12.01.2008 tarihli Yeni Adana gazetesi haberidir. 

ZMO Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, 162 yıllık tarım öğretiminin kendileri için haklı bir gurur kaynağı olduğunu belirtti

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Ayhan Barut, her yıl 10 Ocak‘ın Ziraat Fakülteleri ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından güzel bir gelenek olarak kutlandığını bildirdi. Barut,"Fakültelerimiz tarımsal iş dünyası ile işbirliğini geliştirerek eğitim ve araştırma için ihtiyaç duyduğu kaynakları çeşitlendirmeli, yalnızca kamu kaynaklarına bağımlı olmaktan kurtulmalıdır" dedi. Barut, bağımlı politikalar nedeniyle 2007 yılında tarım sektörünün ağır bir yara aldığını vurguladı.

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Ayhan Barut, her yıl 10 Ocak‘ın Ziraat Fakülteleri ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından güzel bir gelenek olarak kutlandığını bildirdi. Barut, ÇÜ‘de Tarım Öğretiminin 162. yılı nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada öğretimde 162 yıllık köklü bir geçmişin kendileri için haklı bir gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Son yıllarda sektörde yaşanan istihdam sorununun ziraat fakültelerinin öğretim programlarını günün koşullarına uydurmayı zorunlu kıldığını belirten ve odanın bu konuda oldukça duyarlı olduğunu kaydeden Barut, "Bu çabaların sancılı bir şekilde yürüdüğü bir gerçektir. Gerçekte tarımsal üretim doğası gereği biyoloji, fizik, kimya, yer bilimleri gibi temel bilimle ilişkili olması tarımsal eğitimi zor ve karmaşık bir hale getirmektedir. Tarımsal öğretimin bu kendine özgü yapısından kaynaklanan sorunlara ek olarak tarımsal öğretim ile ilgili sorunların bir bölümü de ülkemiz yüksek öğretiminin genel sorunları ile yakından ilgilidir" dedi.

Toplumda yalnızca ziraat fakültelerinden değil, tüm yüksek öğretim kurumlarından yurt ve dünya sorunlarına duyarlı, girişim yeteneği gelişmiş, sorun çözebilen, yaratıcı bireyler, iyi insan, iyi yurttaşlar yetiştirmesininin beklendiğini vurgulayan Barut, şöyle konuştu:

"Fakültelerimiz tarımsal iş dünyası ile işbirliğini geliştirerek eğitim ve araştırma için ihtiyaç duyduğu kaynakları çeşitlendirmeli, yalnızca kamu kaynaklarına bağımlı olmaktan kurtulmalıdır. Bu yalnızca kaynak bulmak için gerekli değil aynı zamanda eğitim programlarını güncelleştirmek, pratik hayatın gereksinim duyduğu eleman tipini belirlemek için de gereklidir. 2007 yılı tarım sektörü açısından son yıllarda yaşanan yakınılan sorunların giderek ağırlaştığı, kronikleştiği bir yıl oldu. Son 20-25 yıldır küreselleşmenin ekonomik politika merkezleri olan IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların dayatmaları ile şekillenen bağımlı politikalar 2007 yılında da kararlılıkla sürdürülmüş, bunun sonucunda ağır yara alan bir tarım sektörü yaratılmıştır."

Uzun yıllardır süren ve son yıllarda da artan başarısız tarım politikaları nedeni ile tarımsal üretimin gerilediğini, kırsal kesimde ciddi sosyal çözülmeler yaşandığını belirten Barut, "1.5 milyon kişi tarımsal istihdamdan kopmuştur. Bunun en önemli nedeni olarak, ürün fiyatları ile girdi fiyatları arasındaki fiyat paritesinin ürün fiyatları aleyhine gelişmesi sonucu küçük aile tarımının sürdürülebileceği bir gelirin elde edilememesi ileri sürülebilir" dedi.

Barut, 2007 yılında tarımsal üretimdeki gerilemelerin büyük ölçüde yaşanan kuraklık ile açıklanmaya çalışıldığını, ancak kuraklığın önemli bir dışsal faktör olmakla birlikte tek açıklayıcı faktör olmadığını ileri sürdü. Barut, üretimdeki gerilemelerde yapısal sorunların kronikleşmesinin önemli bir faktör olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Tarımsal üretim ve çiftçi gelirlerinin artırılmasında önemli bir araç olan sulama yatırımlarında geçmiş yıllarda olduğu gibi 2007 yılında da kayda değer bir gelişme yaşanmadığını belirten Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaklaşık 4.5 milyon hektar tarım alanı suya kavuşmayı beklemektedir. Cumhuriyet döneminin en büyük projesi olarak sunulan ve 2005 yılında tümüyle bitirilmesi planlanmış olan GAP‘ta sulama yatırımlarının gerçekleşme oranı bugün yüzde 13 dolayındadır."