyük ölçekli işletmeler için Tarım ve Hayvancılık ile ilgili projelerde mühendis istihdamının zorunlu kılınması sağlanmamıştır. Bu durum uygulanan projelerde verim ve kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Öte yandan, ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan istihdam sorununun da büyümesine neden olmaktadır.

Son yıllarda özellikle hayvancılık alanında ciddi projeler sürdürülmektedir. Fakat hazırlanan projelerde Ziraat Mühendisi imzası ve Oda onayı aranmadığından, tarımla ilgisi bulunmayan kişilerin yaptıkları yanlış ve yetersiz projeler; hem kıt kaynakların heba edilmesiyle sonuçlanmakta, hem de üyelerimizin haklarının gasp edilmesine neden olmaktadır.

Bilindiği üzere, ülkemizde Ziraat Fakültelerinden mezun olan on binlerce işsiz meslektaşımız bulunmaktadır. Meslektaşlarımızın iş imkânlarına kavuşması için, gerek kamunun ihtiyacı olan alımların bir an önce yapılması ve gerekse de özel sektörde iş imkânları bulmalarının önünü açacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Tarım ve Köyişleri Bakanı‘nın, "2011 yılında 4.500 personel alacakları ve toplam Tarım Danışmanı sayısını 10 bine çıkaracaklarına" yönelik söylemleri, tarafımızca gayet olumlu karşılanmıştır.  Bu alımların meslektaşlarımız arasında büyük beklenti yaratması nedeniyle bir an önce yapılmasını temenni ediyoruz.

Bakanlıkta TARGEL Projesi kapsamında 4-b statüsünde çalışan meslektaşlarımızın barınma - ulaşım - görev ve yetki sorunları devam etmektedir. Bakanlıkla yaptığımız görüşmelerden sonuç alınmaması neticesinde, meslektaşlarımızın anayasal haklarının korunması amacıyla mahkeme süreci başlatılmış ve bu sürecin sonuçlanması beklenmektedir.

Sonuç olarak, bir sonraki Tarımsal Öğretimin yıldönümünde tüm bu sorunların giderileceğine olan inancımızla tüm katılımcıları saygıyla selamlıyor, dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Ziraat Mühendisleri Odası Van Şubesi Adına

Şahin KARAKOYUN

Okunma Sayısı: 1120
Fotoğraf Galerisi